• Buradasın

    Başkasının özgürlüğünü kısıtlamak ne demek?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Başkasının özgürlüğünü kısıtlamak, kişinin kendi kararlarını alma ve hareket etme hürriyetinin, belirli sebeplerle ve yasal süreçlerle sınırlandırılması anlamına gelir 34.
    Türk Medeni Kanunu'nun 432. maddesine göre, başkasının özgürlüğünü kısıtlayabilecek durumlar şunlardır:
    • Akıl hastalığı, akıl zayıflığı veya alkol-uyuşturucu madde bağımlılığı 12.
    • Ağır tehlike arz eden bulaşıcı hastalık 12.
    • Serserilik 12.
    Bu tür bir kısıtlamaya gidilebilmesi için, kişinin toplum için tehlike oluşturması ve kişisel korunmasının başka şekilde sağlanamaması gerekir 12. Kısıtlama kararı, vesayet makamının (Sulh Hukuk Mahkemesi) yetkisinde olup, karara karşı denetim makamına (Asliye Hukuk Mahkemesi) itiraz edilebilir 14.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Özgür ne anlama gelir?

    Özgür kelimesi, Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre şu anlamlara gelir: herhangi bir kısıtlama veya baskı altında olmayan, bağımsız, hür; düşünce ve davranışlarında serbest olan, kendi kararlarını kendi alan kimse; kendi kendine hareket etme, davranma, karar verme gücü olan; tutuklu olmayan, serbest, hür; başkasının kölesi olmayan, hür; siyasi bir güç tarafından denetlenmeyen, engellenmeyen. Özgür ismi, Türkçe kökenli olup "öz" ve "gür" kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur.

    Hak ve özgürlüklerin kısıtlanması hangi ilkeye aykırıdır?

    Hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, ölçülülük ilkesine aykırıdır. Ölçülülük ilkesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde öngörülmüştür ve şu şekilde tanımlanır: Elverişlilik kriteri: Kullanılan aracın sınırlama amacını gerçekleştirmeye uygun olmasını ifade eder. Orantılılık ve gereklilik (zorunluluk) kriteri: Sınırlayıcı önlemin sınırlama amacına ulaşmak bakımından zorunlu olmasını işaret eder. Ayrıca, Anayasa'nın 13. maddesine göre, hak ve özgürlüklerin kısıtlanması şu ilkelere de aykırı olamaz: Kanunilik; Anayasanın sözüne ve ruhuna uygunluk; Demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk; Laik Cumhuriyetin gereklerine uygunluk.

    Özgürlük ve zorunluluk arasındaki ilişki nedir?

    Marksizme göre özgürlük ve zorunluluk diyalektik bir karşıtlık içinde birlikte var olur. Özgürlük, zorunluluğun bilincine varmaktır. Zorunluluk, özgürlüğü kuşatır. Spinoza ise özgürlük ve zorunluluk arasında bir çelişki olmadığını savunur. Özgürlük ve zorunluluk arasındaki ilişki, bireyin iradesi ve toplumsal koşullar bağlamında da ele alınabilir.

    Hangi özgürlükler sınırlandırılabilir?

    Temel hak ve özgürlükler, belirli şartlar altında sınırlandırılabilir. Bu şartlar şunlardır: Kanunla sınırlama. Özüne dokunmama. Demokratik toplum gerekleri. Ölçülülük ilkesi. Sınırlandırılabilecek özgürlüklere örnek olarak şunlar verilebilir: Mülkiyet hakkı. Düşünce ve kanaat özgürlüğü. İfade özgürlüğü. Hiçbir şekilde sınırlandırılamayacak temel haklar da vardır.

    Bir insanın özgürlüğü başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter kimin sözü?

    "Bir insanın özgürlüğü, başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter" sözü, Mihail Bakunin'e atfedilmektedir. Bu söz aynı zamanda Jean-Paul Sartre tarafından da dile getirilmiştir. Ayrıca, bu ifade genellikle modern insanın mottosu olarak kabul edilir ve batı düşünme biçiminin bir yansıması olarak görülür.

    Özgürlüğün kısıtlanması hangi durumlarda olur?

    Özgürlüğün kısıtlanması, belirli durumlar altında ve yasal prosedürlere uygun olarak gerçekleştirilebilir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'na göre, aşağıdaki hallerde özgürlüğün kısıtlanması mümkündür: Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı. Alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı. Ağır tehlike arz eden bulaşıcı hastalıklar. Serserilik. Toplum için tehlike oluşturma. Bu tür durumlarda, kişinin kişisel korunmasının başka şekilde sağlanamaması ve tedavinin, eğitimin veya ıslahın gerekli olması şarttır. Ayrıca, TCK 109 kapsamında, bir kişinin hürriyetinden yoksun bırakılması da suç teşkil eder ve cezai yaptırımları vardır.

    Düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırları nelerdir?

    Düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırları, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 26. maddesinde belirtilmiştir: Millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği. Cumhuriyetin temel nitelikleri ve devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması. Suçların önlenmesi ve suçluların cezalandırılması. Devlet sırrı olarak belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması. Başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının korunması. Yargı görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi. Ayrıca, hakaret, iftira, sövme, savaş kışkırtıcılığı, nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik ifadeler ifade özgürlüğü kapsamı dışında değerlendirilir. İfade özgürlüğüne yapılan müdahalenin hukuka uygun bulunması için, müdahalenin kanunla öngörülmüş olması, amacına uygun olması ve amaca ulaşmak bakımından gerekli ve orantılı olması gerekir.