Bu video, bir röportaj formatında olup, yazar Özge Hanım ve Serkan Bey ile yapılan bir sohbeti içeriyor. Özge Hanım, dördüncü kitabını yazmış ve sosyal sorumluluk barındıran bir eser sunmuş.. Röportajda Özge Hanım, yazarlık deneyimlerini ve yazmanın kendisi için duygusal ve gelişim açısından önemini anlatıyor. Ayrıca Serkan Bey'in doğum günü kutlaması ve yaz tatil planları hakkında konuşuluyor. Özge Hanım, yaz tatilinde kültür bakanlığıyla birlikte bir program yapacaklarını ve sonrasında iş durumlarına göre planlarını belirleyeceklerini belirtiyor.
Bu video, senaryo telif hakkı konusunda bilgilendirici bir eğitim içeriğidir.. Video, senaryo telif hakkı kavramını açıklayarak başlıyor ve ardından senaryonun telif haklarını korumak için beş farklı yöntem sunuyor: Kültür Bakanlığı'na kayıt tescil yaptırma, noter tasdiki, alenileştirme, elektronik imza ve zaman damgalı kayıt mail göndermek. Her bir yöntemin nasıl uygulanacağı, ücretleri ve avantajları detaylı olarak anlatılıyor. Video, bu yöntemlerin sadece delil oluşturduğunu ve senaryonun çalınmasına engel olmadığını belirterek, fikri ve sınai haklar mahkemesinde dava açmak için yeterli olduğunu vurguluyor.
Müze, Kültür Bakanlığı'na bağlı, kendi alanında ilmi ve yönetim hizmetleri sunan kurumdur. Her ay müdür başkanlığında toplantı yapılarak çalışma programı belirlenir. Eserler kronolojik sistemde sergilenir ve sağlıklı şekilde korunur. Müze personeli her görevin sorumlusu olarak çalışır
Bu video, bir konuşmacının Kültür Bakanlığı'nın gerçek rolünü ve önemini anlattığı bir konuşmadır.. Konuşmacı, Kültür Bakanlığı'nın sadece tarihi eserlerin restorasyonu ve ekonomik kazanç sağlama değil, aynı zamanda bir milletin kültürel değerlerini koruma ve koruma sorumluluğunu da taşıdığını vurguluyor. Bakanlığın, milli eğitim, adalet, ticaret ve yurt dışındaki irtibatlar gibi alanlardaki bozulmaları önceden tespit etme ve değerlendirmenin önemini anlatıyor. Ayrıca, Türk kültüründe yaşanan savrulmaların ve yozlaşmanın da bu bakanlığın sorumluluğunda olduğunu belirtiyor.
Bu video, bir kişinin İsparta'nın Yalvaç ilçesinde film çekimi için yaptığı ziyareti anlatan bir vlog formatındadır. Videoda konuşmacı, Yalvaç'taki dostları ve akrabalarını ziyaret ettiğini belirtiyor.. Video, Yalvaç'taki 800-1200 yıllarında dikilmiş, 25 metre yüksekliğinde ve 10-15 metre gövdeli çınar ağacının tanıtımıyla başlıyor. Konuşmacı, ağacın altındaki çınaraltı kahvesini, Selçuklu dönemine ait camiyi ve bölgenin ayranını tanıtıyor. Ayrıca Yalvaç'ın tarihi önemi hakkında bilgi veriyor; bölgenin Miryakefalon Savaşı'nın gerçekleştiği yer olduğu, Sultan Alparslan'ın Anadolu'yu tapusunu aldığı ve bölgenin "güller şehri" olarak bilindiği anlatılıyor. Video, Kültür Bakanlığı'na çekilecek Sultan Alparslan filminin çekiminden bahsederek sona eriyor.
Bu video, İstiklal Marşı'nın tarihsel gelişimini anlatan bilgilendirici bir içeriktir.. Video, İstiklal Marşı'nın ilk bestesinin Ali Rıfat Çağatay tarafından 1924 yılında bestelendiğini ve 1930'a kadar resmi olarak kabul edildiğini anlatıyor. 1930'da ise Osman Zeki Üngör'ün bestesi milli marş olarak kabul edildi. Kültür Bakanlığı, Üngör'ün bestesini dört farklı şekilde yorumlattı ve yeni yorumları CD olarak valiliklere ve il milli eğitim müdürlüklerine yolladı. Bu sayede, yıllardır okullarda ve resmi törenlerde okunan marş, Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci İstiklal Marşı bestesi olarak kabul edildi.
1940'ta Rize'de doğdu, Karabük'te ilk ve orta öğrenimini tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. MTTB'de 48. dönemde genel başkanlık yaptı
Bu videoda bir milletvekili, Kültür Bakanlığı'na yaptığı ziyaret ve Düzce'deki okul inşaatı projeleri hakkında bilgi veriyor. Konuşmacı, Düzce'de 37 okul getirdiğini ve 13 tane kampüs inşa ettiğini belirtiyor.. Konuşmacı, Düzce'de Anadolu Sosyal Bilimler Lisesi'nin açılması sürecini anlatıyor ve Düzce'deki okul problemlerinin önümüzdeki üç yıl içinde tamamen çözüleceğini söylüyor. Ayrıca, Düzce'deki okulların onarılmasına karşı olduğunu ve deprem sonrası darbe yemiş binaların onarılmasının tehlikeli olabileceğini vurguluyor. Konuşmacı, Düzce ve Akçakoca'da 200 derslik okul inşa etme planlarını paylaşıyor.
Bu video, bir kişinin Antalya'da yeni yapılmış bir piknik alanını tanıttığı bir gezi vlogu formatındadır. Videoda anlatıcı ve Tuğba adında bir kişi yer almaktadır.. Video, Göynük Kanyonu'nun hemen altında bulunan, Kültür Bakanlığı tarafından yapılan yeni bir piknik alanının detaylı tanıtımını içeriyor. Anlatıcı, alanın giriş ücretleri, karavan konaklama fiyatları, şezlong ve masa kullanım ücretleri, restoran menüsü ve fiyatları hakkında bilgi veriyor. Ayrıca alanın konumu, ulaşım bilgileri ve geçen sene ile bu sene arasındaki farklar da paylaşılıyor. Video, alanın henüz yeni olduğu ve henüz kalabalık olmadığı bilgisiyle sonlanıyor.
1943'te Rize'de doğdu, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1968'de Zonguldak'ta avukatlık ruhsatını aldı. Adalet Partisi gençlik kollarında başkanlık ve yönetim kurulu üyeliği yaptı
1826'da II. Mahmut döneminde Mızıka-ı Hümayun adıyla kuruldu. Giuseppe Donizetti 1828'de ilk şef olarak atandı. 1908'de Saffet Atabinen ilk Türk şef olarak göreve başladı. 1919'da 60 kişilik kadrosuyla Avrupa'da konserler verdi
1944'te Bayburt'ta doğdu ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1966'da mezun oldu. 10 yıl çeşitli ilçelerde kaymakamlık yaptı. 1977'de Gün Sazak döneminde Gümrük ve Tekel Bakanlığı müsteşarlığı yaptı
Bu video, bir konuşmacının şehirlerin güzelleştirilmesi konusunda düşüncelerini paylaştığı bir monolog formatındadır.. Konuşmacı, şehirlerin güzelleştirilmesinin önemini vurgulayarak, bunun için "sanat ve estetik bakanlığı" kurulması gerektiğini savunmaktadır. Bu bakanlığın sanatçıları koruyacağı, resim, heykel, müzik gibi farklı sanat dallarını ayrı ayrı destekleyeceği ve mimari konusunda modern ve Osmanlı mimarisini ayıracak bir sistem oluşturacağı belirtilmektedir. Konuşmacı, bu konunun sadece bir bakanlıkla değil, daha kapsamlı bir sistemle kontrol altına alınması gerektiğini vurgulamaktadır.
Bu video, ünlü komedyen Şafak Sezer'in Gezi Parkı eylemlerine katıldığı için başbakandan özür dilemesi ve sette dövdüğü iddia edilen emek işçilerinden özür dilemesi konusunu ele alıyor.. Videoda, Sezer'in özür dilemesinin yeni projeleri için Kültür Bakanlığı'ndan para almasına etkisi tartışılmakta ve onun küfrün bini bir para olduğu belirtiliyor. Konuşmacı, Sezer'in kendini daha çok değiştirmesi gerektiğini vurguluyor ve Barış Manço'nun "Dünya dönüyor dostlar ben dönmüşüm" sözleriyle videoyu sonlandırıyor.
Bu video, iki kişinin Türk sineması, kültür bakanlığı ve sinema endüstrisi hakkında yaptığı bir sohbeti içermektedir.. Konuşmacılar, sosyal medyada yaşanan tartışmalardan bahsederek başbakanın ve kültür bakanının yayınladığı mesajların önemini vurguluyorlar. Ardından Yeşilçam döneminden günümüze kadar Türk sinemasının değişimi, kültür bakanlığının rolü ve sinema endüstrisinin gelişimi üzerine görüşlerini paylaşıyorlar. Özellikle Yeşilçam'daki uzun ömürlü yıldızların (Türkan Şoray, Fatma Girik, Hülya Koçyiğit) günümüz televizyon dizileriyle karşılaştırılarak, sinemanın endüstriye dönüşmesinin önemi tartışılmaktadır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında İstanbul'da dört önemli müze bulunuyordu. Türk Arkeoloji Müzesi 1927'de kuruldu ve arkeolojik eserleri topladı. 1930'da Ankara Etnografya Müzesi ilk müze olarak inşa edildi. 1940'ta Hitit Müzesi kuruldu, 1968'de Anadolu Medeniyetleri Müzesi oldu
Bu video, ahşap oyuncak ustası ve Kültür Bakanlığı sanatçısı Adnan Karagül ile yapılan bir röportajdır. Adnan Bey, Gerze'de bir atölye işletmekte ve yaklaşık 7-8 yıldır geleneksel ahşap oyuncak üretmektedir.. Röportajda Adnan Bey, ahşap oyuncak üretimindeki deneyimlerini, belediye ile düzenlediği kursları ve yaklaşık 40 kişiye yetiştirdiğini anlatmaktadır. Emek yoğun bir iş olan ahşap oyuncak üretiminin Türkiye ve dünya pazarında talep olduğunu, ancak üretim kapasitesinin yetersiz kaldığını belirtmektedir. Ayrıca, geleneksel ahşap oyuncakların çocukların yaratıcılığını, motor becerilerini ve hayal gücünü geliştirdiğini vurgulamaktadır. Video, Adnan Bey'in çeşitli ahşap oyuncaklarını göstermesi ve özellikle Karagöz-Hacivat gibi geleneksel oyuncakların modern versiyonlarını tanıttığı bir gösterimle sona ermektedir.
Bu video, geleneksel Türk sanatları eğitimi hakkında bilgi veren bir konuşmacının açıklamalarını içermektedir.. Videoda, geleneksel Türk sanatlarının vakıflar, milli saraylar ve Kültür Bakanlığı'nın ihtiyaçlarını karşılamak için kurulduğu belirtilmektedir. Konuşmacı, bu sanatların eskiden tozlanmış olduğunu ancak günümüzde ihtiyaç duyulduğunu ve iş imkanlarının çok olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca, bu alanda hoca bulunamadığı ve mezunların hemen görev alabildiği bilgisi paylaşılmaktadır.
Bu video, 2019 ve sonrası kitaplarda bulunan hologramların nasıl aktifleştirileceğini adım adım anlatan bir eğitim içeriğidir.. Video, hologram olmayan kitapların aktivasyon sürecini detaylı olarak göstermektedir. İçerikte, çözüm merkezine giriş yapma, kitap bilgilerini girme, hologram olup olmadığını belirleme, kültür bakanlığı bandrolündeki kodları girme ve bandrolün fotoğrafını çekme adımları sırasıyla anlatılmaktadır. Ayrıca, bandrolün net bir şekilde çekilmesi ve soruların yazılı olarak belirtilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
"Bir Lafın Gittiği Yer" adlı komedi programından bir sketch formatında sunulan bu video, Seyfi Amca, Tahir, Osman, Tacı ve diğer karakterlerin yer aldığı bir hikâyeyi anlatıyor. Seyfi Amca, Leonardo da Vinci'nin yedinci kuşak torunu olarak tanıtılmakta ve Alzheimer hastalığına yakalanmış durumda.. Video, Leonardo da Vinci'nin vasiyetinin dünya gündemine girmesiyle başlıyor ve Mona Lisa tablosunun da Vinci'nin torunu Seyfi Amcaya kaldığı bilgisi paylaşılıyor. Karakterler, tabloyu ele geçirmeye çalışırken çeşitli maceralar yaşarlar, yanlış anlaşmalar yaparlar ve sonunda tablonun sahte olduğu ortaya çıkar. Hikaye, tablonun gerçek değeri (15 milyon dolar) ve Seyfi Bey'in aslında Da Vinci'nin torunu olduğu bilgisiyle komik bir şekilde sona erer.. Videoda ayrıca Alzheimer hastalığının belirtileri, aile içi ilişkiler, sahte tablo macerası ve Feride adlı bir kadının kaçırılması gibi yan hikayeler de yer alıyor. Karakterler, tabloyu bulmak için çeşitli girişimlerde bulunurken, bir dergah ziyareti, kültür bakanıyla randevu ve Elyas adlı biriyle görüşme gibi komik durumlar yaşarlar.