DenizBilimleri

Deniz kabarma ve çekilme (gel-git) olayı, her 12 saat 25 dakikada bir gerçekleşir. Bu olay, Ay'ın çekim kuvveti sayesinde oluşur ve Dünya üzerindeki okyanusların ve denizlerin karaya doğru ilerlemesi ve ardından geri çekilmesi şeklinde kendini gösterir.

Kireç, deniz suyunu iki şekilde etkiler: 1. Okyanusun Alkalinitesini Artırır: Deniz suyuna kireç eklendiğinde, sudaki karbonik asitle reaksiyona girerek onu nötralize eder ve bir karbonat iyonu oluşturur. 2. Kireçtaşı Madenciliği ve Kalsinasyon: Kireçtaşının çıkarılması ve kalsinasyonu sırasında CO2 üretilir.

Enine kıyılara ait özellikler şunlardır: 1. Girinti ve çıkıntı fazladır. 2. Koy, körfez ve doğal liman sayısı fazladır. 3. Kıta sahanlığı geniştir ve dalga biriktirme şekilleri yaygındır. 4. Akarsuların denize döküldüğü ağızlarda delta oluşumu yaygındır. 5. Kıyı ile iç kesimler arası ulaşım kolaydır ve limanların hinterlandı geniştir. 6. Denizden gelen hava hareketleri iç kesimlere kadar sokulabilir, bu nedenle kıyı ile iç kesimler arasında iklim farklılığı azdır.

Pelajik kelimesi, deniz veya göllerde zemine veya yüzeye bağlı olmaksızın suda asılı olarak kalan veya aktif olarak hareket edebilen canlı anlamına gelir.

Alacakaranlık bölgesi ifadesi farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. Alacakaranlık, şafak ile gün doğumu ve gün batışı ile gün kararması arasındaki zamandır. Okyanusun alacakaranlık bölgesi, aynı zamanda mezopelajik bölge olarak da adlandırılır ve yüzeyin 200 metre ile 1.000 metre altında yer alır. Alacakaranlık Bölgesi, ayrıca, denizcilerin yüzyıllardır rapor ettiği, yeşil deniz ışıkları fenomeninin adı olarak da kullanılır.

Gelgit en fazla okyanuslarda görülür. Ayrıca, Kanada'nın doğusundaki Fundy Körfezi bilinen en yüksek gelgit aralığına sahiptir ve burada bir gün içinde 15 metreye varan bir gelgit meydana gelir.

Bay ve gulf arasındaki temel farklar şunlardır: - Boyut: Gulf, bay'den genellikle daha büyüktür. - Şekil: Bay, daha geniş ve yarı dairesel bir şekle sahiptir, oysa gulf daha dar ve V şeklinde bir açıklığa sahiptir. - Çevreleme: Bay, üç taraftan kara ile çevriliyken, gulf maksimum kısmı kara ile çevrili ve tek bir dar açıklığı olan bir su kütlesidir. - Oluşum: Baylar, kıyı şeridinin erozyonu veya tektonik plakaların hareketi gibi çeşitli yollarla oluşurken, gulflar genellikle tektonik aktivitenin sonucudur.

Türkiye'de çeşitli denizlerde farklı akıntılar bulunmaktadır: 1. Karadeniz Akıntıları: Karadeniz'de iki ana akıntı vardır: Karadeniz Akıntısı (soğuk su akıntısı) ve Karadeniz Dönüş Akıntısı (sıcak ve tuzlu suların batıya doğru dönmesi). 2. Ege Denizi Akıntıları: Ege Denizi'nde Marmara Denizi'ne ve Akdeniz'e geçişi sağlayan birçok akıntı bulunur, bunlardan biri Marmara Akıntısı'dır (kuzeyden güneye hareket eden). 3. Akdeniz Akıntıları: Akdeniz Genel Dolaşımı (Atlantik Okyanusu'ndan Akdeniz'e akan su kütleleri) ve Türkiye'nin Akdeniz kıyılarında yerel akıntılar. 4. Ege-Marmara Boğazları Akıntıları: Boğazlarda karmaşık bir akıntı sistemi bulunur ve bunlar genellikle değişkenlik gösterebilir. Ayrıca, Türkiye kıyılarında çeken akıntılar da görülebilir ve bunlar özellikle fırtınalı havalarda tehlikelidir.

Kıyı oku, dalgaların taşıdığı malzemeleri deniz içinde veya kıyıya paralel bir şekilde biriktirmesiyle oluşan yer şeklidir.

İzmir denizi, kuzeyden esen rüzgarların yüzey suyunu açık denize taşıması ve bu suyun daha derin ve soğuk kış suyuyla değişmesi nedeniyle soğuktur. Ayrıca, İzmir'in Ege kıyısındaki konumu ve Akdeniz ikliminin etkisi de deniz suyunun soğuk olmasına katkıda bulunur.

Okyanusta garip şeylerin olmasının birkaç nedeni vardır: 1. Okyanus Asitlenmesi: Karbondioksitin okyanus tarafından emilmesi, suyun pH'ının düşmesine neden olur. 2. İklim Değişikliği: Artan sıcaklıklar, mercanların renklerini veren zooxanthellae'yi döktüğü mercan ağartma olaylarını artırır. 3. Aşırı Avlanma ve Bycatch: Aşırı balık avı ve olta takımlarına takılan hedeflenmeyen türler, deniz ekosistemlerini olumsuz etkiler. 4. Okyanus Gürültüsü: Gemiler, sismik araştırmalar ve askeri faaliyetler gibi insan kaynaklı sesler, iletişim kurmak için ses kullanan hayvanları etkiler. 5. Derin Deniz Canlıları: Derin denizdeki canlılar, büyük gözler, saydam bedenler ve orantısız şekilde büyük ağızlar gibi adaptasyonlara sahiptir, bu da onlara özgü görünmelerine neden olur.

Dünyanın en derin ikinci yeri, Mariana Çukuru'ndan sonra Tonga Çukuru'dur. Tonga Çukuru'nun derinliği 10.992 metre olarak ölçülmüştür.

Okyanustaki tuz oranının azalması durumunda şu etkiler görülebilir: 1. Deniz Ekosistemleri: Tuzluluktaki değişiklikler, deniz canlılarının yaşam alanlarını etkileyebilir ve bazı türlerin dağılımını değiştirebilir. 2. Deniz Akıntıları: Tuz oranındaki azalma, deniz suyu yoğunluğunu düşürerek deniz akıntıları ve termohalin dolaşım sistemini etkileyebilir. 3. İklim Sistemi: Deniz akıntılarındaki değişiklikler, iklim sistemini de etkileyebilir. 4. Deniz Kirliliği: Tuz oranındaki değişiklikler, deniz kirliliği ve diğer insan kaynaklı etkilerle birleştiğinde, deniz ekosistemlerinin dengesini bozabilir.

Denizin dibi kayalık olduğunda şu olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir: 1. Gemi Trafiği Tehlikesi: Kayalıklar, gemi trafiği açısından tehlike oluşturur ve deniz kazalarına neden olabilir. 2. Erozyon ve Habitat Kaybı: Kayalıklar, deniz erozyonuna karşı dayanıklıdır, ancak çevresindeki yumuşak materyallerin aşınmasına yol açar ve bu da bitkiler ve hayvanlar için yaşam alanlarının kaybına neden olabilir. 3. Altyapı ve Mülk Zararı: Kayalıklar, kıyı bölgelerinde altyapı ve mülke zarar verebilir. Ancak, kayalıklar aynı zamanda bazı deniz canlıları için beslenme ve barınma alanı sağlar ve ekosistem açısından önemli habitatlar oluşturabilir.

Mariana Çukuru'nda yaşayan bazı canlılar şunlardır: 1. Ejderha Balığı: Keskin dişleri ve ışık saçan organlarıyla dikkat çeker. 2. Vampir Kalamar: Kırmızı renkli ve ışıldayan organlara sahip, zararsız bir türdür. 3. Goblin Köpek Balığı: Uzun, ince vücudu ve kancalı burun yapısıyla tanınır, avını hızlıca uzayan çenesiyle yakalar. 4. Işıldak Balığı: Vücudundaki biyolüminesan organlar sayesinde geceyi aydınlatır. 5. Deniz Hıyarı: Yarı saydam bir tür olup, çukurun en yaygın canlılarından biridir. Ayrıca, Mariana Çukuru'nda mikroplar, amfipodlar ve tek hücreli organizmalar da yaşamaktadır.

Kıyı biriktirme şekillerinin en çok görüldüğü yerler, dalga ve akıntıların etkili olduğu okyanus ve deniz kıyılarıdır. Türkiye'de ise bu tür şekillere Ege kıyılarında sıkça rastlanır.

Balkır kelimesi farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir: 1. Karagöz Oyunu Ustası: Balkır, Rıza adlı bir Türk karagöz oyunu ustasının adıdır. 2. Işık Kaynağı: Balkır, çakan, parlayan, ışık saçan, ışıltı ve parıltı anlamlarına gelir. 3. Balıkçılık Memuru: Balkır, tatlı su veya deniz balıklarının korunmasından ve korunmasından sorumlu olan bir memurdur.

Denizin kabarması ifadesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Coğrafya terimi olarak: Daha çok anadeniz kıyılarında, ayın o kıyının öğlen çemberi üzerinden geçtiği sırada, deniz düzeyinde başlayan ve kıyıya doğru bir akıntı oluşturan yükselme. 2. Genel anlamda: Rüzgar, gelgit veya derin deniz akıntıları gibi faktörler nedeniyle deniz yüzeyinin hareketlenmesi ve dalgalanması.

Okyanusun apikal bölgesi ifadesi, doğrudan bir terim olarak kullanılmamaktadır. Ancak, okyanusun ışık ve derinlik katmanları arasında "epipelajik bölge" adı verilen bir katman bulunmaktadır. Epipelajik bölge, okyanus yüzeyinden 200 metre derinliğe kadar olan ve güneş ışığının rahatlıkla ulaşabildiği bölgedir.

Akdeniz ve Karadeniz midyeleri arasındaki bazı farklar şunlardır: Coğrafi dağılım: Akdeniz midyesi, Akdeniz ve ona bağlı denizlerde; Karadeniz midyesi ise Karadeniz'de daha yaygındır. Fiziksel özellikler: Boyut: Akdeniz midyesi orta büyüklükte, Karadeniz midyesi ise daha küçüktür. Kabuk: Akdeniz midyesinin kabuğu ince kabukludur, Karadeniz midyesinin kabuğu ise daha kalındır. Beslenme: Akdeniz midyesi, daha çeşitli plankton kaynaklarına ulaşabildiği için daha zengin bir beslenme çeşitliliğine sahiptir. Lezzet: Akdeniz midyesi daha yağlı ve lezzetli bir yapıya sahipken, Karadeniz midyesi daha hafif bir lezzete sahiptir.