İcra

Arabulucu tutanağı için icra edilebilirlik şerhi almak amacıyla aşağıdaki adımlar izlenmelidir: 1. Yetkili mahkemeye başvuru: Arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesine, icra edilebilirlik şerhi talepli dilekçe ile müracaat edilir. 2. İnceleme: Mahkeme, anlaşmanın içeriğinin arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığını inceler. 3. Duruşma: Aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme duruşma açabilir, diğer durumlarda dosya üzerinden inceleme yapılır. 4. Karar: İnceleme sonucunda uygun görülürse icra edilebilirlik şerhi verilir. Başvuru harcı: İcra edilebilirlik şerhi talebi, çekişmesiz yargı işi olarak kabul edilir ve başvuru harcı, peşin harç, vekalet harcı, gider avansı gibi kalemlerin ödenmesini gerektirir. Önemli not: Tarafların ve avukatlarının birlikte imzaladığı anlaşma belgeleri için icra edilebilirlik şerhi aranmaz; bu belgeler doğrudan ilam niteliğinde kabul edilir.

Evet, ödeme emrine yetki itirazı yapılabilir. Yetki itirazı, borçlunun icra takibinin yetkisiz bir icra dairesinde başlatıldığını iddia etmesi durumunda öne sürülür.

İlamlı icrada borçlunun itiraz hakkı sınırlıdır. İlamlı icra takibinde borçlu, icra emrine itiraz edebilir ancak bu itiraz takibi durdurmaz. Şikayet, icra mahkemesine, hukuka aykırı işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır.

Banka icra davası açarsa, borçlunun mal varlığına haciz uygulanabilir ve borç yasal yollarla tahsil edilmeye çalışılır. Bu süreçte yaşanabilecek bazı sonuçlar şunlardır: 1. Maaş Haczi: Borçlunun maaşının belirli bir oranı (en fazla %25'i) haczedilebilir. 2. Taşınmaz ve Araç Haczi: Borçlunun adına kayıtlı ev, arsa veya işyeri ile araçları haczedilebilir. 3. Kredi Notu Düşüşü: İcra takibi, borçlunun kredi sicilini olumsuz etkiler ve kredi notunu düşürür. 4. Taahhüdü İhlal Suçu: Kredi veya kredi kartı borcunu ödeyemeyen borçlu, ödeyeceğine dair bir taahhütname imzalar ve ödemezse taahhüdü ihlal suçu işlemiş olur ve hapis cezası alabilir (tazyik hapsi). Borçlu, icra takibine itiraz etme hakkına sahiptir ve bu durumda süreç durabilir.

Boşanma davasında tazminat, ancak boşanma kararı kesinleştikten sonra icraya verilebilir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 367/2. maddesine göre, aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe icra takibine konu edilemez.

Banka bloke kaldırma ihtarnamesi, ilgili icra dairesine gönderilir.

Büyükçekmece 1. İcra Müdürlüğü, Büyükçekmece Adalet Sarayı'nda bulunmaktadır.

Takibin kaldırılması talebinin kabul edilmesi durumunda aşağıdaki sonuçlar doğar: 1. İtirazın Kesin Kaldırılması: Eğer mahkeme itirazı kesin olarak kaldırırsa, alacaklının talebi kabul edilir ve itiraz iptal edilir. 2. İtirazın Geçici Kaldırılması: Geçici kaldırma talebi kabul edilirse, mahkeme imzanın borçluya ait olduğunu kabul etmiş olur. Her iki durumda da, aleyhine karar verilen taraf, genel mahkemelerde dava açarak karara itiraz edebilir.

İcra tebligat talebi, alacaklının icra dairesine başvurması ve gerekli belgeleri sunması ile yapılır. Bu süreç şu adımları içerir: 1. Başvuru Dilekçesi: Alacaklının kimlik bilgileri, borçlunun bilgileri, alacağın miktarı ve takip türü gibi bilgileri içeren bir dilekçe hazırlanmalıdır. 2. Gerekli Belgeler: İlamlı icra takibinde mahkeme kararı, ilamsız icra takibinde ise alacağa dayanak teşkil eden sözleşme, fatura, çek, senet gibi belgeler sunulmalıdır. 3. Yetkili İcra Dairesi: İcra takibi, borçlunun mal varlığının bulunduğu yerdeki icra dairesi tarafından yürütülür. 4. Başvuru: Tüm belgeler hazırlandıktan sonra, icra müdürlüğüne başvurularak takip başlatılır. Bu süreçte hukuki bilgi ve destek almak için bir icra avukatıyla çalışmak önerilir.

İlamlı takipte ihtar şarttır. İcra emri ile borçluya, ilamda yazılı borcu belirli bir süre içinde ödemesi veya teslim etmesi, aksi takdirde ilam hükmünün icra dairesi tarafından zorla yerine getirileceği ihtar edilir.

Ragıp Paşa Köşkü, Çiftçi Ailesi'nin Zincirlikuyu'da temeli atılan Çiftçi Towers projesi için bankalardan çektiği kredilerin ödenememesi nedeniyle satılmıştır. Köşk, kredi teminatı olarak gösterilmiş ve ipotek alacaklısı olan İş Bankası, yasal süreç sonunda köşkü icradan satın almıştır.

İtirazın iptali davasında kötüniyet tazminatı, icra takibinin kötü niyetle başlatıldığı durumlarda, borçlu lehine hükmedilen bir tazminattır. Hesaplama yöntemi şu şekildedir: 1. Davacı aleyhine reddedilen miktar belirlenir. 2. Bu miktar üzerinden %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilir. Kötüniyet tazminatının hesaplanmasında, alacaklının icra takibine girişirken alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gerektiği varsayılır.

Hacizli para, icra dairesi tarafından ilgili alacaklının icra dosyasına ödenir.

Avukat, icra dosyasını açık tutabilir çünkü bu, dosyanın henüz kapanmadığını ve sürecin devam ettiğini gösterir. Bu durum şu nedenlerden kaynaklanabilir: Ek belge talebi: Hakim veya bilirkişi, dosyada ek belgeler talep edebilir. Yeni dilekçeler: Taraflar mahkemeye yeni dilekçeler sunabilir. Kararın kesinleşmemiş olması: Karar verilmemiş veya kesinleşmemiştir. Ayrıca, borçlu borcunu henüz ödememişse ve haciz veya ödeme emirleri devam ediyorsa da dosya açık kalabilir.

İstanbul Adalet Sarayı 3. İcra Müdürlüğü, B Blok'ta yer almaktadır.

Haciz ihbarnamesine itiraz süresi geçerse, üçüncü kişi borcu kabul etmiş sayılır ve alacaklının doğrudan üçüncü kişi aleyhine icra takibi yapmasına olanak tanır. Bu durumda, üçüncü kişi borçlu yerine geçerek, borcun ödenmesinden sorumlu hale gelir.

Tehir, tecile şu durumlarda dönüşür: 1. Kaza Mercilerinin Kararı: İdarece tecil edilmiş bir amme alacağı hakkında kaza mercilerince icranın tehiri kararı verilmişse ve bu tehir süresi tecil süresinden az ise, tecil olunan alacak yeniden taksite bağlanarak alınır. 2. İki Yıllık Tecil Süresi: Takibatın kaza mercilerince tehiri, iki senelik tecil süresini aştığı takdirde tecil süresi uzatılmaz. Tehir-i icra ise, ilamlı icra takiplerinde borçlunun, mahkeme kararını üst yargı yoluna taşıması durumunda, teminat karşılığında icra takibinin durdurulması işlemidir.

Çeşme İcra Dairesi, Çeşme Adliyesi'ne bağlıdır.

İcra ve iflas hukuku, kamu hukuku içerisinde yer alır.

İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 358. maddesi gereğince üçüncü şahsa bırakılan mallar, icra dairesinin talebi üzerine istendiği anda önceki vaziyetinde iade edilir.