Abdurrahim Karakoç'un "Garibin Garip Türküsü" şiiri, Anadolu insanının yalnızlığını, dertlerini ve içsel mücadelesini samimi bir dille anlatır. Şiirde geçen "garip" kelimesi, sadece maddi yoksulluğu değil, toplumda kendini yalnız ve çaresiz hissedenlerin ruh halini de yansıtır. Eserde, toplumun her kesiminden insanın derdine dokunulur ve terk edilmişlik, çaresizlik gibi duygular işlenir. Şiirin bazı dizeleri şu şekildedir: > Sılada sılasız kaldım; Suyum garip, aşım garip. Ben kendime gurbet oldum; İçim garip, dışım garip. > Temmuzda üşür gezerim, Zemheride akar terim; Dört mevsimde derbederim... Yazım garip, kışım garip. > Felek bir gün rahat koymaz; Çağırsam kaderim duymaz Ayağım aklıma uymaz... Gövdem garip, başım garip.