• Buradasın

    Feminizm

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Hale Tenger ne iş yapar?

    Hale Tenger, sanatçıdır. 1960 yılında İzmir'de doğan Tenger, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve İngiltere'de South Glamorgan Yükseköğretim Enstitüsü'nde seramik eğitimi almıştır. Farklı malzemelerle toplumsal bellek üzerine yerleştirmeler gerçekleştiren Tenger, çalışmalarını İstanbul'da sürdürmektedir. Hale Tenger'in eserleri, Centre Pompidou, Art Gallery of Western Australia, İstanbul Modern, Arter ve Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı Koleksiyonu gibi birçok koleksiyonda yer almaktadır.

    1980 sonrası feminist hareket ne yapmıştır?

    1980 sonrası feminist hareket, Türkiye'de çeşitli önemli adımlar atmıştır: Bilinç yükseltme grupları: Feminist hareketin temel yöntemlerinden biri olan bilinç yükseltme grupları yaygınlaştırılmıştır. Dergiler ve yayınlar: Pazartesi, Feminist ve Kaktüs gibi dergiler çıkarılmış, kadın aleyhine olan dil ve yasalar eleştirilmiş, talepler dile getirilmiştir. Kampanyalar ve eylemler: "Dayağa Hayır!" kampanyası ve "Kadınlar Dilekçesi" gibi kampanyalar düzenlenmiş, yürüyüşler ve protestolar yapılmıştır. Kurumsallaşma: Mor Çatı gibi kadın örgütleri kurulmuş, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü gibi kurumlar oluşturulmuştur. Toplumsal farkındalık: Kadına yönelik şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği gibi konular kamuoyunun gündemine taşınmış, kadın hareketi toplumda yaygınlaşmıştır.

    Kate Millet cinsel politika ne anlatıyor?

    Kate Millett'in "Cinsel Politika" adlı kitabı, toplumsal cinsiyet ilişkilerini politik bir düzlemde yeniden tanımlar ve ikinci dalga feminizmin kurucu metinlerinden biri olarak kabul edilir. Kitapta ele alınan bazı konular: Patriarkanın kurumsallaşması: Millett, patriarkanın sadece kamusal alanda değil, özel yaşamda ve aile, cinsellik, edebiyat gibi kültürel yapılarda nasıl kurumsallaştığını inceler. Cinsiyet rollerinin sosyal inşası: Cinsiyet rollerinin biyolojik değil, kültürel olarak inşa edildiğini savunur. Cinselliğin ideolojik bir iktidar alanı olması: Kadınların rızasının bu yapılar içinde nasıl bastırıldığını veya yeniden şekillendirildiğini ele alır. Ataerkil kontrol: Cinselliğin ataerkil kontrolle nasıl engellendiğini, saptırıldığını ve sapkın yönlere kanalize edildiğini gösterir. Millett, "politika" kavramını klasik anlamının dışına taşıyarak, bireyler arası ilişkilerde, özellikle kadın-erkek ilişkilerinde vücut bulan güç yapılarını da kapsar.

    Türkiye'de ilk feminist toplantı nerede yapıldı?

    Türkiye'de ilk feminist toplantı, 11-12 Şubat 1989 tarihlerinde Ankara'da gerçekleştirilen 1. Feminist Kongre olmuştur. Bu kongre, Türkiye feminist hareketi için bir dönüm noktası olarak kabul edilir.

    Kadın hakları için mücadele eden ilk kadın kimdir?

    Kadın hakları için mücadele eden ilk kadın olarak Olympe de Gouges gösterilebilir. Ayrıca, Elizabeth Cady Stanton ve Lucretia Mott da kadın hakları hareketinin temellerini atan önemli figürlerdir. Bunların yanı sıra, Trotula di Ruggiero Orta Çağ'ın ünlü kadın doktorlarından biridir ve tıp üzerine çalışmalar yapmıştır.

    Sara Ahmed feminist bir yaşam sürmek ne anlatıyor?

    Sara Ahmed'in "Feminist Bir Yaşam Sürmek" kitabı, feminizmin sadece protestolara katılmak veya akademik yazılar yazmak olmadığını, aynı zamanda nasıl yaşanılması gerektiği ile ilgili bir soru olduğunu vurgular. Kitapta ele alınan bazı konular: Feminizmin günlük hayata entegrasyonu: Ahmed, feminist düşüncenin toplumsal dünyamızın gündelik boyutlarında nasıl yaşanabileceğini araştırır. Her mekanın politik olması: Tüm mekanların politik bir boyutu olduğunu ve bu mekanlarda feminist bir duruş sergilemenin önemini belirtir. Mücadele ve zorluk: Feminist bir yaşam sürmenin zorluklar içerdiğini, ancak bu zorlukların motivasyon kaynağı olabileceğini ifade eder. Oyunbozan figürü: Feminist eleştirilerin sıklıkla kişisel mutsuzluklardan kaynaklanıyormuş gibi yargılanmasına karşı çıkar ve "oyunbozan" figürüyle bu tür yargıları sorgular. Kitap, feminist bir yaşam sürmenin her şeyi sorgulanabilir kılmakla mümkün olduğunu ve bu süreçte sorgulamayan hareketlerin iflas etmeye mahkum olduğunu savunur.

    Mor çatı'nın kurucusu kim?

    Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, 1990 yılında feministler tarafından kurulmuştur. Kuruluşun kurulmasında Avukat Canan Arın'ın önemli bir rolü vardır.

    Cinsel politikanın kurucusu kimdir?

    Kate Millett, "Cinsel Politika" adlı eseriyle cinsel politika kavramının kurucusu olarak kabul edilir. Millett, bu eserinde kadın-erkek ilişkilerini doğrudan bir tahakküm alanı olarak ele almış ve "politika" kavramını klasik anlamının dışına taşıyarak bireyler arası ilişkilerde de güç yapılarını kapsayıcı bir şekilde tanımlamıştır.

    Charlotte Perkins Gilman'ın feminizmi nedir?

    Charlotte Perkins Gilman'ın feminizmi, radikal feminizmle bazı benzerlikler taşımakla birlikte, tam olarak radikal feminist bir kurgu olarak değerlendirilemez. Gilman'ın feminizminin temel özellikleri şunlardır: Ekonomik bağımsızlık: Kadınlar için gerçek özgürlüğün, ekonomik bağımsızlıktan geçtiğini savunmuştur. Anaerkil toplum: Kadınların önderlik ettiği bir toplumun, insan ırkının bozulması için bir çözüm olabileceğini düşünmüştür. Ev işlerinin paylaşımı: Ev işlerinin, kadınlar ve erkekler tarafından eşit olarak paylaşılması gerektiğini belirtmiştir. Ütopik kurgu: "Kadınlar Ülkesi" (Herland) adlı romanında, sadece kadınların yaşadığı ideal bir toplum tasvir etmiştir. Gilman, kadınların medeniyete katkılarının tarih boyunca erkekmerkezcilik nedeniyle engellendiğini ve kadınların ev dışında çalışmasının teşvik edilmesi gerektiğini savunmuştur.

    Balkondaki kadınlar ne anlatıyor?

    "Balkondaki Kadınlar" (Les femmes au balcon) filmi, Fransa’nın farklı sosyal ve ekonomik kesimlerinden gelen üç kadının aynı apartmanda kesişen hayatlarını anlatıyor. Her biri farklı geçmişlere sahip olan bu kadınlar, balkonlarında karşılaşarak zamanla aralarında güçlü bir bağ kurarlar. Ayrıca, "Balkondaki Kadınlar" filminin anlattığı bazı konular şu şekildedir: Evlilik içi tecavüz. Kadınların kendini ifade etme biçimi. Adalet. "Balkondaki Kadınlar" filmindeki cinsellik ve şiddet içeren sahneler bazı izleyicileri rahatsız edebilir.

    İkinci dalga feministleri kimlerdir?

    İkinci dalga feministlerden bazıları şunlardır: Simone de Beauvoir. Betty Friedan. Radikal feministler. İkinci dalga feminizm, 1960’lı yıllarda ABD’de ortaya çıkmıştır.

    Erkek hakları hareketi ne zaman kuruldu?

    Erkek hakları hareketi, 1980'lerde kadın haklarına bir yanıt olarak ortaya çıkmıştır. Ancak, hareketin kökleri 19. yüzyıla kadar uzanabilir. Erkek hakları hareketi içinde öne çıkan bazı kuruluşlar: Erkek Hakları Birliği (1926). Amerikan Erkekler Birliği. Babalar ve Aileler (1994). Hindistan Ailelerini Koruma Derneği.

    Tişörtünü bulmaya çalışırken ne anlatıyor?

    Tişörtün üzerinde yer alan yazılar, genellikle tasarım, mesaj veya hikaye anlatmak amacıyla kullanılır. Örneğin, bazı tişörtlerde yer alan yazılar: Feminist bir slogan olabilir. Bilinçaltı mesajlar içerebilir. Trend ifadeler olabilir. Ayrıca, bazı tişörtler kişisel ilgi alanlarını veya ait olunan toplulukları yansıtabilir.

    Buffy the Vampire Slayer neyi anlatıyor?

    "Buffy the Vampire Slayer", vampir avcısı Buffy Summers'ın (Sarah Michelle Gellar) hikayesini anlatır. Dizi, Buffy'nin normal bir lise öğrencisi olarak yaşama çabasıyla görevlerini yerine getirme arasındaki dengeyi bulmaya çalışmasını işler. Buffy, dizi boyunca hayaletler, kurtadamlar, cadılar ve zombilerle de karşılaşır. Dizi, korku, aksiyon, kentsel fantezi, drama, romantik komedi, melodram, saçmalık ve müzikal komedi gibi farklı türleri bir araya getirir.

    Georgia O'Keeffe neden önemli?

    Georgia O'Keeffe, modern sanata yaptığı katkılar ve öncü rolüyle önemlidir. İşte bazı nedenleri: Sanat Anlayışı: Doğayı ve bedeni ana tema olarak kullanması, büyük boyutlu resimleri, güçlü formları ve yoğun renkleriyle dikkat çeken bir stil geliştirmiştir. Özgünlük: Kendi özgün stilini ve sanat anlayışını geliştirerek, geleneksel sanat tekniklerinden uzaklaşmış ve sınırları zorlayan çalışmalar yaratmıştır. Feminist Etki: Kadın sanatçı olarak öncü bir figür olmuş, kadınların sanat dünyasında daha fazla yer edinmesi için çalışmıştır. Ödüller ve Başarılar: Yaşamı boyunca birçok onur ödülü almış, 20. yüzyılın en önemli sanatçılarından biri olarak anılmıştır. Miras: Eserleri, dünya genelinde birçok müzede sergilenmeye devam etmekte ve mirası, modern sanatın gelişimine olan katkısıyla önemini korumaktadır.

    Kadın özne ne zaman ortaya çıktı?

    Kadın öznesi, tarihsel olarak farklı dönemlerde çeşitli şekillerde ortaya çıkmıştır: On dokuzuncu yüzyıl: Bu dönemde, kadın yazarlar günlük tutmaya başlayarak kendilerini ifade etme ve edebi alanda yer alma imkanı bulmuşlardır. 1980'ler: Feminist "özne" tartışmaları başlamış, bu tartışmalarda kadını salt "dişil" kimlik üzerinden tanımlayan yaklaşımlar ile "kadın" kimliğinden vazgeçen kimliksizliği savunan yaklaşımlar öne çıkmıştır. Judith Butler gibi post-modern düşünürler, "kadın" kategorisinin feminizm içerisinde nasıl bir rol oynadığını sorgulamış ve öznenin dilsel bir kategori olduğunu, bireylerin bu kategori aracılığıyla anlaşılabilirlik kazandığını savunmuştur.

    Sahil tablosu ne anlatıyor?

    Sahil tablolarının ne anlattığına dair genel bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, bazı sahil tablolarının hikayeleri şu şekildedir: İzzet Ziya'nın "Sahilde Uzanan Kadınlar" tablosu. Johann Jacob Gensler'in "Sahil" tablosu. Ali Rıza Beyazıt'ın "Sahil" tablosu. Ayrıca, "Ay Işığında Sahil" ve "Sahil Günbatımı" gibi tablolar, ay ışığının romantik parıltısını ve günbatımının renklerini sahil manzarasıyla birleştirerek huzur ve doğanın güzelliklerini yansıtmayı amaçlar.

    Coldeki izler ne anlatıyor?

    "Çöldeki İzler" (Tracks), 1977 yılında Robyn Davidson'ın Batı Avustralya'daki Alice Springs'ten Hint Okyanusu'na kadar dört deve ve köpeği Diggity ile yaptığı 2700 kilometrelik yolculuğu anlatan biyografik bir dram filmidir. Film, bir kadının tek başına ayakta durma hikayesi ve doğayla olan bağını vurgular. Filmin işlediği bazı temalar: Macera ve azim: Robyn'in zorlu koşullara rağmen yolculuğuna devam etme kararlılığı. Feminizm: Robyn'in kendi başına bu yolculuğu gerçekleştirme çabası. Kültürel etkileşim: Aborjin rehber Eddy ile olan ilişkisi.

    Frida neden bu kadar önemli?

    Frida Kahlo'nun önemli olmasının bazı nedenleri: Sanatçı Kimliği: 20. yüzyılın en dikkat çekici kadın ressamlarından biridir. Devrimci ve Hümanist: Eserlerinde kimlik, cinsiyet, sınıf, ırk ve yerli kültür temalarını işleyerek devrim sonrası Meksika'da yeni bir sanat dili yaratmıştır. Feminist Sembol: Acı, tutku ve kimlik arayışını güçlü otobiyografik detaylarla işlemesi nedeniyle feminist bir ikon ve ataerkil sisteme karşı sembolik bir direniş figürü haline gelmiştir. Yaşam Öyküsü: Geçirdiği zorluklar ve resimlerinde anlattığı derin duygular onu ikonikleştirmiştir. Kültürel Etki: Frida Kahlo'nun yaygın kültürel temsilleri, feminizmden moda dünyasına, aktivizmden dekorasyona kadar birçok alanda etkili olmuştur.

    Zeynep Oral ne iş yapıyor?

    Zeynep Oral, gazeteci, yazar ve tiyatro eleştirmeni olarak çalışmaktadır. Bazı görevleri: Cumhuriyet Gazetesi: 2001 yılından itibaren köşe yazarlığı yapmaktadır. PEN Türkiye: Halen Uluslararası PEN, Türkiye başkanıdır. Türkiye Yazarlar Sendikası ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti: Üyesidir. Ayrıca, birçok sivil toplum kuruluşunun kurucusu veya yöneticisidir.