• Buradasın

    Gramsci'nin eleştirel teorisi nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Antonio Gramsci'nin eleştirel teorisi, sosyal kurum ve ilişkileri veri olarak kabul etmeyerek bu olguların kültürel, entelektüel ve toplumsal kökenlerine iner 3.
    Gramsci'nin eleştirel teorisinin bazı temel özellikleri:
    • Hegemonya: Gramsci, kapitalist sınıfın kültürel hegemonya kurarak toplumu kendi çıkarlarına uygun şekilde düşünmeye ve davranmaya ikna ettiğini savunur 25.
    • Sivil toplum: Gramsci, sivil toplumu, devletten bağımsız görünen ancak aslında devletin çıkarlarını yansıtan kurumlar bütünü olarak tanımlar 2.
    • Entelektüeller: Entelektüeller, toplumsal grupların lehine rıza ve zoru örgütleyerek toplumsal düzeni dönüştürebilir 1.
    • Praksis: Birey, yapılar tarafından kuşatılmıştır ve bundan kurtulmak için diğer bireylerle işbirliği yapmalıdır 1.
    • Tarihsel blok: Altyapı ile üstyapının birleştiği alan olarak tarihsel blok, belirli bir sosyal düzen için rızanın altyapısını oluşturur 5.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Marx'ın diyalektik anlayışı nedir?

    Marx'ın diyalektik anlayışı, Hegel'in idealist diyalektiğini tersine çevirerek geliştirdiği diyalektik materyalizm üzerine kuruludur. Marx'ın diyalektik anlayışının temel özellikleri: Değişim ve hareket: Değişim ve hareket esastır, bunun temelini çelişkiler oluşturur. İlişkiler ve süreç: Her nesne ve şey, bir süreç içerir ve değişir; bu değişim, kendi iç diyalektiğini yakalamakla anlaşılabilir. Somut gerçeklik: Diyalektik, somut gerçekliği, özellikle ekonomik ve toplumsal ilişkileri anlamak için temel bilimsel yöntemdir. Pratik değişim: Anlama ve açımlama çabası, aynı zamanda pratik olarak dünyayı değiştirmek ve dönüştürmek için bilinçli bir etkinliği gerektirir.

    Gramsci'nin devrim yöntemleri nelerdir?

    Antonio Gramsci'nin devrim yöntemleri şunlardır: Hegemonya Teorisi: Gramsci'ye göre devrim, sadece mevcut mülkiyeti altüst etmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal, ahlaki, felsefi ve davranışsal alışkanlıkları da değiştirir. Mevzi Savaşı: Gramsci, devlet aygıtını doğrudan ele geçirmeye çalışmak yerine, sivil toplum içindeki istihkamları ve mevzileri kazanma mücadelesini savunur. Birleşik Cephe: İşçi sınıfının, burjuvaziyle ittifak arayan sağ anlayışlar ve her türlü ittifakı reddeden sol anlayışlar ile mücadele ederek, ezilenleri etrafında birleştirmesini önerir. Kültürel Egemenlik: İşçi sınıfının, burjuva değerlerinin toplum için doğal veya normal değerleri temsil ettiği kanısını yıkması ve kendi öz kültürünü geliştirmesi gerektiğini belirtir. Demokratik Merkeziyetçilik: İşçi sınıfının yeni tip partisinin, liderler, kitlesel hareketler ve parti arasındaki diyalektik ilişkiyi ve uyumu sağlaması gerektiğini savunur.

    Gramscici entelektüel nedir?

    Gramscici entelektüel, Antonio Gramsci'nin düşüncesine göre, sadece düşünen değil, aynı zamanda eyleyen ve toplumsal işlevler üstlenen kişidir. Gramsci'ye göre entelektüelin belirleyici farkı, sınıfsal konumundan kaynaklanır ve bu bağlamda entelektüeller, egemen sınıf ile ona karşı olan sınıfların düşünce gelişiminde etkili olan kesimdir. Gramscici entelektüelliğin diğer özellikleri: - Örgütlenme ve yönlendirme: Entelektüellerin görevi, toplumsal grupları örgütlemek, yönetmek, yönlendirmek ve eğitmektir. - Geniş tanım: Gramsci, bütün insanların entelektüel olduğunu, çünkü her insanın zihinsel kapasiteye sahip olduğunu savunur. - Praksis felsefesi: Entelektüellik, praksis (eylem ve düşünce birliği) ile tanımlanır.

    Gramscinin hegemonya teorisi nedir?

    Antonio Gramsci'nin hegemonya teorisi, egemen sınıfların, toplumun büyük çoğunluğunun "rıza"sını kazanarak iktidarlarını sürdürdüklerini savunur. Gramsci'ye göre hegemonya: Politik bir ilkedir ve stratejik bir önderlik biçimidir. Toplumsal denetim biçimi olarak, egemen sınıfların bağımlı sınıflar üzerindeki rızaya dayalı iktidarını sürdürme kapasitesidir. Kültürel ve ideolojik güç ile kurulur; eğitim, medya, din, sanat ve spor gibi kurumlar aracılığıyla yayılır. Sınıf ittifaklarını içerir; işçi sınıfı öncülüğünde toplumun diğer sömürülen kesimleriyle birlikte kurulması amaçlanan bir ittifaktır. Gramsci, hegemonya kavramını, ne bir ideoloji ne de toplumsallaşmanın diğer biçimlerine indirgenebilir bir kavram olarak düşünmüştür.

    Eleştirel teori neyi savunur?

    Eleştirel teori, sosyal ve beşeri bilimler bilgisiyle toplum ve kültür inceleme ve eleştirisine dayanan bir sosyal teoridir. Eleştirel teorinin temel savunduğu noktalar: Adaletsizliği kaldırma ve insanın özgürleşmesini geliştirme. Sosyal yapıların kimlikleri ve aktörlerin davranışlarını etkilemesi ve aktörlerin sosyal yapıları yeniden biçimlendirmesi. Bilginin belirli sosyal ve tarihsel bağlamların bir ürünü olması ve belirli teorilerin hizmet ettiği çıkarların üzerinde durulması. Siyasi, ahlaki veya ideolojik her türlü bilginin tarafsız olamayacağı ve her zaman önyargılı olduğu. Uluslararası ilişkilerin yalnızca devletler arası ilişkilerden ibaret olmadığı ve realizme eleştiri getirmesi. Eleştirel teori, Frankfurt Okulu ve Gramsci tarafından temelleri atılan bir akımdır.

    Kuram ne anlama gelir?

    Kuram, bir olgunun sürekli olarak doğrulanmış gözlem ve deneyler baz alınarak yapılan açıklamasıdır. Kuram kelimesinin diğer anlamları: Uygulama alanlarından bağımsız, soyut bilgi, teori; Belirli bir konu hakkındaki görüşlerin ve düşüncelerin bütünü; Birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü. Kuram, günlük dilde ise genellikle test edilmemiş bir önsezi veya kanıtları desteklemeyen bir tahmin anlamına gelir.

    Lukács ve Gramsci neyi savunur?

    Lukács ve Gramsci'nin savundukları bazı görüşler şunlardır: Lukács: Tarihsellik ve öznel etkinlik: Tarihsel süreç, bütünlük kavramı temelinde kavranabilir. Sınıf bilinci: Proletarya, hem tarihin nesnesi hem de öznesidir; sınıf bilinci, tarihsel durumun bilinçli hale gelmiş anlamıdır. Şeyleşme: Kapitalist toplumda öznenin metalar karşısında yabancılaşmasını "şeyleşme" kavramı ile açıklar. Gramsci: Hegemonya ve tarihsel blok: Sınıf egemenliği, sadece zorla değil, rıza üretimi yoluyla sürdürülür; bu rıza, kültürel ve ideolojik aygıtlar aracılığıyla kurulur. Kültürel hegemonya: Kapitalist sistem, kültürel ve ideolojik güçle ayakta kalır; bu hegemonya, toplumun doğal ve kaçınılmaz olduğunu düşündüğü şeyleri tarihsel ve değiştirilebilir olduğunu gösterir.