• Buradasın

    Yemeşn delili ve tanık beyanlarının zıt olması ne demek?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Yemin delili ve tanık beyanlarının zıt olması, hukuk sisteminde önemli bir konudur.
    Yemin delili, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalar için geçerlidir 13. Tanık beyanları ise, başka delillerin elde edilemediği veya yetersiz kaldığı durumlarda maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasında kritik rol oynar, ancak tek başına kesin delil niteliği taşımaz 2.
    Zıtlık durumunda, hakim çelişkileri gidermek için ek sorular sorar veya yeniden dinleme yapar 2. Eğer çelişkiler giderilemiyorsa, hakim hangi beyana neden itibar ettiğini veya etmediğini gerekçeli olarak açıklamak zorundadır 2.
    Yemin delilinde, yemin teklif edilen kişi geçerli bir özrü olmaksızın mahkemeye gelmez veya yemini iade etmez ya da eda etmekten kaçınırsa, yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır 13. Tanık beyanlarında ise, beyanın kendi içinde tutarlı olması ve diğer delillerle uyumlu olması önemlidir 2.
    Bu nedenle, yemin delili ve tanık beyanlarının zıt olması, adil bir yargılama için çelişkilerin giderilmesi gerektiğini gösterir.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Tanıklıkta yanlılık nedir?

    Tanıklıkta yanlılık, tanığın gerçeğe aykırı olarak, bilerek ve isteyerek beyanda bulunmasıdır. Yalan tanıklık (şahitlik) suçu, tanık dinlemeye yetkili kişi veya kurul önünde, hukuka aykırı bir fiil nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında gerçeğe aykırı beyanda bulunulmasıyla oluşur. Bu suçun temel şekli, Türk Ceza Kanunu'nun 272. maddesinde düzenlenmiştir ve cezası 4 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıdır. Yalan tanıklık suçu, şikâyete tabi olmayıp, resen soruşturulur ve kovuşturulur.

    Tanık beyanları ile yemin delili çelişirse ne olur?

    Tanık beyanları ile yemin delili çelişirse, hakim çelişkili beyanları gidermek için ek sorular sorar veya tanığı yeniden dinler. Ayrıca, Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre, yemin verilerek dinlenen bir tanığın hükmü etkileyecek şekilde kasıtlı veya ihmalle gerçek dışı beyanda bulunduğu anlaşılırsa, yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilir. Hukuk sisteminde tanık beyanları takdiri delil niteliğinde olup, tek başına kesin delil özelliği taşımaz.

    Davalı tanık beyanına karşı ne yapmalı?

    Davalı tanık beyanına karşı, tanık beyanlarına karşı beyan dilekçesi hazırlanarak cevap verilebilir. Bu dilekçede: Tanıkların tarafsızlığının sorgulanması. Beyanların çelişkili ve gerçeğe aykırı olduğunun vurgulanması. Somut delillerin sunulması. Dilekçe, tanığın dinlenmesinden hemen sonra veya duruşma arasında, hâkimin izniyle yazılı şekilde sunulabilir. Bu süreçte bir avukattan hukuki destek alınması önerilir.

    Hakim tanık beyanına dayanarak hüküm verebilir mi?

    Hakim, tanık beyanına dayanarak hüküm verebilir, ancak bu durum bazı koşullara bağlıdır: Takdiri delil niteliği: Tanık beyanı, kendiliğinden kesin delil niteliğinde olmayıp takdiri delil özelliği taşır. Diğer delillerle desteklenme: Tanık beyanlarının hukuki değer kazanabilmesi için, dosyadaki diğer somut delillerle desteklenmesi gerekir. Duruşmada dinlenmesi: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre, olayın delili bir tanığın açıklamalarından ibaretse, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenmelidir. Bu nedenle, sadece tanık beyanlarına dayanarak hüküm verilmesi, diğer delillerle desteklenmediği takdirde hukuki güvenlik ilkesine aykırılık teşkil edebilir.

    Tanık beyanı hükme esas alınır mı?

    Tanık beyanı, tek başına hükme esas alınmaz. Tanık beyanı, hukuk sistemimizde takdiri delil niteliğinde olup, diğer delillerle desteklendiğinde tam bir ispat gücüne kavuşur. Ayrıca, tanık ile taraflar arasındaki akrabalık veya iş ilişkisi gibi yakınlıklar, tanık beyanının geçersizliği sonucunu doğurmaz. Tanık beyanlarının hükme esas alınabilmesi için, aşağıdaki koşulların sağlanması gereklidir: Duruşmada dinlenmesi. Diğer delillerle desteklenmesi.

    Hakimin tanık beyanını dikkate almaması ne demek?

    Hakimin tanık beyanını dikkate almaması, tanık ifadesinin hükme esas alınmaması anlamına gelir. Bu durum, aşağıdaki gerekçelerle ortaya çıkabilir: Tanık beyanının tek başına yetersiz olması. Tanığın güvenilirliğinin sorgulanması. Çelişkili beyanların olması. Hayatın olağan akışına uygunluk eksikliği. Hakim, tanık beyanını neden kabul etmediğini kararında gerekçeli şekilde belirtmek zorundadır.

    Tanık ne demek?

    Tanık, bir olay veya durum hakkında doğrudan bilgi sahibi olan ve bu bilgiyi mahkemede veya başka bir yasal ortamda paylaşan kişidir. Tanıklık, adaletin sağlanmasında kritik bir rol oynar; tanıkların sağladığı bilgiler, olayların aydınlatılmasında ve doğru kararların verilmesinde önemli bir yer tutar. Tanıklar, farklı türlere ayrılabilir: Gözlemci tanık: Bir olay veya durum hakkında doğrudan gözlemlerini paylaşan kişilerdir. Uzman tanık: Belirli bir konuda özel bilgi veya uzmanlığa sahip olan kişilerdir. Karakter tanığı: Bir kişinin karakteri veya davranışları hakkında bilgi sağlar. Türk hukuk sistemine göre, tanık göstermek zorunlu değildir; tanıklar isteğe bağlı olarak ifade verebilirler.