FilmAnalizi

"Çocukluk" (Boyhood) filmi, yakın zamanda boşanmış bir çiftin, Mason ve Olivia'nın hikayesini anlatıyor. Yönetmen Richard Linklater, çocuğun 6 yaşında başlayan bu yeni tecrübesini 12 yıl boyunca sürecek olan bir büyüme evresine yayarak, bu süreç boyunca yaşananları beyaz perdeye aktarıyor.

Ninja: Shadow of a Tear (Türkçe: Ninja 2: Gözyaşının Gölgesi) filmi, Ninja filminin devamı niteliğinde olup, ninjitsu ustası Casey'nin hamile karısı öldürüldüğünde intikam almak için geri dönmesini konu alır. Filmin hikayesi şu şekilde özetlenebilir: Casey, Kōga ninja dojosuna yerleşmiş ve ilk çocuklarına hamile olan Namiko ile evlenmiştir. Bir gün kasabada bir kolye almak için dışarıdayken iki bıçaklı soyguncuyla karşılaşır ve onları alt eder. Daha sonra markete gider, ancak soyguncuların cüzdanını aldığını hatırladığında eve koşar ve Namiko'nun boynunda dikenli telle boğulma izleri olduğunu görür. Cenaze gününde, dojoya eski bir öğrenci olan Nakabara gelir ve Casey'e Tayland'daki dojosunda eğitim almasını önerir, ancak Casey bu teklifi reddeder. Karşılaştığı soyguncuların dövüş tarzını hatırlayan Casey, onları bulup karanlık bir sokakta pusuya düşürüp öldürene kadar peşlerine düşer. Günler sonra Nakabara'nın tavsiyesine uyarak Bangkok'a gider. Nakabara'nın öğrencilerinden Lucas ile antrenman yaparken Casey aniden öfkelenir ve ona saldırır. Nakabara, Casey'e duygularını kontrol etmesini öğretmek için ateş yürüyüşü yapmasını ister, ancak Casey, Namiko'yu düşününce yarı yolda durur. Bir barda sarhoş olur ve birkaç sarhoş müşteriyle kavga eder. Ertesi sabah, Lucas, Namiko'da kullanılan aynı dikenli telle öldürülür. Nakabara, Casey'e babasının ve Namiko'nun babası Sensei Takeda'nın, Kōga dojosunun en iyi üç öğrencisi olduğunu açıklar. Sensei öldüğünde, Takeda, Isamu'ya meydan okumuş ve Isamu'yu öldürerek dojonun kontrolünü ele geçirmiştir. Isamu'nun küçük kardeşi Goro, babasının ölümünü görmüş ve üç nesil sürse bile intikam almaya yemin etmiştir. Yıllar sonra Goro, Myanmar'daki en büyük uyuşturucu kartellerinin başına geçmiştir. Nakabara, Casey'e ABD'ye dönmesini tavsiye eder, çünkü Takeda'nın damadı olması onu Goro'nun

"Nostalji" (Nostalghia) filmi, ülkesini terk etmiş ve vatan özlemi duyan bir entelektüelin hikayesini anlatır. Filmin konusu özetle şöyledir: Tanınmış bir Rus şair olan Andrei, 18. yüzyılda yaşamış ve Bolonya'da eğitim görmüş memleketlisi müzisyen Sosnovsky'nin hayatını araştırmak için İtalya'ya gelir.

Matrix filminin felsefesi, çeşitli temel felsefeleri içinde barındırır: Gerçeklik ve algı: Film, insanların içinde yaşadığı dünyanın gerçek olup olmadığını sorgular. Platon'un mağara alegorisi: Neo'nun uyanışı, Platon'un mağara alegorisine benzer şekilde, gerçek dünyanın bir yanılsama olduğu fikrini yansıtır. Özgür irade ve kader: Film, kaderin mi yoksa özgür iradenin mi daha baskın olduğunu tartışır. Zihin ve beden ilişkisi: Matrix'te bedenin hareket etmesi için zihnin ikna olması gerekir, bu da zihin-beden ayrımına işaret eder. Simülasyon teorisi: Filozof Nick Bostrom'un simülasyon teorisine göre, yaşadığımız evren bir simülasyon olabilir. Ayrıca, Matrix, Hindu Vedanta öğretisindeki "Maya" kavramına da gönderme yapar; bu kavram, dünyanın bir yanılsama olduğunu ifade eder.

"Issız Adam" filmi, izleyicilerde sıcaklık uyandıran birkaç nedenden dolayı dikkat çekmektedir: 1. Derin Duygusal Temalar: Film, yalnızlık, aşk ve insan ilişkileri gibi evrensel temaları işlediği için izleyicilerin duygusal bağ kurmasını sağlar. 2. Psikolojik Analizler: Baş karakter Alper'in bağlanma sorunları ve içsel çatışmaları, izleyicilerin kendi yaşamlarıyla paralellikler kurmasına olanak tanır. 3. Etkileyici Oyunculuk: Filmin başrollerindeki oyuncuların başarılı performansları, izleyicilerde empati ve sempati uyandırır.

"Yük" filminin sonunda, Cemal'in ölüm korkuları ve belirsizlik yerini cesarete bırakır ve yüzleşmeye hazır hale gelir.

"Tatlı Fasulye" (Sweet Bean) filmi, iki farklı yapımla karıştırılabilir: 1. 2015 yapımı Japon filmi "Umudun Tarifi", Tokyo'nun eteklerinde küçük bir dorayaki (tatlı fasulye ezmesinden yapılan bir tür tatlı) dükkânı işleten orta yaşlı bir adam olan Sentaro'nun hikayesini anlatır. 2. 2000 yapımı Türk filmi "Fasulye" ise, köylülerin vergi beyannamelerini büyük şehre götürmekle görevlendirilen saf bir gencin hikayesini konu alır.

"Su Üstünde" filminin sonunda, dağılmış aile üyeleri, Ege kıyılarında yaptıkları son yelken seyahatinde bir araya geliyor ve birbirleriyle olan ilişkilerini yeniden değerlendiriyorlar. Film, karakterlerin başlangıçta göründükleri gibi olmadıklarını ve birbirlerinin kusurlarını kabul etmeyi ve affetmeyi öğrendiklerini gösteriyor.

"Sunset Boulevard" filminin sonunda Joe Gillis'in cesedi havuzda bulunur, çünkü Norma Desmond onu kıskançlıkla öldürmüştür. Daha sonra, polis ve muhabirler malikaneye gelir.

"8:30" (2017) filmi, kendini bir tür sonsuz döngüde sıkışmış bulan sıradan bir genç satış temsilcisinin gözlemlerini anlatıyor.

"Acı (Pieta)" filminin sonunda ana karakter Lee Kang-do (Lee Jung-jin), sevdiği kişiyi kaybetme korkusuyla dolu ve vicdani bir çatışma içindedir. Filmin finalinde Kang-do, annesinin (Mi-son) kendisini kaçıranların saklandığı yere gittiğini düşünür ve onları bulmaya çalışır. Kang-do, Mi-son'u bulduğunda, onun bir inşaatın üst katlarından kendini atmasıyla büyük bir acı yaşar. Kang-do, Mi-son'un isteği üzerine onu gömmek istediği yere gider ve orada, Mi-son'un gerçek oğlunun cesediyle karşılaşır. Kang-do, yaptığı şeylerden pişman olarak kendini öldürür.

2007 yapımı "İçerde" (À l'intérieur) filmi, hamileliği sırasında eşini trafik kazasında kaybeden Sarah'ın hikayesini anlatıyor. Doğumuna bir gün kala, kendisini tanıyan gizemli bir kadın ansızın kapısında belirir.

"Rüzgarın Hatıraları" filmi, İkinci Dünya Savaşı yıllarında siyasi nedenlerle İstanbul'dan kaçmak zorunda kalan çevirmen ve ressam Aram'ın hikayesini anlatıyor. Filmde, Aram'ın Karadeniz'de, Sovyet-Gürcistan sınırındaki bir orman köyünde sıkışıp kalması ve bu kaçış sayesinde çocukluğuna dair kayıp bir zamanın peşine düşmesi işleniyor. Ayrıca, filmde toplumsal olaylar, bellek ve yüzleşme temaları da öne çıkıyor.

"Zuhal" filminin sonunda, kedi sesini bulmaya çalışan Zuhal, apartmandaki komşularının kapılarını çalmayı sürdürür ve bu arayış onun için yeni bir uyanışın başlangıcı olur. Filmin kesin sonucu hakkında daha fazla detay verilmemiştir.

Recep İvedik, "Recep İvedik 5" filminde arkadaşına yumruk atmamıştır. Filmde, Recep İvedik'in bir numaralı düşmanı olan asabi bir Rus sporcu, Recep'e yumruk atmıştır.

Bütün Bir Gece (Toute Une Nuit), Chantal Akerman'ın yönettiği 1982 yapımı film, profesyonel olmayan amatör oyuncularla bir dizi özel ilişkiyi ayrı ayrı parçalar halinde anlatıyor. Filmde, her şey uzun, sıcak ve fırtınalı bir yaz gecesinde geçiyor.

Genèse (Genesis) filminin sonunda, iki ayrı hikayenin paralel bir şekilde ilerlemesi sona eriyor. İlk hikayede, Charlotte ve Guillaume'un yaşadığı aşk, cinsellik ve dostluk deneyimleri bir yaz kampına yapılan yolculukla kesiliyor. İkinci hikayede, Felix'in hikayesi yer alıyor ve bu hikaye, yıllar önce hissedilen ilk aşkın ne kadar zor ve yabancı geldiğini anımsatıyor. Filmin sonunda, iki bölüm arasında bir köprü işlevi gören müzik, her iki dönemin birbirine muhtaç olduğunu vurguluyor.

"Çığlık 2" (Scream 2), ilk filmde yaşanan korku dolu olayların ardından iki yıl geçtikten sonra, Sidney ve Randy'nin hayatlarını yeniden düzenlemeye çalışmalarını konu alır. Haksız yere mahkum ilan edilen Cotton Weary hapishaneden çıkmıştır ve hakkını aramaktadır. Polislerin tek ipucu, işlenen ve işlenecek olan cinayetlerden geriye kalanlardır.

"Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak" ve "karpuz filmi" ifadeleri farklı anlamlara gelmektedir. "Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak", Ahmet Uluçay'ın yönettiği 2004 yapımı bir Türk filmidir. "Karpuz filmi" ise genel olarak karpuz temalı bir filmi ifade edebilir, ancak spesifik bir yapım olarak belirtilmemiştir.

Ateşkes filmi, 1914 yılında I. Dünya Savaşı sırasında batı cephesinde savaşan Alman, Fransız ve İskoç askerlerinin yaşadığı olayları anlatır. Filmde, askerler birbirlerine düşman edilmek istenmelerine rağmen, cephede savaşırken "düşman" sandıkları insanların aslında düşman olmadığını ve pek çok ortak noktaları olduğunu anlarlar. Ateşkes, savaşın ortasında insanların ortak noktalar bulabilmesi ve birbirlerini anlayabilmesi, ayrıca savaşın ne kadar anlamsız ve saçma bir mekanizma olduğunu vurgulaması açısından dikkat çeker. Konu alınan olay, gerçek bir hikayeye dayanmaktadır. Ayrıca, 2016 yılında Emmanuel Courcol tarafından yazılan ve yönetilen, "Ateşkes" adında bir başka film daha bulunmaktadır.