Grammar

İngilizce geniş zaman (Present Simple Tense) aşağıdaki durumlarda kullanılır: 1. Alışkanlıklar ve rutinler: Günlük hayatta yapılan alışkanlıklar ve rutinler için kullanılır. 2. Genel gerçekler: Doğa kanunları ve değişmez gerçekler gibi genel ifadeleri belirtmek için kullanılır. 3. Sürekli tekrarlanan eylemler: Sürekli veya kalıcı durumları ifade etmek için kullanılır. 4. Programlanmış gelecek zaman eylemleri: Resmi programlar, tarifeler ve planlanmış etkinlikler için kullanılır. 5. Anlatım ve spor yorumları: Kitap özetleri, hikaye anlatımı ve spor yorumları sırasında kullanılır.

Used to ile ilgili bazı cümleler: Olumlu Cümleler: 1. I used to go swimming every summer (Her yaz yüzmeye giderdim). 2. She used to play the piano beautifully (Piyano çalmayı çok güzel yapardı). 3. They used to travel a lot when they were younger (Gençken çok seyahat ederlerdi). 4. He used to be my best friend in school (Okulda en iyi arkadaşım olurdu). 5. We used to live in the city, but now we live in the countryside (Şehirde yaşardık, ama şimdi kırsalda yaşıyoruz). Olumsuz Cümleler: 1. I didn’t use to like broccoli (Brokoli sevmezdim). 2. She didn’t use to wear glasses (Gözlük takmazdı). 3. They didn’t use to have a car when they lived in the city (Şehirde yaşarken arabaları yoktu). Soru Cümleleri: 1. Did you use to play basketball in college? (Üniversitede basketbol oynar mıydın?). 2. Did they use to live in another country? (Başka bir ülkede mi yaşıyorlardı?).

Türk dilinde "could" fiili şu şekillerde kullanılır: 1. İhtimalleri ifade etmek için: Gelecekte gerçekleşmesi muhtemel olan olayları belirtmek için kullanılır. 2. Geçmişteki yetenekleri ifade etmek için: Geçmişte sahip olunan becerileri anlatmak için "could" yerine "be able to" kullanılabilir. 3. Kibar bir şekilde rica veya izin istemek için: "Can" fiilinin daha kibar bir hali olarak düşünülebilir. 4. Öneri yapmak için: "You could take your cousin to the park" (Kuzenini parka götürebilirsin).

If clauses (koşullu cümleler) dört ana türe ayrılır: 1. Zero Conditional (Sıfır Koşul). 2. First Conditional (Birinci Koşul). 3. Second Conditional (İkinci Koşul). 4. Third Conditional (Üçüncü Koşul).

"Used to" ve "be used to" ifadeleri İngilizce'de farklı anlamlar taşır: - "Used to", geçmişte yapılan ancak artık yapılmayan alışkanlıkları veya durumları ifade eder. - "Be used to" ise, şu anki bir alışkanlıktan veya durumdan bahsederken kullanılır ve "alışkın olmak" anlamına gelir.

Used to ile olumlu cümle kurmak için aşağıdaki formül kullanılır: Özne (subject) + used to + fiilin ilk hali (V1). Örnek cümleler: - We used to go for a walk in the city - I used to study French a lot but now I don’t - She used to play the piano 40 years ago

"Used to" kalıbı, geçmişte olan ancak artık etkisi görülmeyen alışkanlıkları, durumları anlatmak için kullanılır. Kullanım formülü: 1. Olumlu cümle: Özne + used to + fiilin ilk hali (V1). Örnek: I used to watch the sunrise from the top of that tree when I was a kid (Çocukken o ağacın tepesinden gündoğumunu izlerdim). 2. Olumsuz cümle: Özne + didn’t use to + fiilin ilk hali (V1). Örnek: You didn’t use to show up after school (Okuldan sonra ortalarda görünmezdin). 3. Soru cümlesi: Did + özne + use to + fiilin ilk hali (V1). Örnek: Did your father use to leave you alone for business trips? (Baban iş seyahati için sizi yalnız bırakıp gider miydi?).

"When" ve "while" İngilizce'de zaman bağlaçları olarak kullanılır, ancak farklı anlamlar taşırlar: - "When", bir olayın diğer olayla tamamen örtüştüğünü veya tamamlanmasını beklediğimiz zaman kullanılır. - "While", bir olayın diğer olaya göre daha uzun sürdüğü durumlarda kullanılır.

"I do my homework" ifadesi, genel ifadelerde ve rutin işleri belirtirken kullanılır.

Conjunctions (bağlaçlar) sorularını çözmek için aşağıdaki adımları izlemek faydalı olabilir: 1. Bağlaç türlerini tanımak: İngilizce'de üç ana bağlaç türü vardır: - Coordinating conjunctions: Aynı işlevdeki cümle, isim, fiil, sıfat ve zarfları birbirine bağlar (örneğin, "and", "but", "or"). - Subordinating conjunctions: İki cümleyi birbiriyle anlamsal, zamansal veya koşulsal olarak ilişkilendirir (örneğin, "because", "since", "if"). - Correlative conjunctions: İkili bir şekilde kullanılır ve iki seçeneğin de doğru olduğunu belirtir (örneğin, "either ... or ...", "both ... and ..."). 2. Bağlamı analiz etmek: Bağlaçların kullanım amacı, cümlenin anlamını ve yapısını anlamak için önemlidir. 3. Örneklerle pratik yapmak: Bağlaçların farklı bağlamlarda nasıl kullanıldığını görmek için alıştırmalar çözmek ve quizler çözmek faydalı olabilir.

Have ve has fiillerinin kullanım tablosunu aşağıdaki şekilde oluşturabilirsiniz: Özne: I, you, we, they. Özne: He, she, it. Örnek cümleler: - Have: I have two brothers - Has: She has an interesting story Olumsuz cümleler: - Have not ( haven’t ) ve has not ( hasn’t ) şeklinde yapılır. - Have not: I haven’t got a pen - Has not: He hasn’t got a phone Soru cümleleri: - Have you got? ve Has she got? şeklinde düzenlenir. - Have you got a book? (Bir kitabın var mı?).

Have ve has ile ilgili 5 soru cümlesi: 1. Have you got a computer? (Bir bilgisayarın var mı?) 2. Has she got a pencil? (Onun bir kalemi var mı?) 3. Have you got some milk? (Biraz sütün var mı?) 4. Has it got a bed? (Onun bir yatağı var mı?) 5. Do you have a motorcycle? (Bir motosikletin var mı?)

"Do" ve "have" İngilizce'de farklı işlevlere sahip fiillerdir: 1. Have: Sahip olma anlamını taşır ve genellikle "var" olarak çevrilir. Olumlu cümlelerde özneye göre çekimlenir: - I/You/We/They: have. - He/She/It: has. Örnekler: "I have a cat" (Benim bir kedim var). 2. Do: Yardımcı fiil olarak kullanılır ve olumsuz ve soru cümlelerinde yer alır. - Olumsuz: I don't have a car (Benim bir arabam yok). - Soru: Do you have a pen? (Senin bir kalemin var mı?).

"Received" kelimesi, iki farklı bağlamda kullanılır: 1. Geçmiş zaman (past tense) olarak kullanıldığında, bir şeyin daha önce alındığını ifade eder. 2. Geniş zaman (present perfect) olarak kullanıldığında, bir eylemin şu an ile bağlantılı olduğunu ve etkisinin hala devam ettiğini belirtir.

"English Grammar in Use" kitabı, orta seviye (B1-B2) İngilizce öğrenenler için uygundur.

Should ve shouldn't ile ilgili sorular cümlenin başına "should" veya "shouldn't" getirilerek yapılır. Örnekler: 1. Should: "Should I bring my umbrella?" (Şemsiyemi getirmeli miyim?). 2. Shouldn't: "Shouldn't we call her?" (Onu aramamalı mıyız?). Ayrıca, soru cümlesinde "should" kullanıldığında cevap verirken de bu kelimeyi kullanmak gerekir.

"Find" fiili, "bulmak" anlamında çeşitli durumlarda kullanılır: 1. Olumlu cümlelerde: Bir şeyi veya birini geçmişte bulduğumuz durumları ifade eder. 2. Soru cümlelerinde: Bir şeyin bulunup bulunmadığını sormak için kullanılır. 3. Olumsuz cümlelerde: Bir şeyi bulamama durumunu ifade eder. 4. Perfect tense ile birlikte: Bir eylemin geçmişte başladığını ve hala etkisinin sürdüğünü veya geçmişte başka bir olaydan önce gerçekleştiğini belirtmek için kullanılır.

English Grammar Today kitabı, Elementary (Başlangıç) seviyesinden Upper Intermediate (İleri) seviyesine kadar 94 ana başlık altında tüm konuları kapsamaktadır.

"Being" ile başlayan bazı cümleler: 1. Gerund olarak kullanımı: "Being honest is always the best policy" (Dürüst olmak her zaman en iyi politikadır). 2. Fiil olarak kullanımı: "You're being rude" (Kaba davranıyorsun). 3. Varlık belirten cümle: "The being of the universe is a mystery" (Evrenin varlığı bir sırdır). 4. Devam eden durum belirten cümle: "He is being very helpful today" (Bugün çok yardımcı oluyor). 5. Edatlarla kullanımı: "I have a problem with being disturbed" (Rahatsız edilmekle ilgili bir problemim var).

English Grammar Today eğitim seti, Elementary (Başlangıç Seviyesi) ile Upper Intermediate (İleri Seviye) arasındaki tüm konuları kapsar.