• Buradasın

    Nasrettin hocanın baklava fıkrası ne anlatmak istiyor?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Nasrettin Hoca'nın "Baklava" fıkrası, kayıtsızlığı ve umursamazlığı anlatır 345.
    Fıkrada, Hoca akşam yürürken baklava seven bir köylüyle karşılaşır ve köylünün, bir adamın büyük bir tepsi baklava götürdüğünü söylemesi üzerine "Beni ilgilendirmez!" der 245. Köylü, adamın tepsiyi Hoca'nın evine götürdüğünü söyleyince Hoca, "O zaman seni ilgilendirmez!" diye yanıt verir 245.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Nasrettin Hoca'nın fıkraları tanımı nedir?

    Nasrettin Hoca fıkraları, ünü geniş coğrafyalara yayılmış bir halk bilgesi olan Nasrettin Hoca’ya mal edilen ve sözlü gelenek içinde aktarılarak günümüze gelmiş kısa ve yoğun anlatılardır. Bu fıkraların bazı özellikleri şunlardır: Hazırcevaplık. Toplumsal eleştiri. Düşündürücülük. Mizah ve öğüt.

    Nasrettin Hoca'nın 5 tane fıkrası nedir?

    İşte Nasrettin Hoca'nın beş fıkrası: 1. Parayı Veren Düdüğü Çalar: Nasrettin Hoca, pazarda düdük satan bir adamın önünde durur ve düdüklerin fiyatını sorar. Adam, "Parayı veren düdüğü çalar!" der. Hoca, bu sözü hayatın birçok alanına uyarlayarak meşhur eder. 2. Kazanın Doğurduğuna İnanırsan: Hoca, komşusundan kazan ödünç alır ve geri verirken içine küçük bir kazan koyar. Komşusu şaşırarak sorar: "Bu ne?" Hoca gülerek cevap verir: "Kazan doğurdu". 3. Eşeğe Ters Binen Hoca: Nasrettin Hoca, bir gün eşeğine ters biner. İnsanlar merakla neden böyle bindiğini sorunca, "Beni herkes tanır, eşeği de tanır. Böylece kimse eşeği yanlış yere götürüyor sanmaz" der. 4. Ye Kürküm Ye: Hoca, bir gün fakir kıyafetlerle bir ziyafete katılır ve ilgisiz kalır. Daha sonra yeni bir kürk giyip aynı ziyafete gider, herkes ona saygı gösterir. Hoca, kürküne bakarak "Ye kürküm ye!" der. 5. Göle Maya Çalmak: Hoca, elinde bir kap yoğurtla gölün kenarına gelir ve yoğurdu göle döker. İnsanlar, "Hoca, gölden yoğurt mu olur?" deyince, "Ya tutarsa!" der.

    Nasrettin Hoca'nın fıkrasında sorun nedir?

    Nasrettin Hoca'nın fıkralarında genellikle yoksulluk, sosyal eleştiri ve adalet gibi temalar işlenir. Örneğin, "Ne Duruyorsun?" adlı fıkrada Hoca'nın içinde bulunduğu yoksulluğun göstergeleri "aç olma" ve "karnını doyuracak yiyecek almaya parası olmama" halidir. "Yoksulun Malı Gözü Önünde" adlı fıkrada ise yoksulluk kültürüne dair genel bir yargı bulunur. En bilinen fıkralarından biri olan "Parayı Veren Düdüğü Çalar"da ise istenilen bir şeye ulaşmak için parasını vermek gerektiği vurgulanır. Fıkralardaki sorunlar, daha çok toplumsal ve ekonomik eşitsizlikler ile bireyin bu durum karşısındaki çaresizliği etrafında şekillenir.

    Nasrettin Hoca'nın fıkraları neden komiktir?

    Nasrettin Hoca'nın fıkralarının komik olmasının birkaç nedeni vardır: Alışılmışın dışında bir karakter olması. Herkesin kendinden bir şeyler bulabilmesi. Çeşitli konuları ele alması. Sıradan olayları sıra dışı bir zekayla ele alması. Ayrıca, Nasrettin Hoca fıkralarında yer alan bazı replikler, günlük dilde kullanılan ifadeler haline gelmiştir.

    Nasrettin Hoca'nın 4 tane fıkrası nedir?

    İşte Nasreddin Hoca'nın dört fıkrası: 1. Parayı Veren Düdüğü Çalar: Çocuklar, pazara gelen Nasreddin Hoca'nın etrafını sarmış ve düdük istemişler. Hoca, sadece para veren çocuğa düdük vermiş. 2. Ya Tutarsa: Hoca, gölün kıyısına gidip yoğurt mayası çalmış. Bir köylü bunu görüp sormuş, Hoca da "Ya tutarsa" demiş. 3. Gönlüm Buna Razı Olmadı: Eşeği ile kasabaya giden Hoca, çuvalı sırtına almış. Köylüler neden eşeğe yüklemediğini sormuşlar, Hoca da hayvanın zaten kendisini taşıdığını, çuvalı da ona taşıtmanın gönlüne razı olmadığını söylemiş. 4. Kazan Doğurdu: Hoca, komşusundan kazanı istemiş, işini bitirip geri verirken içine küçük bir tencere koymuş. Kazan sahibi tencereyi görünce sormuş, Hoca da "Müjde, kazanınız doğurdu" demiş.

    Nasrettin Hoca'nın başkasının baklavasından bana ne fıkrası nedir?

    Nasrettin Hoca'nın "Başkasının baklavasından bana ne" fıkrası şöyledir: Nasrettin Hoca çarşıda dolaşırken gevezenin biri, "Efendi, az önce nar gibi kızarmış bir tepsi baklava götürdüler," der. Bu fıkra, başkasının işine karışmanın ve akıl vermenin kişisel sınırların ihlali anlamına gelebileceğini vurgular.

    Nasrettin hocanın 3 tane fıkrası ve anlamı nedir?

    Nasrettin Hoca'nın üç fıkrası ve anlamları şu şekildedir: 1. Ya Tutarsa: - Nasrettin Hoca, Akşehir Gölü kenarında azığını yerken yoğurt çanağını gölde çalkalarken biri sorar: "Ne yapıyorsun Hoca?" - "Göle maya çalıyorum" der Hoca. - Adam üstelerse: "İlâhi Hoca, göl maya tutar mı hiç?" - Hoca gülümseyerek: "Ben de biliyorum tutmayacağını, ama ya tutarsa!" der. - Anlamı: Yerinde ve zamanında yapılmış ikramın küçüğü, büyüğü olmaz. 2. Gönlüm Buna Razı Olmadı: - Eşeği ile kasabaya giden Nasrettin Hoca, ağır eşyaları sırtına alınca köylüler sorar: "Ey Hoca, çuvalı niye kendi sırtına aldın?" - "Ne yapayım? Zavallı hayvan zaten beni taşıyor, çuvalı da ona taşıtmaya gönlüm razı olmadı" der. - Anlamı: Yardımseverlik ve hayvanlara saygı. 3. Ben Zaten İnecektim: - Nasrettin Hoca, pazara gitmek için eşeğine biner ve bir süre gittikten sonra eşek huysuzlanır. - Eşeğe düşmesinin ardından çocuklar "Nasrettin Hoca eşekten düştü" diye bağırır. - Hoca, büyüklerden kimsenin olmadığını görünce: "Çocuklar, eşekten düşmedim, ben zaten eşekten inecektim" der. - Anlamı: Eşe dosta rezil olmamak için yapılan açıklamalar.