• Buradasın

    Argümantasyon ve akıl yürütme nedir felsefe?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Felsefede argümantasyon ve akıl yürütme şu şekilde tanımlanabilir:
    • Akıl yürütme 124. Düşüncenin, adım adım ilerleyerek belli birtakım önermelerden belli bir sonuç çıkarması; yani yeni bir önermeye varması işlemidir 124.
    • Argümantasyon 145. Bir tartışma ya da iddiayı kanıtlamak veya çürütmek için ortaya konulan fikirler üzerine yapılan tartışmadır 5.
    En yaygın akıl yürütme biçimleri tümdengelim, tümevarım ve analojidir 12.
    Argümantasyon ve akıl yürütmede hem sürecin hem de sonucun doğruluk ve geçerliliği dikkate alınır 24.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Akıl yürütme hataları nelerdir mantık?

    Mantıkta bazı akıl yürütme hataları: Paralojizm (safsata). İnanç önyargısı. Dairesel akıl yürütme (petitio principii). Yanlış ikilem. İspatlama mecburiyeti safsatası.

    Argüman ne demek?

    Argüman, sonuç ve bu sonucun doğruluk derecesini belirlemeye yönelik verilen öncüllerden kurulmuş bir dizi ifadedir. Argüman kelimesinin diğer anlamları: kanıt, tez, iddia, sav; matematikte değişken, referans sayı; gök biliminde bir gök cisminin hareketine ait herhangi bir elemanın bağlı bulunduğu belli bir değer.

    Akıl yürütme ve uslamlama aynı şey mi?

    Evet, akıl yürütme ve uslamlama aynı anlama gelir. Akıl yürütme veya uslamlama, bilinen önermelerden bilinmeyen önermeleri çıkarmayı, başka bir deyişle belirli önermelerden mantıksal ilerlemelerle sonuç çıkarmayı ifade eder.

    Argüman çeşitleri nelerdir?

    Argüman çeşitleri genel olarak iki ana gruba ayrılır: 1. Tümdengelimli (Dedüktif) Argümanlar: - Öncüllerin doğru olması durumunda sonucun kesinlikle doğru olduğu argümanlardır. - Geçerli ya da geçersiz olabilirler. 2. Tümevarımlı (İndüktif) Argümanlar: - Öncüllerin doğru olması durumunda sonucun muhtemelen doğru olduğu argümanlardır. - Güçlü ya da zayıf olabilirler. Diğer argüman çeşitleri: Retorik Argümanlar: Öncüllerin ikna edilmesi gereken seyirciler için kabul edilebilir olmasını gerektirir. Diyalektik Argümanlar: Öncüllerin her zaman zorunlu doğru olmayan, ancak genel olarak kabul edilen ifadeler olmasını içerir. Felsefi Argümanlar: Gerçeklere dayalı akıl yürütme ile yapılır. Ayrıca, argümanlarda mantık hataları da olabilir. Örneğin, dairesel mantık hatası, yanlış ikilem, ad hominem (kişisel saldırı) gibi hatalar.

    Akıl savunurken hangi argümanlar kullanılır?

    Akıl savunurken kullanılan argümanlar, farklı türlerde olabilir: Olgulara veya tanımlara dayalı argümanlar. Neden-sonuç argümanları. Çözüm veya politika argümanları. Değer argümanları. Ayrıca, tümdengelim, tümevarım ve analoji gibi akıl yürütme yöntemleri de argümanların temelini oluşturabilir. Etkili argümanlar, olası itirazları veya karşı argümanları öngörür ve bunları ele alır.

    Akıl yürütme yöntemleri nelerdir diyalektik?

    Diyalektik akıl yürütme yöntemleri şunlardır: Tez, antitez ve sentez: Diyalektik, bir konuyu tez ve antitez üzerinden ele alıp, bu karşıt görüşleri sentezleyerek sonuca varma yöntemidir. Soru ve yanıt: Platon'a göre diyalektik, uygun sorular ve yanıtlar aracılığıyla tartışma tekniği olarak kullanılır. Karşıtlıkları kullanma: Diyalektik, karşıt fikirleri kullanarak gerçeği araştırma ve doğrulama ulaşma yöntemidir. Bilimsel, didişmesel ve yanıltmasal çıkarım: Diyalektik çıkarım, bilimsel olandan yalnızca öncülleri nedeniyle ayrılır; didişmesel ve yanıltmasal çıkarımlardan farklıdır. Diyalektik akıl yürütme, Sokratik yöntem, Aristoteles'in diyalektik yaklaşımı ve Hegel ile Marx'ın felsefi çalışmaları gibi çeşitli geleneklerde kullanılmıştır.

    Akıl yürütmenin temel ilkeleri doğruluk nedir?

    Akıl yürütmenin temel ilkeleri doğruluk, üç ana ilkeye dayanır: özdeşlik, çelişmezlik ve üçüncü halin imkânsızlığı. Özdeşlik İlkesi: Bir şeyin kendisiyle aynı şey olduğunu ifade eder; "bir şey ne ise odur" şeklinde özetlenir. Çelişmezlik İlkesi: Bir şeyin aynı anda hem kendisi hem de kendisi olmayan olamayacağını belirtir. Üçüncü Halin İmkânsızlığı İlkesi: Bir önermenin ya doğru ya da yanlış olması gerektiğini, başka bir doğruluk değerinin mümkün olmadığını ifade eder. Ayrıca, 17. yüzyılda Leibniz tarafından eklenen yeter-sebep ilkesi de akıl yürütmenin temel ilkeleri arasında yer alır.