• Buradasın

    Kamus-ı Türki'nin yazarı kimdir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Kamûs-ı Türkî sözlüğünün yazarı, Şemseddin Sami'dir 12.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Kamûs-ı Türkî ne anlatıyor?

    Kamûs-ı Türkî, Şemseddin Sami tarafından yazılmış, Türkçeden Türkçeye bir sözlüktür. Eserde ele alınan bazı konular: Türkçe'nin sadeleşmesi ve Türkçeleşme: Arapça ve Farsça kelimelerin Türkçe gramer kurallarına göre kullanılması gerektiği savunulmuştur. Yabancı kelimelerin kullanımı: Batı dillerinden alınan yeni kelimelere yer verilmiştir. Anadolu Türkçesi: Unutulmuş veya terk edilmiş eski Anadolu Türkçesi sözlerine yer verilmiştir. Türkçe'nin bağımsızlığı: Türkçe'nin müstakil bir dil olduğu ve Osmanlıca gibi üç dilden oluşan bir karma olmadığı belirtilmiştir.

    Kamûs-i Türkî ne demek?

    Kamûs-ı Türkî, Şemseddin Sami tarafından yazılan ve ilk baskısı 1901 yılında İkdâm gazetesi tarafından yapılan Türkçe sözlüktür. "Türkî" sözcüğü adında ilk kez kullanılan bu sözlük, Osmanlıcada kullanılan Arapça ve Farsça sözcükleri ayıklamış ve Türkçe kökenli sözcüklere ağırlık vermiştir. Kelimenin diğer anlamları: Türkçe lügat, sözlük; 1899/1900 yılında Şemsettin Sami tarafından yayınlanan Türkçe sözlük.

    Kamus-ı Türki Osmanlıca Sözlük mü?

    Evet, Kamûs-ı Türkî Osmanlıca bir sözlüktür. Şemseddin Sami tarafından yazılan ve ilk baskısı 1901 yılında İkdâm gazetesi tarafından yapılan Kamûs-ı Türkî, Türkçeden Türkçeye ilk sözlüktür.

    Kamus ne demek?

    Kamus kelimesi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Eski dilde "kamus" kelimesi, "sözlük" anlamına gelir. 2. Arapça kökenli "kamus" kelimesi ise "deniz, okyanus" anlamında kullanılır.

    Kamus-i Türki neden önemli?

    Kamûs-ı Türkî, Şemseddin Sami tarafından yazılmış, Türkçe'den Türkçe'ye ilk sözlük olması bakımından önemlidir. Eserin önemli özellikleri: Kapsamlılık: 20.000 civarında madde başı kelime içerir ve her birinin açıklaması titizlikle yapılmıştır. Sistemlilik: Kelimelerin kökenlerini, gramer özelliklerini ve kullanımlarını açıklamaya çalışmıştır. Anadolu Türkçesi'ne önem vermesi: Unutulmuş veya terk edilmiş Anadolu Türkçesi'ne özgü sözlere yer vermiştir. Arapça ve Farsça kelimelerle mücadelesi: Osmanlıcada kullanılan Arapça ve Farsça kelimeleri ayıklamış, Türkçeleşmiş kelimelerin muhafazasını savunmuştur. Yeni Lisan cereyanı: "Yeni Lisan" cereyanının ilk mübeşşirlerinden biri olarak kabul edilir. Ayrıca, ikinci Abdülhamid'in istibdat yönetimi zamanında hazırlandığı için içinde "istibdad", "müstebid" gibi kelimeler bulunmaması, siyasal tutumların bilim ve edebiyata etkisi açısından da önemli bir örnek olarak görülebilir.