FiilKullanımı

"Suggest to" ifadesi, "suggest" fiilinin dolaylı bir nesneye yönelik kullanıldığında önermek anlamında kullanılır. Örnek cümleler: - He suggested a movie to watch (O, izlenecek bir film önerdi). - The doctor suggested a treatment to the patient (Doktor, hastaya bir tedavi önerdi).

"Wollen" fiili, Almanca'da çeşitli durumlarda kullanılır: 1. Kişisel istekler ve niyetler: Bir kişinin bir şeyi yapmayı istediğini veya planladığını ifade etmek için kullanılır. 2. Gelecekteki planlar: Geleceğe yönelik hedefleri belirtmek için kullanılır. 3. Başkalarının isteklerini dile getirme: Başkalarının ne istediğini ifade etmek için de kullanılabilir. 4. Olumsuz cümleler: Bir şeyin istenmediğini veya yapılmak istenmediğini belirtmek için "nicht" ile birlikte kullanılır. 5. Soru cümleleri: Bir şeyin istenip istenmediğini sormak için kullanılır.

"Become" fiili, iki ana halde kullanılır: 1. Geçmişteki bir değişimi veya dönüşümü ifade etmek için. Örnek cümleler: - "She became a lawyer last year" (Geçen yıl avukat oldu). - "The weather became cold very quickly" (Hava çok hızlı bir şekilde soğudu). 2. Perfect tense yapılarında, geçmişte başlayıp tamamlanmış eylemleri veya durum değişikliklerini ifade etmek için üçüncü hali olan "become" olarak kullanılır. Örnek cümleler: - "She has become a successful writer" (Başarılı bir yazar oldu). - "They have become good friends over time" (Zamanla iyi arkadaş oldular).

"Make" fiili, "made" haline geçmiş zamanla (past tense) şu durumlarda kullanılır: 1. Bir şeyler üretmek veya inşa etmek: Örneğin, "They made a new house" (Yeni bir ev yaptılar). 2. Karar vermek: Örneğin, "He made a decision to study harder" (Daha sıkı çalışmaya karar verdi). 3. Hata yapmak: Örneğin, "I made a mistake in my homework" (Ödevimde bir hata yaptım). 4. Plan yapmak: Örneğin, "We made plans for the weekend" (Hafta sonu için planlar yaptık). Ayrıca, "made" fiili, Perfect Tense yapılarında da kullanılarak eylemin geçmişte yapıldığını ve etkilerinin hâlen devam ettiğini ifade eder.

"Boire" Fransızca'da "içmek" anlamına gelir ve çeşitli bağlamlarda kullanılır: 1. Present Tense (Şimdiki Zaman): "Je bois" (Ben içerim), "tu bois" (Sen içersin), "il/elle boit" (O içer) gibi formlarla kullanılır. 2. Imperfect Tense (Geçmiş Zaman): "Je buvais" (Ben içiyordum), "tu buvais" (Sen içiyordun) gibi formlarla kullanılır. 3. Future Simple Tense (Gelecek Zaman): "Je boirai" (Ben içeceğim), "tu boiras" (Sen içeceksin) gibi formlarla kullanılır. 4. Imperative Mood (Emir Kipi): "Bois!" (İç!) gibi formlarla kullanılır.

"Ankreuzen" Almanca'da "işaretlemek" anlamına gelir. Bu fiil, cümlede aşağıdaki gibi kullanılabilir: - Zutreffendes bitte ankreuzen! (Uygun yeri işaretleyin!). - Etwas ankreuzen (Bir şeyi işaretlemek). Ayrıca, "ankreuzen" fiilinin "yelken açmak" veya "rüzgara karşı gitmek" gibi anlamları da vardır.

"Kann" Almanca'da çeşitli anlamlarda kullanılır: 1. Yetenek ve beceriyi ifade etmek için kullanılır: "Ich kann schwimmen" (Yüzme biliyorum). 2. Olasılık ve izni belirtmek için kullanılır: "Hier kann man essen und trinken" (Burada yemek yiyebilir ve su içebilirsiniz). 3. Teklif ve rica yapmak için kullanılır: "Kannst du mir bitte helfen?" (Bana yardım edebilir misin?). 4. Farklı anlamlarda da kullanılabilir: "Was kann ich für dich tun?" (Senin için ne yapabilirim?). Ayrıca, "kann" olumsuz formda kullanıldığında yetenek eksikliğini veya fiziksel imkansızlığı ifade eder: "Ich kann nicht schwimmen" (Yüzemem).

"Desear" İspanyolca'da "dilemek, istemek veya arzu etmek" anlamına gelir. Bu fiil şu şekillerde kullanılabilir: - İsimle birlikte: Bir şey istemek için, örneğin "Deseo un carro nuevo" (Yeni bir araba istiyorum). - Mastar halindeki fiil ile birlikte: Bir şeyi yapmak istemek için, örneğin "Deseo aprender a bailar" (Nasıl dans edileceğini öğrenmek istiyorum). - İki cümleli cümlelerde: Ana cümlenin, başka bir konunun bir şeyler yapmasını isteyen bir özneyi içerdiği durumlarda kullanılır, örneğin "Deseo que mi hijo hable español" (Oğlumun İspanyolca konuşmasını diliyorum). - Şimdiki zamanda ilerici olarak: Bir şey için sabırsızlanmak anlamında kullanılır, örneğin "Estamos deseando que sea Navidad" (Noel olmasını bekleyemeyiz).

"Gotta" kelimesi, "have got to" ifadesinin kısaltması olarak kullanılır ve zorunluluk anlamı taşır. "Gotta be" ifadesi, "be" fiiliyle birlikte kullanıldığında "olmak zorunda" anlamına gelir. Örnek cümleler: - I gotta be here (Burada olmak zorundayım). - You gotta be careful (Araba kullanırken dikkatli olmalısınız).

Tener fiili, İspanyolca'da çeşitli durumlarda kullanılır: 1. Sahiplik belirtmek için: Nesnelerle veya insanlarla ilgili sahiplik ifadelerinde kullanılır. 2. Yaş belirtmek için: Kişinin kaç yaşında olduğunu ifade etmek için kullanılır. 3. Fiziksel ve ruhsal durumları ifade etmek için: Açlık, susuzluk, üşüme, korku gibi hisleri belirtmek için kullanılır. 4. Sorumluluk ve tavsiye vermek için: "Tener que + infinitivo" yapısıyla, bir şeyin yapılması gerektiğini ifade eder. 5. İdiomatic ifadeler için: "Tener ganas de..." yapısıyla istemek veya hissetmek anlamında kullanılır.

"Gitmek" ve "gidip" arasındaki fark şu şekildedir: 1. "Gitmek": "Go" fiilinin temel formudur ve bir yerden bir yere seyahat etmek anlamına gelir. 2. "Gidip": Bir eylemin, daha önce bir yere gidildikten sonra gerçekleşeceğini belirtmek için kullanılır.

"Struck" kelimesi iki farklı bağlamda kullanılır: 1. Basit geçmiş zaman (simple past tense) olarak, belirli bir zamanda gerçekleşen eylemleri ifade etmek için kullanılır. 2. Geçmiş ortaç (past participle) olarak, genellikle "to be" veya "to have" fiilleriyle birlikte, etkilenme veya afliction durumlarını ifade etmek için kullanılır.

"Divided" fiili, geçmiş zaman (past simple) olarak kullanıldığında, bir eylemin geçmişte gerçekleştiğini ifade eder. Örnek cümleler: - Our camp was divided into 24 parts - She divided the property among her children Ayrıca, "divided" geçmiş ortaç (past participle) olarak da kullanılabilir ve bu durumda present perfect ve past perfect gibi zamanlarda kullanılır.

"For having" ifadesi, İngilizce'de "sahip olmak" anlamına gelen "to have" fiilinin farklı bağlamlarda kullanımını ifade eder. Bazı kullanım alanları: - Eylem gerçekleştirme durumu: "They are having a meeting to discuss the project" (Projeyi tartışmak için toplantı yapıyorlar). - Geçmişte yaşanan durumlara atıf: "I had a great time at the party" (Partide harika bir zaman geçirdim). - Yükümlülük veya gereklilik: "I have to finish this report by tomorrow" (Bu raporu yarın bitirmeliyim).

İngilizcede soru cümlesinden sonra "s" takısı gelmez, çünkü soru cümlelerinde fiilin doğru kullanımı için "does" veya "doesn't" yardımcı fiilleri kullanılır.

"Heyetinden tasarlıyorum" ifadesi, "bir şeyin nasıl gerçekleşebileceğini düşünmek, zihinde hazırlamak" anlamına gelen "tasarlamak" fiilinin yanlış bir kullanımı olabilir. Doğru ifade şekli "heyetin tasarlaması" veya "heyetin planlaması" şeklinde olmalıdır.

Ders anlatmak için "anlatmak" fiili kullanılır.

"Make" fiili İngilizce'de çeşitli anlamlar taşır ve farklı bağlamlarda kullanılır. İşte bazı çalışma şekilleri: 1. Somut Nesne Üretimi: Eylemin sonunda elle tutulur bir nesne ortaya çıktığında "make" fiili kullanılır. 2. Soyut Durumlar: "Change", "mistake" gibi daha soyut kavramlar için de kullanılabilir. 3. Otomasyon Platformları: Make, kod yazmadan iş süreçlerini otomatikleştiren bir otomasyon platformudur.

Fiilin yanlış yerde kullanımı, cümlenin anlamını değiştiren veya yanlış anlaşılmalara yol açan bir anlatım bozukluğudur. Bu tür bozukluklara örnek olarak şunlar gösterilebilir: "Sabahtan beri çok başım ağrıyor" cümlesinde "çok" kelimesinin yanlış yerde kullanılması, sanki birden fazla baş varmış gibi bir anlam yaratırken, doğru kullanım "Sabahtan beri başım çok ağrıyor" şeklindedir. "İzinsiz inşaata girilmez" cümlesinde "izinsiz" kelimesinin yanlış yerde kullanılması, inşaata kimin veya ne zaman girileceği konusunda bir belirsizlik yaratır, doğru kullanım ise "İnşaata izinsiz girilmez" şeklindedir.

"Sahip olmak" ve "gelmek" fiillerinin kullanımı şu şekildedir: 1. Sahip Olmak: Bu fiil, "have" ve "has" olarak iki farklı şekilde kullanılır. Özne "I, you, we, they" ise "have", "he, she, it" ise "has" kullanılır. Örnek cümleler: - Have: I have two brothers. - Has: She has brown hair. 2. Gelmek: Bu fiil, geniş zamanda (simple present tense) özneye göre değişmez ve "comes" olarak kullanılır. Örnek cümle: - He comes every day.