• Buradasın

    Nasrettin Hoca'nın kabak fıkrası nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Nasrettin Hoca'nın kabak fıkrası şu şekildedir:
    Bir gün Nasrettin Hoca, köyüne dönerken yorulmuş ve büyük bir ceviz ağacının altına soluklanmak için oturmuş 23. Gözü, ağacın yanındaki bal kabağı tarlasına takılmış 23. Hoca, kendi kendine şöyle demiş:
    "Hey güzel Allah'ım, kavuğum kadar bal kabağının incecik bir sapı var 23. Şu boylu poslu ceviz ağacının meyveleri ise ufacık 23."
    Hoca, kendi kendini sorgulayadursun, ağaçtan kopan bir ceviz aniden kafasına düşmüş 23. Kafasında ceviz kadar bir şişlik oluşmuş 23. Hoca, şöyle demiş:
    "Allah'ım, sözümü geri aldım 23. Altında oturduğum ağaç ya bal kabağı ağacı olsaydı 23."
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Nasrettin Hoca'nın fıkraları tanımı nedir?

    Nasrettin Hoca fıkraları, ünü geniş coğrafyalara yayılmış bir halk bilgesi olan Nasrettin Hoca’ya mal edilen ve sözlü gelenek içinde aktarılarak günümüze gelmiş kısa ve yoğun anlatılardır. Bu fıkraların bazı özellikleri şunlardır: Hazırcevaplık. Toplumsal eleştiri. Düşündürücülük. Mizah ve öğüt.

    Nasreddin Hoca'nın kişiliği nedir?

    Nasreddin Hoca, zeki, hazırcevap ve nüktedan bir kişiliğe sahiptir. Hoca, bilgiç, bilgisiz, açıkgöz, uysal, vurdumduymaz, utangaç, atak, şaşkın, kurnaz, korkak ve atılgan gibi çelişik niteliklere bürünebilir. Onun kişiliği, halk geleneğindeki önkabuller nedeniyle genellikle soylu, aydın, sağduyulu, toksözlü, kötülükle mücadele eden ve kudretli kişilere karşı bile sözünü sakınmayan bir şekilde tasvir edilmiştir. Ancak, bazı fıkraların ona mal edildiği ve aslında ona ait olmadığı da düşünülmektedir.

    Nasrettin Hoca'nın eserleri nelerdir?

    Nasrettin Hoca'nın eserleri arasında doğrudan yazdığı bir kitap bulunmamaktadır. Ancak, onunla ilgili çeşitli eserler ve derlemeler mevcuttur. Bunlar arasında: Fıkra ve Hikaye Derlemeleri: Nasrettin Hoca'nın fıkraları ve hikayeleri çeşitli derlemelerde toplanmıştır. Örneğin, "Nasrettin Hoca Fıkraları", "Nasrettin Hoca'dan Seçme Fıkralar" gibi eserler. Saltukname: Nasrettin Hoca'nın en eski belgesi olarak kabul edilen ve bibliyografik özellikler taşıyan bir eserdir. Tiyatro Oyunu ve Film: "Nasrettin Hoca'nın Mansıbı" ilk tiyatro oyunu, "Nastradin Hoca i Hitar Petar" ise ilk filmidir. Ayrıca, Nasrettin Hoca'nın fıkraları batı dillerine de çevrilmiş ve bu dillerde hakkında çeşitli neşriyat yapılmıştır.

    Nasrettin hocanın en kısa fıkrası nedir?

    Nasrettin Hoca'nın en kısa fıkralarından biri: Ya Tutarsa Fıkrası: Nasrettin Hoca azığını heybesine koyup yola çıkmış. Öğlen vakti Akşehir Gölü kenarında, bir ağacın altında oturduğunda ekmeğini, zeytinini ve bir çanak yoğurdunu yemiş. Yoğurt çanağını gölde çalkalarken birisi sormuş: — Ne yapıyorsun Hoca? — Göle maya çalıyorum, demiş Hoca. — İlâhi Hoca, göl maya tutar mı hiç? — Ben de biliyorum tutmayacağını, ama ya tutarsa!

    Nasrettin Hocanın 3 tane fıkrası nedir ilkokul?

    İlkokul seviyesinde Nasrettin Hoca'nın üç fıkrası: 1. Ya Tutarsa: Nasrettin Hoca, azığını heybesine koyup yola çıkmış. Öğlen vakti Akşehir Gölü kenarında, bir ağacın altında oturduğunda ekmeğini, zeytinini ve bir çanak yoğurdunu yemiş. Yoğurt çanağını gölde çalkalarken birisi sormuş: "Ne yapıyorsun Hoca?" diye. Hoca, "Göle maya çalıyorum" demiş. Adam, "İlâhi Hoca, göl maya tutar mı hiç?" diye üstelemiş. Hoca, "Ben de biliyorum tutmayacağını, ama ya tutarsa!" demiş. 2. Gönlüm Buna Razı Olmadı: Eşeği ile kasabaya alışverişe giden Nasrettin Hoca, birçok ağır şey almış ve bunları kocaman bir çuvala yerleştirmiş. Çuvalı sırtına alıp eşeğine bindiğinde, köylüler sormuş: "Ey Hoca, çuvalı niye kendi sırtına aldın?" Hoca, "Ne yapayım, zavallı hayvan zaten beni taşıyor, çuvalı da ona taşıtmaya gönlüm razı olmadı" demiş. 3. Ben Zaten İnecektim: Nasrettin Hoca, eşeği Karakaçan’a binip yola çıkmış. Karakaçan aniden ürküp hızla koşmaya başlamış ve köy meydanında aniden durmuş. Karakaçan’ın üstündeki Hoca tutunamayıp eşekten düşmüş. Olayı görenler, yere yayılan Hoca’ya bakıp gülüşmeye başlamış. Hoca, "Boşuna gülmeyin, düşmeseydim zaten ben inecektim" demiş.

    Nasrettin Hoca'nın fıkrasında sorun nedir?

    Nasrettin Hoca'nın fıkralarında genellikle yoksulluk, sosyal eleştiri ve adalet gibi temalar işlenir. Örneğin, "Ne Duruyorsun?" adlı fıkrada Hoca'nın içinde bulunduğu yoksulluğun göstergeleri "aç olma" ve "karnını doyuracak yiyecek almaya parası olmama" halidir. "Yoksulun Malı Gözü Önünde" adlı fıkrada ise yoksulluk kültürüne dair genel bir yargı bulunur. En bilinen fıkralarından biri olan "Parayı Veren Düdüğü Çalar"da ise istenilen bir şeye ulaşmak için parasını vermek gerektiği vurgulanır. Fıkralardaki sorunlar, daha çok toplumsal ve ekonomik eşitsizlikler ile bireyin bu durum karşısındaki çaresizliği etrafında şekillenir.

    Nasrettin Hoca'nın nükteleri nelerdir?

    Nasrettin Hoca'nın bazı nükteleri şunlardır: Parayı Veren Düdüğü Çalar: Çocuklar Nasrettin Hoca'dan düdük ister, ancak sadece biri para verir. Hoca, parayı alan çocuğa düdüğü verir ve diğer çocuklar bağırır. Hoca, "Parayı veren düdüğü çalar" der. Ya Tutarsa: Nasrettin Hoca, gölün kıyısına gider ve yoğurduyla gölü mayalamaya çalışır. Birinin "Koskoca göl maya tutar mı?" sorusuna, "Peki ama ya tutarsa" der. Kazan Doğurdu: Nasrettin Hoca, komşusundan bir kazan ister, geri verirken içine bir tencere koyar. Komşu, tencereyi görünce, "Bu nedir?" diye sorar. Hoca, "Müjde, kazanınız doğurdu" der. Eşek Evde Yok: Nasrettin Hoca'dan eşeği isteyen köylüye, "Eşek evde yok" der. Köylü, ahırda eşeğin anırmasını duyunca, "Eşek ahırda" der. Hoca, "Eşeğin sözüne mi inanacaksın, benimkine mi" der. Nasrettin Hoca'nın nüktelerinde hazırcevaplık, nükte ve sağduyu ile saflık ve tuhaflık öğeleri birbirine bağlıdır.