• Buradasın

    Uluslararası alanda insan hakları ihlalleri nelerdir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Uluslararası alanda insan hakları ihlalleri çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir ve başlıca türleri şunlardır:
    1. Yaşam Hakkı İhlalleri: Kasten öldürme, savaş suçları ve terör saldırıları gibi durumlar 1.
    2. İşkence ve Kötü Muamele: Fiziksel veya psikolojik acı veren eylemler 12.
    3. Düşünce ve İfade Özgürlüğü İhlalleri: Bireylerin düşüncelerini özgürce dile getirme haklarının engellenmesi 12.
    4. Adil Yargılanma Hakkı İhlalleri: Tarafsız ve adil bir şekilde yargılanma haklarının ihlali 1.
    5. Özel Hayatın Gizliliği İhlalleri: Kişisel verilerin izinsiz kullanılması veya takip edilmesi 1.
    Uluslararası hukuki yaptırımlar bu ihlallerin önlenmesi ve cezalandırılması için uygulanır ve şunları içerir:
    • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM): Avrupa Konseyi’ne üye ülkelerde insan hakları ihlallerine karşı başvurulabilecek yargı mercii 12.
    • Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi: İnsan hakları ihlallerini inceleyen ve raporlayan bir organ 12.
    • Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM): Soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar gibi ciddi ihlallerde uluslararası ceza yargılamaları yapar 12.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Avrupa insan hakları mahkemesinin temel ilkeleri nelerdir?

    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) temel ilkeleri şunlardır: Bağımsızlık ve Tarafsızlık: Hakimler, kendi ülkeleri adına değil, kişisel kapasiteleriyle görev yaparlar ve bağımsızlıklarını ve tarafsızlıklarını zedeleyecek faaliyetlerde bulunamazlar. 9 Yıllık Süre ve 70 Yaş Sınırı: Hakimler, 9 yıllık bir süre için seçilir ve her durumda 70 yaşında emekli olurlar. Tam Zamanlı Görev: Hakimler, mahkemede tam zamanlı olarak görev yapar ve bunu aksatacak başka bir görev üstlenemezler. Aleniyet: Duruşmalar kamuya açıktır, ancak dostane çözüm için yapılan görüşmeler gizlidir. Çelişmeli Yargılama: Yargılama usulü kamuya açıktır ve çelişmeli yargılama ilkesine uygundur. Etkili Başvuru Hakkı: Sözleşme'de tanınan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, ulusal bir merci önünde etkili bir yola başvurma hakkına sahiptir. Temel Hakların Korunması: Yaşam hakkı, ifade özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, mülkiyet hakkı, ayrımcılık yasağı, işkence ve kötü muamele yasağı gibi temel haklar korunur.

    Türk hukuku açısından uluslararası antlaşmalar nelerdir?

    Türk hukuku açısından uluslararası antlaşmalar, Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve uluslararası kuruluşlarla yapılan, onaylanması için farklı prosedürler gerektiren belgelerdir. Uluslararası antlaşmalar iki ana kategoriye ayrılır: 1. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin antlaşmalar. 2. Temel hak ve özgürlüklere ilişkin olmayan antlaşmalar. Onaylama prosedürleri: TBMM'nin uygun bulma kararına bağlı antlaşmalar. Yürütme organının tek başına onaylayabildiği antlaşmalar. Uluslararası antlaşmalar, onaylanıp yürürlüğe konulduklarında kanun niteliği kazanır ve iç hukukta kanunlarla eşit düzeyde yer alır.

    Türkiye insan hakları konusunda hangi uluslararası sözleşmelere taraftır?

    Türkiye, insan hakları konusunda birçok uluslararası sözleşmeye taraftır. Bunlardan bazıları şunlardır: 1. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS): Türkiye, 1987'de bireysel başvuru hakkını ve 1990'da zorunlu yargı yetkisini kabul etmiştir. 2. Birleşmiş Milletler Siyasi ve Medeni Haklar Uluslararası Sözleşmesi: Sözleşme, 2000 yılında imzalanmış ve 2003 yılında onaylanmıştır. 3. Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme: Sözleşme, 2000 yılında imzalanmış ve 2003 yılında bazı çekince ve beyanlarla birlikte onaylanmıştır. 4. Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme: Sözleşme, 1966 yılında kabul edilmiştir. 5. Çocuk Hakları Sözleşmesi: Türkiye, sözleşmeyi 1990 yılında imzalamış ve 1994 yılında onaylamıştır.

    Avrupa insan hakları mahkemesinde hangi haklar korunur?

    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) korunan bazı haklar şunlardır: Yaşam hakkı. İşkence yasağı. Adil yargılanma hakkı. İfade özgürlüğü. Özel ve aile hayatına saygı hakkı. Ayrımcılık yasağı. AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleriyle güvence altına alınmış olan temel hakların çiğnenmesi durumunda bireylerin, toplulukların, tüzel kişilerin ve diğer devletlerin başvurabileceği bir yargı merciidir.

    Kadın hakları uluslararası sözleşmeler nelerdir?

    Kadın haklarını güvence altına alan bazı uluslararası sözleşmeler şunlardır: Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW). Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi. Bunun yanı sıra, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun kabul ettiği diğer bazı sözleşmeler de kadın haklarıyla ilgilidir: Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılmasına Dair Bildirge (20 Aralık 1993); Kadınların Şiddete Karşı Korunması Hakkında Bakanlar Komitesi Tavsiye Kararı (2002).

    Türkiye insan hakları konusunda hangi adımları atmıştır?

    Türkiye, insan hakları konusunda çeşitli adımlar atmıştır: 1. Anayasa Değişiklikleri: 2001 ve 2010 yıllarında yapılan Anayasa değişiklikleri ile temel hak ve özgürlükler anayasal güvence altına alınmıştır. 2. Uluslararası Sözleşmelere Taraf Olma: BM, Avrupa Konseyi ve AGİT gibi uluslararası örgütlerin insan hakları sözleşmelerine taraf olunmuştur. 3. İnsan Hakları Kurumları: Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu ve Kamu Denetçiliği Kurumu gibi bağımsız insan hakları kurumları kurulmuştur. 4. Mevzuat Düzenlemeleri: İfade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakları, kişisel verilerin korunması gibi alanlarda mevzuat iyileştirmeleri yapılmıştır. 5. Eğitim ve Farkındalık Çalışmaları: İnsan hakları bilincinin artırılması için eğitim programları ve toplumsal bilinç oluşturma faaliyetleri yürütülmektedir.

    Eşit olmayan bir dünyada insan hakları yeterli değil ne anlatıyor?

    "Eşit Olmayan Bir Dünyada İnsan Hakları: Yeterli Değil" kitabı, insan haklarının yükselişinin neden hızla artan eşitsizlikle birlikte gerçekleştiğini araştırır. Kitapta, insan hakları hareketinin, maddi eşitlik taahhüdünden uzaklaşarak ekonomik liberalleşmeyi desteklediği ve bu durumun sosyal ve ekonomik adalet taleplerini ihmal ettiği savunulur. Yazar Samuel Moyn, insan hakları teorisyenlerinin ve savunucularının, dünyayı herkes için daha iyi hale getirme çabalarının aslında işlerin daha da kötüye gitmesine yol açıp açmadığını sorgular.