İcra

Harç ödeme müzekkeresinde olması gereken bilgiler şunlardır: 1. Dosya numarası. 2. İlgili icra veya iflas dairesinin adı. 3. Yükümlünün adı, soyadı. 4. Son yerleşim yerindeki adresi. 5. Harcın kesinleştiği tarih. 6. Harcın türü ve niteliği. 7. Miktarı. 8. Hangi yer maliye dairesine hitaben yazıldığı. 9. Harcın hukuki dayanağı. 10. Tarih. 11. İcra müdürünün imza ve mührü.

İcraya itirazda yetkili mahkeme, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesidir.

Çalınan çekin icraya verilmesi için aşağıdaki adımlar izlenmelidir: 1. Suç Duyurusu: Çalınan çekle ilgili olarak yetkili Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmalıdır. 2. Çek İptali Davası: Hukuk mahkemesinde çekin iptali için çek iptali davası açılmalıdır. 3. İcra Takibi: Çek iptali kararı alındıktan sonra, çek üzerine dayalı icra takibi durdurularak iptal edilmeli ve gerekirse yeni bir icra takibi başlatılmalıdır. Bu süreçte bir avukattan hukuki destek almak faydalı olacaktır.

Hacizli dosyanın kapatılmış olması, icra takibinin sona erdiği ve borçlunun borcunu tamamen ödediği anlamına gelir. Bu durumda gerçekleşen süreçler şunlardır: 1. Ödeme: Borçlu, borcunu ve faiz, harç gibi ek masrafları ödeyerek icra dairesine başvurur. 2. İcra Müdürüne Başvuru: Borçlu, ödemenin tamamlandığını icra müdürlüğüne bildirir ve dosyanın kapatılmasını talep eder. 3. Alacaklının Onayı: Alacaklı, borcun ödendiğini kabul ederse, icra müdürü dosyayı kapatır. Hacizli dosyanın kapatılması, borçlunun malvarlığı üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını sağlar ve hukuki yükümlülüklerin sona erdiğini gösterir.

Ev sahibi ilamsız tahliye takibi yaptığında kiracı, tahliye emrine 7 gün içinde itiraz ederek tahliye taahhütnamesine itiraz edebilir. İtiraz dilekçesi, icra dairesine değil, doğrudan ilgili icra mahkemesine yapılmalıdır. Ayrıca, kiracı kira sözleşmesinin yenilendiğine veya uzatıldığına dair de itiraz edebilir. Bu süreçte bir avukattan hukuki danışmanlık almak, kiracının haklarını daha etkin bir şekilde savunmasına yardımcı olabilir.

103 ve 89 haciz arasındaki temel fark, haciz işlemlerinin uygulanma şeklidir. İİK m. 89 (89 Haczi): Borçlunun üçüncü kişilerdeki alacaklarının haczi için uygulanır. Alacaklının talebi üzerine, üçüncü kişiye (örneğin bir banka) birinci haciz ihbarnamesi gönderilir. Bu ihbarname ile üçüncü kişiye, borçluya olan borcunu artık doğrudan icra dairesine ödemesi gerektiği bildirilir. İİK m. 103 (103 İhbarnamesi): Menkul malların mahallinde fiilen haczi durumunda, borçlunun diyeceklerinin bildirilmesi için tebligat çıkarılması gerekir. Haciz istinabe yoluyla yapılmışsa, haciz tutanağının incelenmesi ve şikayetlerin bildirilmesi için borçluya ve alacaklıya davet kağıdı gönderilir. Özetle, 89 haczi, borçlunun üçüncü kişilerdeki alacaklarının haczi için özel bir usul iken; 103 ihbarnamesi, menkul malların haczi durumunda borçluya tebligat çıkarılması için kullanılır.

Evet, istihkak davasına karşı yapılan istinaf başvurusu, İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 36. maddesi uyarınca icrayı durdurur. İİK 36'ya göre, ilama karşı istinaf yoluna başvuran borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmi bir mercie depo edildiğini ispat ederse veya icra mahkemesi tarafından kabul edilecek bir teminat gösterirse icra işlemleri durdurulur.

Kastamonu 1. İcra Müdürlüğü, Kastamonu Adliyesi bünyesinde yer almaktadır.

Avukatsız icra takibi başlatılması durumunda şu sonuçlar ortaya çıkabilir: Maliyet avantajı: Avukatlık ücreti ödenmediği için maliyetler düşer. Süreç kontrolü: Kişi, süreci kendi başına yönetme imkanına sahip olur. Hızlı çözüm: Küçük alacaklar için hızlı bir çözüm sunar. Ancak, avukatsız icra takibinde şu dezavantajlar da bulunmaktadır: Hukuki bilgi eksikliği: Hukuki prosedürlerin doğru uygulanmasında hatalar yapılabilir. Borçlu itirazı: Borçlu itiraz ederse, mahkeme süreci karmaşıklaşabilir ve süreç 6 ay ile 1 yıl arasında uzayabilir. Evrak hazırlama ve takip: Evrak hazırlama ve takip süreci zaman alıcı olabilir. Bu nedenle, avukatsız icra takibi başlatmadan önce bir avukata danışılması önerilir.

İstihkak iddiası, hacizden itibaren yedi gün içinde ileri sürülmezse düşer.

3 aylık mehil vesikası, genellikle icra hukukunda, borçlunun icra mahkemesinden tehir-i icra kararı alabilmesi için tanınan süreyi ifade eder. Hesaplama: 1. Teminat: İcra dosyasına, kararın üç aylık faiziyle birlikte borç tutarını karşılayacak teminat yatırılır. 2. Süre: İcra müdürlüğü, borçluya 90 günlük (3 aylık) mehil vesikası verir. Ek Süre: Talep haklı görülürse, 30'ar günlük ek süreler de verilebilir. Önemli Not: Mehil vesikası, sadece sürecin geçici olarak askıya alındığını gösterir; borçlunun belirlenen süre içinde icra mahkemesinden tehir-i icra kararı alması gereklidir.

E-haciz, borcun tamamen ödenmesinden sonra kalkar. Eğer otomatik olarak kalkmazsa, ilgili icra dairesine başvuru yapılarak haczin kaldırılması talep edilebilir.

Reddiyat iadesi dilekçesi, ilgili mahkeme veya icra dairesine verilir.

İcra ihalesinden ev almak, bazı durumlarda mantıklı olabilir. Evin değerinin düşük olması, kira muafiyeti, mülk değer artışı ve evinizi özelleştirme özgürlüğü gibi avantajlar sunar. Ancak, bu tür bir yatırımın riskleri de vardır: İhalenin feshi davası riski: Borçlunun itirazı üzerine açılan bu dava, ihale bedelinin tamamının icra dairesinde bekletilmesine neden olabilir. Bakım ve yönetim maliyetleri: Evin bakımı ve yönetimi ek masraflar gerektirir. Piyasa koşulları: Mülkün konumu ve gelecekteki piyasa koşulları da önemlidir. Yatırım kararı vermeden önce iyi bir araştırma, bütçe planlaması ve bir uzmana danışmak faydalı olacaktır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu, 19 Haziran 1932 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ancak, bazı maddelerinin yürürlüğe giriş tarihleri değişiklik göstermiştir: Ek Madde 3: 3 Kasım 2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Madde 1 (Değişik Madde): 5 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Borçlunun TC bilgisinin icra dosyasına eklenmesi talebi, icra takibi sürecinde alacaklının, borçlunun kimlik bilgilerini icra müdürlüğüne sunarak takip işlemlerini başlatması anlamına gelir. Bu talep, icra takibi dilekçesinde yer alması gereken belgelerden biridir ve icra dosyasının doğru bir şekilde yürütülmesi için önemlidir.

Tekirdağ İcra Dairesi, Adalet Bakanlığına bağlıdır.

İzmir icra müdürlüklerinin yoğun olmasının birkaç nedeni vardır: 1. İcra Takip Davalarının Artması: Bankalardan alınan krediler, cep telefonu ve kredi kartı borçları gibi icra takibine konu olan dava sayısı her yıl artmaktadır. 2. Dosya Yığılması: İcra müdürlüklerinin kalemlerine sığmayan dosyalar, çelik dolaplarda yer kalmayınca koridorlara istiflenmektedir. 3. Adli Tatil Süreci: Adli tatil döneminde de icra dairelerinin yoğun bir şekilde çalışması, biriken işlerin daha da artmasına neden olmaktadır.

1/9 icra takibi, spesifik bir terim değildir ve belgelerde bu ifadeye dair bir açıklama bulunmamaktadır. Ancak, genel olarak icra takibi, borçlunun borcunu ödememesi durumunda alacaklının, devletin icra organları aracılığıyla alacağını tahsil etmek için başlattığı hukuki süreçtir. İcra takibi iki ana türde olabilir: 1. İlamlı İcra: Mahkeme kararına dayanan alacakların tahsilinde kullanılır. 2. İlamsız İcra: Mahkeme kararı olmadan başlatılan takip türüdür. İcra takibi süreci, takip talebinin icra dairesine sunulmasıyla başlar ve borçlunun mal varlığına haciz uygulanarak alacağın tahsil edilmesiyle sonuçlanabilir.

Yetkisiz icra dairesi, icra takibi sürecinde yetkili olmayan bir icra müdürlüğünde yapılan işlemleri ifade eder. Bu durumda, yapılan işlemler hukuki geçerlilik açısından sorunlar doğurabilir ve alacaklının haklarını koruyamayabilir. Yetkisiz icra dairesinin yapabileceği işlemler: - Ödeme veya icra emri göndermek: Yetkisi olmayan bir icra dairesi, borçluya ödeme veya icra emri gönderebilir. - Haciz işlemi yapmak: Haczedilecek malların başka bir yerde olması durumunda, takibin yapıldığı icra dairesi, malların bulunduğu yerin icra dairesine bildirimde bulunabilir. Yetki itirazında bulunmak ve işlemin düzeltilmesi için bir avukata başvurmak önemlidir.