İngilizce

SGK'nın İngilizce kısaltması Social Security Institution (SSI) olarak ifade edilir.

"Fenomen" kelimesi İngilizcede "phenomenon" olarak okunur. Seslendirmesi şu şekildedir: /f/ sesi "fish" kelimesindeki gibi; /ə/ sesi "above" kelimesindeki gibi; /n/ sesi "name" kelimesindeki gibi; /ɒ/ sesi "sock" kelimesindeki gibi; /m/ sesi "moon" kelimesindeki gibi; /ɪ/ sesi "ship" kelimesindeki gibi; /n/ sesi "name" kelimesindeki gibi; /ə/ sesi "above" kelimesindeki gibi; /n/ sesi "name" kelimesindeki gibi. Örnek kullanım: "This is a highly intriguing phenomenon that will likely be the subject of much research" (Bu, büyük olasılıkla çok araştırma konusu olacak olan oldukça ilgi çekici bir fenomendir).

Walked, İngilizce'de geçmiş zaman (simple past tense) için kullanılır. Bu zaman yapısı, geçmişte tamamlanmış bir eylemden bahsetmek için kullanılır ve eylemin gerçekleşme zamanı geçmişte yakın bir zaman ya da uzun bir zaman önce olabilir. Örnek cümleler: I walked as far as the station (İstasyona kadar yürüdüm). She walked to the park this morning (Bu sabah parka yürüyerek gitti).

İngilizce'de "emekli maaşı" anlamına gelen bazı terimler şunlardır: Pension; Retirement pension; Superannuation.

Blunt kelimesi İngilizce'de birden fazla anlama gelir: Sıfat olarak: Kör, körelmiş, keskin olmayan. Pervasız, yersiz, münasebetsiz. Açık sözlü, lafını sakınmayan. Fiil olarak: Körleştirmek, etkisini azaltmak. Ayrıca, "blunt" kelimesi eskrimde folyo, kalın sarma sigara gibi farklı anlamlar da taşır.

"El Arigato" ifadesinin ne anlattığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, "arigato" kelimesi Japonca'da "teşekkür ederim" veya "sağ ol" anlamına gelir. Ayrıca, "arigato para" tekniği, gelen ve giden paraya teşekkür etmeyi, bir nevi şükretmeyi ifade eder.

"Sweep" ve "swept" arasındaki fark, "swept"ın "sweep" fiilinin doğru geçmiş zaman ve ortaç formu olmasıdır. Sweep: "Süpürmek" veya "hızlıca hareket etmek" anlamlarına gelir. Swept: "Süpürüldü", "temizlendi" veya "ortadan kaldırıldı" gibi anlamlar taşır. Örnek cümleler: "She swept the floor with a broom" (Bir süpürge ile yeri süpürdü). "The wind swept across the plains" (Rüzgar ovaların üzerinden hızla geçti). "Sweeped" kullanımı, düzenli fiillerin geçmiş zaman kuralına aşırı genelleme yapılması sonucu ortaya çıkan bir hatadır; çünkü düzensiz fiiller, düzenli fiillerin aksine, genellikle "-ed" eki almaz.

"Make somebody do something" ve "making somebody do something" ifadeleri arasındaki temel fark, zaman ve yapıdır. "Make somebody do something", bir kişiyi belirli bir eylemi yapmaya zorlamak anlamına gelir ve doğru bir yapıdır. "Making somebody doing something" ise dil bilgisi açısından yanlıştır çünkü her iki fiil de aynı anda çekimlenmiştir. Örnekler: "She made me wash the dishes" (Beni bulaşık yıkamaya zorladı). "She is making me wash the dishes" (Beni bulaşık yıkamaya zorluyor).

Stay fiilinin üçüncü hali "stayed"dir. Bu hal, aşağıdaki durumlarda kullanılır: Present perfect tense. Past perfect tense. Future perfect tense. Passive voice. Sıfat tamlamaları.

More & More haftalık kazanım föyleri, 7. sınıf İngilizce müfredatına uygun olarak öğrencilerin haftalık ders kazanımlarını etkili bir şekilde öğrenmelerini ve pekiştirmelerini sağlar. Bu föylerin faydaları şunlardır: - Sistemli çalışma: Öğrencilerin derslerde işlenen konuları düzenli bir şekilde takip etmelerine ve öğrenim süreçlerini adım adım ilerletmelerine yardımcı olur. - Dil bilgisi ve kelime çalışmaları: Haftalık dil bilgisi ve kelime etkinlikleri içerir. - Okuma-anlama becerileri: Okuma-anlama becerilerini geliştiren metinler ve etkinlikler sunar. - Değerlendirme: Konuları pekiştiren alıştırmalar ve değerlendirme soruları ile öğrencilerin öğrenme durumlarını takip etmelerini sağlar. - Öz değerlendirme: Cevap anahtarları ile öğrencilerin kendilerini değerlendirmelerine imkan tanır.

Lovely kelimesi ile kurulabilecek bazı cümleler: What a lovely dress! (Ne güzel bir elbise!). She gave me a lovely watch, but I lost it (Bana güzel bir saat verdi ama onu kaybettim). What a lovely morning! (Ne güzel bir sabah!). She greeted me with a lovely smile (O, güzel bir gülümsemeyle beni selamladı). It's a lovely day today (Bugün çok güzel bir gün). There's a lovely park in the centre of the town (Şehrin merkezinde çok güzel bir park var). We had a lovely day together (Birlikte çok güzel bir gün geçirdik). What lovely weather! (Ne güzel hava!). You look lovely! (Çok hoş görünüyorsun!).

Luiss Üniversitesi'nde İngilizce ve İtalyanca olmak üzere iki ana dil konuşulmaktadır. İngilizce programlar arasında "Economics and Business", "Politics, Philosophy and Economics" gibi bölümler bulunurken, İtalyanca eğitim veren programlar da mevcuttur.

"Victoria Secret" ifadesi, İngilizce dilinde "Viktoryassikrıt" olarak telaffuz edilir.

"Günün nasıl geçti" ifadesi İngilizce'de "how was your day?" olarak çevrilir.

Eleven kelimesi şu şekilde telaffuz edilir: - İngiliz İngilizcesinde: /ɪˈlev.ən/. - Amerikan İngilizcesinde: /əˈlev.ən/. Seslendirmesi: - /ɪ/ sesi "ship" kelimesindeki gibi. - /l/ sesi "look" kelimesindeki gibi. - /e/ sesi "head" kelimesindeki gibi. - /v/ sesi "very" kelimesindeki gibi. - /ən/ sesi "sudden" kelimesindeki gibi.

Think fiili, Türkçe'de "düşünmek" anlamına gelir ve çeşitli durumlarda kullanılır: Bir şey hakkında düşünmek, fikir sahibi olmak veya hayal etmek. Durum fiili olarak kullanıldığında, bir fikir belirtmek. Hareket fiili olarak kullanıldığında, aktif bir düşünme halini ifade etmek. Ayrıca, "think" fiili düzensiz bir fiil olduğu için, ikinci hali "thought", üçüncü hali de "thought" olarak kullanılır.

"Nearest" kelimesi Türkçede "en yakın" anlamına gelir. Örnek kullanımlar: "The distance to the nearest houses is important" (En yakın evlere olan mesafe önemlidir). "Send local P.D. and have our nearest unit meet them" (Polisi ve en yakındaki birimimizi oraya yolla). "Choose your preferred country to locate your nearest distributor or partner" (En yakın distribütörü veya ortağı bulmak için tercih ettiğiniz ülkeyi seçin).

Remorseless kelimesi, Türkçe'de şu anlamlara gelir: vicdan azabı duymayan; aman vermez; durmak bilmeyen; amansız; merhametsiz; acımasız; allahtan korkmaz; kalpsiz. Ayrıca, bir şeyin özellikle tatsız olması durumunda, "remorseless" kelimesi, uzun süre devam eden ve durdurulamayan anlamına da gelir.

"On hold" ifadesi, İngilizce'de çeşitli bağlamlarda kullanılabilir: Beklemede, askıda. Telefonda beklemeye almak. Telefona bağlanmayı beklemek. Ayrıca, "on hold" ifadesi, "put on hold" (bekletmeye almak) şeklinde de kullanılabilir.

Hayır, "practice" ve "practise" aynı değildir, çünkü bu iki kelime, İngilizcede farklı anlamlarda ve bağlamlarda kullanılan aynı kelimenin iki farklı yazım şeklidir. "Practice", Amerikan İngilizcesinde hem isim hem de fiil olarak kullanılır ve "alıştırma, uygulama, alışkanlık veya profesyonel iş" anlamlarına gelir. "Practise", İngiliz İngilizcesinde fiil olarak kullanılır ve "alıştırma yapmak, pratik yapmak" anlamına gelir. Özetle, "practice" genel olarak daha yaygın olup, "practise" kullanımı daha çok İngiliz İngilizcesinde görülür.