• Buradasın

    Püf noktasının kökeni nereden gelir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Püf noktası deyimi, 11. yüzyıldan beri yapılmakta olan testicilik mesleğinden dilimize geçmiştir 4.
    Çinisiyle meşhur bir memlekette, bir çini ustası ve çırağı yaşarmış 1. Çırak, ustasının yanından ayrılıp kendi atölyesini açtığında, fırına sürdüğü çinilerin çatladığını fark etmiş 13. Ustası, çömleği fırına koymadan önce belirli bir noktasından üfleyerek hava kabarcıklarını yok ettiğini, böylece hava kabarcıklarının ısınıp genişlemesinin ve çömleği çatlatmasının önüne geçtiğini açıklamış 13.
    Öz Türkçe bir sözcük olan püf kelimesi, bir şeyi üfleyerek söndürmek anlamına gelir 4.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Püf nokta deyimi nasıl ortaya çıktı?

    "Püf noktası" deyimi, Osmanlı dönemindeki cam üfleme işçiliğinden ortaya çıkmıştır. Deyimin hikayesi şu şekildedir: Bir çırak, yeterince öğrendiğini düşünerek ustasından ayrılıp kendi dükkanını açar. Sonunda, eski ustasının dükkanına giderek onu çalışırken dikkatle izler. Daha sonra kendi dükkanına gidip ustasından yeni öğrendiklerini uygular ve sonunda istediği gibi güzel ürünler yapar.

    Köken ne anlama gelir?

    Köken kelimesi, Türk Dil Kurumu'na göre beş farklı anlama gelir: 1. Bir şeyin çıktığı, dayandığı temel, biçim, neden veya yer, menşe. 2. Soy, asıl. 3. Bir malın üretildiği veya yapıldığı, alındığı, getirildiği yer, menşe, orijin. 4. Kavun, karpuz, kabak vb. bitkilerin toprak üstünde yayılan dalları. 5. Tulumbacı hortumlarının uç kısmındaki sarı maden sap.

    Püf noktası hikayesi nedir?

    Püf noktası deyiminin hikayesi şöyledir: Bir kasabada testi ve çanak-çömlek imal edilen bir yerde, uzun yıllar bu meslekte çalışan bir çırak, kalfa olup kendi başına bir dükkan açmak ister. Ustanın nasihatlerinden sıkılan kalfa, dayanamayıp bir dükkan açar. Nihayet ustasına gidip durumu anlatır. Usta, tezgaha bir miktar çamur koyar ve “Haydi, der, geç bakalım tezgahın başına da bir testi çıkar. Eski çırak, ayağıyla merdaneyi döndürüp çamura şekil vermeye başladığında usta, önünde dönen çanağa arada sırada “püf!” diye üfleyerek, zamanla testiyi çatlatacak olan bazı küçük hava kabarcıklarını patlatıp giderir. Her sanatın incelik gereken nazik kısmına da o günden sonra “püf noktası” denilmeye başlanır. Ayrıca, "Püf Noktası" deyiminin hikayesinin farklı bir versiyonu da şu şekildedir: Bir çömlekçi ustası ve bu ustanın bir çırağı varmış. Aradan uzunca bir zaman geçmiş, çırağın canına tak etmiş ve ustasıyla helalleşip yanından ayrılmış ve kendi atölyesini kurmuş. En sonunda kös kös ustasının yanına geri dönmüş. Ustasına sormuş, "usta usta, nedir bunun püf noktası?" [4