• Buradasın

    3 temporal arterit nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Temporal arterit, diğer adıyla dev hücreli arterit, kan damarlarında oluşan iltihap türüdür 12.
    Özellikleri:
    • Etkilenen damarlar: Baş, boyun ve kollarda yer alan kan damarları, özellikle şakak bölgesindeki temporal arterler 13.
    • Belirtiler: Şiddetli baş ağrısı, çene ağrısı, çift veya bulanık görme, yorgunluk, kilo kaybı, ateş 125.
    • Risk faktörleri: 50 yaş üstü, kadın cinsiyeti, beyaz ırk, ailede hastalık öyküsü, sigara kullanımı, bazı enfeksiyonlar 135.
    • Tanı: Tıbbi geçmiş incelemesi, fiziki muayene, kan testleri (ESR, CRP), temporal arter ultrasonu veya biyopsi 135.
    • Tedavi: Kortikosteroid ilaçlar, bazen bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar 45.
    Önemli: Tedavi edilmezse görme kaybı ve diğer ciddi komplikasyonlar ortaya çıkabilir 15.

    Konuyla ilgili materyaller

    Temporal arteriit için hangi bölüme gidilir?

    Temporal arterit (dev hücreli arterit) için iç hastalıkları (dahiliye) bölümüne gidilir. Teşhis ve tedavi için ayrıca romatoloji uzmanlarına da başvurulabilir.

    Temporal bölgede ağrı neden olur?

    Temporal bölgede ağrının bazı nedenleri: Migren ve küme baş ağrıları. Sinüs iltihabı. Çene eklemi problemleri. Travmalar ve yaralanmalar. Temporal tendinit. Stres, yorgunluk, uykusuzluk. Temporal kemik ağrısı şiddetli olduğunda veya uzun süre devam ettiğinde bir sağlık uzmanına başvurulması önerilir.

    Temporal arterit belirtileri nelerdir?

    Temporal arterit (dev hücreli arterit) belirtileri şunlardır: Baş ağrısı. Saç derisinde hassasiyet. Çene ağrısı. Görme problemleri. Yorgunluk ve halsizlik. İştahsızlık veya kilo kaybı. Ateş. Denge ve işitme problemleri. Karaciğer problemleri. Erken teşhis ve tedavi, körlük gibi ciddi komplikasyonların önlenmesine yardımcı olabilir.

    Dev hücreli arterit hangi tahlille anlaşılır?

    Dev hücreli arterit teşhisi için aşağıdaki tahliller yapılır: 1. Sedimantasyon ve CRP gibi iltihap testleri: Bu testlerde yükseklik saptanır, ancak enfeksiyon ve kanser gibi hastalıklarda da iltihap testleri yüksek çıkabilir. 2. Doppler ultrasonografi: Şakak damarlarının incelenmesi için kullanılır. 3. Temporal arter biyopsisi: Kesin tanı için gereklidir ve damar iltihabının gösterilmesini sağlar. Bu tahlillerin yanı sıra, hastanın klinik bulguları ve tıbbi geçmişi de teşhis sürecinde dikkate alınır.

    Temporal Arterit tanısı nasıl konur?

    Temporal arterit (dev hücreli arterit) tanısı için aşağıdaki yöntemler kullanılır: 1. Klinik Değerlendirme: Hastanın şikayetlerinin ve tıbbi öyküsünün değerlendirilmesi. 2. Kan Testleri: Eritrosit sedimentasyon hızı (ESR) ve C-reaktif protein (CRP) gibi iltihap testlerinin yüksek olması. 3. Doppler Ultrasonografi: Şakak damarlarının incelenmesi. 4. Temporal Arter Biyopsisi: Tutulan bölgeden alınan biyopsi örneğinin mikroskop altında incelenmesi, tanının kesinleştirilmesi için en önemli yöntemdir. Bu testler, enfeksiyon veya kanser gibi diğer hastalıklarda da iltihap testlerinin yüksek çıkabileceği göz önünde bulundurularak yapılmalıdır.

    Temporal artere biyopsi nasıl yapılır?

    Temporal artere biyopsi, cerrahi bir işlem olup, yalnızca uzman hekimler tarafından gerçekleştirilmelidir. Biyopsi işlemi genel olarak şu adımları içerir: 1. Arterin yerinin belirlenmesi. 2. Ameliyat bölgesinin hazırlanması. 3. Anestezi uygulanması. 4. Biyopsi işlemi. 5. Numune alınması. Biyopsi, genellikle lokal anestezi altında yapılır ve komplikasyonları azdır. Temporal arterit şüphesi durumunda, doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık kuruluşuna başvurulması önerilir.

    Temporal Arter hangi hastalığın belirtisidir?

    Temporal arterit (dev hücreli arterit), temporal arterlerin iltihaplanmasıyla karakterize bir damar hastalığıdır. Temporal arteritin bazı belirtileri: zonklayan baş ağrısı; saçlı deride hassasiyet; çene ağrısı; çift veya bulanık görme, geçici görme kaybı; yorgunluk, kilo kaybı, ateş. Temporal arterit, genellikle 50 yaş üzerindeki bireylerde görülür ve kadınlarda erkeklere oranla daha yaygındır. Hastalığın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin (enfeksiyonlar, sigara kullanımı gibi) etkili olduğu düşünülmektedir.