FiilKullanımı

Almanca'da "wollen" fiili aşağıdaki durumlarda kullanılır: Dilek anlatan ifadelerde. İstek anlatan ifadelerde. Bir şeyi yapma arzusunu ifade eden cümlelerde. Mutlaka bir şeyi yapmak istediğini ifade eden cümlelerde. Bir kararın tamamen başka bir kişiye bırakıldığı cümlelerde. Kişinin bir şeyle hiç ilgisi veya alakası olmak istemediğini anlatan cümlelerde. Ayrıca, "wollen" fiili, gelecekte yapılacak planlar ya da niyetler hakkında konuşurken de kullanılır. "Wollen" fiili, bir cümlede ana fiil (Vollverb) en sonda ve çekimlenmemiş halde olur.

Become fiili, İngilizce'de çeşitli durumlarda kullanılır: Simple Past Tense (Geçmiş Zaman). Present Perfect Tense (Geniş Geçmiş Zaman). Past Perfect Tense (Önceki Geçmiş Zaman). Edilgen (Passive Voice) Yapılar.

Make fiilinin "made" hali, genellikle şu durumlarda kullanılır: Geçmiş zaman (Simple Past). Present Perfect Tense. Past Perfect Tense. Edilgen yapı (Passive Voice). Ayrıca, "make" fiili birini bir şey yapmaya zorlamak veya bir şeyin olmasına neden olmak gibi durumlarda da "made" olarak kullanılabilir.

Fransızca "boire" fiili, "içmek" anlamında kullanılır. Bazı kullanım örnekleri: Boire un verre. Boire de l'eau. Boire un café. Je vais boire. Elle va boire avec ses amis. Fiilin çekimlenmesi şu şekildedir: Mevcut gösterge. Bileşik geçmiş gösterge. Yakın gelecek göstergesi. Daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynakları inceleyebilirsiniz: tr.bab.la; context.reverso.net; youtube.com; greelane.com; tr.pons.com.

Desear kelimesi İspanyolca'da "dilemek, temenni etmek, arzu etmek, istemek" anlamlarına gelir. Örnek cümleler: Deseo la felicidad completa para mis hijos (Çocuklarımın hayatta mutlu olmalarını diliyorum). Te deseo tanto, ¿cuándo podremos estar juntos? (Seni çok istiyorum, ne zaman bir araya gelebiliriz?). ¡Ojalá dejara de hablar! (Susmasını istiyorum). Deseo que mi hijo hable español (Oğlumun İspanyolca konuşmasını diliyorum). Estamos deseando que sea Navidad (Noel olmasını bekleyemeyiz).

"Ankreuzen" Almanca'da "işaretlemek" anlamına gelir. Kullanım örnekleri: "Und das Ankreuzen des Kästchens bedeutet Arbeit" (Bir kutucuğu işaretlemek çaba gerektirir). "Auf Formularen, auf denen nur die Optionen „weiblich“ und „männlich“ vorgesehen sind, kann im Gesundheitsbereich Diversgeschlechtlichkeit durch Ankreuzen beider Kästchen angegeben werden" (Sadece "kadın" ve "erkek" seçeneklerinin bulunduğu formlarda, sağlık alanında "ikili cinsiyet" işareti olarak her iki kutucuğun da işaretlenmesi yapılabilir). Fiilin çekimleri: Şimdiki zaman: "kreuzt an", "kreuzte an". Mastar: "ankreuzen". Ortaç: "angekreuzt". Örnek cümleler: "Ich wünschte da wäre ein Kästchen in diesem Formular bei dem ich 'Leidenschaft' ankreuzen könnte" (Keşke şu formda 'tutku'yu işaretleyebileceğim bir kutucuk olsa). "Wir haben uns auch über das Ankreuzen des Kästchens unterhalten, und die Schwierigkeit, aktiv zu werden" (Kutucukları işaretlemekten ve harekete geçmenin zorluğundan konuştuk).

"Gotta be" ifadesi, İngilizce'de "have got to" kalıbının kısaltılmış hali olup, zorunluluk veya yükümlülük ifade etmek için kullanılır. Örnek cümleler: "You gotta be thankful that we're still in 'we' terms" (Hâlâ "biz" durumunda olduğumuza minnettar olmalısın). "We gotta catch that riverboat" (O nehir teknesini yakalamalıyız). Ayrıca, "gotta" kelimesi "satın almak" veya "edinmek" anlamlarında da kullanılabilir.

"Gitmek" ve "gidip" arasındaki fark, kullanım bağlamına bağlıdır. "Gitmek", bir yerden bir yere seyahat etmek anlamına gelir ve genellikle bir eylemin gelecekte gerçekleşeceğini ifade eder. "Gidip", genellikle bir eylemin önceden planlandığını veya niyet edildiğini belirtir. Ayrıca, "gitti" kelimesi "git" fiilinin geçmiş zaman biçimi, "gone" ise geçmişteki parçalı formudur ve genellikle mükemmel zaman dilimlerinde kullanılır.

"Divided" fiili, "divide" fiilinin geçmiş zaman ve üçüncü hali olarak kullanılır. Kullanım alanları: Geçmiş zaman: "Divided" fiili, "divide" fiilinin geçmişte gerçekleştiğini belirtmek için kullanılır. Perfect tenseler: "Divided" fiili, perfect tenselerle birlikte kullanılarak eylemin tamamlandığını ve sonucunun şu an etkili olduğunu ifade eder.

Struck, İngilizce'de "strike" fiilinin ikinci hali olarak kullanılır ve genellikle geçmiş zamanlı cümleler yaparken kullanılır. Kullanım örnekleri: His car went out of control and struck a tree (Arabası kontrolden çıktı ve bir ağaca çarptı). Did the ship strike an iceberg? (Gemi bir buzdağına mı çarptı?). Ayrıca, "struck" fiili, perfect tenselerle birlikte kullanıldığında üçüncü hali olarak da "struck" veya "stricken" şeklinde kullanılabilir.

İngilizcede soru cümlesinden sonra "s" takısı gelmez. "S" takısı, yalnızca üçüncü tekil şahıs (he, she, it) ile kurulan cümlelerde fiile eklenir. Soru cümlelerinde "s" takısı, "does/doesn't" olarak eklenir ve fiil yalın haliyle yazılır. Örneğin: - Does he read book? (O kitap okur mu?) - Doesn't she go to school? (O okula gitmez mi?)

"Seni heyetinden sikmeyi tasarlıyorum" ifadesi, alternatif bir sexting cümlesi olarak kullanılmaktadır. Bu ifade, bir kadının mesajlaştığı kişiye yazmak isterken "her yerinden" demek isterken klavyenin azizliğine uğraması sonucu ortaya çıkmıştır. Ayrıca, bu ifade Ekşi Sözlük ve Uludağ Sözlük gibi platformlarda bir başlık olarak da kullanılmıştır. Bu tür ifadeler, argo ve uygunsuz içerik barındırdığından, saygılı ve sağlıklı iletişim kurmaz.

Anlatmak fiili, ders anlatmak için kullanılır. Fiiller, bildirdikleri hareketin niteliğine göre iş (kılış), durum ve oluş fiilleri olarak üçe ayrılır. İş fiilleri: Öznenin kendi isteğiyle gerçekleştirdiği eylemleri anlatır. Durum fiilleri: Öznenin süreklilik gösteren bir durumunu anlatır. Oluş fiilleri: Bir şeyin zaman içinde değiştiğini veya geliştiğini anlatır.

Fiilin yanlış yerde kullanımı, cümledeki sözcüklerin hatalı sıralaması nedeniyle anlam bozukluğuna yol açar. Örnekler: "Sabahtan beri çok başım ağrıyor" cümlesinde "sabahtan beri" sözünün yeri yanlış olduğundan cümlenin anlamı bozulmuştur. "Tamirci, on dakikada havuzun suyunu boşaltan dinamoyu tamir etti" cümlesinde "on dakikada" sözünün yeri anlatımda bozukluğa yol açmaktadır. "Yeni okula geldim ki ders zili çaldı" cümlesinde "yeni" sözcüğü yanlış yerde kullanıldığından cümlenin anlamı bozulmuştur.

Sahip olmak (to have) fiili, duruma göre ana fiil veya yardımcı fiil olarak kullanılabilir. Ana fiil olarak: "sahip olmak" anlamında kullanılır. Yardımcı fiil olarak: Mükemmel zamanlar oluşumunda rol oynar. Gelmek (to come) fiili hakkında bilgi bulunamadı. Daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynakları inceleyebilirsiniz: kaplaninternational.com; quizlet.com; yabzh.com.

Drive fiili, genellikle bir taşıtı kullanarak gitmek veya bir taşıtı yönlendirmek anlamında kullanılır. Ancak cümle içerisinde farklı anlamlar kazanabilir: Sürmek. Sürücülük yapmak. Tehlikeli bir şekilde sürmek. Bir şeyi hareket ettirmek veya ileriye gitmesini sağlamak. Bir amacı ilerletmek veya ilerlemek. Belli bir yolu izlemek. Yavaş ve sakin hareket etmek. Ayrıca, "drive" fiili, geçmiş zaman yapılarında ikinci hali "drove" ve üçüncü hali "driven" olarak kullanılır.

"Is" ve "am", İngilizce'de "to be" fiilinin farklı öznelerle kullanılan formlarıdır. "Is", "he", "she", "it" gibi üçüncü tekil şahıs özneleriyle kullanılır. "Am", "I" öznesi ile kullanılır. Kullanım örnekleri: Is: "He is a doctor" (O bir doktordur). Am: "I am late" (Geç kaldım). Ayrıca, "to be" fiili, sıfatlarla birlikte kullanılarak kişilerin veya nesnelerin niteliklerini belirtmek için de kullanılır. Soru ve olumsuz cümlelerde ise "to be" fiili başa alınır veya yanına "not" eklenir.

Bazı fiiller, gerund alındığında anlamları değişir: Remember: "To" + infinitive ile "unutmamak", gerund ile ise geçmişteki bir olayı hatırlamak anlamı oluşur. Try: "To" + infinitive ile bir şeyi yapmaya çalışmak, gerund ile bir aktiviteye başlayıp yarıda bırakmak anlamı oluşur. Stop: "To" + infinitive ile bir şeyi yapmak için başka bir şeyi yapmayı bırakmak, gerund ile direkt bir şeyi yapmayı bırakmak anlamı oluşur. Forget: "To" + infinitive ile bir işi yapmayı unutmak, gerund ile geçmişte yapılan bir şeyi unutmak anlamı oluşur. Regret: Gerund ile geçmişte meydana gelen bir olaydan duyulan pişmanlık, infinitive ile kötü veya olumsuz bir durumun haber verileceği zamanlarda kullanılır. Ayrıca, "go on" fiili de hem gerund hem de infinitive olarak kullanılabilir, ancak anlamları farklıdır.

"Befürchten" kelimesi Almanca'da "korkmak", "endişe etmek" anlamlarına gelir. Kullanım örnekleri: "Gesundheitsexperten befürchten dieses Szenario seit Monaten" (Sağlık uzmanları bu senaryodan aylardır korkuyorlar). "Ich hätte vorher etwas sagen sollen, aber ich befürchtete, du würdest dich ärgern" (Daha önce bir şey söylemeliydim ama kızacağından korktum). Fiilin çekimleri: Şimdiki zaman (Präsens): ich befürchte; du befürchtest; er/sie/es befürchtet; wir befürchten; ihr befürchtet; sie befürchten. Geçmiş zaman (Präteritum): ich befürchtete; du befürchtetest; er/sie/es befürchtete. Yardımcı fiil: "haben".

"Quedarse" ve "se queda" arasındaki fark, "quedarse" kelimesinin refleksif bir fiil olmasıdır. "Quedarse", bir yerde kalmak veya bir şeyi muhafaza etmek anlamına gelir. "Se queda", "quedar" fiilinin üçüncü tekil şahıs (o/o) için konjugasyonudur. Bu iki kelime arasındaki karışıklık, özellikle kıyafet, renk veya görünümle ilgili durumlarda, çünkü bu tür bağlamlarda dolaylı nesne zamirleri (me, te, le, nos, os, les) kullanılır ve bunlar refleksif zamirlerle (me, te, se, nos, os, se) karışabilir.