Yazeka
Arama sonuçlarına göre oluşturuldu
Bazı deyimlerin hikayeleri:
- "Ateş pahası" deyimi, Kanuni Sultan Süleyman'ın bir av hikayesine dayanır 13. Sultan Süleyman, İstanbul yakınlarında avlanırken şiddetli yağmur yağmaya başlar ve bir kömür kulübesine sığınmak zorunda kalır 1. Kulübenin sahibi, Sultan Süleyman'ın kim olduğunu bilmeden bir ateş yakar ve padişah, "Şu ateş bin altın eder" der 13. Sabah olunca, konaklamanın bedelini ödemek için kulübenin sahibine giden askerler, ücretin binbir altın olduğunu öğrenince şaşırırlar 1. Bu olaydan sonra "ateş pahası" deyimi, aşırı pahalı şeyleri anlatmak için kullanılmaya başlanır 13.
- "Pabucu dama atılmak" deyimi, Osmanlı Dönemi'ndeki lonca sistemine dayanır 15. Loncalar, esnafların ürettiği malların kalitesini kontrol ederdi 5. Dayanıksız olduğu düşünülen ayakkabılar, bir daha kullanılmamak üzere dükkanların damlarına atılırdı 1. Bu nedenle "pabucun dama atılması" deyimi, değersiz görülen bir şeyin artık kullanılmadığını ifade etmek için kullanılırdı 1.
- "Dingo'nun ahırı" deyimi, İstanbul'daki atlı tramvayların durağına ait bir hikayeden gelir 13. Taksim'deki bu durakta, Şişhane yokuşunu çıkamayan atlara takviye atlar getirilir ve bu atlar, Rum asıllı Dingo adlı bir kişinin ahırında dinlendirilirdi 13. Ahıra giden atların haddi hesabı olmadığından, bu deyim kalabalıktan geçilmeyen ve kimin girip çıktığı belli olmayan yerler için kullanılmaya başlanır 13.
- "Keçileri kaçırmak" deyimi, Burdur'daki İnsuyu Mağarası'na dayanır 1. Bir çoban, keçilerini mağaraya getirdikten sonra onları kaybettiğini sanarak delirmeye başlar ve "keçileri kaçırmış herhalde" ifadesi ortaya çıkar 1.
5 kaynaktan alınan bilgiyle göre: