Can Dündar önemli bir gazeteci, araştırmacı ve sanat adamıdır. Ses tonu ve etkileyici sözleriyle tanınmaktadır
"Özledim Seni" şiiri Can Yücel'e ait değildir. Şiir, Can Dündar'ın Milliyet'teki 2002 tarihli yazısından alıntıdır. Dündar'ın yayımlanmış eserleri arasında bu dizeler bulunmamaktadır
Bu video, bir konuşmacının Türk yargısı ve suçluların iadesi konusunda yaptığı açıklamaları içermektedir.. Konuşmacı, Türk yargısının tutuksuz yargılanmak üzere kişileri bıraktığını ve Can Dündar'ın ajanlık suçundan beş yıl on aya mahkum edildiğini anlatmaktadır. Ayrıca Türkiye'nin Almanya ile suçluların iadesi anlaşması olduğunu ve bu nedenle Can Dündar'ın iadesini istediklerini belirtmektedir. Konuşmacı, devletlerin sırlarının ifşa edilmesinin suç teşkil ettiğini ve bu durumun her iki ülke için de geçerli olduğunu vurgulamaktadır.
Can Dündar'ın yönettiği 115 dakikalık belgesel film. Atatürk'ün yaşamını bütünsel olarak ele alan ilk belgesel. 1 milyon avroya mal olmuş, özel efektler kullanılmış
Bu video, Habertürk muhabiri Okan Ateş'in MIT tırları görüntülerinin durdurulmasına ilişkin davaya ilişkin verdiği haber sunumudur. Davada CHP milletvekili Enis Berberoğlu, Cumhuriyet gazetesi genel müdürü Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül üç sanık olarak yer almaktadır.. Videoda, davanın 16 Şubat'a ertelendiği bilgisi aktarılmaktadır. Dava, silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan ötürü üç sanık için 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyordu. Daha önce aynı suçtan Enis Berberoğlu 25 yıl ceza almış, ardından kararın bozulmasıyla istinaf mahkemesine gitmiş ve o davada da ertelenmiştir.
Bu video, bir röportaj veya tartışma formatında olup, konuşmacılar Enis Berberoğlu'nun yargı süreci ve milletvekilliği durumu hakkında bilgi paylaşıyor.. Video, CHP milletvekili Enis Berberoğlu'nun MIT tırları davasında Can Dündar ile olan irtibatı ve yargıtay tarafından onaylanan ceza hakkında detaylı bilgiler sunuyor. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Berberoğlu'na "devletin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri açıklamak" suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezası vermesi ve bu cezanın mecliste okunmasıyla milletvekilliğinin düşeceği ancak Binali Yıldırım'ın "geçmiş olsun" demesiyle bu sürecin ertelenebileceği tartışılıyor. Ayrıca HDP milletvekillerinin teröre açık destek verdiği ve orman yakma olaylarıyla ilgili durumları da ele alınıyor.
Bu video, bir haber sunumu formatında olup, sunucu tarafından Peter'larına ait görüntülerin yayınlanmasına ilişkin davada savcı mütalaası hakkında bilgi verilmektedir.. Videoda, CHP milletvekili Enis Berberoğlu, Cumhuriyet gazetesi eski genel yayın yönetmeni Can Dündar ve Cumhuriyet gazetesi Ankara temsilcisi Erdem Gül'e terör örgütü üyeleri olmamakla birlikte örgüte yardım suçundan yedi buçuk yıldan onbeş'er yıla kadar hapis cezası talep edildiği belirtilmektedir. Sunucu, bu sıcak gelişmeyi izleyicilere aktarmakta ve savcının mütalaasını ekranlarda göstermektedir.
Şiir Can Dündar'a ait, Can Yücel'in değil. İnsanı başka dünyalara götüren etkileyici bir şiir. Sevdiğini hatırlatan ama sevilmediğini de anlatan bir şiir
Can Dündar'ın son kitabı, babasına ve çocuklara dair anılardan oluşuyor. Kitap, babalık sorumluluğu üzerine yazılmış ve her baba adayının okuması tavsiye ediliyor. Yazar, çocuk hikayelerinin pornografik uyarlamalarından bahsediyor
Bu video, bir belgesel tartışması ve soru-cevap formatında ilerliyor. Videoda Ali Kırca ve Güloğlu, Kenan İşık ve Can Dündar gibi isimler yer alıyor.. Videoda öncelikle bir konuşmacının hayatın sis içinde geçtiği ve çocuklarının zorbalık gibi daha büyük sorunları görebilmelerini istediği belirtiliyor. Ardından Oliver Stone'un belgeselini seslendiren kişi hakkında bir soru soruluyor ve Kenan İşık cevap veriyor. Son olarak, belgesel hakkında olumlu yorumlar yapılıyor ve dört soruyla devam edileceği belirtiliyor.
Reşit Galip, 1933'te "Türküm doğruyum çalışkanım" andını yazan kişidir. Can Dündar, kadınlara hitap etmeyi ve ruh uyumunu önemsediğini belirtir
Bu video, gazeteci Can Dündar'ın mal varlığına el konulması konusunda alınan mahkeme kararını anlatan bir haber sunumudur.. Videoda, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Can Dündar'ın mal varlığına el konulması kararı verildiği belirtiliyor. Kararda Dündar'ın Ankara Çankaya'daki iki bağımsız bölüm, Muğla Bodrum'un Kumba Mahallesi'ndeki villa ve İstanbul Üsküdar'daki taşınmasına el konulmasına hükmedildiği, ayrıca banka hesaplarının tespiti için Türkiye Bankalar Birliği'ne yazı yazılmasına karar verildiği anlatılıyor. Dündar, MIT tırlarının durdurulmasına ilişkin gizli bilgileri Cumhuriyet gazetesinde yayınladığı gerekçesiyle beş yıl on ay hapis cezasına çarptırılmış, ancak Yargıtay tarafından karar bozulmuş ve 2016'dan beri yurt dışında olan Dündar'ın kaçak sayılma süreci başlatılmıştır.
Bu video, bir röportaj formatında olup, sunucu Enis Berberoğlu ile telefon hattında konuşuyor. Berberoğlu, kendisine yöneltilen suçlamalar nedeniyle mahkemeye çıkarılmış bir kişi olarak deneyimlerini paylaşıyor.. Röportajda Berberoğlu, mahkemeye girmeden önce yaptığı açıklamalardan bahsediyor ve duruşma sürecindeki deneyimlerini anlatıyor. Mahkemede kendisine yöneltilen suçlamalar, Can Dündar'ın kitabındaki bir cümleye dayanıyor ve Berberoğlu, bu suçlamaları reddediyor. Ayrıca, savcılıkla olan diyalogları, tanık gösterme taleplerini ve bir sonraki duruşun 1 Ocak 2017'de gerçekleşeceği bilgisini paylaşıyor. Berberoğlu, adliyedeki güven sorunları ve savcılık makamının tutumu hakkında da görüşlerini aktarıyor.
Bu video, Yıldıray Türkiye tarafından sunulan bir analiz programıdır. Sunucu, MIT tırları olayı ve Can Dündar-Erdem Gül iddianamesi hakkında detaylı bir inceleme yapmaktadır.. Video, MIT tırlarının durdurulması ve teşhir edilmesi olayının casusluk boyutunu ele alarak, 473 sayfalık iddianamede Dündar ve Gül'e yöneltilen suç iddialarını inceliyor. Sunucu, iddianamedeki somut delillerin eksikliğini vurgulayarak, gazetecilerin "paralel yapıdan talimat almakla" suçlanması, Reyhanlı saldırısı ve 17-25 Aralık darbe girişimi ile ilgili iddiaları analiz ediyor.. Sunucu ayrıca, bu tür soruşturmaların ciddiyetle ve hukukun içinde yapılması gerektiğini belirtiyor ve geçmişte yaşanan benzer soruşturmalardan ders çıkarmak gerektiğini ifade ediyor.
Bu video, Bülent Arınç'ın Bilkent Üniversitesi'nde düzenlenen "Dünden Bugüne Türkiye Siyaseti" konulu panele konuşmacı olarak katıldığı bir etkinlikte yaptığı açıklamaları içeriyor.. Videoda Arınç, Erdem ve Can Dündar'ın tahliye edilmesi konusundaki değerlendirmelerini paylaşıyor. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararını haklı bulduğunu, basın özgürlüğü ve anayasadaki basınla ilgili hükümlerle ilgili hak ihlali olduğunu belirtiyor. Ayrıca Anayasa Mahkemesi kararlarının herkesin kabul etmek zorunda olduğu kararlar olduğunu vurguluyor ve mahkemenin başkanının yanında olduğunu ifade ediyor.
Bu video, bir gündem siyaset programı formatında olup, sunucu Nedim Şener'in internet haber yazarı Süleyman Öztürk, avukat Cüneyt Toraman, Posta Gazetesi yazarı ve gazeteci Nedim Şener ile ceza hukuku uzmanı Prof. Dr. Ersan Şen gibi konuklarıyla gerçekleştirdiği bir tartışma programıdır.. Programın ana konusu, Can Dündar ve Erdem Gül davası, MİT tırları olayı ve basın özgürlüğüdür. Konuklar, Anayasa Mahkemesi'nin beraat kararı verdiği bu davada yerel mahkemenin kapalı duruşma kararı, terör meselesi, Reza Zerrab davası ve kamu güvenliği gerekçesiyle verilen kapalılık kararı gibi konuları ele almaktadır. Ayrıca, Türkiye'deki güvenlik durumu, terörle mücadele politikaları ve uluslararası ilişkiler de tartışılan konular arasındadır.. Programda, gazetecilik ve milli güvenlik arasındaki sınır çizgisi, ifade özgürlüğü, devlet sırrı kavramı ve yargı bağımsızlığı gibi hukuki konular detaylı olarak incelenmektedir. Konuklar, Türkiye'deki adli kolluk teşkilatı, terör örgütleriyle mücadelede siyasi iradenin rolü ve yasal altyapının önemi hakkında görüşlerini paylaşmaktadır. Ayrıca, Amerika'daki Rıza Zarrab soruşturması ve bunun Türkiye ile ilişkisi de programda ele alınan önemli bir konudur.
Bu video, Ahmet Kekeç'in sunduğu Star programının bir bölümüdür. Programda Kekeç, Enis Berberoğlu ve Can Dündar hakkında yorumlar yapmaktadır.. Video iki ana bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Enis Berberoğlu'nun 25 yıl ceza alması ve Can Dündar'a yasak belgeleri servis etmesi konusu ele alınmaktadır. Kekeç, bu durumun Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal güvenliğine saldırı olduğunu ve gazetecilik ile casusluk arasındaki çizgiyi vurgulamaktadır. İkinci bölümde ise Kemal Kılıçdaroğlu'nun "tuz yürüyüşü"ne benzetilen eylemleri eleştirilmekte ve Mardin'in Savur ilçesinde gerçekleşen bir iftar etkinliği anlatılmaktadır.
Bu video, bir konuşmacının Türk yargısı ve suçluların iadesi konusunda yaptığı açıklamayı içermektedir.. Konuşmacı, Türk yargısının tutuksuz yargılanmak üzere kişileri bıraktığını ve Can Dündar'ın devletin sırlarını ifşa etme suçundan beş yıl on aya mahkum edildiğini anlatmaktadır. Ayrıca Türkiye'nin Almanya ile suçluların iadesi anlaşması olduğunu ve bu nedenle Can Dündar'ın iadesini istediklerini açıklamaktadır. Konuşmacı, Almanya'nın da benzer bir durumda Türkiye'den bir kişinin iadesini isteyebileceğini ve bunun doğal bir hak olduğunu vurgulamaktadır.
Bu videoda konuşmacı, İstanbul'daki savcılıktan elde ettiği 473 sayfalık Can Dündar ve Erdem Gül hakkında hazırlanan iddianameyi değerlendiriyor. Konuşmacı, gazetecilik alışkanlığıyla iddianameyi incelediğini belirtiyor.. Konuşmacı, iddianamenin "iddiasız" olduğunu ve sadece gazetecilik yaptıkları için tutuklanan Can ve Erdem'in suçlanabilmesi için tek bir iddia dahi olmadığını vurguluyor. İddianamenin seçim öncesi dönemde yazılan makalelere dayandığını, AKP'nin işlediği savaş suçlarını örtmek için hazırlanmış olduğunu ve Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla yazıldığını iddia ediyor. Konuşmacı, iddianamenin mahkeme tarafından iade edilmesi gerektiğini ve gerçeklerin hakim olacağını belirterek konuşmasını sonlandırıyor.
Ahmet Kekeç tarafından sunulan bu video, gazeteci Can Dündar'ın eline geçen belgeleri yayınlaması ve bunun yasal sonuçları üzerine bir analiz sunuyor.. Video, gazetecilik etikleri ve yasal sınırlar arasındaki ilişkiyi ele alıyor. Kekeç, Can Dündar'ın sadece işine geldiğinde gazetecilik yaptığını, diğer anti-demokratik hareketlere karşı susmuş olduğunu belirtiyor. Dündar'ın iki önemli yasağı ihlal ettiği iddia ediliyor: yayınlanması sakınca teşkil eden belgeleri yayınlaması ve mahkemenin koyduğu yasağı ihlal etmesi. Video, bu belgelerin neden Cumhuriyet gazetesinde değil, paralel yayın organlarında yayınlanmadığını sorgulayarak sona eriyor.