• Buradasın

    Devletlerin andlaşmalara halefiyeti sözleşmesi hangi ilkeye dayanır?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Devletlerin andlaşmalara halefiyeti sözleşmesi, iki temel ilkeye dayanır:
    1. Tabula rasa ilkesi 24. Yeni bağımsız olan devletler, seleflerinin taraf olduğu ikili uluslararası andlaşmalara halef olma yükümlülüğü altında değildir 24.
    2. Halefiyet ilkesi 2. Ayrılma, dağılma ve birleşme gibi durumlarda, selef devletin ikili andlaşmaları, aksi belirtilmediği sürece, halef devlete intikal eder 2.
    Bu ilkeler, 23 Ağustos 1978 tarihli Devletlerin Andlaşmalara Halefiyetine Dair Viyana Sözleşmesi'nde düzenlenmiştir 13.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Haleflik ilkesi nedir?

    Halefiyet ilkesi, sigortacının, sigortalıya ödeme yaptıktan sonra hukuken sigortalının yerine geçerek ödediği miktarı üçüncü kişilerden talep etmesini ifade eder. Bu ilke sayesinde: Sigortacı, ödediği sigorta tazminatını kısmen de olsa üçüncü kişilerden karşılayabildiği için bazı sigorta türlerinde primleri düşük belirler. Zenginleşme yasağı uygulanır; sigortalı, hem sigortacıdan hem de üçüncü kişiden aynı zarar için ödeme talep edemez. Örneğin, bir kişinin evi yangın nedeniyle zarar görürse, sigortalı sigorta tazminatını alır; ardından sigortacı, halefiyet ilkesi gereği zarara sebep olan üçüncü kişiye dava açarak ödediği bedeli talep edebilir.

    Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi ve 1983 Devletlerin Andlaşmalara Halefiyeti Sözleşmesi'ne göre halefiyet nedir?

    Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi ve 1983 Devletlerin Andlaşmalara Halefiyeti Sözleşmesi'ne göre halefiyet, bir devletin ortadan kalkması ve yerine yeni bir devletin geçmesi durumunda, bu yeni devletin selef devletin hak ve yükümlülüklerine sahip olması sürecidir. Halefiyetin iki ana başlığı vardır: 1. Devletlerin andlaşmalardan doğan hak ve yükümlülüklere halefiyeti: Yeni devlet, selef devletin yaptığı anlaşmaların hangileriyle bağlı olacağını belirler. 2. Devletlerin andlaşma dışı hak ve yükümlülüklere halefiyeti: Bu, devletlerin malları, arşivleri ve borçları gibi konuları kapsar.

    Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi nedir?

    Viyana Andlaşmalar Hukuku Sözleşmesi, 22 Mayıs 1969 tarihinde kabul edilmiş olup, uluslararası andlaşmaların yazılma usulü, kabulü, geçerlilik koşulları, şekil şartları, imzası ve onaylanmasına dair temel prensipleri belirler. Sözleşmenin bazı önemli maddeleri: Kapsam: Devletler arasındaki andlaşmalara uygulanır. Andlaşma tanımı: Devletler arasında yazılı şekilde akdedilmiş ve milletlerarası hukuka tabi olan uluslararası anlaşma olarak tanımlanır. Bağlanma rızası: Bir devletin andlaşma ile bağlanma rızası, imza, belgelerin teatisi, onay, kabul, tasvip veya katılma gibi çeşitli yollarla açıklanabilir. Geçici uygulama: Taraflar mutabık kaldığı takdirde, bir andlaşma yürürlüğe girmeden önce geçici olarak uygulanabilir. Sözleşme, uluslararası hukuk müktesebatına vurgu yapar ve bütün devletlerin egemen eşitliği, iç işlerine karışmama gibi ilkeleri içerir.

    Uluslararası sözleşmenin özellikleri nelerdir?

    Uluslararası sözleşmelerin bazı özellikleri: Taraflar arasında bağlayıcılık. Farklı ülkeler veya uluslararası örgütler arasında yapılma. Belirli bir konuyu kapsama. Uluslararası hakem veya tahkim. Yabancılık unsuru.

    Antlaşma ve sözleşme arasındaki fark nedir?

    Antlaşma ve sözleşme arasındaki temel farklar şunlardır: Sözleşme, hukuki sonuçları ve uygulanabilir hak ve yükümlülükleri kapsayan daha katı bir anlaşma biçimidir. Sözleşmeler, genellikle yazılı olarak belgelenir ve yasal olarak uygulanabilirdir. Sözleşmenin ihlal edilmesi durumunda hukuki sorumluluk söz konusu olur. Sözleşmeler, iki veya daha fazla kişi arasında olabilir.

    Halefiyetin şartları nelerdir?

    Halefiyetin genel şartları: Geçerli bir borç: Alacaklı ile borçlu arasında geçerli bir borcun bulunması ve bu borcun ifa anına kadar geçerliliğini koruması gerekir. Borcu ifa eden üçüncü kişi: Borcu, borçludan bağımsız olarak bir üçüncü kişinin ifa etmesi ve bu ifanın alacaklıyı tatmin etmesi. Borçlunun ihbarı: Borçlunun, yerine geçecek kişinin alacaklıya halef olacağını, alacağın ifasından önce veya en geç ifa anında bildirmesi. Ayrıca, Türk Borçlar Kanunu'nun çeşitli maddelerinde (62, 168, 85, 596, 127) ve Türk Ticaret Kanunu'nun 1472 ve 1482. maddelerinde halefiyete ilişkin özel hükümler bulunmaktadır.

    Halefiyet ne demek hukukta?

    Hukukta halefiyet, bir kişinin başka birinin yerine geçmesi anlamına gelir. Borçlar hukuku anlamında halefiyetin tanımı, Türk Borçlar Kanunu'nda özel olarak yapılmamıştır. Ancak, bu kavramın düzenlendiği bazı maddeler şunlardır: haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 62. madde; müteselsil sorumluluğa ilişkin 168. madde; bölünemez borca ilişkin 85. madde; kefalete ilişkin 596. madde; borçtan şahsen sorumlu olmayan üçüncü kişilerce ifaya ilişkin 127. madde. Ayrıca, Türk Ticaret Kanunu'nun mal ve sorumluluk sigortalarına ilişkin 1472. ve 1482. maddelerinde, Türk Medeni Kanunu'nun 884. maddesinde de halefiyete yer verilmiştir. Halefiyet kavramı, genellikle zarar ve sorumluluk sigortalarında karşımıza çıkar.