EskiMısır

Eski Mısır'ı anlatan bazı filmler şunlardır: 1. The Prince of Egypt (1998): Musa'nın hayatını ve Yahudi olarak geçmişini öğrendikten sonra halkına Tanrı'nın mesajını yaymasını konu alır. 2. Agora (2009): MS 4. yüzyılda İskenderiye'de geçen film, bilim insanı ve filozof Hypatia'nın hayatını anlatır. 3. Stargate (1994): Mısır tarihi uzmanı arkeologun, Mısır'da bulduğu geçidin başka bir gezegene açılmasını konu alır. 4. The Mummy (1932 ve 1999): Mumyaların lanetini ve arkeologların Mısır'daki maceralarını işler. 5. Cleopatra (1963): Mısır Kraliçesi Kleopatra'nın Roma İmparatorluğu'na karşı mücadelesini ve aşk hayatını konu alır.

Eski Mısır'da cerrahi, invaziv olmayan ve basit prosedürlerle sınırlıydı. Uygulanan bazı cerrahi işlemler: - Ampütasyon: Kırık ve yara tedavisi için ampütasyon yapılıyordu, ancak kol ampütasyonu olan bir kişinin kısa sürede öldüğü kaydedilmiştir. - Diş hekimliği: Diş apselerini ameliyatla tedavi ediyorlar, diş protezleri yapıyorlardı. - Kemik kırıkları: Atel ve bandaj kullanarak kemik kırıklarını yerleştiriyorlardı. - Protezler: Ahşap ve deriden yapılmış protezler kullanılıyordu. Kullanılan aletler: Bakırdan yapılmış kıskaç, pens, kaşık, testere, kanca ve bıçak gibi aletler kullanılıyordu.

Eski Mısır'da şehir devletine verilen bulmaca cevabı "nom" şeklindedir.

Eski Mısırlıların en büyük matematikçisi olarak Ahmes kabul edilir.

Eski Mısır'da sayı sistemi onluk (10 tabanlı) bir sistemdi. Rakamlar için kullanılan semboller genellikle çiçek, parmak, kurbağa gibi resimlerden ve çizgilerden oluşuyordu: - 1 rakamı dik bir çizgi şeklinde ifade edilirdi; - 10 sayısı yay şeklinde bir sembolle gösterilirdi; - 100 sayısı spiral ip ile temsil edilirdi; - 1000 sayısı ise çiçek resmiyle ifade edilirdi. Sıfır kavramı Eski Mısırlılar tarafından kullanılmıyordu.

Dokumacılığın ilk örnekleri, M.Ö. 5000 yıllarına doğru Mezopotamya'da ortaya çıktığı kabul edilmektedir. Diğer ilk dokuma örnekleri arasında şunlar yer alır: - M.Ö. 2500 yılı: Eski Mısırlıların yatay ve dikey tezgahlarda kumaş dokuduklarını gösteren duvar resimleri. - Anadolu'da Çatalhöyük: M.Ö. 7000 yıllarına tarihlendirilen dokunmuş kumaşların bulunduğu arkeolojik buluntular. - Kıbrıs, Girit ve Yunanistan: M.Ö. 5500 yıllarına tarihlenen arkeolojik dokumalar.

İlk allığın ne zaman bulunduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte, Eski Mısır bölgesinde ortaya çıktığı düşünülmektedir. Antik Yunan döneminde de allık kullanımı yaygındı ve genellikle kırmızı toprak boyası veya vermilyon gibi malzemelerden yapılırdı.

Eski Mısır'da kediler, özenle ve ritüellere uygun bir şekilde mumyalanırdı. Mumyalama süreci şu adımları içeriyordu: 1. İç Organların Çıkarılması: Kedinin iç organları çıkarılır ve çürümesini önlemek için kum veya toprakla değiştirilirdi. 2. Tuzlama: Kedinin bedeni, korunmasını sağlamak için tuza batırılmış bandajlara sarılırdı. 3. Poz Verdirme: Kedinin bacakları ve kuyruğu bu işlem sırasında içeri sokulur ve duruşu, insan arkadaşlarının duruşunu yansıtırdı. 4. Tılsımlar ve Dualar: Mumyalama işleminin ardından kedinin bedenine tılsımlar ve koruyucu dualar yerleştirilirdi. Mumyalanan kediler, genellikle sahiplerinin mezarlarına ya da özel olarak yapılmış kedi mezarlıklarına gömülürdü.

Eski Mısır'da hukuk sistemi şu şekildeydi: 1. Kaynaklar: Hukuk, pharaoh'un kararnameleri ve geleneksel uygulamalardan türetilmişti. 2. Hiyerarşi: En üstte pharaoh bulunuyordu ve adalet onun sorumluluğundaydı. 3. Mahkemeler: Köylerden büyük şehirlere kadar çeşitli seviyelerde mahkemeler vardı. 4. Ceza Hukuku: Suçlar genellikle tanrılara karşı bir suç olarak kabul edilirdi. 5. Medeni Hukuk: Mülkiyet hakları, miras ve sözleşmeler önemliydi.

Mut, Eski Mısır dininde Amon'un eşi olarak kabul edilir.

Punt Krallığı, eski Mısırlılara ait bir uygarlıktır.

Müzedeki Hayalet (2001), Belphégor - Le fantôme du Louvre adıyla da bilinir, Louvre müzesine getirilen esrarengiz bir mumyanın ruhuyla ilgili olayları anlatır. Filmin konusu: - Mısır'da yapılan arkeolojik kazılar sırasında bulunan bir mumya, içindeki ruhun elektrik devresine girmesiyle canlanır ve bir dizi olayın fitilini ateşler. - Kahin Belphegor'un beden arayışında Lisa adlı genç bir kızın vücuduna girmesiyle başlayan olaylar, antika eşyaların kaçırılmasıyla doruğa ulaşır. - Müze yetkilileri ve ünlü dedektif Verlac, durumu çözmeye çalışırken, Eski Mısır koleksiyonu giderek azalır.

Eski Mısır'ın yönetim anlayışı, merkeziyetçi bir yapıya dayanıyordu ve firavun olarak adlandırılan ilahi monark tarafından yönetiliyordu. Firavun, hem siyasi hem de dini lider olup, tüm yönetim işlerinin sahibi ve tek söz sahibiydi. Mısır, nom adı verilen idari bölgelere ayrılmıştı ve her bölgenin başında nomarş denilen bir yönetici bulunuyordu. Eski Mısır'da teokratik bir sistem hakim olduğundan, dini kural ve uygulamalar ülke yönetiminde önemli bir yer tutuyordu.

Eski Mısır'da şehir devletleri, nom adı verilen iki ana kategoriye ayrılırdı: 1. Aşağı Mısır: Nil Nehri'nin Akdeniz'e döküldüğü bölge. 2. Yukarı Mısır: Nehrin kaynağına daha yakın olan güney bölgesi.

Eski Mısır'da önemli bir mezarlık alanı ve birçok piramidin bulunduğu bölge, Gize'dir.

Eski Mısırlılar, sembolleri harflerin yerine kullanmalarının birkaç nedeni vardı: 1. Dini ve Kültürel İfade: Semboller, tanrılar, ölüm ve ahiret gibi dini inançları yansıtan bir ifade biçimiydi. 2. Görsel İletişim: Hiyeroglif yazı, kelimelerin doğrudan temsilcisi olan semboller sayesinde iletişimi kolaylaştırıyordu. 3. Özgün Yapı: Bu semboller, Mezopotamya'daki çivi yazısı gibi diğer yazı sistemlerinden etkilenmiş olsa da, tamamen özgün bir yapıya sahipti.

Afet İnan'ın "Eski Mısır Tarih ve Medeniyeti" adlı kitabında, Mısır'ın coğrafi, siyasi ve genel tarihi anlatılmaktadır. Kitapta ele alınan konular arasında: - Mısır'ın kralları, kraliçeleri ve hanedanları; - Siyasi sistemleri ve inanç ritüelleri; - Tapınakları, günlük yaşamları, sosyal yapıları ve aileleri; - Eğitim sistemleri, sanatları, mimarileri ve piramitleri; - Yazı sistemleri, hiyeroglifleri ve papirüsleri; - Ekonomisi, tarım, ticaret ve zanaatkarlıkları; - Diğer antik uygarlıklarla olan ilişkileri ve etkileşimleri; - Arkeolojik keşifler ve kazılar.

Ziggurat ve piramit arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Yapı ve Amaç: - Zigguratlar, eski Mezopotamya uygarlıklarına ait tapınak yapılarıdır ve genellikle tanrı veya tanrıça adanmış olarak inşa edilmiştir. - Piramitler ise eski Mısır'da firavunların mezarları olarak kullanılmıştır. 2. Şekil ve Yapı: - Zigguratlar, basamaklı bir yapıya sahip olup, düz bir tepeye sahiptir. - Piramitler, genellikle dört köşeli ve üçgen şekilli yapılardır. 3. Malzeme: - Zigguratlar, çamur tuğlalar ve bitumen kullanılarak inşa edilmiştir. - Piramitler, kireçtaşı, granit ve diğer taş malzemeler kullanılarak yapılmıştır.

Eski Mısırlılar sürme çekmelerinin birkaç nedeni vardı: 1. Estetik Amaçlar: Sürme, gözlerin güzelliğini vurgulamak ve onları daha çekici kılmak için kullanılırdı. 2. Korunma: Sürme, gözleri güneşin parlaklığından ve çölün soğuk rüzgarlarından korumak için bir kalkan görevi görürdü. 3. Dini İnançlar: Sürme, kötü ruhları kovmak ve kişinin ruhsal gücünü artırmak için kullanılırdı.

Eski Mısır'da leylek, sabahın, yaşamın, ruhun ve neslin sembolü olarak kabul edilirdi.