Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir eğitimci tarafından TYT ve AYT sınavlarına hazırlık amacıyla sunulan kapsamlı bir felsefe dersidir. Eğitimci, felsefenin tarihsel gelişimini ve temel kavramlarını öğrencilere aktarmaktadır.
- Video, felsefenin ilk çağlarından başlayarak zaman sırasına göre ilerleyerek, Milesya okulu, Platon, Aristoteles, Hıristiyan felsefesi, İslam felsefesi, Rönesans dönemi, 15-18. yüzyıl felsefesi, modern felsefe ve 20. yüzyıl felsefesine kadar uzanan bir yapıya sahiptir. Her dönemdeki önemli filozofların görüşleri, felsefi akımlar ve temel kavramlar detaylı şekilde ele alınmaktadır.
- Ders içeriğinde ayrıca birey-devlet ilişkisi, ahlak felsefesi, fenomenoloji, hermeneutik, varoluşçu felsefe gibi modern felsefi akımlar ve Türkiye'deki önemli felsefeciler (Rıza Tevfik Bölükbaşı, Hasan Ali Yücel, Hilmi Ziya Erken, Macit Gökberk, Nurettin Topçu ve İonna Kuçuradi) hakkında bilgiler de sunulmaktadır. Video, öğrencilerin felsefe sınavlarında başarılı olmaları için gerekli temel bilgileri içermektedir.
- 00:07Felsefe Dersinin Tanıtımı
- Felsefe dersi TYT ve AYT için ortak kazanımlarla anlatılacaktır.
- 2020-2021 yıllarında yapılan kazanım değişimiyle felsefe artık yüzyıllara göre ele alınmaktadır.
- Bu ders bir bakış açısı kazandırır ve konunun özünü öğrenmeye çalışır, bol soru çözerek hatayı en aza indirmeye çalışır.
- 02:02İlk Çağ Felsefesi ve Arke Problem
- İlk Çağ felsefesi (MÖ 6. yüzyıl - MS 2. yüzyıl) arke problemiyle ilgilenir: Varlığın ilk ilkesi nedir?
- Farklı filozoflar varlığın ilk nedenini farklı niteliklerde görmüştür: Tales su, Anaksimandros aperion (sınırsız), Anaksimenes hava, Empedokles dört element, Demokritos atom, Herakleitos ateş, Pardes ise birlik olarak görmüştür.
- 04:40Sofistler ve Sokrates'in Bilgi ve Ahlak Anlayışı
- Sofistler (Protogoras ve Gorgias) duyuların bilgi edinme sürecinde hatalı olma ihtimali olduğunu, her zaman geçerli kesin bir bilginin olmadığını savunmuştur.
- Protogoras "insan her şeyin ölçüsüdür" diyerek bilginin kişiden kişiye değişen göreceli olduğunu vurgulamıştır.
- Sokrates "sorgulanmamış yaşam yaşamaya değmez" sözüyle felsefenin soru sorma ve fikir tartışmaları yöntemini göstermiş, ahlaki doğruların göreceli olmadığını, bilgisizliğin kötü davranışlara neden olduğunu savunmuştur.
- 07:53Platon'un Varlık, Bilgi ve Değer Anlayışı
- Platon herkes için geçerli, değişmez bir gerçeklik anlayışına gidecektir ve idealar kuramını geliştirecektir.
- Varlık anlayışında idealar kuramını oluşturarak gerçek varlığın idealar evreninde olduğunu vurgulamıştır.
- Bilgi anlayışında ideaların bilgisinin akıl yoluyla elde edildiğini, bu bilginin doğuştan hazır bulunur (epistem) ve kendine dönüş bir anımsama olduğunu savunmuştur.
- 09:46Platon ve Aristoteles'ın Felsefe Anlayışları
- Platon'un etik, siyaset ve sanat anlayışları varlık anlayışıyla şekillenir ve "iyi iddiası" en üst düzeyde yer alır.
- Platon'a göre ahlakın kaynağı mutluluktur ve mutluluğa ulaşmak için iyi iddiasına yönelmek gerekir, bu da erdemli, adil ve doğru olmak anlamına gelir.
- Aristoteles, varlık anlayışında madde ile form arasındaki ilişkiyi temel alır ve her madde bir form kazanmış madde olarak görülür.
- 10:59Aristoteles'ın Dört Neden Anlayışı
- Aristoteles, her maddeyi dört nedenle açıklar: maddi neden (hangi maddeden yapıldı), formel neden (alınan biçim), fail neden (kim yaptı) ve amaç neden (hangi amaçla yapıldı).
- Bu dört neden anlayışı, bir tabloya bakarken hangi maddeden yapıldığı, aldığı biçim, kim tarafından yapıldığı ve hangi amaçla yapıldığı sorularını sormak gibi günlük hayatta da kullanılabilecek bir yaklaşım sunar.
- Aristoteles'in bilgi anlayışı, insanın doğal olarak bilmek istediğini ve bilmenin duyular ve akıl yürütme yoluyla gerçekleşebileceğini savunur.
- 13:18Aristoteles'ın Değer Anlayışı
- Aristoteles'in ahlak anlayışı "Nikomokos Etik" adlı eserinde (Nikomokos, Aristoteles'in oğludur) ve ölümünden sonra oğlunun oğlu tarafından yayınlanmıştır.
- Aristoteles, erdemin iki türü olduğunu (düşünce ve karakter) ve altın orta kavramını geliştirmiştir.
- Altın orta, iki zıt duygudan veya davranıştan oluşan bir ortanın ifadesidir; örneğin korkaklık ile delice atılganlık arasında cesaret, güdümlü olma ve asilik arasında dengeli olma, savurganlık ve cimrilik arasında cömertlik, vurdumduymazlık ve aşırı kaygılılık arasında sorumluluk, cahillik ile bilgi şık arasında bilgelik bulunmaktadır.
- 15:29Hıristiyanlık Felsefesi
- MS 2. yüzyıldan MS 15. yüzyıla kadar olan dönem, ilk olarak Hıristiyanlık felsefesi şeklinde ortaya çıkmıştır.
- Hıristiyan felsefesinin genel özellikleri: din merkezli düşünce, akıllı dinin temellendirilmesi, inancın bilgiyi mümkün kıldığı düşüncesi ve Tanrının varlığını kanıtlama çabasıdır.
- Bu dönem iki ana hat olarak ayrılır: Patristik dönem (MS 2. yüzyıldan MS 8. yüzyıla kadar) ve Skolastik dönem (MS 8. yüzyıldan MS 15. yüzyıla kadar).
- 16:53Patristik ve Skolastik Dönemler
- Patristik dönemde Hıristiyan filozofları aynı zamanda din adamlarıdır ve Avusturuz, kilise babaları olarak bilinir.
- Skolastik dönemde üniversiteler kurulmuştur ve bu dönemde okullaşma hareketi Hıristiyanlığın yayılmasına katkı sağlamıştır.
- Skolastik dönemin önde gelen filozofları Anselmus, Akinalı, Thomas, Okanlı ve William'dır ve bu düşünce Paris, Oxford ve diğer yerlerdeki üniversitelerde geliştirilmiştir.
- 18:27Hıristiyanlık Felsefesinin Temel Sorunları
- Hıristiyan felsefesinde Tanrı'nın varlığını kanıtlamaya yönelik iki düşünce şekillenmiştir: ontolojik kanıtlama ve kozmolojik kanıtlama.
- Ontolojik kanıtlama, Tanrı kavramının insanın zihninde bulunmasıyla kanıtlanmasını savunur ve bu yaklaşım Anselmus tarafından ileri sürülmüştür.
- Kozmolojik kanıtlama, her şeyin bir nedeni olduğuna ve evrende var olan bütün varlıkların kendinden önce gelen bir varlık nedeniyle var olduğuna inanılır; ilk varlık ve ilk neden ise Tanrı olarak görülür ve bu yaklaşım Akina Thomas tarafından geliştirilmiştir.
- 20:06Hıristiyanlık Felsefesinde Kötülük Problemi
- Kötülük problemi, dünyada var olan kötülüğün (çocukların öldürülmesi, savaşlar, açlık) Tanrı tarafından yaratılmış olması durumunda Tanrı'nın kötü olması düşüncesini içerir.
- Augustinus, Tanrı'nın her zaman iyi emrettiğini ve insanın irade özgürlüğü sayesinde iyi veya kötüyü seçme imkanı olduğunu savunur; kötülüğün irade zayıflığından kaynaklandığını belirtir.
- Akinalı Thomas, kötülüğün iyinin eksikliği veya yokluğundan kaynaklandığını ve irade zayıflamanın sonucu olduğunu düşünür; bu görüşlerinde İbni Sina'dan etkilenmiş ve Augustinus öğretisi ile İbni Sina'nın görüşlerini sentezlemiştir.
- 22:20Ruhun Ölümsüzlüğü
- Hıristiyan felsefesinde insanın sadece bedenden değil, beden ve ruhtan oluştuğu düalist bakış açısı kabul edilir.
- Ruh, bedenden bağımsız, değişmez, sonsuz ve ölümsüz bir yapı olarak tanrıdan ayrılmış ve ona geri dönecek bir varlık olarak görülür.
- Augustinus'a göre bu dünyada sadece beden kalır, ruh öte dünyaya gider ve ölümsüzdür.
- 23:20Tümeller Problemi
- Tümeller, birden fazla nesneye ait olan ortak özellikleri ifade eden kavramlardır (insan, köpek, beyaz, büyük gibi).
- Tümellerin var olup olmadığı ve nasıl bilebileceği konusunda felsefenin en temel ve uzun süre tartışılan problemlerden biridir.
- Tümeller problemi üç farklı görüşle ele alınır: kavram realizmi (tümellerin gerçekte var olduğunu savunanlar), kavramcılık (tümellerin zihnimizde oluşturduğumuz kavramlar olduğunu savunanlar) ve aşçılık (tümellerin sadece zihnimizdeki soyutlamalar olduğunu savunanlar).
- 25:38İslam Felsefesinin Genel Özellikleri
- İslam felsefesi, Antik Yunan dönemi felsefesinden etkilenen, akıl ve iman konularını tartışan, çeviri faaliyetleri yapan ve Batı felsefesinden etkilenen bir dönemdir.
- İslam felsefesinin temel problem hususları: yaratıcının varlığını kanıtlama problemi, irade özgürlüğü problemi, toplumsal yaşama yönelik problemler ve bilgi problemidir.
- 26:15Yaratıcının Varlığını Kanıtlama Problemi
- İslam felsefesinde yaratıcının varlığını akılsal olarak temellendirmek için farklı deliller sunulmuştur.
- Eşari, insanın olgunluğa kendi kendine ulaşamayacağını ve bu olgunluğa erişen bir yaratıcı olduğunu savunur.
- İbni Sina, varlığı üçe ayırır: zorunlu varlık (Tanrı), mümkün varlık (diğer canlılar) ve mümkün olmayan varlık (sadece mantık açısından kabul edilen varlıklar).
- İbn Rüşd, yaradan'ın varlığına yönelik iki delil öne atar: inayet delili (tabiatta her şey insanla uyumludur) ve ihtira delili (alemin yoktan yaratılmış olması).
- 28:40İrade Özgürlüğü Problemi
- İslam felsefesinde irade özgürlüğü problemi, insanın seçme ve eylemde bulunma yeteneği üzerine şekillenir.
- Cebriye görüşü, insanın özgür olmadığını, davranışlarının yaratanın Allah olduğunu ve insanların davranışlarından sorumlu olmadığını savunur.
- Mutezile görüşü, insanın özgür olduğunu, davranışlarının imkanını veren Allah olduğunu ve insanların davranışlarından sorumlu olduğunu vurgular.
- Maturidi ve Eşari görüşleri arasında insanın istediği için veya seçmesi için birden fazla davranışı yaratan Allah olduğunu savunan farklılıklar vardır.
- 31:23İslam Felsefesinde Toplumsal ve Bilgi Problemleri
- Farabi, erdemli hayatın ahlaki açıdan ideal bir devlette gerçekleşebileceğini savunur ve devletin bilgili, donanımlı ve sorun çözücü bir kişi tarafından yönetilmesi gerektiğini vurgular.
- İbn Haldun, toplumun insanların birbirine ihtiyaç duymasıyla doğal olarak meydana geldiğini ve devletin toplumun korunması ve barışı tesis etmesi gerektiğini belirtir.
- Farabi'ye göre bilgi, insanın kanaatte bulunduğu yargısının dışarıya uygunluk içinde olduğu bilincine varması ve gerekçelendirilmesiyle oluşurken, Gazali'ye göre kesin bilgi edinmede duyular ve aklın yetersiz kaldığı, güvenilir bilginin sezgiyle ulaşılabileceği düşünülür.
- 34:10İslam Felsefesindeki Farklı Yaklaşımlar
- Natüralistler, aklı tecrübeden çıkaran ve duyumlar aracılığıyla bilginin kazanıldığını savunan bir görüşe sahiptir, temsilcisi El-Razi'dir.
- Dehriye (materyalistler), gerçek olan tek şeyin madde olduğunu ve Tanrı'nın varlığını kabul etmeyen bir yaklaşımdır, temsilcisi İbni Ravendi'dir.
- Batınilik, kutsal kitapların harf ve sözcüklerinde gizli manalar olduğunu savunan bir görüştür, temsilcisi İbni Meymun'dur.
- 35:35İslam Felsefesindeki Cemiyetler ve Felsefi Yaklaşımlar
- İhvan-ı Safa, çeşitli alanlardaki düşünceleri bir ansiklopedi haline getirerek tüm ilimleri toplamaya çalışan bir cemiyettir ve felsefecileri insanın ilahi kanunlara uygun yaşaması gerektiğini düşünürler.
- Meşale felsefesi, İslam esaslarına bağlı, Aristoteles etkisinde ve kısmen Platon felsefesini içeren, akla dayalı inancı savunan bir yaklaşımdır, temsilcileri El-Kindi, Farabi ve İbn Rüşd'dir.
- İşrakilik felsefesi, mantığa dayanan bilginin değil, mistik tecrübeye dayalı bilginin hakikati vereceğini savunur ve Şahabettin Suha'di önemli temsilcisidir.
- 37:0015. ve 17. Yüzyıl Felsefesi
- İslam dininin yayılmasıyla birlikte bilim ve felsefe de geniş bir coğrafyada gelişmiştir, özellikle 12. yüzyıldan itibaren Batı'da İspanya'da Toledo, İtalya'da Sicilya ve Salerno gibi şehirlerde çeviri merkezleri kurulmuştur.
- Rönesans ilk olarak İtalya'da ortaya çıkmış, Aristoteles'in Metafizik, İbni Sina'nın El-Kanun tıp kitabı gibi eserler çevrilmiştir.
- 15-17. yüzyıl felsefesi, skolastik düşünce ile modern düşünce arasında bir geçiş dönemidir; skolastikte felsefenin konusu dindirken, modern düşüncede insan ve doğa evrendir.
- 40:46Rönesans Döneminde Öne Çıkan Konular ve Felsefeler
- Hümanizm, insanın merkeze alındığı ve aklının öne çıkarıldığı bir bakış açısıdır, ilk olarak İtalya'da ortaya çıkmıştır.
- Rönesans döneminde bilim alanında deney ve gözlem yerine otorite kabul edilen bilgilerle açıklama yapıldığı Hıristiyan bilim anlayışına karşı çılmıştır.
- Kartesiyen felsefe (Kart felsefesi), 15. yüzyılda çoğalmaya başlayan bilimle din arasında anlaşılır bir bağ kurmanın yolunu denemiştir, Descartes felsefesini "metodolojik şüphe" olarak bilinen bir yöntemle kurmuştur.
- 42:53Kart'ın Felsefe Anlayışı
- Kart, "düşünüyorum, o halde varım" yargısına ulaşarak insanın akıl ile kesin bilgiye ulaşabileceğini ve bu bilgilerin doğruluğunu kanıtlayabileceğini ifade eder.
- Kart'ın varlık görüşü dualist olup, yaratan töz ve yaratılan tözler (ruh ve madde) üzerine şekillenmiştir.
- 43:38Rönesans Dönemi Hukuk Felsefesi
- Rönesans'ta coğrafi keşifler, ekonomik kaynaklar ve zenginlik yaratırken, ulusal kimlik bilinci ve reform hareketleri kilisenin gücünü azaltmış, Avrupa monarşik devlet düzenine geçmiştir.
- Makyavel, ulus devletin öngörür ve güçlü bir prensin yönetimiyle ulusal birliğin sağlanabileceğini savunurken, Hobbes herkesin her şeyin üzerinde hakkı olduğunu ancak güvenlik sorunuyla insanların zorlar haklarını bir yöneticiye devrettiğini belirtir.
- Hobbes, devletin mutlak güç olduğunu ve egemenliğin insanlar arasında yapmış olduğu toplumsal sözleşmeden kaynaklandığını söyler.
- 45:22Rönesans Dönemi Bilim İnsanları
- Nikola Kopernik, "Göksel Kürelerin Dönüşleri" adlı eserinde gezegenlerin güneşin etrafında döndüğünü iddia ederek güneş merkezli evren modelini savunmuştur.
- Francis Bacon, Aristoteles'in tümden gelin yöntemine karşı tüme varım yöntemini öne sürer ve doğru düşünmenin önünde engeller olan "idoller" kavramını ortaya koymuştur.
- Bacon'a göre idoller: kabile idolü (insan doğasına yerleşmiş önyargılar), mağara idolü (kişisel özelliklerden oluşur), çarşı-pazar idolü (sözcüklerin kullanımıyla oluşan yanılsamalar) ve tiyatro idolü (otorite olarak kabul edilen düşünceler) olmak üzere dört türdür.
- 48:30Bilim ve Felsefe
- Galileo Galilei, gökyüzü gözlemlemek için teleskopu kullanan ilk bilim insanı olmuştur ve çalışması modern fiziğin temellerini oluşturmuştur.
- Galileo'nun eylemsizlik ilkesi, duran bir cisme dışarıdan kuvvet uygulanmadığı sürece hareketsizliğinin korunacağına dayanırken, serbest düşme yasası yüksek bir yerden serbest bırakılan cisimlerin sabit ivme göstereceğini belirtir.
- Isaac Newton, Galileo'nun eylemsizlik ilkesi üzerine çalışmalar yaparak hareket yasalarını ortaya koymuştur ve yerçekimi kanunu olarak bilinen kütleçekimi yasasını keşfetmiştir.
- 49:41Ütopyalar
- Ütopyalar, insanların gerçek dünyada yaşamadığı, görmediği ama hayali evren olarak düşüncelerinde geliştirdiği dünyalardır ve istenen (Platon'un Devleti, Farabi'nin El Meden, Campanella'nın Güneş Ülkesi) ve istenmeyen (Huxley'in Cesur Yüzyıl, Orwell'in 1984) olarak ikiye ayrılır.
- 50:5418-19. Yüzyıl Felsefesi
- 18-19. yüzyıl felsefesi, akılcı düşünce, düşünce özgürlüğü, aydın ve yazarlar sınıfının oluşması, Fransız İhtilali ve sanayi devriminin gerçekleştiği bir dönemdir.
- Bu dönemde bilginin kaynağına yönelik görüşler, birey-devlet ilişkisi ve ahlakın ilkeleri ele alınmıştır.
- Descartes, bilginin kaynağı olarak akıllı olduğunu savunarak rasyonalizmi desteklerken, John Locke bilginin doğuştan değil, deneyimler aracılığıyla oluştuğunu belirterek empirizmi savunmuştur.
- Emmanuel Kant ise duyu, deneyim ve aklı beraber görmeye çalışarak kritisizmi ortaya koymuştur.
- 54:0717. Yüzyıl'dan 18. Yüzyıla Birey-Devlet İlişkisi
- 17. yüzyılda devlet sistemleri mutlak monarşiye dayanırken, 18. yüzyılda liberal (özgürlükçü) devlet sistemine geçiş yapılmıştır.
- Thomas Hobbes insan doğasından yola çıkarak toplumsal sözleşmeyi kabul eder ve insanların doğal ortamda özgür yaşadığını, herkesin eşit olduğunu ve birbiriyle dayanışma halinde yaşayabileceğini vurgular.
- Montesquieu toplumda yaşanan olayları gözlem ve deney yöntemini kullanarak incelemiş, yönetim biçimlerini tanımlamış ve güçler ayrılığını (yasama, yürütme, yargı) ilk defa sistemleştirmiştir.
- 56:30Ahlak Felsefesi
- Emmanuel Kant iyi istenç kavramıyla her koşulda doğru olarak kabul edebilecek insan eylemlerine eşlik eden iyi iradeyi anlar ve ahlakı ve iyi erdemlerin sonucuna göre değil, amaca göre değerlendirmeye çalışır.
- Kant'ın ödev ahlakı, insanların sürekli olarak ödevlerine uygun davranması gerektiği prensibidir; örneğin esnafın müşteri kaybetmemek için değil, ödev olarak dürüst olması gerekir.
- Jeremy Bentham ahlakı pratik alanda öldürür, insanın doğası gereği acıdan kaçan ve haz peşinde olan biri olduğunu söyler ve mutluluk insanın aklıyla kendi eylemini seçmesi olarak tanımlar.
- 59:42Hegel'in Felsefesi
- Hegel'ın felsefesinde "gerçek bütündür ve akılsal olan gerçek, gerçek olan akılsaldır" prensibi yer almaktadır.
- Hegel, bütün varlıkların tek bir özden bir yasa dahilinde var olduğunu söyler ve tanrı, gast, fikir, akıl ve tin'in mutlak olanı temsil eden farklı kavramlar olduğunu belirtir.
- Hegel'in diyalektiği üçlü bir oluş süreci içerir: tez (sav), antitez (karşı sav) ve sentez (yeni bir delik sürecinin başlangıcı).
- 1:01:3920. Yüzyıl Felsefesi
- 20. yüzyıla gelmeden önce Fransız İhtilali ve Sanayi Devrimi gibi olaylar yaşanmış, bu olayların etkileri başta Avrupa olmak üzere tüm dünyaya yayılmıştır.
- 19. yüzyılın fikir hareketleri, toplumsal sınıf mücadeleleri ve savaşlar 20. yüzyılda birinci ve ikinci dünya savaşı'nın yaşanmasına neden olmuştur.
- 18. ve 19. yüzyıl felsefesi, felsefenin ortaya çıkış dönemlerinden gelen felsefi, bilimsel ve sosyo-kültürel birikimin aydınlanmacı filozoflar tarafından sorgulandığı bir felsefe olarak düşünülebilir.
- 1:03:22Aydınlanma Felsefesinin 20. Yüzyıl Felsefesine Etkisi
- Aydınlanma filozoflarının düşünceleri, 20. yüzyılda geçiş aşamasında bazı filozofların hem geçiş sağlamasına hem de 20. yüzyıl felsefesinde yer almasına fırsat sağlamıştır.
- Hegel "gerçek olan akılsal, akılsal olan gerçektir" diyerek kavramlar aracılığıyla varlığın felsefesinin olabileceğini savunmuştur.
- August Comte insanlığın teolojik ve metafizik dönemi bitirdiğini, pozitif döneme girdiğini ve pozitivitenin olgucu, deney ve gözlemle ortaya çıkabileceği bir dönem olduğunu belirtmiştir.
- 1:04:4419. Yüzyılın Önemli Filozofları
- Max Weber insanın doğaya ne kadar yabancılaşırsa o kadar toplumsallaştığını, toplumsallaştıkça kendine yabancılaştığını savunmuştur.
- Marx materyalist ve pozitivist düşüncelerden etkilenerek sosyalist düşüncenin öncülerinden biri olmuştur.
- Sören Kierkegaard, 19. yüzyılda Almanya'da Hegel felsefesine karşı çıkan ve varoluşçu felsefenin önemli bir savunucusu olmuştur.
- 1:05:4320. Yüzyıl Felsefesinin Temel Özellikleri
- 20. yüzyıl felsefesi yeni açıklamalar getiren, uzmanlaşmanın olduğu, yeni yöntemlerin kazanıldığı ve felsefe alanında derinleşmenin olduğu bir dönemdir.
- Bu dönemde dilsel analizler yapıldı, dil ve düşünce arasındaki ilişki incelendi ve dil kuramları gelişti.
- Bilim üzerine yapılan çalışmalar sonucunda bilim felsefesi alanı kurulmuş, felsefe tarihinin en fazla yayın çıkardığı ve üniversiteler aracılığıyla akademik seviyede yapıldığı bir dönem olmuştur.
- 1:06:53Fenomenoloji ve Gerçeklik Görünüş Sorunu
- Edmund Husserl "bilinç her zaman bir şeyin bilincidir" düşüncesiyle fenomenlerin özünün bilgisine ulaşmayı hedeflemiştir.
- Fenomenoloji, fenomenin incelenmesidir; fenomenler nesnenin kendisi değil, nesnenin insan zihnine konu olan şeklidir.
- Fenomenolojik yöntem, fenomenlerin özüne ulaşabilmek için daha önce edinilmiş bilgilerden, önyargılardan ve sanatsal özelliklerden uzaklaşmak ve bu bilgileri paranteze almaktır.
- 1:08:21Hermeneutik ve Yorum Sorunu
- Dilthey doğa bilimlerini dışsal, tinsel bilimler insana ait içsel bilgiler olarak ayırmış ve tinsel bilimlerin başında tarihin olduğunu belirtmiştir.
- Dilthey, tarihsel bir dönemin kendi tinselliğinin dilde kendine has anlamlar oluşturduğunu ve bu anlamlara bakarak o dönemi anlayabildiğini vurgulamıştır.
- Gadamer, hermanolitik'in katkısıyla hermonti'yi yöntemden daha çok hakikat arayışı olarak görmüş ve anlamak insanın varoluşunun en büyük kabiliyeti olduğunu söylemiştir.
- 1:09:46Varoluşçuluk ve Varoluş Öz Sorunu
- Varoluşçu filozoflar özgürlük, seçim yapma, varlığı anlama ve varoluş öz sıralaması gibi kavram ve felsefi problemler üzerinde durmuştur.
- Kierkegaard, insanın temel sorununun bilgi ve bilmek değil varoluşun kendisi olduğunu, varoluşun sürekli yeni kararlar alıp seçimler yaparak kendini yeniden sentezlediğini savunmuştur.
- Jürgen Habermas "varoluş özden önce gelir" diyerek insanın önceden belirlenmiş bir özde dünyada bulunmadığını, seçimleriyle özünü ve kendini oluşturduğunu vurgulamıştır.
- 1:11:13Materyalizm ve Değişim
- Materyalizm, varlığın temelinde maddeyi gören bir anlayıştır.
- Karl Marx ve Friedrich Engels, Hegel'in tez-antitez sürecinde test aşamasını madde ile başlatmak gerektiğini, maddeyle başlaması gerektiğini savunmuşlardır.
- Marx, tarihsel dönüşümleri üretim süreçlerine bağlayarak açıklamış, toplumda ekonomik üretim ilişkilerinin altyapıyı, siyaset ve hukuk gibi kurumların üst yapıyı oluşturduğunu belirtmiştir.
- 1:12:54Mantıkçı Pozitivizm ve Meta-Bilgi Sorunu
- 20. yüzyıl başlarında Viyana'da Morris Schlick öncülüğünde, aralarında Carnap ve White da bulunan bilim insanları mantıkçı pozitivizm akımını oluşturmuştur.
- Mantıkçı pozitivistler, bilimsel bilgilerin gözlenebilir olgu durumlarına dayanan basit mantıksal önermelerde kurulması gerektiğini savunmuştur.
- Mantıkçılara göre, olgu durumlarını işaret etmeyen ifadeler ve doğrulanması mümkün olmayan dilsel mantıksal önermeler anlamsızdır; metafiziksel önermeler de anlamsızdır.
- 1:14:42Paradigm ve Yeni Ontoloji
- Konunun eleştirindeki kilit kavram paradigmadır ve bilim insanlarının paylaştığı ortak değerleri ifade eder.
- Paradigmalar, yeni anlayış ve gelişmeler doğrultusunda değişebilir.
- Yeni ontoloji ve varlık sorunu konusunda Nikola Hartmann'ı göreceğiz.
- 1:15:53Nikola Hartmann'ın Varlık Katmanları
- Hartmann, bilginin doğasının bilinmesi gerektiğini ve varlıkların kendi aralarındaki kategorik ilişkilerinin incelenmesi gerektiğini belirtir.
- Hartmann'ın varlık katmanları: Tinsel katman (felsefe), ruhsal katman (psikoloji), organik katman (biyoloji) ve inorganik katman (fizik) olarak sıralanır.
- Tinsel katmanda insanlar, düşünce, özgürlük, kültür, din, ahlak ve sanat yer alırken, ruhsal katmanda insanlar ve hayvanlar bulunur.
- 1:18:03Türkiye'deki Felsefi Düşüncenin Katkıda Bulunan Felsefeciler
- Rıza Tevfik Bölükbaşı (Bir Filozof Rıza olarak bilinir) Türkiye'de ilk felsefe ders kitabını yazmıştır.
- Hasan Ali Yücel, köy enstitülerinin kurucusu ve fikri ortaya atan önemli bir isimdir.
- Hilmi Ziya Erken, önemli bir sosyolog ve felsefecidir; Mustafa Kemal Atatürk tarafından Almanya'ya gönderilmiş ve orada eğitim almıştır.
- Macit Gökberk, sade Türkçe ile felsefeyi şekillendirmiştir ve Türk Dil Kurumu başkanıdır.
- Nurettin Topçu, isyan ahlakı üzerine felsefesini geliştirmiştir.
- İonna Kuçuradi, Türkiye Felsefe Kurumu başkanıdır ve Uluslararası Kurumlar Federasyonu'nda ilk kadın başkanıdır.