• Buradasın

    Wittgeinstein neden Kant'ı eleştirdi?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Wittgenstein, Kant'ı iki ana konuda eleştirmiştir:
    1. Sentetik apriori yargılar: Kant, metafiziğin mümkün olduğunu savunmak için sentetik apriori yargıların varlığını öne sürmüştü 13. Wittgenstein'a göre ise sentetik apriori önermeler olanaklı değildir 1.
    2. Dilin sınırları: Kant, bilginin sınırlarını aklın yetileriyle çizerken, Wittgenstein dilin sınırları aracılığıyla düşünceye sınır çizmiştir 13.
    Wittgenstein, mantığın sınırlarına vurgu yaparak, mantığın alanının mantıksal uzay içinde ortaya çıkan olgu bağlamları ile sınırlı olduğunu, mantıksal form, felsefe, estetik ve etik gibi kavramların ise mantıksal önermelerle ifade edilemeyeceğini savunmuştur 45.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Wittgenstein neyi savunur?

    Ludwig Wittgenstein'ın savunduğu bazı görüşler şunlardır: Dilin sınırları: "Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır" sözüyle, dilin sınırlarının dünyanın sınırlarını belirlediğini savunur. Dil oyunları: Bir dili konuşmanın, bir etkinliğin veya yaşam biçiminin parçası olmak anlamına geldiğini ve bir kelimenin anlamının, karşılık geldiği nesne değil, onun hayat akışında nasıl kullanıldığıyla ilgili olduğunu savunur. Mantık ve evren: Mantığın evren üzerinde bir şey söylemeye hakkı olmadığını ve mantığın bir öğreti değil, aşkın bir yapı olduğunu savunur. Anlamlı ifadeler: Anlamlı ifadelerin, dünyanın bir parçasını betimlemesi gerektiğini ve test edilerek doğrulanamayan konular hakkında susulması gerektiğini savunur. Toplumsal doğa: Dünyayı iyileştirmeyi, insanın ruhsal kurtuluşunu sağlamayı ve entelektüel, psikolojik saflık ile açıklık için uğraşmayı savunur.

    Wıttgenstein neden önemli?

    Ludwig Wittgenstein, modern felsefeye yaptığı önemli katkılarla tanınır. İşte onun neden önemli olduğunun bazı nedenleri: 1. Dil ve Mantık Felsefesi: Wittgenstein, dil, mantık ve mutluluk gibi konuları ele aldığı "Tractatus Logico-Philosophicus" adlı eseriyle dil felsefesinin temellerini atmıştır. 2. Analitik Felsefenin Gelişimi: Çalışmaları, Analitik Felsefe ve özellikle Lisan Felsefesi'nin (Dil felsefesi) gelişiminde etkili olmuştur. 3. Yeni Metodoloji: "Felsefi Soruşturmalar" adlı eserinde, yeni bir felsefî yöntem ve lisan anlayışı geliştirerek, felsefenin anlamını ve sınırlarını yeniden tanımlamıştır. 4. Viyana Çevresi: Wittgenstein'ın fikirleri, Viyana Çevresi olarak anılan bir grup bilim insanı ve felsefeci üzerinde etkili olmuş ve mantıksal pozitivizmin gelişimine katkıda bulunmuştur.

    Wittgenstein'ın anti-felsefesi nedir?

    Wittgenstein'ın anti-felsefesi, klasik felsefe anlayışlarına karşı bir duruş sergiler ve şu temel ilkeleri içerir: 1. Özcülük ve İndirgemeciliğe Karşı: Wittgenstein, ontoloji ve epistemolojiyi özcülük olarak görür ve bu yaklaşımların, yaşamın sonsuz çeşitliliğini tek bir öze veya sisteme hapsettiğini düşünür. 2. Metafiziğin Reddi: Metafizik ve spekülatif bilgileri, her şeyi tek tipçi bir şekilde yaptığı için reddeder. 3. Gündelik Dil Felsefesi: Felsefe, ideal/yapay diller yaratmak yerine, kültürlerin otantikliğine boyanan yaşam biçimlerini ve dil oyunlarını anlamaya ve betimlemeye çalışmalıdır. 4. Felsefi Soruşturmalar: Wittgenstein, soyut teorilere dayalı otoriter bir "açıklama" yerine, somut "yaşam biçimleri"ne endeksli olumsal bir "anlama" zenginliğini savunur.

    Wittgenstein ve Kant arasındaki fark nedir?

    Wittgenstein ve Kant arasındaki bazı farklar şunlardır: Sentetik apriori önermeler: Kant, metafiziğin bir bilim olabilmesi için sentetik apriori önermelere ihtiyaç olduğunu savunurken, Wittgenstein bu önermelerin olanaklı olmadığını düşünür. Mantığın sınırları: Kant, mantığın alanını doğa yasalarını ortaya çıkarmakla sınırlar ve görünenin ötesindeki alanın bilgisinin mantığın ötesinde olduğunu belirtir. Nedensellik ilkesi: Kant, nedensellik ilkesini anlama yetisinin a priori kategorilerinden görürken, Wittgenstein için nedensellik ilkesi batıl bir inançtır. Düşünülebilir ve düşünülemez olan: Wittgenstein'ın düşünülebilir olan ve düşünülemez olan ayrımı, Kant'ın numen ve fenomen arasındaki ayrımını hatırlatır. Felsefenin konusu: Hem Kant hem de Wittgenstein'a göre felsefe, dış dünya ve onun nesneleriyle ilgili değil, daha çok deneyimleme biçimimizle ilgilidir.