Deyimler

"Yıkılmadım ama ayakta da değilim" ifadesi, psikolojik bir durumu, "languishing"i tanımlamak için kullanılır. Amerikalı sosyolog Corey Keyes tarafından 2002 yılında ortaya atılan bu terim, kişinin ne depresyonda ne de sağlıklı olduğu, kendini ne kötü ve umutsuz ne de iyi ve coşkulu hissettiği bir zihin durumunu ifade eder. Bu durumun bazı belirtileri şunlardır: enerji eksikliği ve sürekli yorgunluk; motivasyon kaybı; anlam eksikliği ve günlük aktivitelerin sıkıcı gelmesi; duygusal boşluk; sosyal çekilme. "Languishing" durumu, tedavi edilmesi gereken daha büyük bir sorunun belirtisi olabilir.

Evet, "ayak uydurmak" ve "uyum sağlamak" aynı anlama gelir. "Ayak uydurmak" deyimi, genellikle değişimlere karşı çıkmak yerine onlara uyum sağlamak, başkalarının yaptıklarına eşlik etmek ve yaşanan değişimlere uygun hareket etmek anlamına gelir. Ayrıca, yürüyüşte adım atışını başkalarınınkine uydurmak anlamında da kullanılır.

"Zıkkımın dibi" deyimi, sunulan yiyeceği beğenmeyenlere söylenen bir sözdür. Ayrıca, "zıkkımın dibi" ifadesi, "zıkkımın kökü" veya "zıkkımın pekini" olarak da bilinir. Zakkum bitkisinden geldiği düşünülen bu deyim, eski çağlarda zakkumun zehir olarak kullanılmış olmasından kaynaklanmaktadır.

"Dışarıda olmak" ifadesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir: Fiziksel konum: Kapalı bir yerden dışarı gitmek. Durum bildirimi: MSN gibi platformlarda "dışarıda" seçeneği, kullanıcının çevrimdışı olduğunu belirtir. Deyimsel anlam: "Gözü dışarıda olmak" deyimi, başka birine ilgi duymak anlamına gelir.

Ufuk Koca'nın "Fufuk ile Deyim ve Atasözü Boyuyorum" adlı kitabı toplam 200 sayfadır. Her kitap 32 sayfa olup, sette 5 kitap ve 5 değerlendirme kitapçığı bulunmaktadır.

Evet, "kapı önünde yük indirmek" bir deyimdir. Türk Dil Kurumuna göre "acemi katır kapı önünde yük indirir" atasözü, "beceriksiz ve anlayışsız kişi, kendisine yaptırılan işi en önemli yerinde bırakır" anlamına gelir.

"Cebi para tutmamak" deyimi, parasız, beş parasız olan ve cebinde para tutmayı başaramayan kişileri anlatmak için kullanılır.

"Kendine yazık ediyorsun" ifadesi, kendi kendini yiyip bitiren insanlara söylenen, teselli edici ve "kendine gel, çarparım yüzüne iki tane" anlamına gelen bir sözdür. Ayrıca, "kendine yazık etmek" (argo) "chuck oneself away" anlamına da gelmektedir. Bunun yanı sıra, "geç kalınmış olsa bile, bir iki yaşanmışlığın ardından anlaşılan gerçek; zararın neresinden dönersen dön, galip gelmenin mümkün olması" anlamında da kullanılmaktadır. Son olarak, "Özgüvenim yok. Kendine yazık ediyorsun" ifadesi, özgüven eksikliği ile ilgili bir YouTube videosunun başlığı olarak kullanılmıştır.

Can olmak deyimi, "sevimli, hoş görünmek" anlamına gelir. Örnek cümle: "Yok canım, öyle demişim demek, derken ne kadar da can olurdu.

"Felek bile ağlar oldu" ifadesi, bir durumun ne kadar üzücü, zor veya talihsiz olduğunu vurgulamak için kullanılan bir deyimdir. Bu deyimde "felek" genellikle "kader" veya "talih" anlamında kullanılır. Bu ifade, genellikle büyük bir haksızlık, kayıp veya acı verici bir olay karşısında dile getirilir ve duruma derin bir üzüntü katmak amacıyla kullanılır. Bu ifade, Kıvırcık Ali'nin "Felek" adlı şarkısında da geçmektedir. Örnek cümle: "Yüküm o kadar ağır ki kaderimi yazanlar bile ağlar oldu".

Evet, "karalar bağlamak" ve "enseyi karartmak" aynı anlama gelir. Bu deyimler, iyi ihtimalleri es geçip sadece kötü ihtimallere odaklanmak, ümitsizliğe kapılmak ve karamsarlığa düşmek anlamlarında kullanılır.

Kül olmak deyimi, Türk Dil Kurumu'na göre iki farklı anlama sahiptir: 1. Bütünüyle yanmak. 2. Varını yoğunu yitirmek, elinde bulunanlar yok olmak. Ayrıca, büyük bir felakete uğrayıp çok üzülmek anlamında da kullanılabilir.

Şirazesi kaymak deyimi, TDK'ya göre "dengesini yitirmek, kontrolünü kaybetmek, fiziksel ve psikolojik olarak tutarsız olmak" anlamlarına gelir. Ayrıca, halk arasında "bir kişinin ya da fikrin yanlış noktaları temel almasından ötürü, çıkarımlarının da yanlış olacağını" belirtmek için de kullanılır. Bu deyim, ciltçilikte kitap yapraklarını düzgün tutmaya yarayan ince örülmüş şerit olan şiraze ile ilişkilidir.

Aklını başından almak deyimi, TDK'ye göre "bir şey birini düşünemeyecek bir duruma getirmek, çok şaşırtmak" anlamına gelir. Örnek cümleler: "Gördüğü ev aklını başından aldı." "O kız arkadaşın senin aklını başından almış." "Beyim böyle latife olur mu? Aklımızı başımızdan aldınız diye isyan etti.

Kenafir göz, bakışlarından açık bir şekilde nefret ve kin akan, kötü niyet besleyen insanlar için kullanılan bir deyimdir. Bu tabir, belirli bir göz rengine işaret etmez; her renk göz için kullanılabilir, ancak insanların inancına bağlı olarak genellikle renkli gözlere sahip kişiler için söylenir. Kenafir göz renginden bahsedildiğinde ise, nadir görülen ve yeşil ile mavi tonlarının birleşimi olan bir göz renginden bahsedilebilir.

"Buyur buradan yak" deyimi, genellikle beklenmedik, çözümü zor, kafa karıştırıcı veya içinden çıkılması güç bir durumla karşılaşıldığında kullanılır. Bu deyim, meydan okuma, şaşkınlık, bazen de hafif bir sitem veya ironi içerir. Deyimin tam anlamı, söylendiği bağlama ve konuşmacının ses tonuna göre değişiklik gösterebilir.

"Güneş tepeden vurduysa gölge ayağımızın altıdır" deyimi, kişinin gücünün doruk noktasında olduğu ve bu nedenle kendisini rahat hissettiği zamanları ifade eder. Bu deyimin diğer anlamları şu şekilde incelenebilir: Kibir. Atasözü. Bu deyim, genellikle atasözü veya deyimlerle birlikte kullanılır ve kişilerin durumlara ilişkin bakış açısını ifade etmek için kullanılır. Örnekler: Şirketin CEO'su olarak, "madem güneş tepeden doğdu gölge ayağımızın altıdır" diyerek çalışanlarına güven vermek. Sporcu, rakibini yendikten sonra "madem güneş tepeden doğdu gölge ayağımızın altıdır" diyerek zaferini kutlamak. Öğrenci, sınava hazırlandığı için "madem güneş tepeden doğdu gölge ayağımızın altıdır" diye kendine motive etmek.

Bir işte dikiş tutturmak, giriştiği bir işte tüm zorluklara rağmen kalıcı bir başarı sağlamak anlamına gelir. Örnek cümleler: "Bu mahallede dikiş tutturmak kolay değildir." "Ekonomik kriz nedeniyle birçok girişimci dikiş tutturamadı." "Yeni okulunda da dikiş tutturacağına inanıyorum."

"Tatilde yaşanan tatilde kalır" ifadesi, kız kıza veya erkek erkeğe yapılan tatillerde, bu tatil sırasında yaşanan olayların ve durumların, tatil bittikten sonra konuşulmaması ve unutulmasını ifade eden yazılı olmayan bir kuraldır. Ancak, tatilde yaşanan her şeyin tatilde kalıp kalmayacağı duruma bağlıdır. Örneğin, tatilde başlayan aşkların uzun sürüp sürmeyeceği, kişilerin duygularına ve tatilin koşullarına bağlıdır. Ayrıca, "tatilde yaşanan tatilde kalır" ifadesi, psikolojik bağlamda da kullanılabilir; özellikle tatil hüznü yaşayan kişiler için, tatil sırasında yaşanan olumsuz duyguların tatil bittikten sonra unutulabileceği anlamına gelebilir.

Moral vermek, bir kimsenin ruhsal direnme gücünü artırmak, cesaretlendirmek, yüreklendirmek anlamına gelir. Örnek cümleler: "Arkadaşımıza moral vermek için, onu ziyaret etmeye karar verdik". "Güzel sözlerle, çocuğuna moral vermeye çalışıyordu".