• Buradasın

    Türkiye'de laikleşme süreci nasıl başladı?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Türkiye'de laikleşme süreci, Osmanlı döneminde Tanzimat reformlarıyla başlamıştır 13. Bu süreçte:
    • Nizamiye mahkemeleri kurulmuş ve Maarif Nezareti (Eğitim Bakanlığı) oluşturulmuştur 1.
    • Şeyhülislam, kabineden çıkarılmıştır 13.
    Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla laikleşme süreci hız kazanmıştır 13:
    • Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile dinî eğitim veren okullar kapatılmış ve eğitim devlet kontrolüne alınmıştır 135.
    • Şer'iye ve Evkaf Vekâleti (Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığı) kaldırılarak Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur 13.
    • 1924'te halifeliğin kaldırılması ve 1925'te tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması gibi adımlar atılmıştır 13.
    • 1926'da Medeni Kanun kabul edilerek hukuk alanında laiklik ilkesi geçerli kılınmıştır 13.
    Laiklik ilkesi, 5 Şubat 1937'de anayasaya dahil edilerek yasal güvence altına alınmıştır 125.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Laikliğin ilk adımı nedir?

    Laikliğin ilk adımı, 1050 yılında Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nda, Selçuklu Hakanı Tuğrul Bey'in, Abbasi Halifesi Kaim'in politik yetkisini tanımayarak dinî görünüme sahip bir siyasal erkin otoritesine son vermesidir. Laikliğin resmi anlamda ilk uygulaması ise Büyük Selçuklu İmparatorluğu'ndan yaklaşık 1000 yıl sonra, 1789 Fransız Devrimi ile gerçekleşmiştir. Türkiye'de ise laiklik ilkesi, 1924 Anayasası'nda "Türkiye Devleti'nin dini İslam'dır" hükmünün çıkarılmasıyla ilk adımını atmıştır.

    Atatürk'ün değişim ve dönüşüm süreci ne zaman başladı?

    Atatürk'ün değişim ve dönüşüm süreci, 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a çıkışıyla başlayan Türk İstiklal Mücadelesi ile birlikte başlamıştır. Ancak, bazı kaynaklara göre bu süreç, 1919'da ülkenin İtilaf Devletleri'ne teslim olmasından sonra Anadolu'daki direniş hareketinin Mustafa Kemal tarafından örgütlenmesiyle 1919 yılında başlamıştır. Atatürk'ün devrimleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılması ve yeni bir ulus-devletin inşa edilmesi sürecinde, Türkiye’nin siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel yapısında büyük dönüşümler yaratmıştır.

    Laiklik ilkesi nedir?

    Laiklik ilkesi, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, dinî inançların devlet yönetiminde ve siyasette rol oynamaması esasına dayanır. Laiklik ilkesinin bazı özellikleri: Din ve vicdan özgürlüğü: Bireyler inançlarında serbesttir ve ibadetlerinde özgürdür. Eşitlik: Din ve mezhep ayrımı gözetilmeksizin her birey kanun önünde eşittir. Akıl ve bilim: Yönetim, hukuk ve eğitim alanlarında akıl ve bilim esas alınır. Devlet ve dinin bağımsızlığı: Devlet, din ve mezheplere eşit mesafededir ve inanmayan insanlara da aynı oranda uzaklıktadır. Sosyal ihtiyaç olarak din: Toplumun dini gereklilikleri sosyal bir ihtiyaç olarak ele alınır. Sınıf farklılıklarının kaldırılması: Din ve mezhepten kaynaklanan sınıf farklılıkları ortadan kaldırılır.

    Osmanlı'da laikleşme hangi padişah döneminde başladı?

    Osmanlı'da laikleşme süreci, II. Mahmud döneminde başlamıştır. Laikleşmenin en önemli adımları ise 3 Mart 1924'te hilafetin ilgası ve Şer'iye ve Evkaf Vekâleti'nin kapatılmasıyla Atatürk döneminde atılmıştır.

    Laik ne anlama gelir?

    Laik, din işlerini devlet işlerine karıştırmayan, devlet işlerini dinden ayrı tutan kişi veya kurum anlamına gelir. Laik kelimesi, Yunanca "laos" (halk) ve "laikos" (halktan olan, ruhbandan olmayan) kelimelerinden türemiştir. Laiklik, aynı zamanda devletin tüm dinlere eşit uzaklıkta durması ve kimsenin dinine karışmaması ilkesini ifade eder.

    Karma ve laik eğitim ne zaman başladı?

    Karma eğitim, Türkiye'de ilk kez 1927-1928 öğretim yılında uygulamaya başlanmıştır. Laik eğitim ise, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun hemen ardından, 3 Mart 1924'te çıkarılan yasalarla birlikte hayata geçirilmiştir.

    Türkiye'de laiklik ne zaman ilan edildi?

    Türkiye'de laiklik ilkesi, 5 Şubat 1937 tarihinde anayasanın değiştirilmez hükümleri arasına girerek resmen ilan edilmiştir. Ancak, laikliğin temelleri 3 Mart 1924'te halifeliğin kaldırılması ve Şer'iye ve Evkaf Vekâleti'nin kapatılmasıyla atılmış ve 1928'de anayasadan "Türk Devleti'nin dini, İslam dinidir" maddesinin çıkarılmasıyla hukuki bir zemin kazanmıştır.