Eleştiri

"Marona'nın Fantastik Yolculuğu" (Marona's Fantastic Tale), bir köpeğin gözünden insanlık eleştirisi ve koşulsuz sevgi üzerine kurulu bir animasyon filmidir. Filmde, Marona adında sevimli bir küçük köpek, geçirdiği trafik kazasının ardından hayatının tüm maceralı yolculuğunu hatırlar. Ancak, Marona'nın bu insanlardan hak ettiği sevgiyi görüp göremediği tartışılır.

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Prof. Dr. Canan Karatay'ı iki konuda eleştirdi: 1. Karbonatla gargara önerisi: Mehmet Ceyhan, Karatay'ın koronavirüs için karbonatla gargara yapılmasını önermesini bilimsel temelden yoksun olduğu için eleştirdi. 2. Tetanoz aşısı açıklaması: Mehmet Ceyhan, Karatay'ın tetanoz aşısının sakatlığa yol açabileceği yönündeki açıklamasını da eleştirdi ve bu tür iddiaların halk sağlığını tehlikeye attığını ifade etti.

Ahbar-ı Asara Tamim-i Enzar, Ahmet Mithat Efendi'nin roman ve romancılık konusundaki fikirlerini ele aldığı, Batı'da romanın gelişimini ortaya koyduğu ve romanın Batı edebiyatlarındaki tarihini ana çizgileriyle verdiği bir eserdir. Eserde ele alınan bazı konular: Edebi eserlere genel bir bakış; Romanların başlangıcı ve bölümlendirilmesi; Ortaçağ ve romanları; Yeniçağ öncesinde romancılık; On dördüncü Louis devri; Siyasi romanlar; Romancılıkta yenilik; Zamanımızın romanları ve romancılığı; Eleştiri, eleştirinin yolu ve yöntemi. Ahmet Mithat, bu eseri, roman yazmaya heveslenen ancak eser yazmaktan aciz olan gençlere, bu işin ne kadar nazik bir meslek olduğunu göstermek amacıyla kaleme aldığını belirtir.

"Abi çayı sürahiyle içseydin" ifadesi, Hakasikci adlı kullanıcının bir videosunun başlığıdır. Bu video, bir yayın sırasında çay sürahisiyle içme üzerine yaşanan gergin tartışmaları konu alır. Videonun orijinal başlığı İngilizce olduğundan, Türkçe'ye "Abi çayı sürahiyle içseydin. (Yayında gergin anlar)" olarak çevrilmiştir.

Poyraz Karayel'i sevmeme nedenleri şunlar olabilir: 1. Reyting Performansı: Dizinin final yapma kararı, reytinglerde gösterdiği performans nedeniyle alınmıştır. 2. Konu ve Hikaye: İzleyiciler, hikayenin yeterince ilgi çekici olmadığını ve tutarsız ilerlediğini düşünmüştür. 3. Karakter Gelişimi: Bazı karakterlerin ani ve mantıksız bir şekilde senaryodan çıkarılması, izleyicilerde hayal kırıklığı yaratmıştır. 4. Duygusal Yük: Dizideki yoğun duygusal sahneler ve karmaşık ilişkiler, bazı izleyicilerin diziyi takip etmesini zorlaştırmıştır.

"Shazam! 6 Güç" filminin kötü olarak değerlendirilmesinin bazı nedenleri şunlardır: 1. Zayıf Prodüksiyon ve Klişe Kötü Karakter: Film, zayıf prodüksiyon ve klişe bir kötü adam karakterine sahip olduğu için eleştirilmiştir. 2. Yetersiz Savaş Sahneleri: Savaş sahnelerinin ve karakterin güçlerinin yeterince iyi yansıtılmadığı düşünülmektedir. 3. Tahmin Edilebilir Senaryo: Filmde yaşanan olayların ve sahnelerin tahmin edilebilir olması, izleyicilerin ilgisini azaltmıştır. 4. Çocuk Kitleye Hitap Etmesi: Filmin, içindeki çocuğun çok fazla yansıtılması nedeniyle sadece çocuk kitleye hitap ettiği düşüncesi yaygındır.

Eleştirel tenkit, bir sanat veya düşünce eserinin iyi ve kötü yönlerini inceleyerek bir yargı ile belirten yazı türüdür. Eleştirel tenkidin amacı: - Sanat eserinin gerçek değerini ortaya koymak. - Okura ve sanatçıya kılavuzluk ederek sanatın ve sanatçının gelişiminde rol üstlenmek. Eleştirel tenkit türleri: - Öznel tenkit: Kişisel görüş, beğeni ve yargılar ön plandadır. - Nesnel tenkit: Belirli ölçütlere göre inceleme, değerlendirme ve kanıtlama söz konusudur.

Labirent serisine yönelik kötü yorumların birkaç nedeni olabilir: 1. Zayıf Konu ve Uzun Anlatım: Bazı eleştirmenler, serinin filmlerinin basit bir konuyu gereksiz yere uzun anlattığını düşünüyor. Bu durum, izleyicilerin filmi sıkıcı bulmasına yol açıyor. 2. Mantık Hataları ve Cevaplanmamış Sorular: Filmlerde mantık hataları ve soruların tam olarak cevaplanmaması, izleyicilerin tatmin olmamasına neden oluyor. 3. Gerçekçilik Eksikliği: Karakterler arasındaki ilişkilerin ve diyalogların yavan olması, yaşanan olayların gerçekliğini sorgulatıyor. 4. Aşırı Benzerlik: İlk iki filmin kitap uyarlaması olması ve üçüncü filmde de benzer bir hikayenin işlenmesi, izleyicilerin yenilik arayışını karşılamıyor.

Açık sistem yaklaşımı bazı eleştirilerle karşılaşmaktadır, bunlar arasında: 1. Teorik belirsizlik: Açık sistem yaklaşımı, bir teori oluşturmaktan çok kavramsal bir çerçeve oluşturma özelliği taşıdığı için eleştirilmektedir. 2. Uygulama zorluğu: Yaklaşım, uygulamada iyi yetişmiş çok sayıda yöneticiye ihtiyaç duymaktadır ve bu da başarı şansını azaltmaktadır. 3. İşbirliğinin sağlanamaması: Sistem yaklaşımı, organizasyonun ihtiyaç duyduğu işbirliğinin ne zaman ve nasıl sağlanacağı konusunda yeterli bilgi vermemektedir. 4. Çevreyle çatışma: Organizasyon yapısı ile çevresi arasındaki çatışmaları yeterince ele alamaması da bir diğer eleştiri noktasıdır.

Türkiye'nin neden küçüldüğü konusunu işleyen karikatürler, genellikle ekonomik ve siyasi eleştirileri içerir. 1. Hicabi Demirci'nin bir karikatüründe, politik figürlerin iç dünyalarını çizerek, onların kirliliğine dikkat çekilir ve bu durumun demokrasiyi küçülttüğü ifade edilir. 2. Rus ressam Aleksey Viktorovich Merinov'un bir karikatüründe ise, bir kayık ve elinde dümen olan dört kişi tasvir edilerek, yönetme hırsı içindeki idarecilerin yönetim mekanizmasını nasıl işlevsiz hale getirdiği mizahi bir şekilde anlatılır. 3. İbrahim Özdabak'ın bir karikatüründe ise, TÜİK verilerine göre ekonominin küçülmesi ele alınır.

Ali Koç'un Aziz Yıldırım'a verdiği söz, kendi locasını devretmekle ilgilidir. 26 Temmuz 2025 tarihinde Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Toplantısı'nda, Aziz Yıldırım'ın loca satılmadığı için maçlara gidemediği yönündeki sözlerine yanıt olarak Ali Koç, "Başkanım, isterseniz benim locamı alın" teklifinde bulunmuştur. Daha sonra Ali Koç, kendi locasını Aziz Yıldırım'a devretmiştir.

"Don't Worry Darling" filminin IMDb'de düşük puan almasının birkaç nedeni vardır: 1. Hikaye ve Senaryo: Filmin hikayesi ve senaryosu, bazı eleştirmenler tarafından aşırı tanıdık ve yetersiz bulunmuş. 2. Sosyal Yorum ve Temalar: Film, kontrol, gerçeklik ve patriarkal yapı gibi temaları işlerken, bu yorumların ağır ve yüzeysel olduğu düşünülmüştür. 3. Yönetmenlik ve Oyunculuk: Yönetmen Olivia Wilde'ın yönü ve Florence Pugh'un performansı övgüyle karşılanmış olsa da, genel olarak filmin yönetmenlik ve oyunculuk açısından da yetersiz kaldığı belirtilmiştir. 4. Set Arkası Drama: Filmin set arkasında yaşanan anlaşmazlıklar ve çatışmalar da, izleyicilerin filme olan algısını olumsuz etkilemiştir.

Wilhelm Reich'in "Dinle Küçük Adam" kitabı, bireyin zihin dünyasını ve toplumun genel durumunu eleştirel bir bakış açısıyla ele alır. Kitapta anlatılan ana konular şunlardır: - Küçük Adam Tipi: Reich, "küçük adam"ı otoriteye boyun eğen, gerçek benliğini bastıran ve mutluluğu dış etkenlerde arayan bir birey olarak tanımlar. - Eleştirel Üslup: Yazar, küçük adamı iğneleyici bir dille eleştirir, onu sorumsuzluk ve aptallıkla suçlar. - Öz Gelişim: Reich, küçük adamın kendi duygularını kabul etmesi, kendisiyle yüzleşmesi ve büyük bir adam olmak için çaba göstermesi gerektiğini vurgular. Kitap, aynı zamanda Freud'un öğrencisinin sinir hastalıklarının temelinde cinsel bozuklukları görmesi ve bu nedenle yaşadığı zorlukları da yansıtır.

"Putların Alacakaranlığı" kitabı, Friedrich Nietzsche'nin felsefesinin bir özeti niteliğindedir. Nietzsche, bu kitapta şu konuları ele almaktadır: - Hakikat kabul edilen değişmezler: Putların sonunu müjdelemekte ve doğa, akıl ve ahlak gibi kavramları eleştirmektedir. - Kilise ve tutku: Kilisenin tutkuya karşı tutumunu ve tedavi yöntemini değerlendirmektedir. - Güzelliğin tanımı: İnsanların güzellik duygusunun sınırlı olduğunu ve güzelliğin nedeninin kendisi olduğunu unuttuğunu savunmaktadır. Nietzsche, tüm bu yanılgı ve yanlışların bizim aramızda da kutsandığını ve güçlü bir inanç isteminin güçlü bir inancın kanıtı olmadığını iddia etmektedir.

Orhan Pamuk'un "Kar" romanı, çeşitli nedenlerle eleştirilmiştir: 1. Siyasi ve Toplumsal Konular: Roman, siyasal İslamcılık, Türk ve Kürt milliyetçiliği, başörtüsü tartışması gibi hassas konuları ele alması nedeniyle farklı görüşlere sahip okuyucular tarafından eleştirilmiştir. 2. Akıcılık ve Dil: Bazı eleştirmenler, romanın dilinin zor ve akıcı olmadığını belirtmiştir. 3. Gerçekçilik ve Fantastik Unsurlar: Eserin, yarı gerçekçi yarı fantastik atmosferi ve karmaşık olay örgüsü, okuyucunun gerçeklikle bağ kurmasını zorlaştırmıştır. 4. Karakterlerin Tasviri: Kadın karakterlerin tasvirlerinin yapmacık ve yüzeysel bulunması da eleştirilen yönler arasındadır.

Peppa Pig bazı ebeveynler ve eleştirmenler tarafından sevilmeme nedenleri şunlardır: 1. Olumsuz Davranışlar: Peppa'nın ailesine karşı saygısız olması ve özellikle babasını sürekli aşağılaması eleştirilmektedir. 2. Cinsiyet Kalıp Yargıları: Çizgi filmde cinsiyet rollerinin pekiştirilmesi ve erkeklerin yararsız gösterilmesi eleştirilen yönlerdendir. 3. Sağlıksız Alışkanlıklar: Peppa'nın kardeşinin öfke nöbetleri geçirmesi ve sebzelerden nefret ettiğini söylemesi gibi sahneler, sağlıksız alışkanlıkların teşvik edildiği yönünde eleştirilere yol açmıştır. 4. Kaba Dil ve İskoç Aksanları: Bazı versiyonlarda Peppa ve ailesinin kaba bir dil kullanması ve İskoç aksanlarıyla konuşması rahatsız edici bulunmuştur. Ancak, çizgi filmin genel olarak okul öncesi çocuklar için nazik dersler verdiği ve sevildiği de belirtilmektedir.

"Yüzüklerin Efendisi: Rohirrim'in Savaşı" filmi, genel olarak karışık eleştiriler almıştır. Olumlu yönler: - Görsel efektler ve animasyon: Film, görsel olarak etkileyici ve anime tarzında başarılı bulunmuştur. - Müzikler: Orijinal üçleme müzikleri ve Christopher Lee'nin seslendirmesi nostaljik bir atmosfer sağlamıştır. Olumsuz yönler: - Hikaye ve karakter gelişimi: Filmin hikayesi derinlikli bulunmamış, karakterlerin yüzeysel işlendiği ve olay örgüsünün tahmin edilebilir olduğu belirtilmiştir. - Durağanlık: Filmin ortalarındaki uzun süren durağanlık, hikayenin akışını baltalamıştır. Sonuç olarak, film, "Yüzüklerin Efendisi" evrenine farklı bir bakış açısı sunsa da, beklentileri tam olarak karşılayamadığı düşünülmektedir.

Zombiler, çizgi filmlerde genellikle korku ve gerilim unsurlarıyla dolu hikayelerin bir parçası olarak yer alır. Ayrıca, zombiler toplumsal eleştirilerin bir aracı olarak da kullanılabilir ve tüketim toplumunu, bireyselliğin kaybolmasını sembolize edebilir. Son olarak, popüler kültürdeki geniş yerleri nedeniyle, zombiler çizgi filmlerde ve animasyonlarda eğlenceli ve ilgi çekici bir konu olarak da işlenebilir.

"Saçmalama cerrahım" ifadesi, Prof. Dr. Oytun Erbaş'ın asgari ücret ile ilgili sözlerine tepki olarak kullanılmıştır. Bu tepkide, Erbaş'ın "Fakir hayat en sağlıklı hayattır" şeklindeki açıklaması eleştirilmiş ve Ece Üner tarafından "Bahar" dizisindeki bir sahneye atıfta bulunarak "Saçmalama cerrahım" denilmiştir.

Andor dizisi, Star Wars evrenine yeni bir soluk getiren, kaliteli bir yapım olarak değerlendirilmektedir. Dizinin bazı olumlu yönleri: Prodüksiyon kalitesi: Prodüksiyon tasarımı, görüntü yönetimi ve müzik gibi alanlarda yüksek bir özen gösterilmiştir. Karakter gelişimi: Karakterler gerçekçi bir şekilde tasvir edilmiş ve izleyiciyle duygusal bir bağ kurabilmektedir. Hikaye anlatımı: Yetişkinlere yönelik, olgun bir hikaye sunulmaktadır. Bazı olumsuz yönleri ise: Durağan tempo: Bölümler oldukça durağan ve ağır ilerlemektedir. Fazla flashback: Geçmişe dönüş sahneleri, hikayeden uzaklaşmaya neden olabilmektedir. Genel olarak, Andor'un ilk sezonu hem eleştirmenler hem de Star Wars severler tarafından tam not almıştır.