Dil

Türk Dil Kurumu (TDK) kılavuzuna göre, "bir daha" kelimesinin doğru yazılışı ayrı olarak, yani "bir daha" şeklindedir.

Cıncık kelimesinin bazı anlamları: Bilye. Tabak, bardak, şişe, kadeh gibi sırçadan veya porselenden yapılan şeyler, züccaciye. Parlayan yerler, cam, kristal yüzeyler. Küçük, parlak ve değerli görünen süs eşyaları veya boncuklar. Bazı yörelerde misket. Adana yöresinde züccaciye. Doğuda bazı şehirlerde cam kırığı. Ayrıca, "cıncık gibi" ifadesi, bir şeyin çok temiz, parlak veya göz alıcı olduğunu anlatmak için kullanılır.

Firaz isminin bazı anlamları: yüksek, yukarı; yokuş, çıkış; yücelten, kaldıran, yükselten; şeref, onur (Kürtçe).

Ulvi kelimesi Arapça kökenli olup "yüce", "yüksek", "soylu" ve "yücelik" anlamlarına gelir. Ayrıca, "eşsiz, benzersiz özellikler taşıyan" ve "gökle ilgili olan, semavi" anlamları da vardır. Bu kelime, ismi taşıyan kişilerin manevi değerlerinin, karakterinin ve ahlaki duruşunun yüce olduğunu simgeler.

Yenge, bir kimsenin kardeşinin, dayısının veya amcasının eşi anlamına gelir. Ayrıca, "yenge" kelimesi şu anlamlara da gelebilir: Bir erkeğin kendi karısından söz ederken kullandığı isim; Kadınlar için söylenen bir seslenme sözü; Düğünde geline kılavuzluk eden kadın.

Oportünist, fırsatları yakalamak için çevresel koşullara veya başkalarının zayıf anlarına dayalı olarak hareket eden, kendi çıkarları için başkalarının zor durumlarını veya fırsatları kullanan kişidir. Oportünizm, genellikle ahlaki veya etik bir sorun olarak görülür ve bu şekilde davranan kişiler eleştirilir. Oportünist kelimesi, TDK'ya göre "fırsatçı" anlamına gelir.

Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre "bir çok" ve "birçok" arasındaki fark şu şekildedir: "Bir çok" ifadesi yanlış bir yazımdır. "Birçok" kelimesi, "pek çok, sayıca fazla, çok sayıda" anlamında kullanılan bir zarf veya sıfattır ve bitişik yazılmalıdır. Örnekler: "Birçok kişi bu haberi okudu" (doğru). "Bugün bir çok farklı aktiviteye katıldım" (yanlış).

Kut kelimesi farklı anlamlara gelebilir: Türk, Moğol ve Altay şamanizminde ve halk inancında "kut" kutsal enerji, yaşam gücü anlamına gelir. Sözlük anlamı olarak ise "mut", "mutluluk", "ilahi bir kaynaktan gelen rahmet ve bereket", "devlet idaresinde güç, yaratıcılık ve yetki bakımından sahip olunan üstün güç" anlamlarına gelir. Eski Türklerde "kut" ülkeyi yönetme yetkisinin hükümdar ve ailesine bağlı olması geleneğinin adıdır. Ayrıca, "kut" kelimesi "talih", "uğur" ve "baht" anlamlarında da kullanılır.

Müsamaha, Arapça kökenli bir kelime olup "hoşgörü", "yumuşaklık", "affetme" anlamlarına gelir. TDK'ya göre, müsamaha kelimesinin diğer anlamları ise "görmezlikten gelme" ve "göz yumma" olarak belirtilmiştir.

Karı kelimesi, bir erkeğin evlenmiş olduğu kadına denir. Ayrıca, halk ağzında yaşlı, ihtiyar anlamında da kullanılır. Argoda ise kadın anlamında kullanılabilir.

Günaydın ve hayırlı sabahlar ifadeleri aynı anlama gelir, her ikisi de sabah selamlaması olarak kullanılır. Ancak, "iyi günler" ifadesi gündüz veya akşam, sabah değil, kullanılır.

Muhtemel, gerçekleşmesi de gerçekleşmemesi de ihtimal dâhilinde olan, beklenen, umulan, olası, mümkün anlamlarına gelir. TDK'ya göre kelimenin kullanıldığı yere göre iki farklı anlamı vardır: 1. Kısa ya da uzun vadede gerçekleşmesi beklenen. 2. Gerçekleşmesi istenen ve umulan. Örnek cümleler: "Bu yaz tatil için muhtemelen Aydın'a gideceğiz." "Muhtemelen o da senin gibi düşünüyor." "Yarın yağmur muhtemel." "Takımın galibiyeti muhtemel görünüyor." "Muhtemel riskleri önceden belirlemek gerekir."

Beygir kelimesi doğru yazım şeklidir.

Enaniyet, Arapça kökenli bir kelime olup "benlik", "bencillik", "hodgamlık", "egoistlik" anlamlarına gelir. Türk Dil Kurumu'na göre enaniyet yapmak, bencillik etmek, kendini başkalarından üstün tutmak ve kendi özelliklerini üstün tutmak anlamlarını taşır. Enaniyet, ahlaki ve psikolojik açıdan iki şekilde ele alınabilir: İnsanın yalnızca kendisiyle ilgilenmesi ve etrafındakileri sadece kendi yararı için kullanması. Kendini herkesten üstün görme ve her şeyin kendi mutluluğu için olduğunu kabul etme eğilimi.

Enaniyet, Arapça kökenli bir kelime olup "benlik", "bencillik", "hodgamlık", "egoistlik" anlamlarına gelir. Türk Dil Kurumu'na göre enaniyet yapmak, bencillik etmek, kendini başkalarından üstün tutmak ve kendi özelliklerini üstün tutmak anlamlarını taşır. Enaniyet, ahlaki ve psikolojik açıdan iki şekilde ele alınabilir: İnsanın yalnızca kendisiyle ilgilenmesi ve etrafındakileri sadece kendi yararı için kullanması. Kendini herkesten üstün görme ve her şeyin kendi mutluluğu için olduğunu kabul etme eğilimi.

Mütevellit kelimesi, Arapça kökenli olup "bir şeyden kaynaklanan, doğan, ortaya çıkan" anlamına gelir. Mütevellit kelimesinin diğer anlamları: Doğmuş, dünyaya gelmiş. Belirli bir mevkiye gelmiş. Örnek cümle: "Yaşanan gerginlik, taraflar arasındaki anlaşmazlıklardan mütevellit meydana geldi".

Türkiye'de Google, Türkçe olarak kullanılmaktadır. Ancak, Türkiye'den Türkçe ayarlı bir bilgisayarla Google'a bağlandığında Google Türkiye sayfası, yurtdışı bağlantısı ile Türkçe ayarlı bir bilgisayarla Google'a bağlandığında ise Google Türkçe sayfası açılır.

Özbekçe'den Türkçe'ye çeviri yapmak için aşağıdaki çevrimiçi araçlar kullanılabilir: Yandex Çeviri. CeviriPro.com. Glosbe. Google Çeviri. Lingvanex.

Sign in ifadesi Türkçe'de aşağıdaki anlamlara gelebilir: bir yere girerken deftere imza atmak; kaydolmak; oturum açmak, giriş yapmak; isim kaydı yapmak, isimle kaydolmak, ismini kaydetmek. Ayrıca, "sign in" ifadesi, "oturum aç" anlamına gelen "log in" ifadesinin yerine de kullanılabilir.

Evet, "kent" ve "şehir" kelimeleri eş anlamlıdır. Türk Dil Kurumu'na göre, "kent" ve "şehir" aynı anlama gelir ve birbirlerinin yerine kullanılabilirler. Ancak dil bilimciler, bu iki kelime arasında bazı ince farklar olduğunu belirtmektedir.