Grammar

İngilizce geniş zaman (simple present tense), aşağıdaki durumlarda kullanılır: Sürekli tekrarlanan eylemler. Değişmeyen durum ve duygular. Herkes tarafından bilinen gerçekler. Önceden programlanmış olaylar. Hikaye anlatımı. Talimat verme.

Used to kalıbıyla kurulan bazı cümle örnekleri: Olumlu cümleler: I used to play basketball when I was a kid. She used to live in London, but I moved to Rome last year. We used to go camping every summer. Olumsuz cümleler: I didn't use to watch much television. They didn't use to speak Spanish fluently. Soru cümleleri: Did you use to work at a shopping mall. Where did you use to study. Kullanımı: Formül: Özne + used to + fiilin yalın hali. Örnek: I used to work out every day. Olumsuz kullanım: Özne + didn't use to + fiilin yalın hali. Örnek: I didn't use to play video games. Soru cümlesi: Did + özne + use to + fiilin yalın hali. Örnek: Did she use to be this skinny.

If clauses (koşul cümleleri) dört ana başlıkta incelenebilir: 1. Type 0 (Sıfır Koşullu). 2. Type 1 (Birinci Koşullu). 3. Type 2 (İkinci Koşullu). 4. Type 3 (Üçüncü Koşullu). Ayrıca, "Mixed Type" olarak adlandırılan ve iç içe geçmiş if cümlesi yapılarıyla oluşan özel durumlar da vardır.

"Used to" ve "be used to" arasındaki temel fark, kullanım amaçlarıdır: "Used to", geçmişte düzenli olarak yapılan ancak artık yapılmayan eylemleri ifade eder. "Be used to", bir şeye alışkın veya alışık olmayı ifade eder. "Get used to" ise bir şeye zamanla alışma sürecini tanımlar.

Used to ifadesi ile olumlu cümle kurmak için şu formül kullanılabilir: Özne + used to + fiilin yalın hali. Bazı örnekler: I used to play tennis every Sunday. She used to live in Paris before moving to New York. We used to go camping every summer. They used to have a bird, but they don't anymore. He used to work as a teacher before he became a singer.

When ve while arasındaki temel fark, bahsedilen eylemin süresidir. When, belirli bir zamanı ya da olay anını ifade etmek için kullanılır. While, iki olayın aynı anda, eş zamanlı olarak gerçekleştiğini anlatır. Örnekler: When: "I was washing the dishes when they knocked on the door" (Kapıyı çaldıklarında bulaşıkları yıkıyordum). While: "He hit his head while he was running" (Koşarken kafasını çarptı).

"I do my homework" ifadesi, geniş zaman (simple present tense) cümlelerinde kullanılır. Bu ifade, aşağıdaki durumlarda kullanılabilir: Aktiviteler ve günlük işler: "Do the dishes" (bulaşıkları yıkamak), "Do housework" (ev işi yapmak) gibi ifadelerle birlikte. Belirli bir zaman belirtmeyen, günlük olarak tekrarlanan durumlar: "I do my best in school" (Okulda elimden gelenin en iyisini yaparım) gibi cümlelerde. Ayrıca, soru sormak ve olumsuz cümleler kurmak için "do" yardımcı fiili kullanılır.

Have ve has kullanım tablosu şu şekilde oluşturulabilir: Özne: "I", "you", "we", "they" için "have"; "he", "she", "it" için "has" kullanılır. Örnekler: I have two brothers. He has an interesting hat. Cats have four legs. The cat has very long hair. Olumsuzluk: "Have"in olumsuzu "don't have", "has"in olumsuzu "doesn't have" olarak kullanılır. He doesn't have a pencil. Mary doesn't have a sister. Yardımcı fiil olarak kullanım: Present simple yapısında "have" ve "has" yardımcı fiil olarak kullanılır. I have done the cleaning. The cat has drunk its water. Perfect zaman yapılarında ise "have" ve "has" her zaman "will" ile birlikte kullanılır. Daha detaylı bilgi ve örnekler için aşağıdaki kaynaklara başvurulabilir: novakid.com.tr; Preply.com; openenglish.com.tr; interingilizce.com.

Conjunctions (bağlaçlar) sorularını çözmek için aşağıdaki kaynaklar kullanılabilir: YouTube: "İngilizce Bağlaçlar; Adverbial Clause / Conjunctions Soru Çözümü YDS / YDT/ TYT/ YKS-DİL" videosu, bağlaçlarla ilgili soru çözme teknikleri hakkında bilgi verebilir. novakid.com.tr: "Conjunctions" sayfasında, bağlaçların kullanımıyla ilgili örnekler ve "FANBOYS" (For, and, nor, but, or, yet, so) kısaltması gibi akılda tutma yöntemleri bulunmaktadır. usingenglish.com: "Conjunctions Quiz" bölümünde, bağlaçlarla ilgili 14 çoktan seçmeli soru bulunmaktadır. english.lingolia.com: "Conjunctions – Free Exercise" sayfasında, farklı türdeki bağlaçlarla ilgili alıştırmalar yer almaktadır. academia.edu: "CONJUNCTIONS AND TRANSITIONS TEST 1" sayfasında, 55 soruluk bir bağlaçlar testi bulunmaktadır.

Have ve has ile ilgili beş soru cümlesi: 1. Do you have any advice for me? (Benim için hiç tavsiyen var mı?) 2. Does she have any plans for next week? (Onun bir sonraki haftaya planı var mı?) 3. Have we met before? (Daha önce tanıştık mı?) 4. Have they visited this city before? (Daha önce bu şehri ziyaret ettiler mi?) 5. Has she ever tried sushi? (Daha önce sushi denedi mi?)

Received kelimesi, İngilizce'de "receive" fiilinin ikinci ve üçüncü hali olarak kullanılır ve çeşitli durumlarda kullanılabilir: Present Perfect Tense ile kurulan cümlelerde, geçmiş ile gelecek arasında bağlantı kurmak için kullanılır. Past Perfect Tense ile kurulan cümlelerde, geçmiş bir olaydan daha önceki bir zamandan bahsetmek için kullanılır. Future Perfect Tense ile kurulan cümlelerde, gelecekte yapılacak bir şeyden söz ederken kullanılır. Passive Voice ile kurulan cümlelerde, eylemin yapanı belli olmadığında kullanılır. Sıfat tamlamalarında kullanılabilir.

English Grammar in Use kitabı, B2-C1 seviyeleri için uygundur. Bu kitap, Raymond Murphy tarafından yazılmıştır ve İngilizce dil bilgisi konularında pratik yapmak isteyenler için yaygın olarak kullanılmaktadır. İngilizce dil seviyeleri şu şekilde sınıflandırılır: A1 ve A2: Temel seviye. B1 ve B2: Bağımsız kullanıcı seviyesi. C1 ve C2: Gelişmiş seviye.

Should ve shouldn't ile ilgili soru cümleleri şu şekilde kurulur: Soru cümlesinin başına "should" getirilir. Örnekler: Should I drink a glass of water Should you really wear that dress Should we go to the cinema tonight Should I call the doctor if the fever continues Olumlu ve olumsuz kısa cevaplar şu şekilde verilir: ✧ Yes, she should ✧ No, she shouldn't ✧ Yes, they should ✧ No, they shouldn't

Find fiili, İngilizce'de "bulmak" anlamına gelir ve çeşitli durumlarda kullanılır: Past Simple Tense (Geçmiş Zaman): Geçmişte yaşanan bir olaydan bahsedilirken kullanılır. Present Perfect Tense (Yakın Geçmiş Zaman): Geçmişte bir noktada tamamlanmış, ancak etkileri hala devam eden durumlar için kullanılır. Past Perfect Tense (Mișli Geçmiş Zaman): Geçmişte başka bir olaydan önce gerçekleşmiş durumlar için kullanılır. Örnek cümleler: "I found my glasses on the table" (Gözlüğümü masanın üstünde buldum). "I have found my keys" (Anahtarlarımı buldum). "By the time we arrived, they had found the missing cat" (Biz varana kadar kayıp kediyi bulmuşlardı).

English Grammar Today kitabı, Elementary (Başlangıç Seviyesi) ile Upper Intermediate (İleri Seviye) arasında tüm konuları kapsayan 6 seviye içerir. Bu seviyeler: 1. Elementary (Başlangıç Seviyesi) 2. Pre-Intermediate (Orta Üstü) 3. Intermediate (İleri) 4. Upper-Intermediate (Üst Orta) 5. Advanced (Gelişmiş) 6. Proficiency (Yeterlilik) Kitap, konuları kolaydan zora doğru sıralamıştır ve Türkçe açıklamalıdır.

''Being'' ile başlayan cümlelerden bazıları şunlardır: Being honest is always the best policy. Being a parent is both challenging and rewarding. Being a DJ must be really interesting. Being an orphan, my father had to start earning money at ten. Being overly generous is his greatest fault. Being here feels strange. Being the boxes are being scanned right now. Being that monstrous being is being scary. Ayrıca, ''being'' fiili, ''olmak'' fiilinin devam eden hali olduğu için, ''am/is/are'' ve ''was/were'' yardımcı fiillerinden sonra kullanılarak present continuous tense ve past continuous tense ile cümle kurulabilir. Örnekler: You are being really noisy I was being truthful My dog was being naughty He is being careful

English4Today eğitim seti, Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı (CEFR) standardına göre A1, A2, B1, B2, C1 ve C2 olmak üzere altı farklı İngilizce seviyesini kapsar. A1 ve A2 seviyeleri: Temel İngilizce kullanıcıları için olup, başlangıç seviyesini ifade eder. B1 ve B2 seviyeleri: Bağımsız İngilizce kullanıcıları için olup, orta ve üst orta seviyeyi ifade eder. C1 ve C2 seviyeleri: Gelişmiş İngilizce kullanıcıları için olup, ileri ve ana dil seviyesinde akıcılığı ifade eder.

Would rather ifadesiyle kurulan cümlelere bazı örnekler: I’d rather stay home than go to cinema tonight. He would rather play tennis than sit here. They would rather drink tea than coffee. I would rather go by airplane. She would rather live in İzmir. I would rather not watch a match than go to the cinema. They would rather not tell a lie. I would rather not go out this evening. Would you rather go by car than go by train?? Would you rather live in Germany or England?? Ayrıca, would rather ile kurulan olumsuz cümlelere şu örnekler verilebilir: She would rather not see me. My father would rather not drink tea than drink coffee. Mert would rather not resign from my job than take a cut in salary.

Like ve "but" kelimelerini içeren bazı cümleler: Like ile cümleler: I like ice cream. She likes chocolate. We like to read books. He likes going to holiday every summer. She acts like she's the boss. But ile cümleler: I wanted to join you, but I was too tired. She likes coffee, but she doesn’t like tea. The movie was interesting, but it was too long. He's kind, but sometimes too shy. The party was fun, but it ended too soon.

Can ve modal fiiller arasındaki temel fark, can'in bir modal fiil olmaması ve genellikle yetenek, izin veya olasılığı ifade eden bir yardımcı fiil olarak kullanılmamasıdır. Modal fiiller, cümlelere ihtimal, yeterlilik, zorunluluk gibi anlamlar katar ve her zaman bir ana fiille birlikte kullanılır. Örnekler: Can: "I can swim" (Yüzebilirim). Modal fiiller: "You must study" (Çalışmalısın), "It might rain" (Yağmur yağabilir). Can ise, "I can speak English" (İngilizce konuşabilirim) gibi cümlelerde olduğu gibi, tek başına da kullanılabilir ve genellikle bir şeyi yapabilme yeteneğini ifade eder.