Değerler

Kıymeti bilinmeyen şeyler arasında şunlar öne çıkmaktadır: 1. Sağlık: Peygamberimiz, sağlığın kıymetini "Üç şeyin kıymetine paha biçilmez: Emniyet, sıhhat ve yeter derecede geçim" sözüyle vurgulamıştır. 2. Boş zaman: Zamanın önemi ve değerlendirilmesi, "İki nimet vardır ki insanların çoğu bunların kadrini bilmez: Sıhhat ve boş vakit" hadisinde belirtilmiştir. 3. Temiz su ve hava: Doğal kaynaklar olan su ve havanın kıymeti, bilinçsizce tüketildiğinde daha iyi anlaşılır. 4. Organlar: Göz, kulak, el gibi vücudun hayati fonksiyonlarını yerine getiren organların kıymeti, kaybedildiğinde daha iyi fark edilir.

8 Değer Siyasi Görüş Testi, kullanıcının siyasi bakış açısını sekiz ana siyasi değere göre ölçmeyi amaçlayan, genel olarak geliştirilmiş bir testtir. Bu değerler şunlardır: özgürlük; eşitlik; güvenlik; gelenek; güç; başarı; haz; uyum. Test, her değerle ilgili çeşitli ifadeler sunar ve kişiden bu ifadelere ne ölçüde katıldığını derecelendirmesi istenir. 8 Değer Siyasi Görüş Testi, çeşitli çevrimiçi platformlarda mevcuttur ve siyasi duruşu belirlemek, değerlerle siyasi adayları karşılaştırmak, kamu politikası konularını daha iyi anlamak gibi amaçlarla kullanılabilir. Ancak, test sonuçlarının bilimsel bir hassasiyet veya güvenilirlik sunmadığı, kişisel siyasi duruş ve değerleri yansıttığı unutulmamalıdır.

"Sapı gelince me" ifadesi, iki yüzlü ve çıkarcı insanlara karşı kullanılan bir söz olarak tanımlanmaktadır.

Saf bir insan olmakla ilgili bazı atasözleri şunlardır: 1. "İnsan yanıla yanıla, pehlivan yenile yenile". 2. "İyi insan lafının üstüne gelir". 3. "İnsan beşer, kuldur şaşar". 4. "İnsan yedisinde ne ise, yetmişinde de odur".

"Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az" atasözü, anlayışlı kimselere basit bir ima bile yeter, oysa anlayışsız kimselere ne söylense yararsızdır anlamına gelir. Bazı meseleleri üstü kapalı, ipuçları vererek, imalı şekilde anlatmak gerekir.

"Ahlaka mugayir davranış ve tutumlardan uzak durman gerekir" ifadesi, ahlaka aykırı, ahlaki değerlere uymayan, etik ilkelere bağlı kalmayan davranış ve tutumlardan kaçınılması gerektiği anlamına gelir. Ahlaka mugayir davranışlar, genellikle başkalarına zarar veren, saygısızlık içeren veya ahlaki değerleri çiğneyen fiillerdir.

Ahlâkın oluşumunda rol oynayan bazı unsurlar: Kültür: Ahlâki gelişimin temel dinamiklerini sağlar ve toplumsal düzeni korur. Normlar: Ahlâki kurallar, toplum ve dini öğretiler tarafından oluşturulur. Aile: Ahlâki değerlerin kazanılmasında önemli bir yere sahiptir. Din: İnsanların Tanrı veya diğer insanlarla ilişkilerini düzenler, sevap ve günah gibi kavramları içerir. Kalıtım ve çevre: Genetik faktörler ve çevresel etkiler ahlâkın oluşumunda rol oynar. Akran ve arkadaş çevresi: Ahlâki davranışların şekillenmesinde etkilidir. Eğitim: Ahlâki değerlerin kazandırılmasında ve sosyalleşmede önemli bir faktördür. Kitle iletişim araçları: Ahlâki değerlerin yayılmasında ve şekillenmesinde rol oynar. Kişilik: Bireyin karakter yapısı, ahlâki tercihlerini etkiler. Yaşam deneyimleri: Bireyin yaşadığı olaylar, ahlâki gelişimini etkiler.

"Erinçli olmak" ifadesi, "huzurlu ve rahat olmak" anlamına gelir.

Lüleburgaz halkı, genellikle modern ve çağdaş olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca, Lüleburgaz'da yaşayan insanların farklı kültürlerden geldiği ve kozmopolit bir yapıya sahip olduğu da ifade edilmektedir.

4. sınıf düzeyinde çalışkanlık, bir kişinin görev ve sorumluluklarını yerine getirirken gösterdiği çaba ve özeni ifade eder. Çalışkanlığın bazı özellikleri: Hedef belirleme ve çaba sarf etme. Zaman yönetimi. Sorumluluk bilinci. İç disiplin. Erteleme yapmama.

Balıkçılıkla ilgili bazı atasözleri şunlardır: 1. "Balık baştan avlanır". 2. "Balık baştan kokar". 3. "Battı balık yan gider". 4. "İyilik yap denize at, balık bilmezse halık bilir". 5. "Kaçan balık büyük olur".

Saygın insan, başkaları tarafından sayılan, saygı duyulan ve itibarlı olan kimse için kullanılan bir ifadedir.

"Adama dayanma ölür, duvara dayanma yıkılır" atasözü, insanların başkalarına aşırı derecede bağımlı olmaması gerektiğini ifade eder. Bu atasözünde "adam" kelimesi, bir kişiyi; "duvar" veya "ağaç" ise dışsal faktörleri simgeler.

"Zorla köpek, domuz avına gitmez" atasözü, isteksiz ve gönülsüz olana zorla bir iş yaptırılamayacağını ifade eder.

"Dağ başından duman eksik olmaz" atasözü, büyük adamların, büyük iş yapanların her zaman üzüntüleri ve sıkıntılarının olduğunu ifade eder.

En uzun atasözü hikayesi olarak "Aç Ayı Oynamaz" atasözü hikayesi öne çıkmaktadır. Hikaye şu şekildedir: Oduncunun biri ormanda odun toplarken aç ve yorgun bir ayıya denk gelir ve onu evine alıp besler. Ayı güçlenip pençeleri sertleşince oduncu, ayıyı zincirleyip pazara satmaya karar verir. Bir alıcı çıktığında oduncu, ayının oynayıp oynamayacağını sorar ve alıcı "Oynar tabii ki" der. Oduncu, "Oynamasına oynar da, önce karnını doyurmanız gerek, aç ayı oynamaz!" diye cevap verir.

"Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır" atasözü, görgüsüz bir kişinin, rastlantı sonucu layık olmadığı bir duruma kavuştuğunda, bu durumu kendisinin gerçekten hakkıymış gibi aptalca böbürlenmesi anlamına gelir.

"Er olan sözünde durur" deyimi, dürüst ve mert kişilerin verdikleri sözden hiçbir zaman vazgeçmeyeceklerini ifade eder.

"Mevcut ile yetinmek" ifadesi, sahip olunan şeyleri yeterli bularak daha fazlasını istememek, kanaat etmek anlamına gelir.

"Eceli gelen öküz, kasap bıçağını yalarmış" atasözü, yaptığı davranışların farkında olmayan ve tehlikeleri sezemeyen kişinin dikkatsiz ve düşüncesiz davranarak kendi hayatına mal olabilecek olaylara sebep olacağını ifade eder.