Eleştiri

Eleştiri, bir sanat, edebiyat veya düşünce eserini tanıtırken, zayıf ve güçlü yönlerini belirtme, bir yazarın gerçek değerini yansıtma amacıyla yazılan yazılardır. Eleştiri örnekleri: Tanzimat Dönemi: Namık Kemal’in 1866’da yazdığı “Lisan-ı Osmanînin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazatı Şamildir” adlı yazısı ve yine ona ait olan “Tahrib-i Harabat” ve “Takip” adlı eserler. Cumhuriyet Dönemi: Orhan Şaik Gökyay’ın “Destursuz Bağa Girenler”, Mehmet Kaplan’ın “Şiir Tahlilleri”, Berna Moran’ın “Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış”, Fethi Naci’nin “Yüz Yılın 100 Türk Romanı”, Gürsel Aytaç’ın “Çağdaş Türk Romanı Üzerine İncelemeler” adlı eserleri. Eleştiri türleri: Eleştirmenin tutumuna göre: Öznel (izlenimsel) eleştiri, sanatçıya dönük eleştiri, okura dönük eleştiri. Konularına göre: Esere dönük eleştiri, topluma dönük eleştiri.

En iyi yorumları yapmak için şu yöntemler kullanılabilir: Samimi ve dürüst olmak. Özgün ve yaratıcı yorumlar yazmak. Detaylara dikkat etmek. Pozitif ve destekleyici olmak. Soru sormak. Uzmanlığı göstermek. Kanıt sunmak. Ayrıca, Instagram gibi platformlarda düzenli olarak yorum yapmak, popüler gönderilere ve hashtaglere yorum yapmak ve takipçilerinizin gönderilerine değer vermek etkileşimi artırır.

Tenkide maruz kalmak, eleştiri veya eleştiriye konu olmak anlamına gelir. Eleştiri, bir eserin veya fikrin zayıf yönlerini belirlemek ve iyileştirmek amacıyla yapıldığında yapıcı olabilir. Ayrıca, "tenkide maruz kalmamak" ifadesi, uyarı veya ikazlarla karşılaşmamak anlamında da kullanılabilir.

Şermin Yaşar'ın "Abartma Tozu" kitabının ana fikri, günümüzde toplumun karşılaştığı bazı sorunlara mizahi bir bakış açısıyla dikkat çekmektir. Kitapta ele alınan bazı sorunlar şunlardır: Aşırı tüketim ve prestij arayışı. Sağlıklı yaşam takıntısı. Eğitimin ve insani değerlerin göz ardı edilmesi. Teknolojinin insan ilişkilerini zayıflatması. Yazar, bu sorunları abartarak, okuyucuyu durup düşünmeye ve bu durumdan kurtulmak için harekete geçmeye çağırır.

Teletubbies dergisinin neden yasaklandığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, Teletubbies televizyon dizisinin yasaklanma sebeplerinden bazıları şunlardır: Korkutucu karakter görüntüleri. Olumsuz etkiler. Siyasi ve kültürel gerekçeler. Finansal nedenler.

Epik sanat anlayışı, özellikle epik tiyatro bağlamında, Bertolt Brecht'in Marksizm-Leninizm akımlarından etkilenerek geliştirdiği siyasal amaçlı bir tiyatro kuramıdır. Epik tiyatronun bazı özellikleri: Episodik anlatım: Olaylar parça parça verilir, arada şarkılar, türküler söylenir ve anlatıcılar devreye girer. Yabancılaştırma: Sahnedekinin bir oyun olduğu hatırlatılarak, izleyicinin oyuna kapılması engellenir. Tarihselleştirme: Olaylar geçmiş bir zamanda veya başka bir toplumda geçer. Gestus: Oyun kişisinin sınıfsal konumunu belli eden yüz veya beden tavırları kullanılır. Epik tiyatro, Türk edebiyatında ilk olarak Haldun Taner (Keşanlı Ali Destanı ile) ve Vasıf Öngören (Asiye Nasıl Kurtulur ile) tarafından benimsenmiştir.

Teoman'ın "Gökdelenler" şarkısını yazma nedeni, uzaktan bir kişiyi izleyip ona içkisinden bir yudum verme ve bu kişinin son şansı olabileceğini düşünme hissidir. Ayrıca, şarkının sözlerinde geçen "gökdelenlerden tükürdüm dünyaya" ifadesi, dünyaya karşı duyulan tiksintiyi ifade eder. Teoman, şarkının anlamını şu şekilde açıklamıştır: > "Gökdelenlerden tükürdüm dünyaya" o tiksintinin ifadesi. Hâlâ aynı şekilde görüyorum dünyayı gerçi ama eski kızgınlığım yok artık. İnsanlara daha şefkatle yaklaşıyorum. Bu nedenle, Teoman'ın "Gökdelenler" şarkısını yazma sebepleri arasında hem kişisel duygular hem de dünyaya dair eleştiriler yer almaktadır.

Akif Beki'nin kovulma nedenleri arasında öne çıkanlar: Hükümet eleştirisi: Beki'nin, hükümetin tabanında kafa karışıklığı yaratma görevini yerine getiremediği ve istenen "faydayı" sağlamadığı iddia edilmiştir. Hüseyin Gülerce yazıları: Cem Küçük'ün iddialarına göre, Beki'nin Hüseyin Gülerce'yi eleştiren yazıları kovulma sebebi olabilir. Ayrıca, Beki'nin Guam'a yaptığı seyahat ve bu durumun yarattığı esrarengiz hava da kovulma gerekçeleri arasında gösterilmiştir. Bu iddiaların hiçbiri kesin olarak doğrulanmamıştır.

İğneleyici sözlerden bazıları şunlardır: "Ben senin karakterine laf etmedim, ama olsa zevkle ederdim." "Kuruşu kuruşuna hesapladım seni. İnan 5 para bile etmedin." "Gereğini yapabilmeye yüreğin yoksa eğer; dile getirmeye de tenezzülün olmamalı!" "Eğer beni etkilemek istiyorsan, bu sefer biraz daha ilginç bir şey deneyebilirsin." "Sözlerim iğne gibi keskindir; yalana saplanır, gerçeği ortaya çıkarır!" "Dürüst kimselerin çok arkadaşı olmaz. Kazık atmayı bilmezler çünkü." "Çamaşır suyu gibi bazı insanlar. Tek yaptıkları yıpratmak..." "Arkamdan atıp tutmanın 3 nedeni olabilir. Ya fesatsındır ya salak. Ya da mesafeyi koyduğum yerde kalmışsındır." İğneleyici sözler, karşı tarafı incitici veya aşağılayıcı olabilir. Dikkatli kullanılması önerilir.

Francisco Goya, toplumsal ve politik sorunlara dair konuları savunmuştur. Goya'nın savunduğu bazı konular şunlardır: Aydınlanma düşüncesi: Goya, sarayda çalışırken Aydınlanma düşüncesi ile gelişen toplumsal ve psikolojik kavramlarla ilgilenmiştir. Sosyal ilerleme: Sarayda çalışırken, sosyal ve siyasi ilerleme görmeyi uman ilerici düşünürlerin bir parçası olmuştur. Savaş karşıtılık: Savaşın doğurduğu sonuçları ve vahşeti eserlerinde işlemiştir. Dini ve siyasi yozlaşma: Eserlerinde din, batıl inanç, cehalet, ahlak, kibir, aşk ve evlilik gibi temalardaki yozlaşmayı eleştirmiştir. Ayrıca, Goya Romantizm akımının yükselişinde de rol oynamıştır.

Hiciv, edebiyat ve sanatta bir kişi, bir olay ya da durumun iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirildiği bir türdür. Hiciv kelimesinin diğer anlamları: sitem, iğneleme, dokundurma; taşlama, taş atma. Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre hiciv, "yergi" anlamına gelmektedir.

Mumya (2017) filminin kötü olmasının bazı nedenleri: Senaryo: Film, birden fazla konuya aynı anda odaklanmaya çalıştığı için dağınık bir senaryoya sahip. Karakterler: Filmdeki karakterler derinliksiz ve zayıf yazılmış. Yersiz mizah: Filmde, gerilimi düşüren gereksiz mizahi unsurlar yer alıyor. Aksiyon sahneleri: Film, aksiyon sahnelerine geçtiğinde daha eğlenceli hale gelse de, bu sahneler de hayal kırıklığı yaratmış. Ancak, filmin bazı olumlu yönleri de var: Tom Cruise, Russell Crowe ve Sofia Boutella'nın performansları başarılı bulunmuş.

The Brown Bunny (Kahverengi Tavşan) filmi, Fransa'da 16 yaşından küçükler için yasaklandı. Filmin yasaklanmasına sebep olan içerikle ilgili bilgi bulunamamıştır. Ayrıca, film 2003 Cannes Film Festivali'nde yuhalandığı ve birçok basın incelemesi tarafından "narsisist", "kendine düşkün", "gösterişçi" veya "sıkıcı" olarak eleştirildiği için de olumsuz bir üne kavuşmuştur.

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), çeşitli nedenlerle eleştirilmektedir: Yerel çiftçilerin iflası. Çevre sorunları. İlaçlara erişim sorunu. Serbest rekabet engelleri. Etkisizlik. Yerel yasaların geçersizliği. Ayrıca, DTÖ'nün neo-liberal politikaların bir aracı olduğu ve sermaye ile bürokratların yerel halkların çıkarlarına karşı kararlar aldığı da eleştirilen noktalar arasındadır.

İnsanlar İkiye Ayrılır filmi, borç tahsilatı yapan bir şirkette çalışan Duygu ve Bahadır’ın, Ceren Gürel’in dosyasına dahil olmasıyla değişen hikayelerini anlatıyor. Filmin anlattığı bazı konular: Psikolojik baskı ve manipülasyon. Rekabet. Gaddarlık ve barbarlık. Av ve avcı. Ayrıca, film, üç katmanlı bir anlatı yapısıyla gizem ve entrika unsurları da içeriyor.

Sanat eleştirisi genellikle dört aşamadan oluşur: 1. Betimleme (Tanımlama). 2. Çözümleme (Analiz). 3. Yorumlama. 4. Yargı (Değerlendirme).

Tariz (dokundurma) söz sanatında amaç, genellikle muhatabı küçük düşürmek, iğnelemek, eleştirmek veya onunla alay etmektir. Ayrıca, tariz ile yapılan anlatımlarda sitem de söz konusu olabilir. Tariz, kinaye ile karıştırılsa da, tarizde daha keskin bir alay ve eleştiri bulunur; kinayede ise sözün her iki anlamı da bir arada kullanılabilir.

Tariz sanatı, bir sözün tam tersini bildirecek biçimde ifade edilmesiyle yapılır. Tariz sanatının bazı özellikleri: Verilmek istenen mesaj doğrudan iletilmez, üstü kapalı biçimde söylenir. Mecaz-ı mürsel ve kinayedeki ilgiler yoktur. Söyleyişteki incelik, tarizin güzelliğini belirler. Parantez içinde ünlem işareti ( ! ) kullanılarak alay anlamı pekiştirilebilir. Örnekler: "Ne kadar kültürlü olduğu ( ! ) yazılarından belli". "Bu ne tevazu arkadaşım!". "Ne kadar alçak gönüllü olduğunuz her fırsatta kendinizi anlatmanızdan belli".

Byung-Chul Han'ın önemli olmasının bazı nedenleri: Eserlerinin derinliği ve etkisi: Günümüz toplumuna dair derin analizler içeren eserleri birçok dile çevrilmiş ve dünyada en çok okunan yaşayan filozoflar arasına girmiştir. Çeşitli ilgi alanları: Etik, fenomenoloji, postyapısalcılık, kültür kuramı, estetik, din, medya kuramı, yapısöküm gibi konularda tartışma yürütmüştür. Güncel konulara odaklanması: Psikolojik rahatsızlıklar, iktidar, neoliberalizm, kapitalizm, sosyal medya ve popüler kültür gibi temalar üzerine teoriler geliştirmiştir. Eleştirel bakış açısı: Neoliberal kapitalist üretim sisteminin etkilerini eleştirmiş, dijitalleşmenin ötekinin hayatımızdan uzaklaşmasına neden olduğunu savunmuştur. Ödülleri: 2015'te Le Prix Bristol des Lumières, 2016'da ise Salzburger Landespreis für Zukunftsforschung ödüllerine layık görülmüştür.

Kıraç'ın neden şarkı söylemediğine dair iki farklı görüş bulunmaktadır: 1. Müzik tarzı ve tercihleri: Kıraç, uzun bir aradan sonra çıkardığı "Derindekiler" albümünde, Anadolu rock tarzında yoluna tek başına devam etmekten rahatsız olmadığını belirtmiştir. 2. Eleştiriler ve geri bildirimler: Bazı eleştirmenler, Kıraç'ın sesinin şarkı söylemek için uygun olmadığını düşünmektedir. Ayrıca, Kıraç'ın çizgi film müzikleri yaptığı ve bu alandan daha fazla kazanç sağladığı da bilinmektedir.