• Buradasın

    İradeyi sakatlayan hallerde ispat yükü kimde?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    İradeyi sakatlayan hallerde ispat yükü, irade bozukluğu iddiasında bulunan kişiye aittir 25.
    Örneğin, hata (yanılma) durumunda, kişinin yanıldığını bilmesi veya durumun farkına varması halinde yanılma hükümleri uygulanmaz 2. Hile (aldatma) durumunda, hileyi yapan kişinin varlığı ve öğrenilmesi gerekir 5. Korkutma (ikrah) durumunda ise, tehdidin hukuka aykırı, esaslı ve iradeyi sakatlayıcı nitelikte olduğu somut delillerle ispatlanmalıdır 4.
    Bu tür durumlarda, mahkeme bu süre geçtiyse resen dikkate alır ve taraflar ileri sürmese bile hâkim, iptal talebini reddeder 3.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    TBK irade sakatlığı kaça ayrılır?

    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) kapsamında irade sakatlığı, üç ana başlıkta incelenir: 1. Hata (yanılma). 2. Hile (aldatma). 3. İkrah (korkutma). Hata, açıklamada yanılma, saikte yanılma ve iletmede yanılma olarak üçe ayrılır.

    İspat yükü kime ait?

    İspat yükü, genel olarak iddiayı ortaya atan tarafa aittir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesine göre, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir". Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesine göre ise, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür". Ancak, bazı durumlarda ispat yükü değişebilir: Kanuni karine: Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Tarafların anlaşması: Taraflar arasında ispat yüküne ilişkin yapılan sözleşmeler de ispat yükünün değişmesine neden olabilir.

    Vakıanın ispatlanması ne demek hukuk?

    Vakıanın ispatlanması, hukuk bağlamında, bir hakkın veya olayın adalet sınırları dâhilinde incelenerek saptanması ve çözüme kavuşturulması anlamına gelir. Bu, iddia edilen şeylerin delillerle ortaya konulması ve mahkemede ikna edici bir şekilde sunulması sürecini ifade eder.

    İspatın konusu ve ispat yükü nedir?

    İspatın Konusu ve İspat Yükü kavramları hukuk yargılamalarında önemli yer tutar. İspatın Konusu, tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalardan oluşur. İspat Yükü ise, uyuşmazlık konusu olan vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin belirsizliklerin hangi tarafça giderilmesi gerektiğini ve bu belirsizliğin hukuki sonuçlarına kimin katlanacağını belirleyen kurallar bütünüdür. Türk Medeni Kanunu'na göre, kanunda aksi belirtilmediği sürece, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olayların gerçekleştiğini ispat etmekle yükümlüdür.

    İrade ile beyan arasında uyumsuzluk halleri nelerdir?

    İrade ile beyan arasında uyumsuzluk hallerinden bazıları şunlardır: Latife beyanı. Zihni kayıt. Muvazaa. Hata (yanılma). Hile (aldatma). Korkutma (cebir ve tehdit).

    İddia eden ispat etmekle yükümlüdür hangi hukuk ilkesi?

    İddia eden ispat etmekle yükümlüdür ifadesi, masumiyet karinesi ile ilişkilidir. Masumiyet karinesi, bir kişinin suçluluğu kesinleşmiş yargı kararıyla sabit olana kadar suçsuz sayılması ilkesidir. Bu ilke, Anayasa madde 38/4, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 6/2 ve Ceza Muhakemesi Kanunu madde 2/1-h ve madde 217 gibi hukuki düzenlemelerde yer almaktadır.

    İradî ve gayri iradi ne demek hukuk?

    İradi ve gayri iradi terimleri hukuk bağlamında şu anlamlara gelir: 1. İradi: Kişinin kendi isteği ve rızasıyla gerçekleşen durumları ifade eder. 2. Gayri iradi: Kişinin iradesi dışında, zorunlu olarak gerçekleşen durumları ifade eder.