İngilizce

"Nor" ve "neither" İngilizce'de benzer anlamlara sahip olsa da farklı işlevlere sahiptir. "Nor" bir bağlaç olup, negatif bir ifadeyi tamamlamak için kullanılır. Örnekler: "She doesn't like pizza, nor does she like pasta" (Pizza sevmez, makarna da sevmez). "I don't have a car, nor do I have a bike" (Arabam yok, bisikletim de yok). "Neither" de bir bağlaç olup, iki seçenekten hiçbirinin doğru olmadığını ifade etmek için kullanılır. Örnekler: "Neither of us likes spicy food" (Bizim ikimiz de baharatlı yiyecekleri sevmiyoruz). "He is neither happy nor sad about the news" (Haberler hakkında ne mutlu ne de üzgün).

SERV kısaltmasının açılımı "Service" yani "hizmet" olarak bilinmektedir.

British Council, 100'den fazla ülkede faaliyet göstermektedir.

Çocuklar genellikle 3-4 yaşlarından itibaren İngilizce konuşmaya başlayabilirler.

Rh+ Sözlük, İngilizce sınavlarına hazırlananlar için hem kelime arama hem de kelime çalışma amacı ile geliştirilmiş ücretsiz ve reklamsız bir sözlüktür. İşe yarar özellikleri: - Türkçe ve İngilizce arama yapabilme. - Kelime hakkında detaylı bilgi verme (karşılık, tür, yakın anlamlılar, telaffuz, kullanım sıklığı vb.). - Örnek cümle ve çeviri sunma. - Kelime öğrenme fonksiyonu: Belirlenen seviyede, sayıda ve saat aralığında kelimeleri bildirim olarak alma ve tekrar etme imkanı. - Kendi kelime listesini oluşturma ve yönetme.

IM kısaltmasının açılımı, kullanıldığı bağlama göre değişiklik gösterebilir: 1. Bilişim alanında: Instant Messaging (Anlık Mesajlaşma) anlamına gelir. 2. İngilizce yazışmalarda: "I am" (ben) ifadesinin kısaltması olarak kullanılır. 3. Diğer alanlarda: ImageMagick veya Isle of Man internet alan adı kısaltması olarak da kullanılabilir.

"Vamoose" kelimesi, hızlıca veya aniden ayrılmak anlamında kullanılır. Kullanım alanları: - Örnek cümleler: "We need to vamoose before the storm hits" (Fırtına başlamadan önce kaçmalıyız). - "Vamoose the ranch" ifadesi, bir yeri, özellikle de evi veya mülkü terk etmek anlamına gelir. - "Vamoose the scene" ifadesi, yasadışı veya tehlikeli bir durumun yaşandığı yerden hızlıca ayrılmak için kullanılır. Ayrıca, "Vamoose Products" adında bir şirketin sigara ve tütün kokularını gidermek için ürettiği bir ürün de bulunmaktadır.

İngilizce'de en iyi dinleme (listening) yapmak için aşağıdaki yöntemler önerilir: 1. Aktif Dinleme Teknikleri: Konuşmacıya dikkat kesilerek dinlemek, önemli noktaları not almak ve anlamadığınız yerleri soru sorarak netleştirmek. 2. Düzenli Pratik: Günlük olarak İngilizce podcast, şarkı veya haber dinlemek. 3. Kaynaklardan Faydalanma: İngilizce filmler, diziler ve sesli kitaplar dinlemek, müzik dinlemek. 4. Konuşmalara Katılım: İngilizce konuşan gruplara katılmak, dil arkadaşları edinmek ve internet üzerindeki topluluklarda etkileşim kurmak. 5. Kelime Dağarcığını Genişletme: Yeni kelimeler ve kalıplar öğrenmek, hafıza kartları ve uygulamalar kullanarak öğrenme deneyimini interaktif hale getirmek. 6. Teknolojiden Yararlanma: Dil öğrenme uygulamaları ve online kurslar kullanarak seviyeye uygun dinleme materyalleri ve anında geri bildirim almak. 7. İlerlemeyi Takip Etme: Listening günlüğü tutarak gelişmeleri kaydetmek ve performansı düzenli olarak değerlendirmek.

İngilizce'de malzemelerin sıralanması, sıfatların sıralama düzenine göre yapılır. Olağan sıra şu şekildedir: 1. Nicelik (four, ten, a few, several). 2. Değer/Düşünce (delicious, charming, beautiful). 3. Boyut (tall, tiny, huge). 4. Sıcaklık (hot, cold). 5. Yaş (old, young, new). 6. Şekil (square, round). 7. Renk (red, purple, green). 8. Köken (Swedish, Victorian, Chinese). 9. Malzeme (glass, silver, wooden). Örneğin: "They have a lovely old red post-box" (Güzel, eski kırmızı bir posta kutuları var).

Past Perfect Tense aşağıdaki durumlarda kullanılır: 1. Geçmişte meydana gelmiş iki olaydan birinin diğerinden daha önce olduğunu belirtirken: "The thief had fled when the police arrived" (Polis geldiğinde hırsız kaçmıştı). 2. Geçmişte belirli bir eylem veya zamandan önceki süreci anlatmak için: "I had used it for 5 years before my computer broke down" (Bilgisayarım bozulmadan önce 5 yıl kullanmıştım). 3. Geçmişte yapılmış iki işten daha önce yapılmış olanı anlatırken: Bu durumda "Past Perfect Tense" içeren cümle, "before" bağlacıyla "Simple Past Tense" içeren cümleye bağlanır. 4. Geçmişte yaşanan bir olayın etkilerini anlatırken: "She felt so happy after her cargo had arrived" (Kargosu geldikten sonra çok mutluydu).

"Go" fiili, üçüncü hali (V3) olan "gone" şu durumlarda kullanılır: 1. Present Perfect Tense ile kurulan cümlelerde, şimdiki anla bağlantısı olan eylemleri veya olayları aktarırken. 2. Past Perfect Tense ile birlikte, geçmişteki bir ana bağlı olarak, bir süre devam etmiş olay ve durumları anlatırken.

A1 ve A2 seviyeleri, Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) tarafından belirlenen İngilizce dil yeterlilik seviyeleridir. A1 seviyesi (Başlangıç - Beginner): Temel kalıplar ve yavaş, anlaşılır bir şekilde konuşulduğunda basit cümleler anlaşılabilir. Kişi, kendisi, ailesi ve yakın çevresi ile ilgili sözcükleri ve basit cümle kalıplarını kullanarak iletişim kurabilir. Günlük hayatta sıkça kullanılan kelimelerle temel iletişim kurulabilir. A2 seviyesi (Temel - Elementary): Günlük konuşmalarda kendini daha iyi ifade edebilir ve temel diyalogları sürdürebilir. Restoran, alışveriş ve seyahat gibi durumlarda rahatça iletişim kurabilir. Geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek zaman yapılarında basit cümleler oluşturabilir. A1 ve A2 seviyeleri, İngilizce öğrenmeye yeni başlayanlar içindir.

4. sınıfta İngilizce öğrenmek genellikle zor değildir. İngilizce dil seviyeleri A1 ve A2 olarak ikiye ayrılır ve bu seviyeler temel İngilizce kullanımını kapsar. İngilizce öğrenmeyi zorlaştıran bazı unsurlar arasında düzensiz fiiller, dilbilgisi kuralları ve telaffuz yer alabilir. Sonuç olarak, 4. sınıfta İngilizce öğrenmek genel olarak zor değildir ve temel seviyedeki konular genellikle erişilebilirdir.

"Humbly" ve "humble" arasındaki fark şu şekildedir: - "Humbly" bir zarf olup, bir eylemin nasıl yapıldığını, mütevazı ve saygılı bir şekilde gerçekleştirildiğini ifade eder. - "Humble" ise bir sıfat olup, kişinin kendini alçakgönüllü görmesi, gururlu veya kibirli olmaması anlamına gelir.

İngilizce telaffuzu düzeltmek için aşağıdaki yöntemler önerilir: 1. Düzenli Olarak Dinlemek: İngilizce konuşulan filmler, diziler ve müzikler dinlemek, doğru telaffuzu duymanıza yardımcı olur. 2. Konuşma Pratiği Yapmak: Bir dil partneri bulmak veya dil uygulamalarını kullanmak, konuşurken hataları fark etmenizi sağlar. 3. Kelimeleri Doğru Öğrenmek: Kelimelerin yazılışlarına dikkat etmek ve sözlüklerden veya çevrimiçi kaynaklardan doğru telaffuzlarını öğrenmek önemlidir. 4. Tekrar Etmek: Bir kelimeyi veya ifadeyi birkaç kez yüksek sesle söylemek, beynin bu bilgiyi daha iyi işlemesine yardımcı olur. 5. Ses Kaydı Yapmak: Kendi sesinizi kaydederek telaffuzunuzu değerlendirebilir ve hatalarınızı belirleyebilirsiniz. 6. Geri Bildirim Almak: Bir dil öğretmeni veya konuşma koçundan yardım almak, telaffuz hatalarınızı düzeltmenize yardımcı olabilir.

"Was" ve "were" arasındaki fark, kullanıldıkları öznelere göre değişir: - "Was", tekil öznelerle (I, he, she, it) kullanılır. - "Were", çoğul öznelerle (you, we, they) kullanılır. Ayrıca, "was not" (wasn’t) ve "were not" (weren’t) şeklinde kısaltmaları da vardır.

İngilizce şimdiki zaman (Present Continuous) fiillere "-ing" eki eklenerek kullanılır. Örnekler: - I am eating - They are studying for the exam Ayrıca, bazı fiillerle Present Continuous kullanılmaz.

"Deeply" kelimesinin İngilizce'de farklı bağlamlarda kullanımı şu şekildedir: 1. Fiziksel derinlik anlamında: "The ship sank deeply into the ocean" (Gemi okyanusun derinliklerine battı). 2. Yoğun bir şekilde: "He thought deeply before making his final decision" (Son kararını vermeden önce yoğun bir şekilde düşündü). 3. Duygusal anlamda: "She was deeply moved by the kindness of strangers" (Yabancıların nezaketinden derinden etkilendi). Ayrıca, "deeply committed" (derinden bağlı) ve "deeply involved" (derinden dahil) gibi ifadelerde de kullanılabilir.

Delusional kelimesi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Sıfat olarak kullanıldığında, "kuruntulu, evhamlı, vehimli" anlamına gelir. 2. İsim olarak kullanıldığında, "hayale dayanan, hayali, asılsız" anlamına gelir.

"Glow" kelimesi İngilizce'de iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Parlamak, kızarmak: "The fireplace was still glowing with the remains of last night's fire" cümlesinde olduğu gibi, bir şeyin kızıl ışık yayması veya kıpkırmızı olması anlamında kullanılır. 2. Coşku: "Enthusiasm, ecstasy, excitement" gibi kelimelerle eşanlamlı olarak, coşku veya heyecan anlamında kullanılır.