Deyimler

Cümbüş yapmak, toplu hâlde eğlenmek anlamına gelir. Osmanlı zamanında dost meclisi olarak adlandırılan yerlerde, genellikle saz eşliğinde eğlenip şarkılar söylemeye de cümbüş yapmak denirdi.

Pufun püf noktaları şu şekilde sıralanabilir: Kullanım amacı: Pufun oturma, ayak dinlendirme veya dekoratif amaçlı mı kullanılacağı belirlenmelidir. Boyut seçimi: Yaşam alanının büyüklüğüne uygun ebatlarda puf tercih etmek, alanı verimli kullanmayı ve ferah bir görünüm elde etmeyi sağlar. Malzeme seçimi: Pufun kullanılacağı alanın trafiğini ve evdeki diğer mobilyaların tarzını göz önünde bulundurarak kumaş, deri, kadife gibi malzemelerden birini seçmek önemlidir. Dayanıklılık: Kaliteli sünger ve sağlam dikişler, pufun uzun ömürlü olmasını sağlar. Temizlik kolaylığı: Leke tutmaz veya kolay temizlenebilen yüzeyler tercih edilebilir. Tarz uyumu: Pufun renk ve deseni, evdeki diğer mobilyalarla uyumlu olmalıdır.

"Başımız derde girecek" ifadesi, sıkıntılı veya can sıkıcı bir duruma düşüleceğini ifade eder. Örnek cümle: "Şu kendini bilmez adamla başım derde girsin istemiyorum."

Posta atmak deyimi, birini korkutmak, gözdağı vermek, tehdit etmek anlamlarına gelir. Örnek cümleler: "Bana posta atacak adam daha anasından doğmadı." "Posta atarak bana artistlik yapma Cemşit!" "Daha dün Kel Mahmut'u yıkayıp yağlayan yavşak bugün kalkmış ona posta koyuyor." - Rıfat Ilgaz

"Küplere bindi" ifadesi, Sait Faik Abasıyanık'ın bir sözüne aittir. Abasıyanık'ın bir cümlesinde geçen bu deyim, "Ertesi günü babam horozun ölüsünü bulunca küplere bindi" şeklinde kullanılır. Ayrıca, "küplere binmek" deyimi, bir kişinin çok öfkelenmesi, kızması anlamına gelir.

Evet, "bir şeyden dem vurmak" bir deyimdir. Türk Dil Kurumu'na göre bu deyimin iki anlamı vardır: 1. Bir şeyin bahsini açmak, bir konuyu gündeme getirmek ya da bir mesele hakkında birine danışmak. 2. Dost meclisinde uzun uzun dertleşmek.

Baltayı taşa vurmak, bir deyimdir. Deyimin iki anlamı vardır: 1. Farkında olmayarak birine dokunacak sözler söylemek, pot kırmak. 2. Yenemeyeceği bir rakibinin olması, üstesinden gelinmeyecek bir durumun meydana gelmesi.

"Kırk fırın ekmek yemek" deyimi, bir duruma erişmek için pek çok emek vermesi, çalışması gerektiğini ifade eder. Örnek cümleler: "Sazla bu parçayı çalabilmen için, daha on fırın ekmek yemen lazım." "O bölümü kazanman için kırk fırın ekmek yemen gerekir." "Kırk fırın ekmek yersen belki dediğin olabilir."

Cart curt etmek, göz korkutmak veya övünmek amacıyla abartılı konuşmak anlamına gelir.

Cart curt etmek, göz korkutmak veya övünmek amacıyla abartılı konuşmak anlamına gelir.

"Horoz gibi maşallah" ifadesi, bir çalar saati överken kullanılan bir tümce olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca, "horoz gibi" deyimi, kabadayıca davranan kimse anlamına gelmektedir. "Maşallah" kelimesi ise, güzellik, iyilik, nimet ve başarı karşısındaki hayret ve takdir ifadesi olarak kullanılmaktadır.

Evet, "can derdine düşmek" mecazdır. Bu deyim, bir tehlikeyle karşılaşıldığında, başkalarıyla uğraşmaktan vazgeçip yalnızca kendi canını kurtarmaya çalışmak anlamına gelir.

"Gönlünden ne geçiyor?" ifadesi, bir şeyin olmasını veya bir şey yapmayı istemek, düşünmek anlamına gelir. Örnek cümleler: "Bunun üzerine silahtarı ‘Gönlünden ne geçiyorsa onu yap’ dedi". "Alice, gönlünden ne geçiyorsa onu yapabilir". "Gönlünüzden ne geçiyor bakalım?".

İçini dökmek deyimi, iki farklı anlama gelir: 1. Derdini anlatmak, iç dünyasındaki duygu ve düşüncelerini bir bir anlatmak. 2. Ferahlamak, rahatlamak. Örnek cümleler: "Kadın o kadar sıkıntılanmıştı ki bize içini dökmeye gelmiş." "Akşamları ikişer üçer kadeh içer, karşılıklı iç dökerdik." "Bu yazıyı niçin yazıyorum? Biraz içimi dökmek, bir parçacık olsun ferahlamak istiyorum."

"Scene yapmak" ifadesi, İngilizce'de "olay çıkarmak" veya "rezalet çıkarmak" anlamına gelir. Ayrıca, "scene" kelimesi genel olarak "manzara", "sahne", "sahne dekoru" veya "bir olayın geçtiği yer ve şartlar" gibi anlamlara da gelir.

"Menzilini bunda göre" ifadesinin ne anlama geldiği belirlenemedi. Ancak, "menzil" kelimesinin bazı anlamları şunlardır: Konak, dinlenme yeri. İki konak arasındaki uzaklık, bir günlük yol. Merminin ulaşabildiği uzaklık, erim. Ordunun cephe gerisi işlerinin bütünü. Bir aracın belirli bir enerji kaynağı ile gidebileceği maksimum mesafe. Bir bireyin belirli bir süre veya mevcut kaynaklarla başarabileceği şeyler. Bir kişinin veya kurumun etkileyebileceği kitle veya coğrafi alan.

"Gözünün üstünde kaşın var" deyimi, bir kimseye, alınmasına neden olacak söz söylemek, onun her davranışını hoş karşılamamak, yaptığını beğenmemek, takdir etmemek anlamlarına gelir. Örnek cümleler: "Sen o parti üyesi olmadıktan sonra, gözünün üstünde kaşın var deyip kabul etmezler." "Sana karşı çok öfkeli, fırsat bulsa gözünün üstünde kaşın var deyip kavga edecek."

Fişek gibi deyimi, Türk Dil Kurumu'na göre "hızla" anlamına gelir. Ayrıca, bu deyim kişinin çok enerjik, güçlü ve iyi bir vücut yapısına sahip olduğunu ifade etmek için de kullanılabilir. Örnek cümleler: "Fişek gibi uzaklaştı." "Fişek gibi çarptı duvara." "Gençlikte yüreğin deli fişek gibi atar." "Sarı lacivertli ekibin eksik yönlerini futbolcularına anlatan deneyimli teknik adamın, 'Fişek gibi olacaksınız.' "

"Sıdkı sıyrılmak" deyimi, Arapça kökenli "sıdk" (doğruluk, içtenlik) kelimesinden türemiştir.

Battı balık yan gider bir deyimdir. Deyim, "işlerin kötü gittiğine, düzelmeyeceğine, bu konuda da umut kalmadığına göre artık istenildiği gibi davranılabilir, ne olursa olsun" anlamında kullanılır.