• Buradasın

    İpsiz sapsız deyiminin hikayesi nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    İpsiz sapsız deyiminin hikayesi şu şekildedir:
    Şimdi olduğu gibi eskiden de Anadolu’dan İstanbul’a çalışmak üzere insanlar gider, bunların çoğu da herhangi bir mesleğe sahip olmadıklarından ya hamallıkla ya da kazma kürekle çalışarak işe başlarmış 234.
    Bunların içinden öyleleri olurmuş ki hamallık yapmak için kazma veya kürekleri bile bulunmazmış 34. Bir ip veya tutacak bir sap sahibi olamayan bu kişiler için söylenen “ipsiz sapsız” deyimi, işe yaramayan adamlar hakkında tahkir anlamında kullanılmıştır 34.
    Ayrıca, “ipsiz sapsız” deyimi birbirini tutmayan, akla yatmayan saçma sözleri karşılamak için de kullanılır 5.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    İpsiz ve sapsız ne demek?

    İpsiz sapsız deyimi, birbirini tutmaz, yersiz ve anlamsız; serseri, hayta anlamlarına gelir. Bu deyim, eskiden İstanbul'a çalışmak üzere gelen ve herhangi bir mesleğe sahip olmayan, genellikle hamallık veya kazma kürekle çalışan kişiler için kullanılmıştır.

    Atasözleri ve deyimlerin çıkış hikayeleri nelerdir?

    Atasözleri ve deyimlerin çıkış hikayelerinden bazıları şunlardır: "Akılsız başın cezasını ayaklar çeker". "Damlaya damlaya göl olur". "Gülme komşuna, gelir başına". "Her horoz kendi çöplüğünde öter". "Çivi çıkar, yarası kalır". "Pabucu dama atılmak". "Etekleri zil çalmak". "Kaş yapayım derken göz çıkarmak". "Bıçak kemiğe dayanmak". Atasözleri ve deyimlerin çıkış hikayelerine şu sitelerden de ulaşılabilir: kiralacar.com; onedio.com; popartistic.com.

    Deyimlerin hikayeleri nelerdir?

    Bazı deyimlerin hikayeleri: Çizmeden Yukarı Çıkmak: 19. yüzyılda bir ressam, bir kunduracının çizme hakkındaki eleştirilerini dikkate alarak tablosunu düzeltir. Kunduracı, bu kez de şövalyenin pantolon ve kemerinde hatalar olduğunu söyleyince ressam, "Çizmeden yukarı çıkma!" der. Pabucu Dama Atılmak: Osmanlı döneminde, kusurlu ayakkabılar üreten ayakkabıcılar cezalandırılır ve ayakkabıları çatılara atılırdı. Saman Altından Su Yürütmek: Bir çiftçi, daha fazla su alabilmek için tarlasında gizli bir kanal kazıp ırmaktan su çalar. Ateş Pahası: Sultan Süleyman, avda kaldığı bir kömür kulübesinde ısınmak için yakılan ateşin değerini bin altın olarak belirtir. Dingo'nun Ahırı: Taksim'deki atlı tramvayların dinlenme noktası olan Dingo adlı kişinin ahırında, çok sayıda at gelip giderdi. Daha fazla deyim ve hikayeleri için aşağıdaki kaynaklara göz atabilirsiniz: onedio.com; webtekno.com; sozcu.com.tr.

    Atasözleri ve deyimler kaça ayrılır?

    Atasözleri ve deyimler, yapı ve anlam bakımından farklı gruplara ayrılır: Yapı bakımından: Atasözleri: Genellikle tam bir cümle şeklindedir ve başlı başına bir anlam taşır. Deyimler: Çoğunlukla bir kelime grubu veya fiil öbeği şeklindedir, cümle içinde bir parça olarak kullanılır. Anlam bakımından: Atasözleri: Öğüt verir, ders çıkarma amacı taşır ve hayat tecrübesi içerir. Deyimler: Bir durumu, olayı veya duyguyu etkileyici bir şekilde tasvir eder, ders verme amacı yoktur.

    Deyim ve atasözü arasındaki fark nedir?

    Atasözü ve deyim arasındaki temel farklar şunlardır: Yapı: Atasözleri genellikle tam bir cümle şeklindedir ve başlı başına bir anlam taşır. Deyimler ise çoğunlukla bir kelime grubu veya fiil öbeği olarak kullanılır ve tam bir cümle oluşturmaz. Anlam: Atasözleri genellikle öğüt verir, ders çıkarma amacı taşır ve hayat tecrübesi içerir. Deyimler ise bir durumu, olayı veya duyguyu etkileyici bir şekilde tasvir eder; bilgilendirme veya ders verme amacı yoktur. Kullanım Şekli: Atasözleri tek başına kullanılabilir. Deyimler ise cümle içinde bir parça olarak yer alır ve başka kelimelerle birleştirilmeden kullanılmaz. Mecaz Kullanımı: Her iki türde de mecazlı anlatım vardır, ancak deyimlerde mecaz daha baskındır. Toplumsal Tecrübe ve Aktarma: Atasözleri, toplumun ortak deneyiminden süzülen sözlerdir. Deyimler ise daha çok anlatıcının bakış açısını yansıtır ve toplumun değil, bireysel anlatımı süsler.

    Hikayesi olan atasözleri nelerdir?

    Hikayesi olan bazı atasözleri şunlardır: "Akılsız başın cezasını ayaklar çeker". "Damlaya damlaya göl olur". "Gülme komşuna, gelir başına". "Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur". "Her horoz kendi çöplüğünde öter". "Çivi çıkar, yarası kalır". "Gülü seven dikenine katlanır". "Parayı veren düdüğü çalar". Atasözü hikayeleri için ayrıca idrisgokalp.com.tr ve tr.wikisource.org siteleri ziyaret edilebilir.