İnme

Karotis (şah damarı) stentlemesi, genellikle aşağıdaki durumlarda yapılır: 1. İnme geçirmiş hastalarda: Şah damarındaki daralma oranı %50'den fazla ise ve hastada inme semptomları mevcutsa stent takılması gerekebilir. 2. İnme geçirmemiş hastalarda: Şah damarındaki darlık oranı %70'ten fazla ise, gelecekte inme riskini önlemek için stent tedavisi düşünülebilir. Diğer stentleme endikasyonları: - Karotis arter hastalığı; - Yüksek riskli karotis cerrahisi adayları. Stent takılması kararı, hastanın genel sağlık durumu, yaşı, ek hastalıkları ve yaşam beklentisi gibi faktörlere bağlı olarak, uzman bir hekim tarafından verilir.

Boyun damarlarında plak bulunması, tıbbi olarak karotis arter hastalığı olarak adlandırılır ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Olası sonuçlar: - Kan akışının azalması: Plaklar nedeniyle damarların daralması, beyne giden kan akışının azalmasına neden olur. - Pıhtı atma riski: Plakların üstü zamanla kan pıhtısı ile kaplanabilir ve bu pıhtıların beyne gitmesi durumunda inme veya felç meydana gelebilir. - Damar tıkanıklığı: Plaklar yeterince büyüdüğünde damarın tamamen tıkanmasına neden olabilir. Tedavi seçenekleri arasında yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi ve gerekli durumlarda cerrahi müdahale yer alır. Herhangi bir belirti durumunda, derhal bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

İnme ameliyatı, diğer cerrahi işlemler gibi belirli riskler taşır. Bu riskler arasında: Enfeksiyon: Kesi yerinde veya skrotumda enfeksiyon riski vardır. Kanama: Ameliyat sırasında veya sonrasında kanama riski bulunur. Anesteziye bağlı komplikasyonlar: Ameliyat sırasında kullanılan anesteziye bağlı olarak solunum sorunları veya alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Kalp ritmi bozuklukları: Ameliyat sonrası dönemde kalp ritmi bozuklukları sıkça görülen bir komplikasyondur. Böbrek yetmezliği: Özellikle uzun süren ve karmaşık ameliyatlar sonrasında böbrek yetmezliği görülebilir. Ameliyatın riski, hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve ameliyatın türüne bağlı olarak değişir.

İnmenin en önemli belirtisi, ani yüz, kol veya bacakta güçsüzlük veya uyuşmadır. Diğer önemli inme belirtileri şunlardır: - Konuşma ve anlamada güçlük; - Ani görme problemleri; - Sebepsiz yere başlayan şiddetli baş ağrısı; - Yürüme ve denge bozukluğu. İnme belirtilerini fark ettiğinizde vakit kaybetmeden 112'yi aramanız gerekmektedir.

İnmeye neden olan risk faktörleri şunlardır: 1. Yüksek Tansiyon: Kan damarlarına sürekli yüksek basınç uygulanması, damar duvarlarının zayıflamasına ve tıkanmasına yol açabilir. 2. Yüksek Kolesterol: Kolesterol, kan damarlarını daraltarak kan akışını engelleyebilir. 3. Sigara Kullanımı: Sigara, kan damarlarının iç yüzeyine zarar verir ve damar tıkanıklıklarına yol açar. 4. Diabetes Mellitus (Şeker Hastalığı): Kan damarlarında hasara yol açabilir ve kan akışını bozabilir. 5. Fiziksel Aktivite Eksikliği: Düzenli egzersiz yapmamak, obeziteye ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir. 6. Aşırı Alkol Kullanımı: Kan basıncı düzeylerini ve inme riskini artırabilir. 7. Genetik ve Yaş: Genetik faktörler ve ileri yaş, inme riskini artırır. Bu risk faktörlerinin kontrolü, inme riskini azaltmak için önemlidir.

Previta iki ana amaçla kullanılır: 1. Trombotik inme riskini azaltmak: Previta, daha önce inme geçirmiş hastalarda veya inme öncüleri olan hastalarda ölümcül veya ölümcül olmayan trombotik inme riskini azaltmak için kullanılır. 2. Koroner stent implantasyonu sonrası tedavi: Aspirin ile birlikte, başarılı koroner stent implantasyonu sonrası subakut stent trombozu insidansını azaltmak için kullanılır. Önemli yan etkiler arasında nötropeni, aplastik anemi, trombotik trombositopenik purpura ve kanama komplikasyonları bulunur. Kullanım öncesi mutlaka bir doktora danışılmalıdır.

Beyindeki kılcal damarların tıkanması, iskemik inme olarak adlandırılan ciddi bir sağlık sorununa yol açabilir. Belirtileri arasında ani ve şiddetli baş ağrısı, vücudun bir tarafında güçsüzlük veya felç, konuşma ve anlama zorlukları, görme kaybı veya çift görme, denge ve koordinasyon sorunları, bilinç kaybı veya bayılma yer alır. Tedavi yöntemleri, ilaç tedavisi, cerrahi müdahale ve yaşam tarzı değişikliklerini içerebilir. Bu tür belirtiler yaşandığında derhal bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Evet, "inme" ve "strok" aynı şeyi ifade eder. İnme, beyin için hayatını kurtaran kan akımının kesilmesi veya azalması sonucu oluşan bir sağlık sorunudur.

NQ skoru olarak belirtilen bir değer bulunmamaktadır. Ancak, NIHSS (Ulusal Sağlık İnme Ölçeği) gibi benzer skorlama sistemleri mevcuttur. NIHSS skorunda, 0 skoru inmenin olmadığını, 1-4 skoru küçük inmeyi, 5-15 skoru orta inmeyi, 15-20 skoru orta/şiddetli inmeyi ve 21-42 skoru ise şiddetli inmeyi ifade eder.

İnmeye bağlı yüz felci, beyindeki damar tıkanıklıkları veya kanamalar sonucu yüz sinirlerinin çalışmasını bozmasıyla ortaya çıkar. Belirtileri arasında şunlar yer alır: - Yüz kaslarında zayıflık veya hareket kaybı: Yüzün bir tarafında mimik kaslarının işlevini yitirmesi. - Asimetrik yüz görünümü: Yüzün bir tarafında sarkma veya şekil bozukluğu. - Göz kapağının tam olarak kapatılamaması: Gözün açık kalması ve göz kuruluğunun artması. - Ağız köşesinin sarkması: Gülümseme veya konuşma sırasında ağzın bir tarafının hareket edememesi. - Baş dönmesi, bilinç kaybı ve vücudun diğer bölgelerinde güçsüzlük gibi ek belirtiler de görülebilir. Tedavisi, inmenin tedavi edilmesiyle başlar.

Geçici iskemik ataklar (GİA), genellikle inmenin habercisi olabilir. GİA geçiren kişiler, inme geçirme açısından yüksek riske sahiptirler ve bu risk, GİA'yı takip eden gün ve haftalarda daha da artar.

Evet, GATA (Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi) inme tedavisi yapmaktadır. GATA, fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri kapsamında inme hastalarına yönelik çeşitli tedavi yöntemleri uygulamaktadır.

İnme anatomisi, beyne giden kan akışının kesilmesi sonucu beyin hücrelerinin oksijenden yoksun kalarak ölmeye başlamasıyla ortaya çıkan tıbbi durumu ifade eder. İnmenin iki ana türü vardır: 1. İskemik İnme: Beyne kan sağlayan damarlardan birinin içinde oluşan kan pıhtısı nedeniyle meydana gelir. 2. Hemorajik İnme: Beyinde zayıflamış bir kan damarının yırtılması sonucu ortaya çıkar ve bu yırtılmaların sorumlusu genellikle ani tansiyon yükselmeleridir. İnmenin belirtileri arasında vücudun bir tarafında hareket edememe veya hissedememe, anlama sorunları veya konuşmada zorluklar, baş dönmesi veya bir tarafta görme kaybı yer alabilir.

Bobath yöntemi, aşağıdaki nörolojik hastalıklarda kullanılır: Serebral Palsi (CP). İnme (Felç). Beyin Hasarı. Nörolojik Gelişimsel Bozukluklar. Diğer Nöromüsküler Bozukluklar.

İnme riski, yaş ilerledikçe artar ve 50 yaşından sonra her 10 yılda bir ikiye katlanır. Dolayısıyla, kesin bir başlangıç yılı vermek mümkün değildir. Diğer risk faktörleri arasında hipertansiyon, diyabet, kalp hastalıkları, obezite ve hareketsiz yaşam tarzı da bulunur. Bu faktörlerin yönetimi, inme riskini azaltmada önemlidir.

İskemik ve hemorajik inme arasındaki fark, beyne giden kan akışının kesilme veya kanama şekline bağlıdır. İskemik inme, beynin kan damarlarının pıhtı veya tıkanıklıkla bloke olması sonucu gerçekleşir. Hemorajik inme ise beyindeki bir kan damarı kan sızdırdığında ya da yırtıldığında meydana gelir.

Kadir İnanır, beyninde pıhtı atması sonucu inme geçirdiği ve tedavisinin iyi gitmesi nedeniyle fizik tedavi görmektedir.

İnmeden kurtulan hastaların iyileşme süresi, hastalığın türü, ciddiyeti, hastanın yaşı ve genel sağlık durumu gibi birçok faktöre bağlıdır. Genel olarak, inme sonrası iyileşme süreci şu şekilde gerçekleşir: 1. İlk Dönem: Felç sonrası ilk birkaç gün ile sınırlıdır, hastalar genellikle yaşamsal fonksiyonlarını stabilize etmek için hastanede kalırlar. 2. Rehabilitasyon Dönemi: Hastalar, fiziksel terapi ve rehabilitasyon programlarına dahil edilir, bu süreç birkaç hafta ile birkaç ay arasında değişebilir. 3. Uzun Dönem İyileşme: Bu aşama, hastanın durumuna bağlı olarak yıllarca sürebilir, hastalar günlük yaşam aktivitelerine dönüş yapmak için sürekli destek alabilirler. Erken müdahale ve uygun rehabilitasyon, iyileşmeyi hızlandırabilir.

İnme sonrası hak kaybının düzelme süresi, inmenin şiddetine, hastanın yaşına ve uygulanan tedaviye bağlı olarak değişir. Hafif inmelerde, hastaların büyük çoğunluğu ilk 6 ay içinde yürüme ve diğer fonksiyonları yeniden kazanır. İyileşme süreci, fizik tedavi ve rehabilitasyon çalışmalarına erken dönemde başlandığında daha hızlı olur.

80 yaşındaki bir inme hastasının iyileşme olasılığı, inmenin şiddetine, beyindeki hasarın yerine, hastanın genel sağlık durumuna ve uygulanan tedaviye bağlı olarak değişir. Yapılan araştırmalarda, inme geçiren hastaların %10-15'inin tamamen iyileşebildiği görülmektedir. Erken müdahale ve uygun tedavi yöntemleri, inme sonrası yaşam kalitesini büyük ölçüde artırabilir.