• Buradasın

    Foucault'a göre dispozitif nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Foucault'a göre dispozitif, ele alınan konuya dair söylemsel ve söylemsel olmayan elemanların bütünü anlamına gelir 12. Bu elemanlar arasında şunlar yer alır:
    • Söylemler 23.
    • Kurumlar 23.
    • Mimari düzenlemeler 13.
    • Tüzükler, kanunlar ve yönetimsel tedbirler 13.
    • Bilimsel söylemler 13.
    • Felsefi ve ahlaki önermeler 23.
    Dispozitif, bu elemanlar arasındaki ilişkileri ve bağlantıları inceleyen bir sistemdir 2.

    Konuyla ilgili materyaller

    Dispozitif ne demek?

    Dispozitif, Michel Foucault'un felsefesinde, toplumsal beden içinde güç kullanımını artıran ve sürdüren çeşitli kurumsal, fiziksel ve idari mekanizmalar ile bilgi yapılarını ifade eder. Dispozitif kelimesi şu anlamlara da gelebilir: bir makine veya düzeneğin parçalarının tertip edilme şekli ve genel anlamda düzenek; bir mahkeme hükmünde, gerekçelerden sonra gelen, mahkemenin neye hükmettiğini gösteren kısım; bir plan çevresinde yapılan düzenlemelerin tümü (askerlikte).

    Foucault'a göre heterotopyalar nelerdir?

    Foucault'a göre heterotopyalar, plansız ve kendiliğinden oluşan, gerçek birer mekan olarak tanımlanır. Foucault'un heterotopyaların altı ilkesi: 1. Kriz heterotopyaları: Kriz durumundaki bireyler için geliştirilmiş, kutsal veya yasak yerler. 2. Sapma heterotopyaları: Toplumsal normlara uymayan insanların kapatıldığı yerler (hapishane, akıl hastanesi gibi). 3. Birden fazla mekânın bir arada olduğu yerler: Tiyatro ve sinema gibi, hem gerçek hem de kurgusal mekanları bir araya getiren yerler. 4. Zamanın aşıldığı mekanlar: Müzeler ve kütüphaneler gibi, farklı zaman dilimlerini tek bir mekanda toplayan yerler. 5. Tecrit edilme ve dahil olabilmeye elverişli mekanlar: Açılma ve kapanma olgusu. 6. Diğer mekanlarla ilişkili ama bağımsız oluşumlar.

    Foucaulda göre iktidar nedir?

    Foucault'ya göre iktidar, çok boyutlu ve karmaşık bir yapıya sahiptir; yalnızca devlet veya mülkiyet üzerinden değil, aynı zamanda güç ilişkileri ve stratejik etkileşimler üzerinden de anlaşılır. Bazı temel özellikleri: Her yerde varlık: İktidar, her yerde bulunur ve çeşitli mikro iktidarlardan makro iktidarlara kadar farklı biçimlerde ortaya çıkar. Üretkenlik: Yaşamı destekleyen ve güçlendirmeye yönelik bir yapıdır; pozitif bir güç olarak bireyleri disipline eder ve nüfusun düzenlenmesini sağlar. İlişkisellik: Davranışları ve olası sonuçları yönlendiren bir strateji olup, iki güç ilişkisi arasında karşılıklı bir etkileşim ve yapılandırma biçimidir. Bilgi ile ilişki: İktidar, bilgi üretir ve bu bilgi, iktidarın etkilerini yaratır; bilgi ve iktidar birbirini karşılıklı olarak belirler. Foucault'ya göre iktidar, yalnızca özgür özneler üzerinde ve onların özgürlüğü çerçevesinde işleyebilir; bu nedenle iktidarı kötü olarak görmek yerine, onun yönetim ve yapılandırma ilişkisinin tek yönlü hale geldiği durumlarda tahakküm olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunur.

    Foucault biyopolitika nedir?

    Michel Foucault'nun yorumuyla biyopolitika, modern toplumlarda "özne"yi kuran ve dönüştüren bir mekanizma olarak iktidarı, iktidarı kuran ve sürdüren enstrümanları ve iktidarın işleyişini çözümlemek üzere geliştirilen açıklamaların adıdır. Biyopolitika, yaşamın yönetimi üzerine odaklanır ve iktidarın, nüfusları kontrol etme ve yönlendirme biçimlerini inceler. Foucault'ya göre biyopolitika, 18. yüzyıldan itibaren gelişmeye başlayan kapitalizmin, ilk olarak iş gücündeki üretici kuvveti sosyalleştirmesiyle önem kazanmıştır. Foucault, biyopolitikanın eski disiplinci iktidar modeline göre baskıcı ve sınırlandırıcı olmadığını, aksine bedeni güçlendirmek, koordine etmek ve denetlemek zorunda olduğunu belirtir. Ancak Foucault, insan bedenini yaşatma üzerinden şekillenen biyopolitikanın, ırkçı düşünce yapısında, ölüm ve öldürme eylemlerini de kullanabildiğini ifade eder. Biyopolitika terimi, ilk kez Foucault tarafından 1974'te bir derste kullanılmıştır.

    Foucalt neden önemli?

    Michel Foucault'nun önemli olmasının bazı nedenleri: İktidar analizleri: Foucault, iktidarı geleneksel anlamdan farklı şekilde yorumlayarak, onun görünmez ağlarını ve her yerdeki varlığını ortaya koymuştur. Söylem ve bilgi ilişkisi: Hakikat ve söylem arasındaki ilişkiyi inceleyerek, bilgi ve söylemlerin gerçeği nasıl inşa ettiğini göstermiştir. Toplumsal normların eleştirisi: Toplumun belirli grupları nasıl "normal dışı" ilan ettiğini sorgulamış ve bu süreçte iktidarın rolünü ortaya koymuştur. Post-modern düşünce: Büyük anlatılara ve evrensel doğrulara şüpheyle yaklaşarak post-modern düşüncenin önemli figürlerinden biri olmuştur. Toplumsal hareketler: Düşünceleri, özellikle hapishane reformu, LGBTQ+ hakları ve akıl sağlığı reformu gibi alanlarda toplumsal hareketleri etkilemiştir.

    Agamben'de dispozitif kavramı nedir?

    Giorgio Agamben'de dispozitif kavramı, "şu ya da bu şekilde; yaşayan varlıkları yakalama, yönlendirme, belirleme, önleme, modelleme, denetleme; bu varlıkların vücut diline, davranışlarına, fikir ve söylemlerine dayanak teşkil etme yetisi olan her şey" olarak tanımlanır. Agamben'e göre dispozitif, söylemler, kurumlar, mimari yapılar, tüzel kararlar, yasalar, idari önlemler, bilimsel önermeler; felsefe, ahlak ve insani düsturlar gibi heterojen unsurlardan oluşan bir ilişkiler ağıdır. Agamben, insanın zoe'den (yaşam) bios'a (varlık) yolculuğunda dispozitifler ürettiğini belirtir. Agamben, ayrıca oikonomia kavramının iktidar ilişkileri kapsamında değerlendirilebileceğini ve dispozitif kavramının soykütüksel analizinin yapılabileceğini öne sürer.

    Foucault neyi savunur?

    Michel Foucault'nun savunduğu bazı temel fikirler şunlardır: Hakikat ve bilgi: Hakikat, iktidar ilişkileri ile iç içe geçmiş bir prosedürdür ve tarihsel süreç içinde değişir. İktidar: İktidar, her yerde var olan ve karmaşık stratejik süreçlerle işleyen bir yapıdır; merkezi bir otorite gerektirmez ve direnişle bir arada var olur. Özne: Özne, toplumsal ilişkiler ve söylemsel pratikler içinde oluşur; faillik ve nedensellik atfedilemez. Disiplinci iktidar: Modern iktidar, bireyleri normalleştirici ve denetleyici bir yapı ile kontrol eder; bu, panoptikon gibi mimari yapılarda ve toplumsal kurumlarda kendini gösterir. Kendilik etiği: Bireyler, kendi yaşamlarını bir sanat eseri gibi şekillendirebilir ve ahlaki özneler haline gelebilir. Foucault, aynı zamanda Marksizm ve varoluşçuluk gibi akımlara karşı çıkmış, Nietzsche ve Heidegger'in düşüncelerinden etkilenmiştir.