Eşitlik

"Equal" kelimesi İngilizce'de şu anlamlara gelir: 1. Eşit, denk, aynı: "All people are equal, deserving the same rights as each other" (Tüm insanlar birbirleriyle aynı haklara sahip olmakta eşittir). 2. Matematikte: İki sayının veya ifadenin aynı değere sahip olması (örneğin, "2 + 2 equals 4" - 2 ile 2'nin toplamı 4'e eşittir). 3. Adil: Fırsat veya muamele açısından eşit olan durumları ifade eder (örneğin, "equal chances to win" - eşit kazanma şansı).

Garameten hukuk alanında "herkese eşit olarak" anlamına gelir.

Eşit işlem ilkesi, işverenin işçileri arasında ayrım yapmaması gerektiğini öngörür. Bu ilke, aşağıdaki hallerde ihlal edilebilir: 1. Cinsiyet, ırk, din, siyasi düşünce gibi sebeplere dayalı ayrımcılık: İşveren, işçilerin bu tür kişisel özelliklerine göre farklı muamele yapamaz. 2. Hamileliğe dayalı ayrımcılık: İşçinin hamile olması nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilmesi veya başka bir göreve verilmesi eşit işlem ilkesine aykırıdır. 3. Performans dışı nedenlerle bazı işçilere zam yapılırken diğerlerine yapılmama: Aynı işi yapan işçiler arasında objektif bir neden olmaksızın farklı uygulamalar yapılması ihlal teşkil eder. 4. Servis hizmeti ve yol ücreti ayrımı: Bazı işçilere servis hizmeti verilip bazılarına verilmemesi de eşit işlem borcuna aykırılık oluşturur. Eşit işlem ilkesine aykırılık durumunda, işçi iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir ve tazminat talep edebilir.

Kova Çağı, astrolojiye göre Dünya'nın Güneş etrafında dönerken her 2160 yılda bir burç değiştirmesi sonucu girdiği dönemi ifade eder. Kova Çağı'nın özellikleri arasında şunlar bulunur: - Teknoloji ve inovasyon: Bilim, teknoloji, uzay araştırmaları gibi alanlarda ilerlemeler beklenir. - Eşitlik ve özgürlük: Toplumsal bilinç, insan hakları ve demokrasi konularının öne çıkması. - Kolektif bilinç: Bireysel özgürlüklerin korunması ve farklı fikirlerin bir arada olması. - Sürdürülebilirlik: Çevreye duyarlılık ve sürdürülebilir bir dünya yaratma motivasyonu.

Hoşgörünün en güzel örneği olarak Hz. Muhammed (s.a.v.) kabul edilir. Hz. Muhammed, hayatı boyunca zenci-beyaz, hür-köle, kadın-erkek ayrımı yapmadan tüm insanları eşit görmüş ve herkese saygı duyarak kucak açmıştır.

Kadınların siyasette daha az temsil edilmesinin birkaç nedeni vardır: 1. Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Kalıp Yargılar: Kadınların siyasete katılımını sınırlayan geleneksel roller ve toplumsal stereotipler bulunmaktadır. 2. Ekonomik Engeller: Kadınların ekonomik kaynaklara erişimde yaşadıkları zorluklar, siyasi faaliyetlerde bulunmalarını kısıtlamaktadır. 3. Eğitim Düzeyi: Eğitim fırsatlarından yeterince yararlanamayan kadınlar, siyasette etkin bir şekilde yer alma konusunda kendilerini yetersiz hissetmektedirler. 4. Siyasi Parti Uygulamaları: Siyasi partilerin aday seçme süreçleri ve kota sistemi gibi uygulamalar, kadınların temsilini olumsuz etkilemektedir. 5. Aile Sorumlulukları: Annelik rolü ve ev işleri gibi sorumluluklar, kadınların siyasete katılımını zorlaştırmaktadır.

Eşitlik ve katılım kavramları, farklı bağlamlarda kullanılsa da birbirleriyle ilişkilidir. Eşitlik, herkese aynı fırsatların ve kaynakların sağlanması anlamına gelir. Katılım ise, herkesin kendini değerli ve dahil hissettiği bir ortam yaratmayı ifade eder. Özetle, eşitlik fırsatların dağılımıyla ilgiliyken, katılım bu fırsatların etkin bir şekilde kullanılmasıyla ilgilidir.