GörüntülemeTeknikleri

Tomosentez ve mamografi arasındaki temel fark, görüntülemelerin boyutudur. Mamografi, memenin röntgeni olarak düşünülebilir ve elde edilen görüntüler iki boyutlu olup, meme dokularının üst üste düştüğü imajlar elde edilir. Tomosentez ise memenin tomografisi gibi düşünülebilir ve memeden kesitler halinde görüntüler elde edilerek üç boyutlu bir görüntü oluşturulur.

Röntgen çekimlerinde tuvalet ihtiyacının nedeni, bazı görüntüleme tekniklerinde mesane ve idrar yollarının incelenmesidir. Örneğin, vezikoüreteral reflü (VUR) hastalığının teşhisinde mesaneden böbreklere idrar kaçışı incelenir ve bu işlem için röntgen çekimi yapılır.

Tomografide "LEF" ifadesi doğrudan bir anlam taşımaz. Ancak, "tomografi" genel olarak vücudun iç yapılarının detaylı kesitsel görüntülerini elde etmek için kullanılan bir tıbbi görüntüleme yöntemidir. Tomografi çekimi sırasında, hasta genellikle hareket etmemesi gereken bir masaya yatırılır ve X-ışınları veya manyetik alan kullanılarak taranır.

T2 FSE disk aralığında ifadesi, manyetik rezonans görüntüleme (MRG) sekanslarından biri olan FSE (Fast Spin Echo) T2 ağırlıklı sagittal görüntülemeyi ifade edebilir. Bu görüntüleme tekniği, özellikle orta hat yapılarını değerlendirmek için kullanılır ve su içeriği yüksek olan yapıların parlak, su içeriği düşük olan yapıların ise koyu görünmesini sağlar.

Skopi ve röntgen aynı cihazlar değildir, ancak benzer prensiplere sahiptirler. Röntgen, vücudun iç yapısını incelemek ve resimlerini oluşturmak için kullanılan bir tıbbi görüntüleme yöntemidir. Skopi ise gerçek zamanlı bir tıbbi görüntüleme tekniğidir.

Röntgende aşağıdaki yabancı cisimler görünür: Metal, cam, tahta, taş gibi vücuda yabancı cisimler; Yutulan öğeler (örneğin, bir çocuk anahtar veya bozuk para gibi bir şeyi yutmuşsa, röntgen o nesnenin yerini gösterebilir). Röntgen, elektromanyetik radyasyon kullanarak iç yapıların görüntülerini ürettiği için, bu yöntem sayesinde vücudun farklı bölgelerindeki yabancı cisimler tespit edilebilir.

"Siniri ayırt edilemeyen lezyon" ifadesi, sinir dokusunda kesin özellikleri belirlenememiş bir anormalliği ifade eder. Bu durum, birkaç nedenden kaynaklanabilir: 1. Görüntüleme yöntemlerinin sınırlılıkları: MRI, CT veya ultrason gibi yöntemler, bazı lezyonların kesin özelliklerini belirlemede yetersiz kalabilir. 2. Lezyonun karmaşık yapısı: Benzer özelliklere sahip farklı türlerdeki dokularla iç içe geçmiş olması, lezyonun ayırt edilmesini zorlaştırabilir. 3. Yetersiz biyopsi örneği: Lezyondan alınan örnek, lezyonun tam yapısını yansıtmayabilir. Bu durumda, doktorlar genellikle daha fazla tetkik yapılmasını veya farklı bir görüntüleme yöntemi kullanılmasını önerir.

Beyin görüntüleme için çeşitli kamera veya görüntüleme teknikleri kullanılır: 1. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR): Güçlü manyetik alanlar ve radyo dalgaları kullanarak beyin yapılarının detaylı görüntülerini oluşturur. 2. Bilgisayarlı Tomografi (BT): X-ışınları ile vücudun kesitsel görüntülerini oluşturur, acil durumlarda hızlı sonuç verir. 3. Pozitron Emisyon Tomografisi (PET): Radyoaktif bir madde kullanılarak beyin metabolizması ve kan akışı görselleştirilir. 4. Dijital Substraksiyon Anjiyografi (DSA): Kontrast madde kullanarak beyin damarlarının ayrıntılı görüntülenmesini sağlar. 5. Elektroensefalografi (EEG): Beyindeki elektriksel aktiviteyi ölçmek için elektrotlar kullanılır.

Kist hidatik, ultrasonda şu özelliklerle anlaşılabilir: 1. Görüntüleme: Karaciğer veya diğer organlarda görülen kistler, ultrasonda yuvarlak veya oval şekilli, düzgün sınırlı kitleler olarak görünür. 2. Tanı Zorluğu: Bazen kistin parazit kisti mi yoksa başka bir kist mi olduğunu anlamak zor olabilir. 3. Ek Yöntemler: Tanıyı doğrulamak için bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntüleme gibi ek görüntüleme yöntemleri de kullanılabilir. 4. Serolojik Testler: Serum örneklerinde indirekt hemaglutinasyon testi ile spesifik anti-ekinokokus granulosus antikorları araştırılabilir.

Molybdenum-99 (Mo-99), tıbbi görüntüleme amacıyla teknetyum-99m (Tc-99m) üretiminde kullanılır. Tc-99m, nükleer tıpta aşağıdaki alanlarda yaygın olarak kullanılır: - Onkoloji: Böbrek, lenf düğümleri, karaciğer, safra kesesi ve diğer organlardaki sapmaları incelemek için. - Kardiyovasküler hastalıklar (kardiyoloji): Kalp kasına ve akciğer dolaşımına giden kan akışını araştırmak için. - Kemik muayenesi: Metastaz yapmış kanser, kemik kırıkları, iltihaplanma veya hormon kaynaklı kemik büyümesi gibi durumları tespit etmek için. Ayrıca, Mo-99 araştırma ve bilimsel çalışmalarda da önemli bir rol oynar.

Nükleer tıpta yapılan bazı testler şunlardır: 1. Pozitron Emisyon Tomografisi (PET): Radyoaktif maddelerin yaydığı radyasyon yardımıyla bedeni görüntülemeye çalışır. 2. Tek Foton Yayan Bilgisayarlı Tomografi (SPECT): Kan akışı ve vücuttaki radyoaktif maddelerin dağılımı hakkında bilgi edinilir. 3. Kemik Taraması: Vücuda enjekte edilen radyoaktif bir maddenin kemik dokularında birikerek yaydığı radyasyon taranır. 4. Eforlu Talyum Testi: Kalbin ve kan damarlarının içindeki kan akışını harita çıkarmak için radyoaktif talyum bileiği kullanılır. 5. Tiroid Sintigrafisi: Tiroid bezinin fonksiyonlarını değerlendirmek için iyot veya teknesyum kullanılarak yapılır. Bu testler, hastalıkların tanı ve tedavisinde önemli bir rol oynar.

MRCP (Manyetik Rezonans Kolanjiyopankreatografi) ile aşağıdaki hastalıklar teşhis edilebilir: Gallstones (safra taşları). Biliyer striktürler (safra kanallarının daralması veya tıkanması). Pankreatit (pankreas iltihabı). Pankreas tümörleri. Konjenital anomaliler (doğuştan gelen yapısal bozukluklar). MRCP ayrıca, cerrahi komplikasyonları ve karın bölgesindeki açıklanamayan ağrıları teşhis etmek için de kullanılır. Bu test, invaziv olmayan ve radyasyon içermeyen bir görüntüleme yöntemidir.

MR'da (Manyetik Rezonans Görüntüleme) birçok hastalık teşhis edilebilir, bunlar arasında: Beyin ve sinir sistemi hastalıkları: Beyin anevrizmaları, tümörler, travmatik beyin ve omurilik yaralanmaları, multipl skleroz (MS), inme. Kalp ve damar hastalıkları: Kalp odacıkları ve kapakçıklarının anatomisi ve işlevi, kalp krizi sonrası hasarlar, kalp kasında skarlaşma. Kemik ve eklem sorunları: Kemik enfeksiyonları, tümörler, omurgadaki disk anormallikleri, eklem sorunları. Meme kanseri: Meme kanserinin tespiti, tümörün büyüklüğünün belirlenmesi, tedavi sonrası nüks kontrolü. Diğer hastalıklar: Karaciğer hastalıkları, safra yolları ve pankreasla ilgili sorunlar, iltihaplı bağırsak hastalıkları, kan damarlarının malformasyonları. MR, doku ve organların ayrıntılı görüntülerini sağlayarak teşhis ve tedavi süreçlerine yardımcı olur.

Röntgende "sot" ve "kontrast" terimleri farklı anlamlara sahiptir: 1. Sot: Röntgen çekiminde, yumuşak dokular kan, deri, kas ve yağ gibi, X ışınlarının geçmesine izin verir ve bu bölgeler röntgen görüntüsünde koyu gri görünür. 2. Kontrast: Röntgende daha detaylı görüntü elde etmek için kullanılan bir maddedir.

PET görüntülemesinin temiz olması, doğru teşhis ve tedavi planlaması için önemlidir. İşte bu nedenle temiz olmasının bazı nedenleri: 1. Metabolik Aktivitelerin Doğru Görüntülenmesi: PET taraması, vücuttaki metabolik aktiviteleri tespit eder. 2. Anatomik Detayların Netliği: PET ile elde edilen metabolik bilgilerle, CT taraması ile sağlanan anatomik detaylar birleştirilir. 3. Tedaviye Yanıtın Değerlendirilmesi: PET, tedaviye verilen yanıtı izlemek için kullanılır.

Anju, tıbbi bir terim olup "anjiyo" anlamına gelir. Anjiyo (anjiyografi), kalp damarlarının tıkalı olup olmadığını anlamak için uygulanan bir işlemdir. Anjiyo, genellikle kasık veya el bileğindeki atardamara ince, esnek bir kateter yerleştirilerek yapılır.

Akut pankreatit BT skorlaması, "BT Şiddet İndeksi (CTSI)" kullanılarak yapılır. BT Şiddet İndeksi'nin bileşenleri: 1. Balthazar Derecesi (İnflamasyon Puanı). Grade A (0 puan): Normal pankreas. Grade B (1 puan): Pankreasta fokal veya diffüz büyüme. Grade C (2 puan): Pankreas anomalileri ve peripankreatik inflamasyon. Grade D (3 puan): Pankreas çevresinde tek bir sıvı koleksiyonu. Grade E (4 puan): İki veya daha fazla sıvı koleksiyonu veya pankreas çevresinde ya da pankreasın içinde gaz kabarcıklarının varlığı. 2. Pankreatik Nekroz Puanı (Doku Ölümü). Nekroz yok (0 puan). Pankreasın %30'undan azında nekroz (2 puan). Pankreasın %30 ila %50'si arasında nekroz (4 puan). Pankreasın %50'sinden fazlasında nekroz (6 puan). Toplam skor, hastanın komplikasyon geliştirme ve mortalite riski ile güçlü bir şekilde ilişkilidir. BT skorlamasının doğru yorumlanması için bir radyolog gereklidir.

Akciğerdeki metastazın hangi tahlille anlaşıldığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, akciğer metastazının teşhisinde kullanılan bazı yöntemler şunlardır: Görüntüleme taramaları. Akciğer biyopsisi. Akciğer fonksiyon testleri (PFT'ler). Diğer laboratuvar testleri. Akciğer metastazı şüphesi durumunda, doğru teşhis ve tedavi için bir uzmana başvurulması önerilir.

SPET ve PET terimleri farklı bağlamlarda kullanılır: 1. SPET (Single Photon Emission Computed Tomography), tek foton emisyon tomografisi anlamına gelir ve nükleer tıp görüntüleme tekniklerinden biridir. 2. PET (Positron Emission Tomography) ise pozitron emisyon tomografisi anlamına gelir ve yine nükleer tıp görüntüleme yöntemidir. Özetle, SPET gama ışınları, PET ise pozitron emisyonu sonucu oluşan gama ışınları kullanır.

T1A hiperintens lezyon, manyetik rezonans görüntülemede (MRG) T1 ağırlıklı görüntülerde parlak görünen bir lezyon anlamına gelir. Bu durum, lezyonun yüksek su içeriği veya yüksek vasküleriteye sahip olabileceğini gösterir ve doktorlara hastalıkların teşhisinde ve tedavi planlamasında bilgi sağlar.