• Buradasın

    Necip Fazıl Arvâsî'ye nasıl bağlandı?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Necip Fazıl Kısakürek, Abdülhakim Arvâsî'ye 1934 yılında tanıştıktan sonra büyük bir bağlılık hissetmiştir 14. Bu tanışma, Necip Fazıl'ın hayatında önemli bir dönüm noktası olmuş ve tasavvufî düşüncelerinin şekillenmesine yol açmıştır 14.
    Arvâsî, Necip Fazıl'a tasavvufun "söz ilmi" değil, "hâl ilmi" olduğunu açıklamış ve onu manevi bir bağlılıkla yönlendirmiştir 4. Necip Fazıl, Arvâsî'nin etkisiyle sanatını ve çalışmalarını İslami çizgiye kaydırmış, birçok eser kaleme almıştır 14.
    Necip Fazıl, Arvâsî ile olan ilişkisini "O ve Ben", "Son Devrin Din Mazlumları" ve "Çile" gibi eserlerinde anlatmıştır 14. Özellikle "O ve Ben" kitabında hayatını, Arvâsî ile olan irtibatına göre üç döneme ayırmıştır: "Tanıyıncaya Kadar (1904-1934)", "Tanıdıktan Sonra (1934-1943)" ve "O Günden Beri (1943'ten sonra)" 14.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Necip Fazıl'ın edebi kişiliği nedir?

    Necip Fazıl Kısakürek, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının en önemli şairlerinden ve düşünce insanlarından biridir. Edebî kişiliği şu şekilde özetlenebilir: Çok yönlülük. Temalar. Yeni bir ses. Felsefi temel. Dil ve üslup. Etki. Necip Fazıl, 1980'de Türk Edebiyatı Vakfı tarafından "Sultanu'ş Şuara" (Şairlerin Sultanı) unvanı almıştır.

    Necip Fazıl hangi akıma mensuptur ve eserleri?

    Necip Fazıl Kısakürek, Büyük Doğu fikriyatına mensuptur. Eserlerinden bazıları: Şiir: "Örümcek Ağı", "Kaldırımlar", "Ben ve Ötesi", "Çile". Tiyatro: "Bir Adam Yaratmak", "Tohum", "Nam-ı Diğer Parmaksız Salih". Deneme: "Batı Tefekkürü ve İslam", "O ve Ben". 1934 yılında Nakşî şeyhi Abdülhakîm Arvâsî ile tanıştıktan sonra eserlerinde İslami ve mistik konulara ağırlık vermeye başlamıştır.

    Necip Fazıl'ın siyasi görüşleri nelerdir?

    Necip Fazıl Kısakürek'in siyasi görüşleri şu şekilde özetlenebilir: İslamcılık: Kısakürek, İslamcı bir toplum ve devlet düzeni tasarımı etrafında şekillenen fikirleriyle öne çıkmıştır. Milliyetçilik: Türklüğü, İslam dünyasının merkezi olarak gören etnosentrik yaklaşımın öncülerinden biridir. Anti-komünizm: Soğuk Savaş döneminde Türkiye'de antikomünizm akımının öncülerinden olmuş, Komünist Sovyetler Birliği karşıtı olarak ABD lehine görüşler dile getirmiştir. Muhafazakârlık: Batılılaşmanın kaybettirdiği İslami değerlerin muhafazasını savunmuş ve millî kültürün ihyasına çalışmıştır. Demokrat Parti ve sonrası: Demokrat Parti döneminde parti yanlısı bir tutum benimsemiş, ancak daha sonra bu partiden ayrılmıştır. Kısakürek'in siyasi görüşleri, zaman içinde değişiklikler göstermiştir.

    Necip Fazıl neden büyük şairdir?

    Necip Fazıl Kısakürek'in büyük bir şair olarak kabul edilmesinin bazı nedenleri: Eserlerinin Etkisi ve Ünü: "Kaldırımlar", "Çile", "Reis Bey" ve "Bir Adam Yaratmak" gibi eserleriyle hem edebi hem de siyasi kimliğiyle Türkiye'de önemli bir figürdür. Tasavvufi Yönelim: 1934'te tanıştığı mutasavvıf Abdülhakim Arvasi ile tanıştıktan sonra şiirlerinde tasavvufi izler belirginleşmiştir. Çok Yönlülüğü: Şiirin yanı sıra tiyatro, hikâye, roman, düşünce ve hatırat türlerinde de eserler vermiştir. Dergicilik Faaliyetleri: "Büyük Doğu" dergisi ile İslami düşünce eksenli siyasi ve felsefi yazılarını yayımlamıştır. Ödülleri: Türk Edebiyat Vakfı tarafından "Şairler Sultanı" unvanı verilmiş, ayrıca "Batı Tefekkürü ve İslam Tasavvufu" adlı eseri ile "Yılın Fikir ve Sanat Adamı" seçilmiştir.

    Necip Fazıl Arvasi ile nasıl tanıştı?

    Necip Fazıl Kısakürek, Abdülhakim Arvasi ile bir vapur gezisinde tanışmıştır. Bir gün, arkadaşı Abidin Dino ile beraber Beyoğlu’ndaki dairelerinden çıkarken, o günün cuma olduğunu hatırlamış ve Abidin Dino’yu ikna ederek Beyoğlu Camii’ne gitmişlerdir. Necip Fazıl, bu tanışmayı "O ve Ben" isimli eserinde şöyle anlatmıştır: > "Cami… Girince sol tarafta, yerden bir iki basamak yüksekliğinde, balkonumsu bir yerde, sarıklı, beyaza yakın kır ve uzun sakallı bir zat… Önünde, kitabını koyduğu küçük bir yer masası… Etrafında, diz üstü veya bağdaş kurup oturmuş bir küme insan… Aralarına geçip oturduk. Son derece tesirli bir ses… Tane tane konuşuyor. Ders bitince ön sırada oturan bir gencin yardımıyla kürsüden indiler. Etrafındakilere şefkatle baktılar. Potinlerimizi giyip kendilerini kapıda beklemeye başladık. Başlarını kaldırıp o anlatılmaz gözlerini üzerimize diktiler."