• Buradasın

    Göz dağı vermek deyimi nasıl kullanılır?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Gözdağı vermek deyimi, şu şekillerde kullanılabilir:
    • Bir kişiyi bir işten ya da durumdan caydırmak, vazgeçirmek amacıyla ceza vermek ile korkutmak için 123.
    • Yıldırmak için 34.
    • İkna etmek için 1.
    Örnek cümleler:
    • "Ev sahibi, kiracısına evi boşaltması için resmen gözdağı veriyor 1."
    • "Sektördeki rakiplerimiz bu atılımları ile bize gözdağı veriyor 1."
    • "O her işini gözdağı vererek yaptıracağını sanıyor 1."
    • "Kardeşine bir daha eşyalarına dokunmaması için gözdağı verdi 1."
    • "Polis gözdağı vermek için havaya iki el ateş etti 4."
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Göz dağı verircesine ne demek?

    "Göz dağı verircesine" ifadesi, birini korkutmak, tehdit etmek veya yıldırmak anlamına gelen "gözdağı vermek" deyiminin bir kullanımı olabilir.

    Göz ile ilgili deyimler nelerdir?

    Göz ile ilgili bazı deyimler şunlardır: 1. Göz açamamak: Yoğun işler yüzünden başka bir işle uğraşmaya vakit bulamamak. 2. Göz aşinalığı: Daha önceden görmüş gibi tanımak. 3. Göz banyosu: Güzel bir şeye hoşlanarak bakmak. 4. Göz boyamak: Nitelik olarak kötü bir şeyi iyiymiş gibi göstermek. 5. Göz değmek: Uğursuzluk getiren bakışlarla kötü duruma düşmek. 6. Göz kararı: Ölçülerek veya tartılarak kullanılan şeylerin göz kararı ile belirlenmesi. 7. Göz kesmek: Bir şeye tüm dikkatiyle bakmak. 8. Göz kırpmak: Birine göz işareti yapmak. 9. Göz koymak: Bir şeyi ele geçirme isteği gütmek. 10. Göz kulak olmak: Bir şeyin korunması konusunda dikkatli olmak.

    Gözdağı vermek ne anlama gelir?

    Gözdağı vermek, bir kişiyi bir işten ya da durumdan caydırmak, vazgeçirmek amacıyla ceza vermek ile korkutmak, tehdit etmek, yıldırmak anlamına gelir. Ayrıca, gözdağı vermek, ikna etmek için de gerçekleştirilebilir. Örnek cümleler: "Ev sahibi, kiracısına evi boşaltması için resmen gözdağı veriyor." "Sektördeki rakiplerimiz bu atılımları ile bize gözdağı veriyor." "O her işini gözdağı vererek yaptıracağını sanıyor." "Kardeşine bir daha eşyalarına dokunmaması için gözdağı verdi." "İşveren işçilere gözdağı vermek için sert bir konuşma yaptı." "Polis sorguda gözdağı vererek gerçeği öğrenmeye çalıştı."