Devrim

Bükreş'te devrim, 1989 yılında Romanya Devlet Başkanı Nikolay Çavuşesku'nun iktidardan indirilmesi için halk ve Rumen ordusu tarafından gerçekleştirildi. Devrimin nedenleri arasında: - Ekonomik politikalar: Çavuşesku'nun katı iktisadi ve kalkınma politikaları, ülkede yaygın bir kıtlığa ve yoksulluğun artmasına yol açtı. - Siyasi baskılar: Çavuşesku yönetimi, siyasi muhalefete karşı acımasız bir baskı uyguladı, basını sansürledi ve muhalif sesleri susturdu. - İnsan hakları ihlalleri: Gizli polis Securitate, halkın her adımını takip etti, muhalifleri tutukladı ve işkence yaptı. - Toplumsal huzursuzluk: Berlin Duvarı'nın yıkılışı ve Doğu Bloku'ndaki diğer rejim değişiklikleri, Romanya'da da özgürlük ve demokrasi taleplerini artırdı.

Eski ve yeni Türkiye'nin ayrımı, 3 Kasım 2002 tarihinde gerçekleşen Post-modern Devrimci Demokratik Anadolu Halkları Aşağıdan Devrimi ile başlamıştır.

Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht, 15 Ocak 1919'da Berlin'de Freikorps tarafından tutuklandılar ve ardından öldürüldüler. Ölüm şekilleri: - Rosa Luxemburg: Dövülerek bilincini kaybetti ve cesedi Landwehr kanalına atıldı. - Karl Liebknecht: Başından vurularak öldürüldü ve cesedi Tiergarten'da bulundu.

"Yolumuz devrim yolu" ifadesi, Gündoğdu Marşı'nda bağımsızlık ve devrim mücadelesini simgelemektedir.

"The Square" (2013) ve "The Square" (2017) filmleri farklı konuları ele almaktadır: 1. "The Square" (2013), Mısır Devrimi'ni altı farklı direnişçinin bakış açısından anlatarak, devrimin gerçek hikayesini gözler önüne sermektedir. 2. "The Square" (2017) ise İsveçli yönetmen Ruben Östlund'un modern sanat dünyasını eleştirdiği bir dram-komedi filmidir. Her iki film de "kare" kavramını farklı bağlamlarda kullanarak, toplumsal ve insani konulara değinmektedir.

Ekim Devrimi'nin nedenleri çeşitli sosyal, ekonomik ve siyasi faktörlerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur: 1. Ekonomik Durum: Birinci Dünya Savaşı sırasında Rusya'da ekonomik koşullar kötüleşmiş, halk açlık ve fakirlik içindeydi. 2. Savaşın Uzaması: Savaşın gitgide Rusya aleyhine gelişmesi ve uzaması, halkın savaştan bıkmasına neden oldu. 3. Çarlık Yönetiminin Kopukluğu: Çarlık yönetiminin halkın gerçeklerinden kopması ve halkın taleplerine duyarsız kalması. 4. Fransız İhtilali Etkileri: 1789 Fransız İhtilali sonrası Avrupa'da yayılan milliyetçilik akımları, Rus İmparatorluğu'ndaki farklı milletlerin kendi kaderlerini tayin etme arzusunu artırdı. 5. Ordudaki Sorunlar: Ordunun bakımsız ve teçhizatsız olması, askerlerin isyan etmesine yol açtı. Bu faktörler, Lenin ve Bolşeviklerin önderliğinde 25 Ekim 1917'de gerçekleşen devrimin temellerini oluşturdu.

Octavio Paz'ın "Yalnızlık Dolambacı" adlı eseri, Meksika insanının ulusal karakterini ve yaşam biçimini anlatır. Kitapta işlenen konular arasında şunlar yer alır: - Fiesta (bayram): Düzen kavramının ortadan kalkıp kargaşanın hakim olduğu, toplumsal, cinsel, kültürel ayrımların silindiği kutlamalar. - Tarih ve sömürgeleşme: Meksika'nın tarihi süreci, fethi ve sömürgeleşme dönemi. - Meksika devrimi: Devrim ve diktatörler döneminde yaşanan süreçler. - Yalnızlık: Yalnızlık duygusu ve bu duygunun insan üzerindeki etkileri. Ayrıca, eserde aşk, kadın ve felsefi değerlendirmeler de yer alır.

Küba Devrimi, 26 Temmuz 1953 tarihinde Fidel Castro ve destekçilerinin Moncada kışlasına düzenlediği saldırıyla başladı. Devrim sürecinin diğer önemli aşamaları: - 1955: Castro ve takipçileri serbest bırakıldıktan sonra Sierra Maestra dağlarında gerilla ordusu kurdular. - 1956: Castro ve ekibi Meksika'dan Küba'ya döndü ve gerilla savaşına devam ederek destekçi toplamaya başladılar. - 1958: Devrimciler büyük saldırılar başlatarak Batista rejiminin askeri yenilgiler yaşamasına neden oldular. - 1 Ocak 1959: Batista ülkeden kaçtı ve devrimciler Havana'ya girerek devrimi zaferle sonuçlandırdılar. Devrim, Küba'da sosyalist bir hükümetin kurulmasına ve ABD ile gergin ilişkilerin başlamasına yol açtı.

Thomas Kuhn'un "Bilimsel Devrimlerin Yapısı" adlı eseri, bilimsel ilerlemenin doğrusal ve birikimsel bir süreç olmadığını, devrimsel sıçramalarla gerçekleştiğini anlatır. Kuhn'a göre bilimsel devrim süreci üç evreden oluşur: 1. Paradigma Öncesi Dönem: Bilimsel nitelikte bir araştırma yapılıyor olsa da, belirli bir kuram üzerinde mutabakat yoktur. 2. Normal Bilim Dönemi: Baskın bir paradigma kapsamında problemler çözülür. 3. Bilimsel Devrim: Anomaliler birikerek mevcut paradigmanın yetersizliklerini ortaya çıkarır ve yeni bir paradigmanın kabulüyle bilimsel devrim gerçekleşir. Bu süreçte bilim insanları, ideolojiler, ahlak, inanç ve gelenek gibi unsurları da dikkate alarak çalışırlar.

“Bir Devrimcinin Armonikası” şiiri, İsmet Özel’in devrimci duyarlılığını ve modern dünyaya eleştirilerini anlatır. Şiirde, bireyin modern hayatın sıradanlıklarından kaynaklanan sıkıntısı ve toplumsal değerlere yabancılaşması işlenir. Ayrıca, şiirde Vietnam Savaşı ve Afganistan’daki Rus işgali gibi uluslararası olaylara da değinilerek, şairin devrimci duyarlılığının sadece yerel değil, evrensel bir boyutta olduğu vurgulanır.

1848 Devrimi, 1820 ve 1830 devrimci dalgalarında öne çıkan liberal ve milliyetçi akımlara tepki olarak doğmuştur. Ayrıca, Sanayi Devrimi sonrası ortaya çıkan işçi sınıfının sosyal haklar talebi de devrimin önemli bir nedeni olmuştur.

Atatürk, Lenin'e iki mektup yazdı: 1. 26 Nisan 1920 tarihli ilk mektupta Atatürk, emperyalist hükümetler aleyhine ortak mücadele stratejisini kabul ettiğini belirtti ve şu talepleri dile getirdi: Milli topraklarını işgal eden emperyalist kuvvetleri kovmak için beş milyon altın, cephane, sıhhi malzeme ve erzak temini. Gürcistan'ın Bolşevik ittifakına dahil edilmesi ve içlerindeki İngiliz kuvvetlerini çıkarmak üzere harekata başlanması. 2. 4 Ocak 1922 tarihli ikinci mektupta Atatürk, Türkiye'nin Rusya'ya karşı hiçbir anlaşmaya ve ittifaka dahil olmayacağını teyit etti: "Kapitalizm ve emperyalizme karşı mücadelemizde Rusya'ya daha yakınız". "Büyük kapitalist sınıfların efendiliğinin ülkede hâkim olmasının önüne geçmek için kamusal işletmeleri devlet eliyle yönetme niyeti".

Özer Ozankaya'nın "Dünya Düşünürleri Gözüyle Atatürk ve Cumhuriyeti" kitabı, Atatürk, Türk Devrimi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin, dünyanın seçkin bilim ve siyaset insanları tarafından nasıl anlaşıldığını ele alıyor. Kitapta, Fransa'dan Azerbaycan'a, Rusya'dan Senegal'e, ABD'den Japonya'ya kadar çeşitli ülkelerden düşünürlerle yapılan söyleşilerde, Atatürk'ün ve Cumhuriyet'in kazanımlarının nasıl bir "uygarlık projesi" olarak değerlendirildiği vurgulanıyor. Bu kazanımlar arasında çağdaşlaşma, ulusal egemenlik, siyasetten ekonomiye tam bağımsızlık, laiklik, hukuk devrimi, dil devrimi ve kadın hakları gibi konular yer alıyor.

Devrimden sonraki Türkiye'de yaşanan bazı değişiklikler şunlardır: 1. Siyasal Sistem Değişikliği: 29 Ekim 1923'te cumhuriyet ilan edilerek, monarşik sistem yerini halkın seçtiği temsilciler tarafından yönetilen bir sisteme bıraktı. 2. Hukuk Alanında Reformlar: 1926 yılında Medeni Kanun kabul edildi, bu kanun ile kadın-erkek eşitliği sağlandı ve miras hukuku düzenlendi. 3. Eğitimde Reformlar: Osmanlı dönemindeki medrese sisteminden modern eğitime geçildi, Harf Devrimi ile Arap alfabesi yerine Latin alfabesi kullanılmaya başlandı (1928). 4. Ekonomik Değişiklikler: Devletin ekonomideki rolü arttı, sanayileşme projeleri desteklendi ve çeşitli sanayi tesislerinin kurulması teşvik edildi. 5. Kültürel ve Toplumsal Değişiklikler: Kılık kıyafet kanunu ile modern yaşam tarzı benimsendi, kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanındı (1930 ve 1934). 6. Laiklik İlkesi: Laiklik ilkesinin benimsenmesiyle din ve devlet işleri birbirinden ayrıldı.

Türk Devrim Tarihi 2. cilt 344 sayfadan oluşmaktadır.

"100 Rifles" filmi, 1912 yılında Meksika'da geçen bir devrim hikayesini anlatır. Filmde, yerli devrimci Yaqui Joe (Burt Reynolds), halkına silah alabilmek için bir banka soygunu gerçekleştirir. Bu süreçte, Yaqui Joe, Arizonalı Lyedecker (Jim Brown) ile beklenmedik bir ittifak kurar ve birlikte general Verdugo'ya (Dan O'Herlihy) karşı mücadele ederler.

1849 yılında Sicilya'da, 1848 Sicilya Devrimi'nin ardından Bourbon Krallığı'nın ordusu, adayı tekrar ele geçirdi ve kontrolü zor kullanarak geri aldı.

Türkiye solu, tarih boyunca çeşitli akımlardan etkilenmiştir: 1. İkinci Meşrutiyet Dönemi: 1908 sonrası dönemde sol akımlar, özellikle İstanbul'da aydın bir kitle etrafında faaliyet göstermeye başlamış ve sosyalist propaganda amaçlı dergi, gazete ve kitaplar basılmıştır. 2. Bolşevik Devrimi: 1917'de gerçekleşen Bolşevik Devrimi, Türkiye'deki sol hareketleri canlandırmış ve sosyalist düşüncenin yayılmasında etkili olmuştur. 3. Marshall Planı ve Kapitalist Eklemlenme: 1960'lı yıllarda Türkiye'nin kapitalist dünya ekonomisine eklemlenmesi, sol düşüncenin canlanmasında önemli bir rol oynamıştır. 4. 27 Mayıs Darbesi: 1960 darbesi sonrası çıkarılan demokratik anayasa, işçi sınıfının sendikal haklarını tanımış ve bu da sol düşüncenin güçlenmesine katkıda bulunmuştur. 5. Mao ve Çin-Sovyet Ayrılığı: 1950'lerin sonlarında meydana gelen Çin-Sovyet anlaşmazlığı, sol düşüncelerin çeşitleneceği bir zemin hazırlamıştır.

Che Guevara, Bolivya'da 1966 yılında bir gerilla grubu oluşturup yönetmeye çalıştı. Guevara'nın amacı, Bolivya'da bir devrim başlatmaktı. 10 Ekim 1967'de Guevara'nın grubu neredeyse yok edildi ve kendisi yakalandı.

Sosyalist devrimi konu alan bazı filmler şunlardır: 1. "The Young Karl Marx" (2017) - Karl Marx ve Friedrich Engels'in hayatını ve modern sosyalizmin temellerini atmalarını anlatır. 2. "The Battle of Algiers" (1966) - Cezayir'in Fransız sömürgesine karşı verdiği bağımsızlık savaşını ele alır. 3. "The Bicycle Thief" (1948) - Yoksulluğun ve sosyal adaletsizliğin etkilerini gösterir. 4. "Reds" (1981) - Amerikalı gazeteci John Reed'in Rus Devrimi'ni konu alan hayatını anlatır. 5. "Land and Freedom" (1995) - İspanya İç Savaşı sırasında bir Britanyalı genç kadının savaşa katılmasını konu alır. 6. "The Wind That Shakes the Barley" (2006) - İrlanda Bağımsızlık Savaşı'nı ve sosyalist bir doktorun hikayesini anlatır. 7. "Goodbye Lenin!" (2003) - Doğu Almanya'da bir Stasi ajanının totaliter rejimin sosyalizm ideallerini nasıl suiistimal ettiğini gösterir.