AğızSağlığı

Ağızdan tat alma, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. İlaçlar: Antibiyotikler, diyabet ilaçları, kalp ve tansiyon ilaçları gibi bazı ilaçlar ağızda metalik tat hissine yol açabilir. 2. Ağız ve Diş Sağlığı Sorunları: Dişlerde plak birikimi, gingivit, periodontit, diş çürümesi ve apseler tat duyusunu etkileyebilir. 3. Sinüs Enfeksiyonları: Sinüzit ve diğer sinüs enfeksiyonları, burun boşluğundaki iltihaplanma nedeniyle tat ve koku duyusunu değiştirebilir. 4. Hormonal Değişiklikler: Hamilelik döneminde yaşanan hormon değişiklikleri ağız tadını değiştirebilir. 5. Gastrointestinal Problemler: Mide ekşimesi, reflü hastalığı, gastrit veya ülser gibi sindirim sistemi sorunları ağızda tuzlu veya acı bir tat hissine neden olabilir. 6. Çevresel Faktörler: Sigara içmek ve kirli havaya maruz kalmak tat almayı zayıflatabilir. Eğer ağızda tat alma değişikliği uzun süre devam ederse, bir doktora danışmak önemlidir.

Panoramik röntgen, ağız ve çene bölgesindeki çeşitli durumların tespit edilmesi için çekilir. Bu durumlar arasında: Kemik anomalileri ve kırıklar; Kistler, tümörler ve diğer ağız içi anormallikler; Diş çürükleri ve diş eti hastalıkları; Gömülü dişler; Çene eklemi problemleri. Ayrıca, panoramik röntgen, diş teli (braket), implant ve protez gibi tedavi planlamalarında da kullanılır.

İlk naneli sakızın başlıca faydaları şunlardır: 1. Ağız sağlığını destekler: Nane, ağızda ferahlama sağlar ve kötü nefesi önlemeye yardımcı olabilir. 2. Diş çürümesini önleyebilir: Naneli sakızın içeriğindeki nane yağı, bazı bakteri türlerinin büyümesini engelleyebilir. 3. Stresi azaltır: Çiğneme eylemi, gerginliği azaltır ve zihinsel rahatlama sağlar. 4. Sindirim sistemine yardımcı olabilir: Nane, sindirimi kolaylaştırıcı etkileri ile bilinir ve mide rahatsızlıklarını hafifletebilir. 5. Ferahlama hissi verir: Naneli sakız çiğnemek, sıcak havalarda serinlik hissi yaratabilir. Ancak, aşırı tüketim diş hasarına ve obezite riskine yol açabilir.

Kan kokusu çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir: 1. Ağız Sağlığı Problemleri: Diş eti hastalıkları (gingivitis, periodontitis) veya diş çürükleri gibi sorunlar diş etlerinde kanamaya ve dolayısıyla kan kokusuna yol açabilir. 2. Sistemik Hastalıklar: Karaciğer hastalıkları, kan hastalıkları (hemofili, trombositopeni) ve solunum yolu enfeksiyonları gibi durumlar kan kokusunu tetikleyebilir. 3. Gastrointestinal Problemler: Mide ülserleri ve reflü gibi sorunlar, mide kanamasına ve bu kanın ağızda metalik bir koku bırakmasına neden olabilir. 4. İlaç ve Beslenme Faktörleri: Antikoagülan ilaçlar ve beslenme yetersizlikleri (demir, B12 vitamini eksikliği) de kan kokusuna katkıda bulunabilir. Bu belirtiler devam ederse, bir sağlık uzmanına başvurmak önemlidir.

Ağız yarasına iyi gelen vitaminler arasında B3, B9 (folik asit) ve B12 vitaminleri bulunmaktadır. Ayrıca, C vitamini de ağız yaralarının iyileşmesinde destekleyici olabilir. Ağız yarası uzun süre iyileşmezse veya şiddetli ağrıya neden olursa, bir doktora başvurulması önerilir.

Dişler, çeşitli işlevler ve özellikler aracılığıyla vücut hakkında bilgi verir: 1. Sindirim: Dişler, besinlerin ufalanıp parçalanmasına yardımcı olarak sindirim sürecinin başlangıcını oluşturur. 2. Konuşma: Konuşma sırasında seslerin doğru bir şekilde çıkmasını sağlarlar. 3. Estetik: Yüz estetiği ile bütünlük içinde olup, güzel bir gülüşün sağlanmasında önemli rol oynarlar. 4. Ağız Sağlığı: Sağlıklı dişler, genel ağız sağlığı için kritiktir ve diş eti hastalıklarının önlenmesine yardımcı olur. 5. Genetik: Aile geçmişi, diş sağlığını etkileyebilir; bazı insanlar diş çürüğüne daha yatkın olabilir.

Salyalı öpüşme, tükürük salgısının kontrol edilememesi nedeniyle ortaya çıkar.

Dil mantarı (pamukçuk), tedavi edilmediğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Tehlikeli olmasının bazı nedenleri: - Ağız bölgesinde sürekli rahatsızlık hissi: Yemek yeme ve içme süreçlerini olumsuz etkiler. - Enfeksiyonun yayılması: Bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde, enfeksiyon yemek borusuna kadar yayılabilir ve ağrılı yutkunma ile sistemik enfeksiyonlara neden olabilir. - Hayati tehlike: Kan dolaşımına karışarak kalp ve beyin gibi hayati organlara yayılması durumunda hayati tehlike oluşturabilir. Tedavi için doktor kontrolünde antifungal ilaçlar kullanılır ve genellikle bu durum iyileşme sağlar.

Ağızdan tükürük gelmesi öpüşme sırasında birkaç nedenden kaynaklanabilir: 1. Tükürük Bezlerinin Aşırı Çalışması: Heyecan, stres veya kaygı gibi duygusal durumlar, tükürük bezlerinin daha fazla çalışmasına neden olabilir. 2. Ağız Hijyeni ve Beslenme: Ekşi ve baharatlı yiyecekler gibi bazı gıdalar, tükürük üretimini artırabilir. 3. Hastalıklar: Reflü, Parkinson hastalığı veya ağız enfeksiyonları gibi bazı sağlık sorunları da tükürük üretimini etkileyebilir. Bu durum rahatsız edici hale gelirse, bir sağlık profesyoneline danışmak önemlidir.

Aft (aftöz ülser), ağız mukozasında oluşan, ağrılı ve yaraya benzer lezyonlardır. Çıkış nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı faktörler aft oluşumunu tetikleyebilir: Bağışıklık sistemi hassasiyeti. Stres ve yorgunluk. Hormonal değişiklikler. Beslenme eksiklikleri. Alerjik reaksiyonlar. Ağız hijyeni sorunları. Geçiş süreci genellikle 5-10 gün içinde kendiliğinden olur. Evde uygulanabilecek bazı yöntemler aftın ağrısını ve tahrişini azaltabilir: Tuzlu veya karbonatlı su ile gargara. Soğuk kompres veya buz uygulaması. Vitamin ve mineral takviyesi. Yumuşak gıdalar tüketmek. Aft çok büyükse, uzun süre iyileşmiyorsa veya ağrı şiddetliyse bir doktora başvurulmalıdır.

Öpüşürken tükürük akmasının birkaç nedeni vardır: 1. Tükürük Bezlerinin Aktivitesi: Öpüşme sırasında ağız içindeki tükürük bezleri aktif hale gelir ve tükürük üretimi artar. 2. Hormonal Değişimler: Öpüşme, vücutta oksitosin ve dopamin gibi hormonların salınımını artırır, bu da tükürük salgısını tetikleyebilir. 3. Bağışıklık Tepkisi: Ağız içindeki bakteriler ve mikroorganizmalar öpüşme sırasında birbiriyle etkileşime girebilir, bu durum bağışıklık sisteminin tepki vermesine ve akıntı oluşumuna neden olabilir.

Kan kokusunun sonunda ne olacağı, bu durumun nedenine bağlı olarak değişir. Genellikle kan kokusu, aşağıdaki sağlık sorunlarının bir belirtisi olabilir: Diş eti hastalıkları: Diş etlerinin iltihaplanması ve kanaması, ağızda kan kokusuna yol açabilir. Ağız kuruluğu: Tükürük üretiminin yetersiz olması, ağız kokusuna ve kan tadına neden olabilir. Gastrointestinal sorunlar: Mide rahatsızlıkları veya reflü gibi sorunlar, ağızdan kötü koku ve kan tadı gelmesine yol açabilir. Üst solunum yolu enfeksiyonları: Sinüzit veya boğaz enfeksiyonları, ağızda kan kokusuna sebep olabilir. Bu belirtiler sürekli tekrarlıyorsa veya diğer şikayetlere eşlik ediyorsa, bir sağlık uzmanına başvurmak önemlidir.

Ağızdaki yara için ağız, diş ve çene hastalıkları uzmanına (diş hekimine) başvurulmalıdır.

Damla sakızı birçok sağlık yararına sahip doğal bir üründür. İyi geldiği durumlar şunlardır: 1. Sindirim Sistemi: Mide rahatsızlıklarını hafifletir, sindirim sürecini kolaylaştırır ve gaz giderici özelliklere sahiptir. 2. Ağız Sağlığı: Diş eti iltihaplarını önler, ağız kokusunu giderir ve diş beyazlatmada etkilidir. 3. Anti-inflamatuar: Vücutta iltihaplanmayı azaltarak romatizma gibi durumların belirtilerini hafifletir. 4. Bağışıklık Sistemi: Bağışıklık sistemini güçlendiren antioksidan bileşikler içerir. 5. Cilt Sağlığı: Yaraların iyileşmesine yardımcı olur, ciltteki tahrişi azaltır ve sivilce tedavisinde kullanılır. Ancak, damla sakızı bazı insanlarda alerjik reaksiyonlara ve sindirim sorunlarına yol açabilir.

Periodontoloji, diş eti ve diş çevresindeki dokuların sağlığını inceleyerek aşağıdaki hastalıklara bakar: 1. Diş Eti İltihabı (Gingivit): Diş etlerinin iltihaplanması, kanama ve hassasiyet ile kendini gösterir. 2. Periodontitis: Diş eti iltihabının ilerlemesiyle dişleri destekleyen dokuların hasar görmesi durumudur. 3. Diş Çürüğü: Ağızda asit üreten bakterilerin diş minesine zarar vermesiyle oluşur. 4. Diş Kaybı: Periodontitisin ileri evrelerinde dişlerin kaybına yol açabilir. 5. Diş Eti Çekilmesi: Diş etlerinin geri çekilmesi, diş köklerinin açığa çıkmasına neden olur. 6. Ağız Kuruğu (Xerostomia): Ağızda yeterli tükürük üretilememesi sonucu oluşan rahatsızlık. 7. Peri-implantitis: İmplant yerleştirilen bölgelerdeki diş etlerinin iltihaplanmasıdır.

Ağız duşunu kullanmaması gereken kişiler şunlardır: 1. Ağız veya diş eti bölgesinde açık yaralar, enfeksiyonlar veya cerrahi sonrası iyileşme sürecinde olanlar. Ağız duşunun basınçlı su akımı bu bölgeleri tahriş edebilir. 2. İleri seviye diş eti hastalığı olanlar. Bu kişiler ağız duşunu dikkatli kullanmalıdır. 3. Kalp kapak hastalığı veya kalp enfeksiyonu riski taşıyan kişiler. Bakterilerin kan dolaşımına geçme riski nedeniyle doktorlarına danışmalıdırlar. 4. Aşırı hassas diş etlerine sahip olanlar. Düşük basınç ayarlarında kullanmalı veya alternatif hijyen yöntemlerini değerlendirmelidirler. 5. Küçük çocuklar.

Zirkonyuma 3 ay sonra alışılmasının nedeni, kaplama dişlerin ağız içinde adaptasyon sürecinin bu kadar sürebilmesidir. Zirkonyum dişlere alışma süreci, kişinin ağız yapısına, dişlerin yapıldığı bölgeye ve sayısına, ayrıca diş hekiminin işçiliğine bağlı olarak değişir.

TME (Temporomandibular Eklem) sorunları için öncelikle ağız, diş ve çene cerrahisi uzmanına başvurulmalıdır.

Kenacort-A Orabase pomad, ağız içindeki iltihap ve doku kaybı ile birlikte görülen yaraların tedavisinde kullanılır. Bu yaralar arasında: aft; takma dişlerin neden olduğu ağız yüzeyi iltihabı; fiziksel bir hasar veya zedelenmenin yol açtığı yaralar; diş etlerinin iltihabı ve dış yüzeylerinin pul pul dökülmesi; liken planus gibi rahatsızlıklar. Ayrıca, takma diş ve diş etindeki yaralanmaların tedavisinde de etkilidir. İlacı kullanmadan önce bir doktora danışmak gereklidir.

Kenacort-A Orabase Pomad, ağız içinde oluşan yaraların, diş etlerindeki ağrı ve iltihaplanmaların tedavisinde kullanılır. Ayrıca, takma dişlerin neden olduğu ağız yüzeyi iltihabı ve belirli bölgelerdeki ağrılar gibi durumlarda da etkilidir.