• Buradasın

    Kadastro tespitinden sonra ölüm halinde hak düşürücü süre ne zaman başlar?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Kadastro tespitinden sonra ölüm halinde hak düşürücü süre, murisin ölüm tarihi itibarıyla başlar 24.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

      Yanıtı değerlendir

      5 kaynak

      1. ilkayuyarkaba.av.tr
        1
      2. canbazhukuk.com
        2
      3. tasinmazdavalari.com
        3
      4. kursadmercan.av.tr
        4
      5. beyhanhukukburosu.com
        5

    Konuyla ilgili materyaller

    Hak düşürücü sürelerin kesilmesi ve durması mümkün mü?

    Hak düşürücü sürelerin kesilmesi ve durması mümkün değildir. Bu sürelerin en önemli özelliği, sürenin geçmesiyle birlikte hakkın tamamen ortadan kalkması ve bu durumun geri dönüşünün mümkün olmamasıdır. Ancak, bazı istisnai durumlarda kanun koyucu hak düşürücü sürelerde durma veya kesilme hali öngörebilir.
    5 kaynak

    Kadastroda hak düşürücü süre ölüm halinde nasıl hesaplanır?

    Kadastroda hak düşürücü süre, mirasbırakanın (murisin) ölüm tarihine göre hesaplanır. Muris muvazaası durumunda. Muris kadastro tespitinden sonra vefat etmişse. Kadastro tespitine itiraz süresi ise 30 gündür ve bu süre ilanın başladığı gün başlar. Süre hesaplamaları karmaşık olabileceğinden, bir avukata danışılması önerilir.
    5 kaynak

    Kadastro tutanağının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra ne olur?

    Kadastro tutanağının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz edilemez ve dava açılamaz. Bu 10 yıllık süre, hak düşürücü süredir ve hakim tarafından re’sen dikkate alınması gerekir. Ancak, bazı istisnalar vardır: Muris muvazaası: Muris, mal kaçırma kastıyla taşınmazlarını kadastro tespiti esnasında başkaları adına tescil ettirmişse, 10 yıllık hak düşürücü süre işlemez. İkinci kadastro çalışması: Aynı yerde ikinci kez yapılan kadastro sonucunda düzenlenen tutanaklar kesin hükümsüzdür ve 10 yıllık hak düşürücü süre uygulanmaz.
    5 kaynak

    Hatalı kadastro tespiti tapu iptali ve tescil davası süresi ne zaman başlar?

    Hatalı kadastro tespiti nedeniyle tapu iptali ve tescil davasında 10 yıllık zamanaşımı süresi bulunmaktadır.
    5 kaynak

    Tapuda zamanaşımı süresi ne zaman başlar?

    Tapuda zamanaşımı süresi, taşınmazın tapuya kayıtlı olması ve malik sıfatıyla zilyetliğin iyiniyetle, davasız ve aralıksız olarak on yıl sürmesi şartlarıyla başlar. Zamanaşımı süresinin başlangıcı: Taşınmaza zilyet bulunan kimsenin, aradaki sürede zilyetliği devam ettiği kabul edilir. Zilyetliği kaybı, iyiniyetin ortadan kalkması, dava açılması gibi durumlar zamanaşımını keser. Zamanaşımı süresinin bitimi: Zamanaşımı süresi, on yılın sonunda mülkiyetin kazanılmasıyla sona erer. Olağanüstü zamanaşımı durumunda ise, tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazın, davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurulması gerekir.
    5 kaynak

    Kadastro Kanunu 12/3 hak düşürücü süre ne zaman başlar?

    3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde belirtilen hak düşürücü süre, kadastro tespit tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren başlar. Kadastro tutanakları, köy veya mahalle muhtarlığında ve kadastro müdürlüğünde askıya çıkarılır ve askı süresi, tutanaklarda belirtilen tarih itibariyle başlar. Bu süre içinde itiraz edilmezse, tespit kesinleşir ve artık aynı tespitle ilgili yeniden kadastro davası açılamaz.
    5 kaynak

    Kadastro tespiti sırasında ölmüşse ne olur?

    Kadastro tespiti sırasında miras bırakanın (murisin) ölmüş olması durumunda, mirasçılar kadastro tespitinin iptali ve taşınmazın kendi adlarına tescili için dava açabilir. Muris muvazaası durumunda, yani miras bırakanın mal kaçırma amacıyla taşınmazlarını kadastro tespiti esnasında başkaları adına tescil ettirmesi durumunda, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre işlemez. Eğer muris kadastro tespitinden önce ölmüşse, mirasçılar kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde dava açmalıdır. Bu tür davalar ciddi bilgi, belge ve hukuki uzmanlık gerektirir. Bu nedenle bir avukata danışılması önerilir.
    5 kaynak