Duygular

"Bazen dayanmaktır sevmek" ifadesi, Özdemir Asaf'ın bir sözünde geçen ve sevginin sadece güzel anlardan ibaret olmadığını, aynı zamanda zorluklara karşı gösterilen sabırla da şekillendiğini ifade eden bir cümledir. Bu söz, şu şekilde tam olarak ifade edilir: > "Bazen dayanmaktır sevmek; hayat nereden vurursa vursun ayakta durabilmek. Bazen yaşamaktır sevmek; soluksuz ciğer gibi sevgisiz kalbin duracağını bilmek". Psikolojik açıdan bakıldığında ise sevgi, bir kişinin kendisini karşısındaki kişiye adaması ve onun iyiliği için çaba göstermesi anlamına gelir.

Özlem çiçeği, genellikle sevgi, tutku ve özlemi temsil eder. Ayrıca, anavatanı Kuzey Amerika olan Nemophila menziesii adlı bir çiçek türü de "özlem çiçeği" olarak bilinir.

Kayahan'ın "Gönül Sayfam" şarkısı, bir aşkın bitişini ve ardından yaşanan özlemi konu alır. Şarkıda işlenen bazı temalar: Hasret: Sevilen kişiye duyulan özlem. Kader: Aşk ve kayıptaki kaçınılmazlık. Hatıralar: Sevilen kişiyle geçirilen zamanın hatırlanması. Resim ve şarkı: Sevilen kişiyle paylaşılan anıların hatırlatılması. Kokular: Sevilen kişinin kokusunun hatırlanması.

Moody kelimesi İngilizce'de şu anlamlara gelir: Huysuz, aksi, dengesiz. Karamsar. Ani ruh hali değişikliklerine sahip. Ayrıca, "moody" kelimesi coğrafya ve argo anlamlar da taşır.

"Burnunu buruşturup yüzünü buruşturmak" ifadesinin anlamına dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, "yüzünü buruşturmak" deyimi, yüzüne öfke veya hoşnutsuzluk gösteren bir biçim vermek anlamına gelir. Örnek cümle: "Neden yüzünü buruşturuyorsun, sevmedin mi yemeği?". "Burnu tıkayıp yüzü buruşturmak" ifadesi ise kötü bir koku alıp rahatsız olmuş insanın gerçekleştirdiği dürtüsel bir hareket olarak tanımlanmıştır.

Sevgi ve cevher farklı kavramlardır. Sevgi, bir kişiye veya bir şeye duyulan derin duygusal bağ ve saygıyı ifade eder. Cevher ise, öz, asıl, yaratılış, istidat gibi anlamlara gelir ve genellikle bir şeyin değişmez özünü temsil eder.

Aşk, sevgi ve dostluk aynı şey değildir. Aşk, bir kişiye karşı duyulan yoğun duygu ve bağlılıktır. Sevgi, bir kişiye karşı duyulan ilgi ve bağlılık hissidir. Dostluk, iki kişi arasında kurulan, eşitlik, dürüstlük ve hoşgörü gibi unsurlara dayanan bir ilişkidir. Bu üç kavram arasında bazı benzerlikler olsa da, her biri farklı anlamlar taşır.

"Aşk ne demek bilen var mı?" ifadesinin bir hikayesi bulunamadı. Ancak, bu ifade Serkan Kaya'nın 2011 yılında çıkardığı "Aşk Ne Demek Bilen Var Mı?" adlı şarkısının adı olarak kullanılmaktadır. Şarkının sözleri şu şekildedir: > Bazen bir garip oluyor hâlim Kendimi ben bile tanıyamıyorum İçimde bir çöküş, bir heyelan Sanki taşa, toprağa bulanıyorum Bu neyin nesi? Bu neyin sesi? Bu kimin isyanı? Bu neyin nesi? Bu kimin sesi? Bu kimin feryadı? Aşk ne demek bilen var mı? Zehir mi, yoksa ilaç mı? Kimi ağlıyor, kimi gülüyor Tatsam mı yoksa kaçsam mı?.

Sıcakkanlı bir insanın soğukkanlı olmasının birkaç nedeni olabilir: 1. Psikolojik Durum: Stres, kaygı veya korku gibi durumlar, vücudun "savaş ya da kaç" tepkisi olarak soğuk terlemeye neden olabilir. 2. Fiziksel Durum: Demir eksikliği gibi durumlar, metabolizmanın yavaşlamasına ve dolayısıyla vücut sıcaklığının düşmesine yol açabilir. 3. Kişilik Özellikleri: Psikolojide, soğukkanlı insanlar genellikle duygusal olarak kapalı, mesafeli ve duygularını göstermeyen kişiler olarak tanımlanır.

Yorgunluğa yazılabilecek bazı şiirler şunlardır: Mehmet Ağca'nın "Yorgunluğa Karşı Huzur" şiiri. Sabahattin Ali'nin "Eskisi Gibi" şiiri. Ayrıca, "edebiyatdefteri.com" ve "antoloji.com" gibi sitelerde "yorgun" terimini içeren birçok şiir bulunmaktadır. Hangi şiirin yazılacağı, kişinin tam olarak hangi yorgunluk halini yaşadığına bağlıdır.

Bilinçsizce davranmak, bir kişinin düşünmeden, farkında olmadan veya yeterince değerlendirme yapmadan hareket etmesi anlamına gelir. Bilinçsizce davranan bir kişi, eylemlerinin sonuçlarını ya da bu eylemlerin arka planındaki nedenleri göz önünde bulundurmaz. Örnek olarak, stresli bir durumda düşünmeden tepki vermek veya alışkanlık olarak belirli bir şekilde davranmak verilebilir. Bilinçsizce davranmak, bazen olumlu sonuçlar doğurabilirken, çoğu zaman olumsuz sonuçlar da doğurabilir.

"Gülüyorum ama içim kan ağlıyor" ifadesi, kara mizah olarak kullanılabilir. Ayrıca, bu söz öbeği, "kan kusup, kızılcık şerbeti içmek" deyimiyle aynı anlamda olup, sıradan sözlerle anlatılamayacak kadar ağır hissedilen bir acıyı ifade eder. Bunun yanı sıra, kişinin yalnız hissetmesi, sevilmediğini düşünmesi veya kimsenin onu anlamadığını hissetmesi gibi durumlarla da ilişkilendirilebilir. Bu tür ifadeler, kişisel yorumlara açık olup, kesin bir anlamı yoktur.

Tutku kelimesi, Sotwe platformunda doğrudan bir anlam taşımaz. Ancak, genel olarak şu anlamlara gelir: 1. Güçlü Coşku ve İhtiras: İrade ve yargıları aşan, güçlü bir duygusal eğilim. 2. Aşırı Düşkünlük: Bir şeye karşı duyulan yoğun istek ve eğilim. 3. Amaç: Güçlü istek ve eğilimin yöneldiği hedef.

Riley'nin İlk Buluşması (Riley's First Date?) filmi, 12 yaşındaki Riley'nin ilk randevusunu ve bu sürecin hem Riley hem de ailesi üzerindeki etkilerini anlatıyor. Riley'nin ailesi, kızlarının büyüdüğünü ve kendi kararlarını almaya başladığını fark eder. Film, ebeveynlerin genç kızlarının büyüdüğünü fark ettikleri anla başa çıkmalarını ve Riley'nin de bu süreçte yaşadığı hisleri ele alır. Ayrıca, Ters Yüz (Inside Out) filminin bir yan hikâyesi olarak tasarlanmıştır.

Altı şapkalı düşünme tekniğinde kırmızı şapka, içgüdüleri, sezgileri ve duygusal tepkileri temsil eder. Kırmızı şapka takıldığında: Düşünce süreci bilinçli olarak duygulara ve sezgilere açılır. Katılımcılar, hiçbir dayanağı olmadan, sezgi, fikir ve duygularını ifade eder. Duyguların baskılanmadan ifade edilmesi ve sezgisel farkındalıkların karar süreçlerine katkıda bulunması sağlanır. Kırmızı şapka altında duygu ve sezgilerin gerekçelendirilmesi istenmez.

Özenti ve kıskançlık aynı şey değildir. Özenti, kişide olmayıp başkasında olan bir şeyin kendisinde de olmasını istemektir. Kıskançlık ise, genellikle birinin başkasının sahip olduğu şeylere veya ilişkilere duyduğu endişe, kaygı ve hoşnutsuzluk duygusudur. Özenti, bazen kıskançlık ve aşağılık duygusuyla birlikte olabilir, ancak bu her zaman böyle değildir.

"Gözlerin nemli nemli" ifadesi, genellikle bir kişinin daha önce ağladığını belirtmek için kullanılır. Ayrıca, "Benim İçin Üzülme" şarkısında da geçen bu ifade, ayrılık durumunda karşı tarafa üzülmemek gerektiğini anlatmak için kullanılır. Gözlerin nemli olmasının fiziksel sağlık durumuyla da ilgili olabileceğini, alerji veya enfeksiyon gibi durumların gözlerde nemlenmeye yol açabileceğini unutmamak gerekir.

Korku nedir bilmeyen kişiler için bazı örnekler şunlardır: Adrenalin tutkunları: Büyük Kanyon'da 120 metre yükseklikte elleriyle ördükleri bir "örümcek ağı"na çıkarak burada dinlenen ve ağın ortasındaki boşluktan paraşütle atlayan "The Moab Monkeys" grubu üyeleri. Cesur insanlar: Korku duygusunu hiç yaşamamış veya bu duygudan hep kaçmış kişiler. Korku, insanlar için doğal ve güçlü bir duygu olup, tehlike veya zarar tehdidine karşı uyarı görevi görür.

Melâl-i kalp ifadesi, "kalbin üzüntüsü" veya "kalbin sıkıntısı" anlamına gelebilir. Melâl kelimesi Arapça kökenli olup, üzüntü, keder, can sıkıntısı ve usanç gibi anlamlara gelir. Örnek cümleler: - "Lakin heba olmuş güzellere, güzelliklere ağladığımız zaman kalbimizi üzen derin bir melal ve ağır bir hicran buharı tabiatın üstünde titriyordu" (Z. Gökalp). - "Her zaman, doğduğu, çocukluğunu geçirdiği memleketin rüzgarlarıyla bir melal duyardı" (S. F. Abasıyanık).

Acıma duygusu işlenen bazı romanlar: Stefan Zweig - Sabırsız Yürek: Bu psikolojik romanda, acıma duygusunun insanları nasıl karmaşık durumlara sürüklediği anlatılır. Reşat Nuri Güntekin - Acımak: Eserde, kahramanın acıma duygusunun gelişimi ve bu duygunun sonuçları ele alınır.