• Buradasın

    Yazılıkaya'nın hikayesi nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Yazılıkaya'nın hikayesi iki ana bölümde incelenebilir: Frigler Dönemi ve Hititler Dönemi.
    Frigler Dönemi'nde Yazılıkaya, Eskişehir'e 80 kilometre uzaklıkta, Han ilçesi sınırları içinde yer alan ve Kybele için yapılmış bir kült merkezi olarak bilinir 1. Milattan önce 8. yüzyılda inşa edilen bu anıt, kayalara oyulmuş 17 metrelik yüksekliğiyle Frig mimarisinin önemli bir eseridir 1.
    Hititler Dönemi'nde Yazılıkaya, Hattuşaş (Boğazköy) antik kentinin 2 km kuzeydoğusunda yer alan bir açık hava tapınağı olarak kullanılır 24. Bu tapınak, Hitit İmparatorluğu'nun ulusal tapınağı olarak kabul edilir ve Fırtına Tanrısı'nın heykeli önünde yapılan dini törenlerin merkeziydi 2.
    Ayrıca, son araştırmalar Yazılıkaya'nın astronomik gözlemler için de kullanıldığını ve dev bir zaman makinesi işlevi gördüğünü ortaya koymuştur 35.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Yazılıkayanın sırrı nedir?

    Yazılıkaya'nın sırrı olarak şu unsurlar öne çıkmaktadır: Astronomik sırlar: Jeoarkeolog Dr. Eberhard Zangger ve arkeoastronom Dr. Rita Gautschy, Yazılıkaya'nın 3200 yıllık bir zaman makinesi olduğunu ve A Odasındaki rölyeflerin kameri ayların, günlerin ve yılların takibinde kullanıldığını iddia etmişlerdir. Kullanım amacı: Yazılıkaya'nın tam olarak hangi amaçla kullanıldığı anlaşılamamıştır. Yazılar: Frig uygarlığına ait Yazılıkaya'daki yazılar henüz çözülememiştir.

    Yazılıka ya neden yazılıkaya denir?

    Yazılıkaya adı, kaya üzerine yazılmış yazıtlar nedeniyle bu şekilde adlandırılmıştır.

    Yazılıkayanın özelliği nedir?

    Yazılıkaya'nın bazı özellikleri: Konumu: Çorum iline bağlı Boğazköy'de, Hattuşaş (Boğazköy) antik yerleşkesinin 2 km kuzeydoğusunda yer alır. Yapısı: Doğal kayalar arasına yapılmış bir Hitit açık hava tapınağıdır. Kullanım Amacı: İlkbaharda yapılan yeni yıl kutlamaları için kullanıldığı düşünülmektedir. Kabartmalar: A Odası'nda tanrılar, B Odası'nda ise tanrıçalar kabartmayla işlenmiştir. Tarihçe: Tapınak, MÖ 16. yüzyıldan beri kullanılmış olup, MÖ 13. yüzyılda tanrı ve kral kabartmalarının eklenmesiyle son şeklini almıştır.