Deyimler

Göz önünde tutmak ve göz önünde bulundurmak ifadeleri arasında fark yoktur; her ikisi de aynı anlamı taşır: dikkate almak ve herhangi bir durumun nasıl bir sonuca yol açacağını hesaba katmak. Örnek cümle: "Yola çıkıyorsunuz ama yağmuru da göz önünde tutun.".

Mercek, bir şeyi yakından ve ayrıntılı şekilde incelemeye yarayan, büyüteç veya mikroskop gibi araçları ifade eder. "Mercek altına almak" deyimi ise bir konuyu, durumu, kişiyi ya da olayı dikkatle, detaylıca incelemek, araştırmak anlamına gelir. Örnek cümleler: "Yeni projeyi mercek altına aldık "Polis olay yerini mercek altına aldı "Bu konuda uzmanlar tarafından mercek altına alınması gerekiyor

"Ölmek var, dönmek yok" atasözü, her ne pahasına olursa olsun başlanan işin mutlaka bitirileceğini, yapılmasından kaçınılmayacağını anlatır. Örnek cümle: "Biz bu takımı ölümüne sevdik. Ne kadar yenilirse yenilsin yine de vazgeçmeyiz. Futbol işinde ölmek var, dönmek yok arkadaşım".

"Renkten renge girmek" deyimi, korkudan veya utançtan yüzünün rengi değişmesi, sıkılması anlamına gelir. Ayrıca, bu deyim öfke ve hiddet durumlarında da kullanılır; bir anda öfkeye kapılan kişiler için söylenir. "Renkten renkten çıkmak" ifadesine dair bir bilgi bulunamamıştır.

Yola çıkmak deyimi hem gerçek hem de mecazi anlamda kullanılabilir. Gerçek anlam: Bir yere varmak amacıyla bulunulan yerden ayrılarak yeni bir yolculuğa başlamak." Mecazi anlam: Bir hedefe ulaşmak için kararlı ve istikrarlı bir şekilde ilerlemek."

"Çevir kazı yanmasın" bir atasözü değil, bir deyimdir. Anlamı: Bir kişinin konuşma sırasında pot kırdığını fark ederek hemen konuyu değiştirmeye çalışması durumunu ifade eder.

Gidene su dökmek, Bulgaristan, Sırbistan ve Türkiye gibi çevre ülkelerde bir halk geleneğidir. Bu geleneğin bazı anlamları: İyi şans getirme. Seyahat veya işin mutlu bir şekilde bitmesi. Hareketlilik ve hareket kolaylığı. Su dökme sırasında "Su gibi git, su gibi gel" veya "Su kadar temiz ve berrak git" gibi iyi dilekler ifade edilir.

Göz bebeği deyimi, bir kişinin veya nesnenin çok değerli, sevgili ve önemli olduğunu ifade etmek için kullanılır. Bu deyimin kullanımı, göz bebeğinin insan için ne kadar kıymetli ve vazgeçilmez bir organ olması ile ilişkilendirilir. Ayrıca, bu deyim duygusal bağlılığı ve koruyuculuğu da simgeler.

Cezmi Ersöz'ün "Kırk Yılda Bir Gibisin" kitabı, ulaşılamayan bir kadının yaşamını, düşüncelerini, güzelliğini ve marjinalliğini anlatır. Kitapta, aşkın her zaman birleşmek olmadığı, ilişkilerdeki yabancılaşma, sevginin zaman içinde aşınması ve modern insanın içsel yalnızlığı gibi temalar işlenir. Eser, deneme türündedir ve bazen bir mektup, bazen iç döküş, bazen de okuru kendi içine döndüren bir sorgulama niteliğinde kısa metinlerden oluşur.

"Tecel ivedim şimdi oşin rengi değişti" ifadesinin anlamı hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, "ivedilik" kelimesi, hızlı ve acil bir şekilde yapılması gereken bir eylemi ifade eder. "Oşin" kelimesi ise belgelerde veya kaynaklarda rastlanmayan bir terimdir. Eğer bu ifade bir bağlam içinde kullanılıyorsa, daha fazla bilgi veya bağlam sağlanması gerekebilir.

"Kurt kuzu suyu bulandırmak" ifadesi, güçlülerin zayıfları ezmek için kullandıkları bir bahaneyi ifade eder. Bu ifade, La Fontaine'in kurt ile kuzu fabl'inde geçen bir diyalogdan esinlenmiştir. Bu fabl, güçlülerin, özellikle devletlerin, zayıfları ezmek için düzmece iddialarla onları suçlamasını ve bu bahaneyle saldırmasını anlatır.

Drama yöntemi ile deyim öğretimi, yaratıcı drama teknikleri kullanılarak deyimlerin yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde aktarılmasıdır. Bu yöntemde kullanılan bazı etkinlikler: Isınma oyunları: Katılımcılar sırayla baş, ağız, sırt gibi organlara dokunarak bu organlarla ilgili bir deyim düşünür ve söyler. Deyim gruplama: Katılımcılar, ellerindeki deyimleri ilgili organların altına gruplar. Canlandırma: Deyimlerle ilgili durumlar canlandırılır, önce sessizce, sonra konuşarak. Cümle kurma: Katılımcılar, atölyede öğrenilen bir deyimi cümle içinde kullanır. Rol yapma: Eşler, belirli bir ortamda (örneğin, parkta) konuşurken, liderin el çırpmasıyla biri torbadan deyim seçer ve bağlama uydurmaya çalışır. Bu yöntem, öğrencilerin dil becerilerini, iletişim ve sözel ifade yeteneklerini geliştirmeyi amaçlar.

Karikatürde kullanılan deyimlerin nasıl çizileceğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, karikatür çizimi için aşağıdaki kaynaklar faydalı olabilir: YouTube'da "Karikatür yüz ifadeleri nasıl çizilir?" başlıklı bir video bulunmaktadır. Pinterest sitesinde, deyimlerin ve atasözlerinin çizim örnekleri yer almaktadır. Görsel Sanatlar sitesinde, deyimlerden yola çıkarak karikatür çizimi hakkında bilgiler ve örnek deyimler sunulmaktadır. Fliphtml5 sitesinde, deyimlerle ilgili karikatür etkinlikleri mevcuttur. ShiftDelete forumunda karikatür çizim aşamaları hakkında genel bilgiler verilmektedir.

Gözdağı vermek deyimi, şu şekillerde kullanılabilir: Bir kişiyi bir işten ya da durumdan caydırmak, vazgeçirmek amacıyla ceza vermek ile korkutmak için. Yıldırmak için. İkna etmek için. Örnek cümleler: "Ev sahibi, kiracısına evi boşaltması için resmen gözdağı veriyor." "Sektördeki rakiplerimiz bu atılımları ile bize gözdağı veriyor." "O her işini gözdağı vererek yaptıracağını sanıyor." "Kardeşine bir daha eşyalarına dokunmaması için gözdağı verdi." "Polis gözdağı vermek için havaya iki el ateş etti."

Ucuz atlatmak deyimi, güç ve tehlikeli durumdan az bir zararla sıyrılmak anlamına gelir. Örnek cümleler: "Tehlikeyi ucuz atlattık, yoksa uçuruma yuvarlanacaktık." "Az daha babama yakalanıyorduk, ucuz atlattık." "Bizim tekrar tekrar dinlemeyi sevdiğimiz bu fıkrayı anlatırken o hâlâ bu işten ucuz kurtulmuş olmasının heyecanını duyardı."

Kös kös oturmak, etrafıyla ilgilenmeden, amaçsız, dalgın ve düşünceli bir biçimde oturmak anlamına gelir. Ayrıca, bezgin, yılgın, bıkkın bir şekilde, hiçbir şey yapmadan boş boş oturmak hali olarak da tanımlanabilir. Bu deyim, genellikle bir kişinin moralinin bozulduğu, mutsuz ya da umutsuz olduğu durumlarda kullanılır. Örnek cümleler: "Kös kös oturmayı bırakın da dışarı çıkalım." "Hafta sonu evde kös kös oturduk."

"Come Home" ifadesi farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir: Placebo Şarkısı: "Come Home", Placebo'nun ilk albümünde yer alan, hızlı ama hüzünlü bir şarkıdır. Mini Dizi: 2018 yapımı BBC One dizisi "Come Home", Marie Farrell'in çocuklarını ve kocasını terk etmesini ve sonrasında yaşananları konu alır. Eleventh Hour Worship Şarkısı: "Come Home", dinleyicileri gerçek sevgi ve gerçeklik arayışına yönlendiren bir şarkıdır. Genel Kullanım: Genellikle bir kişinin evine dönmesi gerektiğini belirtmek veya duygusal destek çağrısı yapmak için kullanılır.

İçine doğmak deyimi, bir işin olacağını veya olduğunu hiçbir belirtiye dayanmadan önceden sezinlemek, malum olmak anlamına gelir. Örnek cümleler: "Onun bize geleceği sanki içime doğmuştu." "Beni arayacağın içime doğmuştu." "Öleceği içine doğmuş olacak ki mezarını yaptırmış." "Yaşanacak ekonomik kriz patronun içine doğmuş resmen."

Mahal vermemek ya da mahal bırakmamak, fırsat vermemek, bir şeyin gerçekleşmesine ya da meydana gelmesine olanak sağlamamak anlamlarına gelir. Örnek cümleler: "Karışıklığa mahal vermemek için varlığa dair gizemlerden bahsedeceksem başka kelimeler kullanmayı tercih ediyorum." "Tanrı” dediğimde IŞİD’in, engizisyon mahkemelerinin ve “Tanrı Homoları Sevmez” pankartlarının Tanrı’sını düşünüyorum." "Mahal" kelimesi, kelime anlamı olarak “yer”, “bölge”, “civar” anlamına gelir. "Mahal vermek" deyimi ise bir olayın gerçekleşmesine imkân vermek anlamına gelir. "Mahal vermek" ve "mahal vermemek" deyimleri ile kurulan bazı atasözü ve deyimler şunlardır: mahal kalmamak; mahal yok.

Gözleri parlamak deyimi, gözlerinde sevinç ve istek belirmek anlamına gelir. Örnek cümleler: "Sevgilisinin fotoğraflarına baktıkça, gözleri parlıyor." "Kardeşime dolapta pasta var dedim, sevinçle gözleri parladı." "Onu o kadar özledim ki gördüğüm anda gözlerimin parlamasına engel olamadım."