• Buradasın

    Endokrinoloji

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Hipopitiutarizm neden olur?

    Hipopituitarizm (hipofiz yetmezliği) çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Hipofiz bezinde veya hipotalamusta hastalık: Bu bezlerin bir veya daha fazla hormonu yeterince salgılayamaması. 2. Tümörler: Hipofiz bezinde veya yakınında bulunan tümörler, hormon salgısını etkileyecek kadar büyüyebilir. 3. Radyasyon: Beyne uygulanan radyasyon tedavisi, hipofiz bezi dokusunu tahrip edebilir. 4. İnme: Beyne kan akışında sorun olması. 5. Kemoterapi: Kanser tedavisi için kullanılan ilaçlar. 6. Beyin ameliyatı: Cerrahi müdahaleler sırasında hipofiz bezine zarar verilmesi. 7. Genetik mutasyonlar ve idiyopatik (nedeni bilinmeyen) durumlar da hipopituitarizme yol açabilir.

    Glukagon insülin dengesini nasıl sağlar?

    Glukagon ve insülin, kan şekeri dengesini sağlamak için zıt ama tamamlayıcı işlevler görür. - İnsülin, kan şekeri yükseldiğinde devreye girer ve şekerin hücrelere girmesini sağlayarak karaciğer ve kaslarda glikojen şeklinde depolanmasını sağlar. - Glukagon ise kan şekeri düştüğünde salgılanır ve karaciğerdeki glikojen depolarını harekete geçirerek glikozun kana salınmasını sağlar. Bu sayede glukagon, insülinin etkilerini dengeleyerek vücudun enerji ihtiyacını karşılamasına yardımcı olur.

    Kemik yoğunluğu ölçümü için dahiliye mi?

    Kemik yoğunluğu ölçümü için dahiliye (iç hastalıkları) bölümüne değil, fiziksel tıp ve rehabilitasyon veya ortopedi bölümlerine başvurulmalıdır. Ayrıca, menopoz sonrası kadınlar ve tiroid hastaları gibi hormon düzensizlikleri riski olanlar için endokrinoloji bölümü de bu tür ölçümler için ilgili bir branştır.

    ADH testi için hangi bölüme gidilir?

    ADH testi için psikiyatri veya endokrinoloji bölümüne başvurulabilir. Testin yapılması için ayrıca hormon tahlilleri de gerekebilir.

    Aldosteron hangi etkiye sahiptir?

    Aldosteron çeşitli etkilere sahiptir: 1. Kan Basıncı ve Hacmi: Aldosteron, böbreklerde sodyum tutulumunu artırarak su tutulmasını sağlar, böylece kan basıncı ve hacmini düzenler. 2. Potasyum Atılımı: Potasyumun idrarla atılmasını teşvik eder, bu da kandaki potasyum seviyesini düşürür. 3. Elektrolit Dengesi: Kolon ve böbrek gibi organlara kan dolaşımına daha fazla sodyum koyması veya idrara daha fazla potasyum salması yönünde sinyal verir. 4. Asit-Baz Dengesi: Kanın pH'ını korumaya yardımcı olur. Aldosteron düzensizliği, kalp ve damar hastalıklarının, böbrek hastalıklarının gelişmesine ve ilerlemesine yol açabilir.

    Gastrinoma ve gastrin hormonu nedir?

    Gastrinoma ve gastrin hormonu hakkında aşağıdaki bilgiler verilmiştir: Gastrinoma, midenin asit salgılayan hücrelerini uyaran ve mide asit salgısını artıran gastrin hormonunu aşırı üreten bir tür nöroendokrin tümördür. Gastrin hormonu, yemek sonrası salgısı artan ve mide içeriğinin asidik olmasını sağlayan bir hormondur. Gastrinomanın belirtileri arasında karın ağrısı, ishal ve peptik ülserler bulunur.

    Östrojen ve androjenlerin terapötik kullanımları nelerdir?

    Östrojen ve androjenlerin terapötik kullanımları şunlardır: Östrojenler: 1. Menopoz sonrası dönem: Menopoz semptomlarının ve östrojen yapımının yetersiz olduğu durumların tedavisinde kullanılır. 2. Kontrasepsiyon: Kadın üreme kanalında endotelyal bütünlüğün sürdürülmesi ve aşırı tüylenme (hirsutizm) gibi durumlarda oral kontraseptif olarak kullanılır. 3. Osteoporoz: Kemik kaybını önlemek için kullanılır. 4. Hipogonadizm: Hipofonksiyonel endokrin bezlerinin yerine koyma tedavisinde kullanılır. Androjenler: 1. Hipogonadizm: Erkeklerdeki testosteron eksikliğinin yerine koyma tedavisinde kullanılır. 2. Puberte dönemi: Büyüme hormonu replasman tedavisine katkı amaçlı kullanılır. 3. Libido ve seksüel güç: Erkeklerde libido ve seksüel güçte azalma durumunda kullanılır. 4. Diğer durumlar: Aplastik anemi, osteoporoz, endometriyozis gibi durumlarda da kullanılır. Bu tedaviler, doktor kontrolünde ve uygun dozlarda yapılmalıdır. Yan etkiler ve kontrendikasyonlar göz önünde bulundurulmalıdır.

    Hiperinsülinemik hipoglisemi neden olur?

    Hiperinsülinemik hipoglisemi, kan şekerinin düşmesine neden olan aşırı insülin üretimi nedeniyle ortaya çıkar. Bu durumun başlıca nedenleri şunlardır: 1. Endogenöz (içsel) insülin: Doğuştan veya sonradan gelişen insülin aşırı üretimi, özellikle yenidoğan döneminde veya daha sonra ortaya çıkabilir. 2. İnsülinoma: Pankreas tümörleri, özellikle insülin salgılayan beta hücrelerinde oluşan tümörler, sürekli hipoglisemiye yol açabilir. 3. Yanlış ilaç kullanımı: Diyabet tedavisinde kullanılan insülin veya sülfonilüre gibi ilaçların fazla alınması. 4. Uzun süre aç kalma ve düzensiz beslenme: Vücudun yeterli glukoz kaynağı bulamaması. 5. Aşırı fiziksel aktivite: Egzersiz sırasında kasların daha fazla glikoz kullanması. Hiperinsülinemik hipoglisemi, beyin hasarına ve diğer ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Teşhis ve tedavi için bir doktora başvurulması önerilir.

    DHEA-SO4 350 ne demek?

    DHEA-SO4 350 değeri, Dehidroepiandrosteron Sülfat hormonunun normal referans aralığının üzerinde olduğunu gösterir. Bu durum, hormonal dengesizlikler, polikistik over sendromu (PCOS) ve adrenal tümörler gibi sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilebilir. DHEA-SO4 seviyelerinin yorumlanması ve teşhisi için bir doktora başvurulması önemlidir.

    Adison'a hangi doktor bakar?

    Addison hastalığına endokrinoloji uzmanı bakar.

    Addison hastalığı tanısı nasıl konur?

    Addison hastalığı tanısı için aşağıdaki adımlar izlenir: 1. Sağlık Öyküsü ve Fiziksel Muayene: Hastanın semptomları ve tıbbi geçmişi değerlendirilir, fiziksel muayene yapılır. 2. Kan Testleri: Kandaki sodyum, potasyum, kortizol ve ACTH seviyeleri ölçülür. 3. ACTH Stimülasyon Testi: Yapay bir ACTH enjeksiyonu yapıldıktan sonra vücuttaki adrenal bezlerinin çalışması test edilir. 4. Görüntüleme Testleri: Bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ile adrenal bezlerdeki yapısal sorunlar tespit edilir. Teşhisin kesinleşmesi için bu testlerin sonuçları birlikte değerlendirilir ve gerekirse ek testler yapılır.

    Paratiroit bezinin fazla çalışması nelere yol açar?

    Paratiroid bezinin fazla çalışması, hiperparatiroidizm olarak adlandırılır ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu sorunlar şunlardır: Kemik erimesi (osteoporoz): Paratiroid hormonu, kemiklerden kalsiyumun kan dolaşımına salınmasını sağlar, bu da kemiklerin zayıflamasına ve kırılma riskinin artmasına neden olur. Böbrek taşları: Kandaki kalsiyum seviyesinin yükselmesi, böbreklerde taş oluşumunu kolaylaştırır. Mide ve pankreas sorunları: Yüksek kalsiyum, bu organların iç tabakasına zarar vererek iltihaplanmaya ve taş gelişimine yol açabilir. Kas ve sinir sistemi bozuklukları: Kas krampları, depresyon, halsizlik, bulantı, kusma ve bilinç bulanıklığı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Hiperparatiroidizm tedavisi, genellikle cerrahi müdahale ile fazla çalışan paratiroid dokusunun çıkarılmasını içerir.

    Endokrinologlar neden az?

    Endokrinologların az olmasının birkaç nedeni vardır: 1. Eğitim Süreci: Endokrinolog olmak için altı yıllık temel tıp eğitimi, dört yıllık iç hastalıkları ihtisas eğitimi ve ardından endokrinoloji alanında üç yıllık yan dal ihtisas eğitimini tamamlamak gerekmektedir. Bu uzun ve zorlu eğitim süreci, endokrinolog sayısının sınırlı kalmasına yol açar. 2. Kadro İhtiyacı: Türkiye'de endokrinolog sayısının yetersiz olduğu ve kadro ihtiyacının bulunduğu belirtilmiştir. 3. Popülerlik: Halk arasında endokrinoloji konusunda yeterli bilgi olmaması ve endokrinologların çalışmalarının genellikle perde arkasında kalması, bu alana olan ilginin azalmasına neden olabilir.

    Adisson hastalığı neden olur?

    Addison hastalığı, böbreküstü bezlerinin (adrenal bezler) yeterli miktarda hormon üretmemesi sonucu ortaya çıkar. Bu durumun başlıca nedenleri şunlardır: 1. Otoimmün hastalıklar: Bağışıklık sisteminin yanlışlıkla böbreküstü bezlerine saldırması. 2. Enfeksiyonlar: Tüberküloz gibi enfeksiyonlar adrenal bezlere zarar verebilir. 3. Kanser: Adrenal bezlere yayılan kanser. 4. Genetik faktörler: Doğuştan gelen bazı genetik koşullar. 5. İlaçlar: Ketokonazol, mitotan ve etomidat gibi bazı ilaçlar. Ayrıca, aniden kortikosteroid kullanımını bırakmak da sekonder adrenal yetmezliğe yol açabilir.

    Hipofiz adenomunda hangi hormonlar etkilenir?

    Hipofiz adenomunda aşağıdaki hormonlar etkilenebilir: 1. Büyüme hormonu (GH): Ergenlik döneminde vücudun dengeli büyümesini sağlar. 2. Prolaktin: Memeden süt salgılanmasını sağlar. 3. Adrenokortikotropik hormon (ACTH): Böbreküstü bezlerinden kortizol salgılanmasını ayarlar. 4. Tiroid uyarıcı hormon (TSH): Tiroid bezinden tiroid hormonlarının salgılanmasını sağlar. 5. Gonadotropin hormonları: Üreme organlarının işlevlerini kontrol ederler.

    Endokrini dahiliye mi nöroloji mi?

    Endokrinoloji, dahiliye (iç hastalıkları) bölümünün bir alt dalıdır. Nöroloji ise sinir sistemi hastalıklarıyla ilgilenen bir tıp dalıdır ve endokrinolojiden farklı bir uzmanlık alanıdır.

    Prof.Dr. Şükrü Ersoy nerede görev yapıyor?

    Prof. Dr. Şükrü Ersoy, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Anabilim Dalı'nda görev yapmaktadır.

    Çift cinsiyete sahip olan kişiye hangi doktor bakar?

    Çift cinsiyete sahip olan kişilere üroloji, endokrinoloji ve jinekoloji bölümleri bakar. Ayrıca, psikiyatrist de bu tür durumlarda danışılabilecek uzmanlar arasında yer alır.

    Virilizasyon nedir?

    Virilizasyon, kadınlarda erkek cinsiyet özelliklerinin ortaya çıkması durumudur. Virilizasyonun bazı nedenleri: - Polikistik Over Sendromu (PCOS); - Konjenital Adrenal Hiperplazi (KAH); - Androjen salgılayan tümörler; - Cushing Sendromu; - Bazı ilaçlar (testosteron içeren ilaçlar veya anabolik steroidler). Virilizasyonun belirtileri arasında kıllanmada artış, ses kalınlaşması, akne, kellik, memelerde küçülme, kas kütlesinde artış ve adet düzensizliği yer alır. Virilizasyon belirtileri olan kadınların bir endokrinoloji uzmanına başvurması önemlidir.

    Hipoparatiroitizm neden olur?

    Hipoparatiroitizm (paratiroid hormon düşüklüğü) çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Neck Cerrahisi: En yaygın neden, tiroid veya boyun kanseri ameliyatları sırasında paratiroid bezlerinin hasar görmesi veya çıkarılmasıdır. 2. Otoimmün Hastalıklar: Bağışıklık sisteminin paratiroid bezlerine saldırması sonucu hormon üretimi durur. 3. Kalıtsal Faktörler: Doğuştan paratiroid bezlerinin yokluğu veya işlev bozukluğu. 4. Düşük Magnezyum Seviyeleri: Magnezyum, paratiroid hormonunun üretimi için gereklidir. 5. Radyasyon Tedavisi: Yüz veya boyun bölgesine uygulanan yoğun ışın tedavisi bezleri tahrip edebilir. Ayrıca, nadir durumlarda hipertiroidizm tedavisi için kullanılan radyoaktif iyot da hipoparatiroitizme yol açabilir.