YunusEmre

"Yunus Emre: Aşkın Yolculuğu" dizisinin en iyi bölümünün hangisi olduğuna dair kesin bir görüş yoktur. Ancak, bazı bölümlerin öne çıktığı görülmektedir: 44. Bölüm (Final). 43. Bölüm. Dizinin bölümleri hakkında daha fazla bilgi almak için Diyanet TV ve TRT1'in resmi web siteleri ziyaret edilebilir.

"Çalap gönüle baktı" ifadesi, Tanrı'nın gönle yönelmesi, gönül ile ilgilenmesi anlamına gelir. Bu ifade, Yunus Emre'nin "Gönül Çalab’ın tahtı" beytinde geçmektedir. Beytin tamamı ve anlamı şu şekildedir: Gönül Çalab’ın tahtı. Çalap gönüle baktı. İki cihan bedbahtı. Kim gönül yıkar ise. Tasavvuf düşüncesinde, Tanrı’nın bakışı, O’nun rahmetini ve merhametini ifade eder.

"Âşıklar Ölmez" sözü, Yunus Emre'ye aittir. Yunus Emre'nin bu sözünün farklı bir versiyonu, şarkıcı Onurr (Onur Özdemir) tarafından da kullanılmıştır.

Yunus Emre, Mihalıççık'ta doğmuş ve yaşamıştır. Mihalıççık, Yunus Emre'nin Sarıköy olarak bilinen ve günümüzde kendi adıyla anılan bölgesinde yer almaktadır. Yunus Emre'nin Mihalıççık'ta ne yaptığına dair spesifik bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, Yunus Emre'nin bir taraftan buhranların olduğu, diğer yandan yeni oluşumların başladığı 13. ve 14. yüzyıllarda yaşadığı, ilim, irfan, sevgi, güven, ahlak, iyilik, doğruluk, adalet, yardımlaşma, birlik ve beraberlik üzerine çağrılar yaparak Anadolu halkının umudu olduğu bilinmektedir. Ayrıca, Yunus Emre'nin Risâletü'n-Nushiyye adlı tasavvufi mesnevisini 1307-1308 yıllarında yazdığı ve şiirlerinin toplandığı Divan’ın ise ölümünden sonra sevenleri tarafından düzenlendiği bilinmektedir.

"Gönül Çalab'ın tahtı", Yunus Emre'ye ait bir dizedir. Dizenin anlamı şu şekilde açıklanabilir: Gönül: Manevi kalp, insanın içsel uzvu. Çalab: Allah. Taht: Ezelî ve ebedî makam. Dolayısıyla dize, Allah'ın ezelî ve ebedî makamının insanın kalbinde olduğunu ifade eder. Ayrıca, "iki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise" kısmıyla, gönül kırmanın büyük bir günah olduğu ve kişiyi iki dünyada da mutsuz edeceği vurgulanır.

"Hor Bakma Sen Toprağa" şiiri, Yunus Emre tarafından yazılmıştır.

"Severim Seni Ben Candan İçeru" ifadesinin bir hikayesi bulunamamıştır. Ancak, bu dize Yunus Emre'nin bir şiirinden bir bölümdür. Şiirin tamamına aşağıdaki kaynaklardan ulaşılabilir: dilbeyti.com; eksisozluk.com.

Tekke şiirinin en önemli temsilcisi Yunus Emre olarak kabul edilir. Tekke edebiyatının diğer önemli temsilcileri arasında Hoca Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-ı Veli, Kaygusuz Abdal, Pir Sultan Abdal, Aziz Mahmut Hüdai ve Niyazi-i Mısri bulunur.

Yunus Emre 34. bölümün neden olmadığına dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, "Yunus Emre Aşkın Yolculuğu" dizisinin 34. bölümüne aşağıdaki platformlardan ulaşılabilir: youtube.com; dailymotion.com; diziizle.tel.

Yunus Emre'nin yaşadığı yerler arasında şunlar bulunmaktadır: Sarıköy (günümüzde Yunus Emre mahallesi, Mihalıççık, Eskişehir). Karaman. Aksaray. Manisa, Kula Emre Sultan köyü. Afyonkarahisar, Sandıklı. Yunus Emre'nin mezarının tam olarak nerede olduğu konusunda kesin bir görüş birliği bulunmamaktadır.

Yunus Emre, gül sembolünü vahdet (birlik) kavramını anlatmak için kullanmıştır. Bunun yanı sıra, Yunus Emre'nin "Gül Muhammed teri" olarak bahsettiği bir şiiri de bulunmaktadır. Bu bağlamda, Hz. Muhammed için yazdığı düşünülebilir.

Yunus Emre, şiirlerini sade ve anlaşılır bir dille yazmıştır çünkü halka hitap etmek ve mesajını geniş kitlelere ulaştırmak istemiştir. Yunus Emre'nin şiirlerinde sadeliği tercih etmesinin diğer nedenleri arasında: Tasavvufi düşünceleri ve Allah aşkını daha etkili bir şekilde dile getirme amacı; Dini ve milli değerleri birleştirme çabası; Sanat kaygısı yerine din gayreti ve tasavvuf neşesini ön planda tutma isteği yer alır.

"Ah n'ideyim ömrün seni" şiirinin hikayesi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, bu şiir Yunus Emre'ye aittir. Şiirin bir kısmı şu şekildedir: > Yok yere geçirdim günü Ah nideyim ömrüm seni Seninle olmadım gani Ah nideyim ömrüm seni Geldim ve geçtim bilmedim Ağlayıp güssa yemedim Senden ayrılam demedim Ah nideyim ömrüm seni.

Yunus Emre'nin 7. bölümünde şu olaylar gerçekleşti: Kadı Yunus ölmüş ve Derviş Yunus olmuştur. Dervişlik hırkasını giyen Yunus'a, Tapduk Emre'nin vereceği ilk görev merak konusudur. Yunus, çıktığı yolun zorluklarının farkındadır. Kira, Bacım Sultan'ı şaşırtacak bir davranış sergiler.

Yunus Emre'nin gerçek ölüm tarihi 1320 olarak kabul edilmektedir. Bu tarih, Adnan Erzi'nin Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde bulduğu ve Yunus Emre'nin vefat tarihini hicri 720 (miladi 1320/1321) olarak belirten belgeye dayanmaktadır.

"Dolap Niçin İnilersin" şiiri, Yunus Emre'ye aittir.

"Yunus Emre'ye Selam" eseri, Sabahattin Eyuboğlu tarafından kaleme alınmıştır. Kitap, 1966 yılında Çan Yayınları tarafından İstanbul'da yayımlanmıştır.

"Dünya bir penceredir" ifadesi, dünyanın geçiciliğini ve insanların bu dünyadaki geçici varlığını vurgulamak için kullanılır. Bu ifade, Yunus Emre'ye atfedilen bir sözdür: "Sular hep aktı geçti, kurudu vakti geçti, nice han nice sultan, tahtı bıraktı geçti, dünya bir penceredir, her gelen baktı geçti". Ayrıca, astronotların uzaydan dünyaya baktıklarında, gezegenin bir toz bulutu içinde olduğunu ve insanların bu gezegeni hızla kirlettiğini görmeleri, dünyaya "pencere" benzetmesini pekiştiren bir diğer bakış açısıdır.

"Dağı ovayı doldurmuş bir feryat" dizesi, Yunus Emre'nin "Nasihatler Kitabı" adlı eserinde yer almaktadır. Bu eser, Yunus Emre'nin dervişleri eğitmek amacıyla yazdığı öğretici bir mesnevidir ve alegorik bir dil kullanılarak ahlakî kavramlar kişileştirilmiştir.

Yunus Emre Aşkın Yolculuğu 21. bölümde Yunus, yeni görevi olan sakalık postuna oturur ve Nallıhan sokaklarında dolaşarak halkın durumunu derviş gözüyle gözlemlemeye başlar. Bu bölümün izlenebileceği bazı platformlar: youtube.com; trt1.com.tr; diyanet.tv.